Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Editör:
Sudenur Sarıyıldız

Mitolojiler, bir milletin hafızasında yer edinmiş metinlerdir. Sözlü ya da yazılı şekilde nesillerce taşınan bu metinler, tarihle harmanlanmış doğaüstü içerikler olarak karşımıza çıkarlar. Çok zengin bir külliyat yaratan mitolojik metinler, zamanla toplumlarla özdeşleşir ve milli kimliğin en temel yapı taşlarından biri haline gelir. Destan ve efsaneler çerçevesinde gelişen mitolojiler, var olduğu toplumda ikonik hale gelen, insanların yaşamında ve hafızasında önemli yer tutan hayvanlar imgelerinden de beslenir ve sıkça kullanır.

Destanlar çerçevesinde gelişen Türk mitolojisi ise barındırdığı figür ve karakterler ile her zaman araştırmalara konu olmuştur. Hayvanlardan kurt (Börü), geyik, kaplan, deve, at ve bu yazıya konu olan kartal gibi figürler ön plana çıkmıştır. Eski Türk-bozkır toplumlarının yaşamında da önemli bir yere sahip olan bu hayvanların mitolojik metinlerde de ciddi bir yer edinmesi yaşamın mitolojiye etkisi açısından güzel örneklerdendir. Kartal, Türk sanat ve kültür tarihinde dini, astrolojik, hukuki işlevleri olan bir sembol olmuştur.

Kartaldan Türeyiş Efsaneleri

Yırtıcı Kuş Figürü Yaşar Çoruhlu Türk Mitolojisinin ABCsi

Altay ve Sibirya Türk mitolojisinde kartaldan türeyiş efsaneleri görülmektedir. Sibirya’daki dağınık Türk toplulukları devlet teşkilatından uzak olmaları dolayısıyla başlarında bir kağan yoktur. Bu yüzden Yakut mitolojisinde sosyal statüde kamlar/şamanlar ön plana çıkmaktadır. Güney Türklerinde şaman/kam önemini kaybetmiş ve yerini kağana bırakmışken Yakutlarda durum tam tersidir.

Yakutların efsanesine göre kamlar/şamanlar yeryüzüne bir kartal tarafından getirilirlerdi. Efsaneye göre şaman olacak çocuğun ruhu, o daha doğmadan önce kartal tarafından yenirdi. Çayırların ortasında bulunan kırmızı bir çam, gürgen ve kayın ağaçlarının üzerine gelen kartal, yumurtasını bunlara bırakıp giderdi. Yumurta bir süre sonra yarılır, içinden bir çocuk çıkar ve ağaçların altındaki beşiğe düşerek orada büyümeye başlardı.

Yakutların inanışına göre iyi şamanlar kırmızı çam üzerindeki yumurtadan; kötü şamanlar ise gürgen ağacı üzerindeki yumurtadan çıkarlardı. Yumurtadan çıkan bu şamanlar hayatları boyunca “Kartal Anaları” tarafından korunurdu. Bu kartal onların her işinde yardımcı olurmuş.

Yine başka bir Yakut masalında bir şamanın annesi, çocuğunu doğurmadan önce gördüğü rüyada üç kırmızı çam ağacının üzerindeki üç kuş yuvasından en küçüğüne giderek aldığı ve yuvayı alır almaz bir çocuğa gebe kaldığı anlatılmaktadır.

Buryat Moğollarına ait bir başka destanda ise Türklerdeki kurdun yerine kartalın geçirildiği görülmektedir. Efsaneye göre Tanrı, kartala yeryüzüne inip karşına çıkan ilk insanı senin dilini anlayabilecek bir şaman yap demiştir. Efsane, bir kadının kartaldan gebe kalıp doğurduğu çocuğun ileride büyük bir şaman olduğu ve yeryüzündeki bütün şamanların atası haline geldiği anlatmaktadır.

Bu anlatıların yanında Yakut Türklerinin efsanelerinde “Öksöke” adıyla bilinen “Çift Başlı Kartal” figürü de görülmektedir. Efsanede “Gök direği” olarak bir sütun görülür. Bu sütunun diğer Türk kavimlerindeki “Hayat Ağacı” olduğu düşünülmektedir. Gök direği çift başlı kartal şeklinde ve sembolik olarak yedi veya sekiz dallı yapılmıştır. Bu dalların göğü gösterdiği ve çift başlı kartalın oturduğu katta artık Tanrının çocuklarının ruhlarının dolaştığı yönünde aktarılmıştır. Çoğu zaman bu ruhların bir kuş şeklinde uçup durdukları söylencelere yansımıştır. Bunun yanında şamanlar göğe yükselirken Hayat Ağacını vasıta olarak kullanıyorlardı ve tepedeki kartal Gök Tanrı’nın kuvvet ve kudretini temsil ediyordu.

Bu söylencelerin yanında farklı metinlerde Bürküt karşımıza çıkmaktadır. Bürküt, Türkçede kartal anlamına gelmektedir. Bazı metinlerde geçen “Merküt” deyimi de bu sözden türemektedir. Radloff’un aktardığı bir metine göre Altaylardaki Teleüt Türkleri arasında, Merküt soyundan gelen bir boy vardır ve Merküt onlara göre efsanevi bir gök kuşudur.

Bütün bu bilgilere ek olarak Şato hükümdarı Li-ko-yung’un (Göktürk Devri) kartal yuvasında doğduğu, Macar Arpad sülalesinin bir kartal boyundan geldiği gibi çeşitli bilgiler de bulunmaktadır. Bunlar kartalın bir türeyiş sembolü olarak yerine işaret etmektedir.

İslam’dan sonraki dönemlerde de görülen kartal, Oğuz boylarında türeme ve ongun sembolleri olarak kullanılmıştır.

Şamanlar ve Kartal

Kafasında kartal olan bir şaman Sanat Karnavalı

Kartal, şamanın elbisesi üzerinde de çeşitli şekillerde temsil edilmiştir. Kartal tüyleri ve kartal pençeleri bu temsilin bazı öğeleridir. Bunlar şamanın göğe seyahati sırasında kartal şekline dönüşebildiğini göstermektedir. Kartalla ilgili bu detaylar bazen Ülgen’in oğullarından biri olarak kabul edilen Karakuş’a işaret etmektedir.

Buryat Moğollarının anlatılarına ve Yakut efsanelerine bakıldığında şamanların kartaldan geldiğine inanışı görülmektedir. Ayrıca kartal, şamanın ruhsal yolculuğunda ona yardım etmesiyle öne çıkmaktadır. Tanrı ve şaman arasındaki elçi gibi duran kartal, özellikle Sibirya ve İç Asya genelinde şamanlarla özdeşleşerek bir simge haline gelmiştir.

Hükümdarlık Sembolü Olarak Kartal

Hayat ağacı Metin Babaroğlu

Kartal-ata bazı zamanlar şaman elbisesi üzerinde temsilen de görülmektedir ve önemli bir türeyiş simgesidir. Özellikle Göktürk ve Uygur Dönemi‘nde kartal ve diğer yırtıcı kuşlar hükümdar ya da beylerin timsali, koruyucu ruhun ve adaletin simgesi olmuşlardır. Güneşi ve aynı zamanda güç ve kudreti temsil etmişlerdir.

Gök Tanrı’nın simgesi olarak ona ve bazı yırtıcı kuşlara kurbanlar sunulmuştur. Özellikle sanat tarihinde mücadele sahnelerinde zafer kazanan hayvan olarak yer alan kartal, gök unsuruna dahil olup olumsuz kavramlara karşı iyi olan unsurları temsil etmektedir.

İslamiyet’ten sonra da Karahanlı Devri’nde kartal başta olmak üzere yırtıcı kuşlar hükümdar ve beylerle ilgili bir sembol olmaya devam etmişlerdir. Kutadgu Bilig’de bir cihangirin Kara-Kuş’a binerek göğe çıktığını anlatan hikâye bulunmaktadır. Bu hikâyede geçen Kara-Kuş’un tavşancıl kartalı olduğu düşünülmektedir.

Karahanlıların dışında Selçuklularda da görülen kartal, kudret ve hükümdarlık vasfı olarak kullanılmıştır. Selçuklularda kullanılan çift başlı kartal simgesinin eski Türk mitolojisinden mi yoksa diğer milletlerden mi geldiği hala net değildir. Bunun bir hakimiyet alameti olup olmadığı da yine araştırmacılar tarafından tartışılmaktadır ve netlik kazanmamıştır.

Osmanlı Dönemi‘nde minyatürlerle karşımıza çıkan kartallar, yüksek ihtimalle İslamiyet’ten önceki anlamlarından arınmış olarak bu devirlere gelmiştir.

İslamiyet’ten Sonra Kartal Figürü

Çifte Minareli Medresenin duvarında bulunan çift başlı kartal figürü selcuklumirasi

İslamiyet’ten sonraki devirlerde de kartal figürü görülmektedir. Bu devirlerden itibaren mezar taşlarında, arma ve totemlerde sıkça görülen kartal; güç, kudret ve asaleti temsil etmektedir. Selçuklu Devleti’nin arması da çift başlı kartaldır. Ayrıca sikkelerde, kalelerin taş duvarlarında, seramik ve ahşap saray kaplarında dahi rastlanılan çift başlı kartal, Selçuklu hayatında önemli bir yere sahip olmuştur. Bu durumun en güzel örneklerinden biri olarak Çifte Minareli Medrese’nin taş duvarında bulunan çift başlı kartal heykeli gösterilebilir.

Osmanlı’dan önce güç ve kudretin sembolüyken daha sonraları bu özelliğini yitiren kartal artık Osmanlı minyatürlerinde ve nadiren olsa da divan şiirinde yer almıştır. Divan şiirinde özellikle mesnevilerde kendine yer bulan kartal motifi; Bâki, Şeyh Galip gibi büyük divan şairlerinin eserlerinde kendine yer bulmuştur. Lakin aslan ve ejderha gibi diğer mitolojik unsurların yanında çok daha az kullanılmıştır.

Sonsöz

Kartal Sembollerin Dili

Türk mitolojisinde sıkça görülen kartal, en eski devirlerden Osmanlı Dönemi minyatürlerine kadar gelmiş bir figürdür. Efsanelerde, şaman kıyafetlerinde bulunan ve hükümdarlık alameti dahi olan kartal, arkasında çok güçlü bir anlatı ve miras ile bugünlere gelmiştir.


Kaynakça

Zhanar, Zhanat, Rysgul ve Nurtas. “The Problems of the Mythological Personages in the Ancient Turkic Literature.” Asian Social Science 2015: 341-348.

Çoruhlu, Yaşar. Kozmolojik, Mitolojik, Astrolojik, Dini ve Edebi Tasavvurlara Göre Türk Sanatında Hayvan Sembolizmi . Konya: Kömen, 2014.

—. Türk Mitolojisinin Ana Hatları. İstanbul: Kabalcı, 2000.

Esin, Emel. “Türk Sanat Tarihinde Karahanlı Devrinin Mevkii.” VI. TTK Kongreye Sunulan Tebliğler 1967: 100-130.

Göksu, Erkan. “Çift Başlı Kartal ve Selçuklular.” Selcuk University Journal of Seljuk Studies 2016: 117-141.

Güngör, Özlem. «Divân Şiirinde Mitolojik Bir Unsur Olarak Kartal Figürü.» Uluslararası Medeniyet Çalışmaları Dergisi 2016: 70-79.

Ögel, Bahaeddin. Türk Mitolojisi. Cilt 1. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2014. 2 cilt.

Radloff, Wilhelm. Sibirya’dan. Cilt 2. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı, 1956.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks