Türk Tarihinin Güçlü Liderleri: Bağdat Fatihi IV. Murad

Editör:
Meryem Azra Barut

27 Temmuz 1612’de İstanbul’da, I. Ahmed ile Kösem Sultan‘ın oğlu olarak dünyaya gelen IV. Murad, genç yaşta tahta çıkmış ve devletin bozulan yapısını ıslah etmek için sıkı tedbirler almıştır. İçerideki bozulmaları önlemek için yeni girişimlerde bulunurken dışarda da Bağdat ve Revan‘ı fethetmiştir. Bu sebeple “Bağdat Fatihi” olarak da bilinir.

IV.Murad Kimdir?

akademiktarihtrcom

Osmanlı tahtında her zaman güçlü padişahlar hüküm sürmedi. Bazıları çocuk yaşta tahta çıktı, bazılarının da akli dengesi yerinde değildi. IV.Murad da böyle karışık bir dönemde tahta çıktı. Amcası I.Mustafa akli dengesinin bozuk olduğu için devlet kademesinde huzursuzluk yaratıyordu. Devlet yönetiminde aksaklıklar yaşanmaya başlayınca devletin ileri gelenleri harekete geçti. Osmanlı tahtının akıl ve irade gerektirdiğine karar verilerek I.Mustafa tahttan indirildi. Tam da böyle bir süreçte, IV.Murad 11 yaşındayken, arkasında annesi Kösem Sultan‘ın desteğiyle 10 Eylül 1623’te Osmanlı tahtına oturdu. Başta annesinin etkisinde geçen yıllar, büyüdüğünde tersine dönecek ve IV.Murad azametli bir padişah haline gelecekti.

IV.Murad Dönemi

sondakikacom

Tahta geçtiğinde ipler annesi Kösem Sultan’ın elinde olsa da 20 yaşına geldiğinde yönetimi bizzat devraldı. İlk işi devlet içinde hükümranlığına karşı gelenleri ortadan kaldırmak oldu. Yeniçeri ve sipahiler arasında bozgunculuk yapanları bizzat cezalandırdı. Askerlerin de saygısını ve korkusunu kazandı.

Bu sert tutum yalnızca askerlerle sınırlı kalmadı. O dönem Kadızade Mehmed Efendi’nin tütün ve kahveyi haram ilan etmesiyle İstanbul’un sosyal hayatı altüst oldu. 2 Eylül 1633’te Cibali Kapısı’nda çıkan büyük yangın da IV.Murad için bir fırsat oldu. Kahvehanelerin yangın çıkardığı bahanesiyle tümünün topluca yıkılmasını ve tütün yasağının getirilmesini buyurdu.

Padişahın sert mizacı bazı dönemler yanlış kararlar vermesine sebep oldu. Kösem Sultan’ın taraflı ve yanlış yönlendirmesiyle Şeyhülislam Ahizade Hüseyin Efendi’yi önce Kıbrıs’a sürgün etti ardından Çekmece kıyılarında gemisini durdurup boğdurttu. Bu Osmanlı tarihinde bir ilk niteliği taşıyordu. Daha önce hiçbir padişah bir Şeyhülislam’ın idamına hükmetmemişti. Bu sert yönetim dış politikaya da yansıdı. 5 Ağustos 1634’te İran Seferi öncesinde içki yasağı ilan etti. Meyhaneler de kahvehanelerle aynı kaderi paylaşarak yasaklandı. Uymayanlara ağır cezalar verildi. Bu sıkı tedbirler yalnızca halkı değil padişahın yakın çevresini de etkiledi. Abaza Paşa’yı ve dönemin önemli şairlerinden Nef’î’yi idama mahkum etti. Sefer güzergahında uğradığı şehirlerde disiplinsiz yöneticileri ve şikayet edilen kadıları cezalandırdı. Ayrıca yalnızca tütün içen kişileri dahi idama mahkum etti.

IV. Murad bu tutumuyla Osmanlı tarihinin en otoriter padişahlarından biri olarak tarihe geçti. Devletin yozlaştığı düşüncesiyle etrafındaki tüm “yanlışlıklarla” mücadele etti. Sertliğiyle devlete düzen getirse de aldığı bazı kararlar Osmanlı’nın sosyal ve kültürel hayatına ket vurdu. Onun hükümdarlık dönemi bir yandan otoritenin yeniden sağlanması anlamına gelirken diğer yandan korku ve baskının hakim olduğu bir dönem olarak tarihe geçti.

Bağdat ve Revan Seferi

undefined
Bağdat Seferi | Wikipedia

IV. Murad doğuda Safevilere karşı büyük bir sefere çıkmaya karar verdi. 8 Ağustos 1635’te Osmanlı ordusu Revan Kalesi’ni kuşattı ve kısa sürede ele geçirdi. Ancak padişah bir yandan da sarayda olup bitenleri takip ediyordu. Annesi Kösem Sultan’ın kendisine karşı entrikalar çevirdiğine dair şüpheleri üzerine seferdeyken kardeşleri Şehzade Bayezid ve Şehzade Süleyman’ı öldürttü.

Revan’ın ardından 11 Eylül’de Tebriz’e girdi ve şehirdeki büyük tahribat dönemin önemli din adamlarından Yahya Efendi’nin müdahalesiyle sınırlı kaldı. Onun girişimiyle yalnızca Cihan Şah ve Sultan Hasan Camileri ayakta kaldı. Kışın yaklaşması ve padişahın sağlık sorunları sebebiyle de Osmanlı ordusu geri çekildi. Sonrasında doğudaki gücünü pekiştirmek için yeni bir sefere hazırlandı. Sefere çıkmadan önce tahtına tehdit oluşturabileceğini düşündüğü son kardeşi Şehzade Kasım’ı da idam ettirdi. Artık Osmanlı hanedanında tahta geçebilecek kardeşi kalmamıştı.

Bu olaydan sonra, 8 Mayıs 1638’de büyük bir orduyla 6 ay süren bir yolculuğun ardından Bağdat önlerine vardı. Şehir 24 Aralık 1638 Cuma günü teslim alındı ve IV.Murad Osmanlı tarihine “Bağdat Fatihi” olarak geçti. Zaferin ardından İmam-ı Azam ve Abdülkadir Geylani türbelerinin onarımını yaptırdı. 17 Mayıs 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması ile Osmanlı-Safevî mücadelesine son verildi. Bu anlaşma, Osmanlı ve İran arasındaki sınırları kalıcı hale getirdi ve doğuda düzen sağladı.

IV.Murad Devrinin Sonu

Pinterest

Revan Seferi sırasında başlayan gut hastalığı giderek ilerledi. Bağdat Seferi dönüşünde şiddetli baş ağrıları ve titreme nöbetleri yaşamaya başladı. Hekimler bunu önce sıtma zannetti ancak daha sonra felç teşhisi koydular.

IV. Murad, 8 Şubat 1640 Perşembe gecesi yatsı namazından sonra daha önce kardeşi Şehzade Kasım’ı boğdurduğu odada hayata gözlerini yumdu… Osmanlı’nın en sert padişahlarından biri olarak anılan IV.Murad, Sultanahmet Camii’nin yanına defnedildi.


KAYNAKÇA:

“IV. Murad (1623 – 1640) Hayatı ve Dönemi.” İstanbul Gedik Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi, Web.

Anadolu Ajansı. “Bağdat Fatihi 4. Murad.” Anadolu Ajansı, 8 Şubat 2019, Web.

Yılmazer, Ziya. “Murad IV.” TDV İslâm Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi, 2020, Web.

Kapak Görseli: derintarih.com

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks