Türk Mitolojisinde Su Kültü ve Yaratılış Efsanesi

Editör:
Meryem Azra Barut
spot_img

Türk mitolojisi dediğimizde elbette sadece Türkiye Türkleri’nin mitolojisinden bahsetmiyoruz. Türkler, tarih boyunca farklı alanlara yayılış gösterseler de Türk mitolojisi dediğimizde Orta Asya‘dan farklı yerlere göç etmiş bütün Türk halkının ortak mitolojisini ele alıyoruz. Bu öykülerin nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmiş olması aslında Türklerin ata yadigarlarına, kültürlerine sahip çıktığının ve özünü unutamadığının bir simgesidir. Bu yazımda geçmişten bugüne kadar gelen Türk inançlarından, Türk mitolojisinden, suyun Türkler için öneminden, suyun Türk mitindeki motifleri ve karakterlerle metafor temsillerinden bahsedeceğim. Keyifli okumalar dilerim!

Mit Nedir? Mitoloji Nedir?

yarininkulturu.org

Mitler, insanın varoluşunu ve nereden geldiğini anlamlandırmaya çalışmasıyla ortaya çıkmıştır. Temel karakterleri insan dışı varlıklar olan, kutsal kabul edilen ve gerçek olduğuna inanılan yaratılış öyküleridir. Yani mitlerin inanma ihtiyacıyla oluştuğunu söylemek mümkündür. Mit ve mitoloji aynı anlama geldiği düşünülen bu yüzden de çok karıştırılan, birbirinden farklı iki sözcüktür. Mit yaratılış öyküsüyken, mitoloji “mit bilimi“dir. Mitolojinin ilgilendiği alanlar tanrılar, doğaüstü varlıklar, evren ve insanın yaratılışıdır.  Mitoloji, din ve kültürle yakından ilgilidir. Hatta dinlerin kültürel altyapısını mitlerin oluşturduğunu da söylemek mümkündür.

Türk Mitolojisinde Kültler: Ödül-Ceza Yöntemi

mihrabkurt.com

Türklerde anemist bir dünya görüşü vardır. Yani Türkler doğadaki canlı/cansız her şeyin bir iyesi yani bir ruhu olduğuna inanmışlardır bu yüzden kutsal kabul edilmiş yani kültleşmişlerdir. Bundan dolayı doğadaki her şeye saygıyla yaklaşmışlardır. Türklerde deniz, su, ağaç, orman, dağ, ateş gibi birçok doğa unsuru “kült” olarak kabul edilmiştir. En önemli iki öge “yer ve gök” olmuştur. Türkler için yer ve gök birbirini tamamlayan iki ana ögedir ve her şeyden önce ikisi yaratılmıştır. Bunu Türk diliyle yazılmış, bilinen en eski metin olan Orhon Yazıtları‘nın Kül Tigin yazıtında ifade edilen şu cümleyle anlıyoruz;

Üstte mavi gök altta yağız yer yaratıldığında, ikisinin arasında insan oğulları yaratılmış. İnsan oğullarının üzerine atalarım dedelerim Bumın Hakan (ve) İştemi Hakan tahta oturmuş.” (Tekin 25)

Bunun yanında Türk mitolojisinde kültleşmiş birçok unsur vardır ve Türkler kültlere saygısızlık yapanları cezalandırmışlardır. Kötü sözler söylemek Gök Tengri‘yi ve kutsal ağaç iyesini kızdıracağı için yasaklanmıştır. Orman kültüne saygısızlık yapmamak için ava giden kişi ahlaklı ve onurlu kişilerden seçilmiştir. Cengiz Han‘ın çıkardığı yasada da su kültünü korumaya yönelik önemli maddeler vardır. Bu maddelerden bazıları şunlardır: su veya kül içine işemek ölümle cezalandırılır, suya çıplak el daldırmak yasaktır, çok yıpranmadığı sürece elbiseleri yıkamak yasaktır. Ağaç kültü de birçok önemli kültten birisidir. “Hayat Ağacı adı verilen ağacın dünyanın direği olduğuna inanmışlar, ağacın dallarının tanrı ve insan arasında ilişki kurduğuna inanmışlardır. Bunun yanında kayın ağaçları da Türk mitolojisinde önemli bi yer tutmuş, altında dualar edilmiş, ritüeller yapılmış ve onlara adaklar adanmıştır. Bu ağaçların kesilmesinin felakete yol açacağı düşünüldüğü için kesilmeleri de yasaklanmıştır. Hatta gök ile ilişkisi bulunan Ak Kamlar öldüklerinde gömülmemiş, ulu kabul ettikleri ağaçların dallarına kam davulu ile birlikte bir ip yardımıyla sarılmışlardır. Kültlere saygı duymanın ödülü ise kişilere bolluk, bereket getireceği düşüncesidir. Kültlere verilen kurbanlar kişilere sağlık ve sıhhat verir, kötü ruhlardan ve doğal afetlerden korunma gibi ödüller de verildiğine inanılmıştır.

Su Kültü: Su Tanrıçası Ak Ana

gazetepencere.com

Su, Türkler için en önemli kültlerin başında gelir. Varoluş nedeni suya bağlanır ve su yaşam kaynağıdır. Orhon Yazıtları’nda “Iduk yir-sub” yani “kutsal yer-su” olarak yer alır. Bazı büyük göllere de deniz denmiştir. Irmak, göl, akarsu, nehir gibi suların kutsal olduğunu ve içinde ruhlar olduğunu bu ruhların da suyu koruduğunu düşünmüşlerdir. Suyu kirletmemek, suların ruhlarını kızdırmamak oldukça önemlidir. Su ruhları, diğer kültlerde de gördüğümüz gibi halkı hem ödüllendirmiş hem de cezalandırmıştır. Bunun yanında denizlere yılda bir kez kurban verilmesi gerektiğine inanmışlardır. Hatta bir insan boğularak öldüğünde deniz ruhunun kurban aldığına da inanılmıştır.

Deniz ve göllerle ilgili Anadolu’da da birçok örnek görebiliriz. Bu hikayeleri Pertev Naili Boratav kitabında şöyle anlatmıştır; Anadolu’daki Türk mitolojisinde Karadeniz’in hırçınlığının gitmesi için kadınlar denize bezden bir bebek atmışlardır. Artvin yöresinde “boğaların gölleri ” adında bir göl vardır ve burada boğalar yaşar. Bir inanışa göre boğasının bir “göl boğasına” karşı güreşte kaybetmesine sinirlenen bir yetiştirici, öküzünün boynuzlarını demir uçlarla kapladığı, bir sonraki güreşte göl boğasının ölümcül şekilde yaralandığını bunun sonucunda gölün gece yarısı kan rengini aldığını ve göl çevresini çölleştirdiğine inanmışlardır. Yine Artvin yöresinde denizlerde ve göllerde denizkızlarının yaşadığına inanılmıştır. Bazı göllere de “Kız Gölü” denmiştir çünkü bir zamanlar içlerinde kızlar kurban edilmiştir. Bazı inanışlarda da kaza sonucu bazı insanların su cinlerine dönüştüğüne inanmışlardır. (Boratav 56-59)

Görsel Microsoft Bing tarafından oluşturulmuştur.

Su ruhları, halk yok olmasın diye yardımlarda da bulunmuştur. Bunu yine Orhon Yazıtları’nda şu cümleyle görmekteyiz:

Yukarıda Türk Tanrısı (ve) kutsal yer (ve) su (ruhları) şöyle yapmışlar şüphesiz ki: Türk halkı yok olmasın diye, halk olsun diye, babam İlteriş Hakanı (ve) annem İlbilge Hatun’u göğün tepesinde tutup yukarı kaldırdılar şüphesiz.” (Tekin 53)

Yaratıcı bir sembol olan Ak Ana/Ene, su tanrıçasıdır. Yaratılış efsanesinde büyük bir rol oynar. Yaratıcıya ilham veren kuvvettir ve her şey onun verdiği ilham sayesinde yaratılır. Bu efsaneye göre her şeyden önce dünya tamamen sularla kaplıdır ve Tanrı Ülgen bu suların üzerinde uçar, gezinip durur. Konacak bir yer ararken ilahi bir ses duyar.

“Kutsal bir ilham ile nasılsa gönlü doldu,
Kayıptan gelen bu ün, ona bir çare buldu.
Göklerden gelen bir ses, Ülgen’e buyruk verdi;
Tut önündeki şeyi, hemen yakala!’ dedi.” (Çolak 25)

İlahi ses ona denizlerden bir taş fırlattı, yakala emriyle ona fırlatılan taşı tuttu. Sonunda konacak bir şey bulmuştu. Ülgen dünyayı yaratmak istiyordu ama nasıl yapacağını bilmiyordu.

“Bir dünya istiyorum, bir soyla yaratayım!
Bu dünya nasıl olsun, ne boyla yaratayım!
Bunun çaresi nedir, ne yolla yaratayım!” (Çolak 25)

Ak Ana denizlerden kendini gösterdi.

“Yaratmak istiyorsan sen de bir şeyler Ülgen,
Yaratıcı olarak şu kutsal sözü öğren!
De ki hep, ‘Yaptım oldu!’ Başka bir şey söyleme!
Hele yaratır iken, ‘Yaptım olmadı!’ deme!” (Çolak 25)

Ülgen bu sözlerden ilham alarak “Yaratılsın yer!” der ve yer yaratılır sonra “Yaratılsın gök!” der ve gök bezenir. Ardından üç tane dev balık yaratır ve dünyayı bu balıkların üzerine sabitler, balıkların hareket etmesi dünyadaki felaketlere sebep olur.

Ülgen’e ilham veren, ona yaratması için akıl veren, yönlendiren su tanrıçası Ak Ana’dır ve mitolojide yaratılışın bu önemli sembolünün kadın olması da dikkat çekici bir unsurdur. Yani yaratılışın ilhamı bir kadındır. Dünyada hiçbir canlı yokken de vardır, yaratılıştan sonra da insanlara yardım ve şifa vermeye devam etmiştir.


Kaynakça

Boratav, Pertev Naili. Türk Mitolojisi. Bilgesu Yayınları, 2016.

Tekin, Talât. Orhon Yazıtları. Türk Dil Kurumu Yayınları, 2020.

İnan, Abdülkadir. Tarihte ve Bugün Şamanizm. Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1986.

Çolak, Selma. Türk Mitolojisi 101. Say Yayınları, 2023.

Dal, Sevgi. Türk Halk Hukukunun Bir Yüzü: “Doğanın Kanunu” Meselesi. Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi. 23 / 2, 2023.

Ak Ana: Türk Mitolojisinde Su Tanrıçası.” Karatay Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi. 24.05.2025

Kapak Görseli: arkeolojisanat.com | Çizim: Bartu Bölükbaşı

spot_img

9 YORUM

  1. Türk halkı ve kültürü için böylesine önemli bir konuyu ele alman gerçekten etkileyici. Kültürümüzün ve inanışlarımızın nasıl bir yolculuğa sahip olduğunu, ilk temellerinin nasıl atıldığını bize anlattığın için teşekkürler. Her yaştan insanın okuması gereken bir yazı olmuş.

  2. Konuyu ele alışın çok etkileyici. Su kültü gibi güçlü bir temayı böyle derli toplu ve ilgi çekici aktarman çok hoşuma gitti. Kalemine sağlık🙏🩵

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Rose Adası’nın İnanılmaz Hikâyesi Film İncelemesi: Bir Mühendisin Ütopyası

68 kuşağının rüzgârını arkasına alarak kendi bağımsız ada devletini kuran İtalyan mühendis Giorgio Rosa'nın gerçek hayat hikâyesini işleyen, eğlenceli, ilham ve umut dolu bir film.

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.