TELÂKKİ
Yollarda kalan gözlerimin nûrunu yordum,
Kimdir o, nasıldır diye rüzgârlara sordum,
Hulyâmı tutan bir büyü var onda diyordum,
Gördüm: Dişi bir parsın elâ gözleri vardı.
Sen miydin o âfet ki dedim, bezm-i ezelde
Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde,
Bir sofrada içtik, ikimiz aynı emelde,
Karşımda uyanmış gibi bir baktı sarardı.
-Yahya Kemal Beyatlı

Celile Hanım Kimdir?
Ayşe Celile Hikmet Uğuraldım (1880 Selanik -1956 Ankara) Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecine tanıklık etmiş Türk resim sanatının öncüsü ilk kadın ressamlarından biridir. Osmanlı’nın ilk kadın nü ressamı olan Celile Hanım; Nazım Hikmet’in annesi, Oktay Rıfat’ın teyzesi, Yahya Kemal Beyatlı’nın unutulmaz aşkı, döneminin kültürel ve sanatsal gelişmelerine katkıda bulunan güçlü bir kadındır. Toplumsal normlara meydan okuyan karakteri ve empresyonist yaklaşımıyla, Türk resim tarihinin mihenk taşlarından biri olmuştur.

Ailesi köklü bir geçmişe sahip olan Celile Hanım’ın babası Hasan Enver Paşa ve annesi Leyla Hanım’ın entelektüel birikimi, onun sanata yönelmesini desteklemiştir. Döneminin kadınlarına göre daha özgür bir yaşam süren Celile Hanım, eserlerini insanlara verirken ‘Bunu yatak odasına değil, salona asın lütfen.’ diyerek, sanatının daha geniş bir toplumsal bağlamda görünmesini ve takdir edilmesini istemiştir. Bu sözler, ressamın sanatının daha fazla kişiyle buluşmasına verdiği önemin bir göstergesi niteliğindedir.

Celile Hanım’ın yetişme tarzını, bilgi birikimini, entelektüel kişiliğini ve zarif güzelliğini bir de torunu Ayşe Yaltırım’dan dinlemek isterseniz:

İlk resim derslerini saray ressamı olan Fausto Zonaro’dan alması, onun yeteneklerini geliştirmesinde etkili olmuştur. Sanatçının eğitimi bu özel derslerle sınırlı kalmamış; Paris’teki Académie Julian‘da aldığı derslerle devam etmiştir. Bu süreç Celile’nin empresyonizm başta olmak üzere Batılı sanat akımlarını özümseyerek eserlerine yansıtmasını sağlamıştır. Işık, renk ve hareket üzerindeki duyarlılığıyla döneminin sanat anlayışını aşan bir ressam olmuş; özellikle kadın figürlerine yoğunlaşarak, onları güçlü ve bağımsız bir şekilde betimlemiştir ve eserlerini sergilemekten çekinmemiş, çeşitli sergilere katılmıştır.

Türk Resim Sanatında Modernleşme ve Celile Hanım’ın Yeri
Celile Hanım’ın aktif olduğu dönem, Türk resim sanatının Batı etkilerini yoğun bir şekilde hissettiği, modernleşme sürecinin başladığı özellikle 20. yüzyılın başlarındaki sanat ortamıdır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş süreci, sanatta da köklü değişimlerin yaşandığı bir zaman dilimi olmuştur. Celile’yi anlamak için yalnızca eserlerine değil; bir kadın, anne ve ressam olarak karşılaştığı mücadelelere bakmak gerekir.

Celile Hanım, Paris dönüşü peçe ve benzeri kıyafetleri kullanmayı reddetmiştir. Bu kadının toplum içindeki yerini sorgulayan önemli bir eylemdi. Sanatçının bu tavrı, kadınların görünür olmaları gerektiğini savunan bir duruş sergiliyordu. Bu durum ise dönemin Osmanlı toplumunda oldukça radikal bir davranıştı ve başka kadınlar için ilham kaynağı olmuştu. Bu bağlamda Celile Hanım, sadece bir sanatçı olarak değil, dönemin toplumsal yapısını zorlayan, kalıpları kıran bir figür olarak da dikkat çekmekteydi.

Bu geçiş dönemi, Türk resminin Batılı tekniklerle ve tarzlarla tanışması aynı zamanda kadınların toplumsal ve sanatsal alandaki yerlerinin de yavaş yavaş değişmeye başladığı bir zaman dilimini ifade eder. Osmanlı İmparatorluğu’nda kadınların sanatta yer edinmesi çok zordu ve eserleri çoğunlukla ev içi temalarla sınırlı kalıyordu. Celile Hanım bu sınırları aşmayı başarmış; figüratif resimlerdeki başarısıyla dikkat çekmiştir. Portre ve natürmort gibi resimlerinin yanı sıra Osmanlı döneminde nü resimler yapan ilk kadın ressam olmuştur. Celile’nin kadın bedenini sanatsal bir ifade aracı olarak kullanması, yalnızca sanatsal bir yenilik değil, aynı zamanda kadın bedenine dair tabuları yıkmayı amaçlayan bir devrim niteliğindedir, bir meydan okumadır. Toplumun kadın bedeni üzerindeki kontrolünü sorgulayan bu yaklaşım, kadınların sanattaki yerini ayrıca genişleten bir adım olmuştur.

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte reformlar yapılmış, kadınların eğitim ve sanat gibi alanlarda daha aktif olmalarının önü açılmıştır fakat bu dönemde bile Celile Hanım gibi öncü kadın ressamların sayısı sınırlı kalmıştır. Tüm bu süreçte Celile Hanım, cesur adımlarıyla kadın sanatçıların özgürleşmesi açısından çok önemli bir figür olmuştur.
Nazım Hikmet ve Yahya Kemal ile Bağlantıları
Celile Hanım, hariciye memuru Hikmet Nâzım Bey (1876-1932) ile 1900 yılında evlenmiştir. Bu ilişkiden Nazım Hikmet ve kardeşleri doğmuştur fakat Celile Hanım ve Hikmet Bey, 1917’de ilişkilerini sonlandırmışlardır.
“…Anam Paris’te eğitim almıştı ama İstanbul’un bütün adetlerine riayet edermiş. İşte bu azaba da katlanıyor, çok farklı, yabancı insanların gelip ona bakmalarına tahammül ediyormuş. Onu görenler güzelliğine hayran oluyorlarmış. Hatta bazıları duvağını kaldırıp bakıyormuş. Bir insanın bu kadar güzel olabileceğine inanmıyorlarmış….”
-Nazım Hikmet

Celile Hanım, şair Nazım Hikmet’in annesi olarak, Nazım’ın edebi ve entelektüel gelişiminde derin izler bırakmıştır. Nazım’ın fikirlerinin temellerinde, annesinin cesur ve özgürlükçü tavrının şüphesiz büyük bir etkisi vardır. Celile Hanım, Nazım’ın hapse girdiği ve açlık grevi yaptığı dönemlerinde oğlunu savunmaktan çekinmemiş; tüm baskılara karşı durarak her zaman onun en büyük destekçisi olmuştur. Celile Hanım’da oğlu için, artık yaşlanmış ve gözleri görmüyor olmasına rağmen, 9 Mayıs 1950 günü Galata Köprüsü’nde açlık grevine ve imza toplamaya başlamıştır.

Şair Yahya Kemal Beyatlı‘nın Nazım’ın gençlik zamanlarında ona edebiyat ve şiir üzerine özel dersler verdiği bilinmektedir. Bu tanışıklığın ardından aynı dönemde eşi Hikmet Bey’den boşanmak üzere olan Celile Hanım ile Yahya Kemal ilişki yaşamaya başlamıştır. Bu ilişki dönemin muhafazakâr yapısında yankılar uyandırmış ancak Celile kendi doğrularından ödün vermemiştir. Celile’nin büyük aşkı ve oldukça net duruşuna rağmen, Yahya Kemal sevgisinin arkasında durmamıştır. Ayrıca Nazım Hikmet’in bu ilişkiye kesinlikle karşı çıktığı, bu bağlamda Nazım’ın Yahya Kemal’in cebine “Muallimim olarak girdiğiniz bu eve, babam olarak giremeyeceksiniz” şeklinde bir not koyduğu rivayet edilir. Beyatlı ile evlilik hayalleri kuran Celile’nin bu arzusu gerçekleşmemiş Beyatlı’nın ciddi bir bağdan kaçınmasıyla ikili arasındaki ilişki zamanla sona ermiştir. Ayrıca Yahya Kemal’in, Celile Hanım oğlu Nazım için grev yapıp yardım çağrısında bulunurken ona destek olmadığı da bilinmektedir.

Mücadelelerle geçmiş bir hayatın son dönemlerinde görme yetisini kaybeden ve yaşlılığın getirdiği zorluklarla karşılaşan Celile Hanım, 1956 yılında Ankara’da vefat etmiştir. Celile Hanım, yaşamı boyunca sanata ve özgürlük mücadelesine olan bağlılığından asla ödün vermemiştir. Yalnızca resimleriyle değil, hayat öyküsüyle de eşsiz bir sanatçı olmuştur. Günümüzde eserlerine yeteri kadar erişemesek de, sanata olan tutkusu ve kadınların özgürlüğü için sergilediği cesur tavırları Celile Hikmet’i Türk resim tarihinin unutulmazları arasına kazımıştır.
Ayrıca Ayşegül Yalçıner’in Celile Hanım rolünü üstlendiği; “Yılın En İyi Kadın Performansı”, “Feminen Art Fest 2023 Onur Ödülü” ve “Yılın Tiyatro Kadın Oyuncusu” ödüllerini almış “Celile” oyununu izlemenizi tavsiye ederiz!
KAYNAKÇA
Balcıgil, Osman. Ela Gözlü Pars: Celile. 37. baskı, Destek Yayınları, 2016.
“Celile Hanım ile Hikmet Bey” naziminhikayesi.com, https://www.naziminhikayesi.com/ Erişim 1 Aralık 2024.
“Celile Hikmet” arts.ozyegin.edu.tr, https://arts.ozyegin.edu.tr/tr/artist/celile-hikmet Erişim 6 Aralık 2024.
“CELİLE UĞURALDIM (HİKMET) (1883-1956)” www.darulatika.com.tr, https://www.darulatika.com.tr/blog/5787/celile-uguraldim-hikmet-1883-1956 Erişim 6 Aralık 2024.
“Bir Şairden Daha Fazlası: Yahya Kemal Beyatlı” wannart.com, https://wannart.com/icerik/10986-bir-sairden-daha-fazlasi-yahya-kemal-beyatli Erişim 6 Aralık 2024.


