18. yüzyıldan itibaren duraklama dönemiyle birlikte Osmanlı Devleti gerilemeye başlarken, Avrupa birçok alanda yenilik hareketleriyle gelişmeye devam etmekteydi. Osmanlı ise Batı’nın aksine bu yenileşme sürecini gerçekleştiremediğinden, birçok alanda bozulmalar ve gerilemeler yaşamıştır. Osmanlı, Batılılaşma hususunda birtakım çalışmalar yaparak kötü giden alanlarda önlemler almaya çalışmıştır. Yapılan bu yenilikler Lale Devri ile birlikte sanat alanında da oldukça yenilikçi bir dönemi de beraberinde getirmiştir.
Batılılaşma dönemi, Osmanlı döneminde neo-klasik ve klasik arasındaki kalan dönemidir. Mimar Sinan sayesinde yaşanan bu klasik dönem 16.yüzyılda sonra ermeye başlasa da 17.yüzyılda da yetiştirmeye devam etmiştir. Fakat bir sonraki yüzyıl olan 18.yüzyılda artık Osmanlı sanatında yeni bir anlayış gelişmiştir. Artık yüzünü Batı’ya dönen Osmanlı Fransa ile yakın ilişkiler kurmuş ve oradan birçok konuda etkilenmiştir. Böylece Batı’nın tarzına yönelik bolca köşk, yalı, bahçe gibi birçok yapı inşa edilmiştir. Klasik çizgiler ortadan kalkarken yerini de birçok yapıda gördüğümüz Barok üslûbu almıştır.
Osmanlı’nın mimari açıdan batılılaşması Lâle Devri’ne dayanmaktadır. Lâle Devri döneminin Sultanı 3.Ahmed ve dönemin Sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın çabalarına rağmen mimari konuda yoğun bir batılılaşma gerçekleşmemiştir. Sivil mimari alanında ortaya konan ve bu kısa dönemi bizlere aktaran özgün eserler ise maalesef ki Patrona Halil İsyanı ile birlikte yok olmuş ve günümüze ulaşamamıştır.
19.yüzyıl başlarında devlet adamları ve aydın kesimden insanlar Fransa’ya gitmeleri ile beraber Ampir üslûp denilen bir kavram ortaya çıkmıştır. Baroktan sonra ortaya çıkan bu üslûp, Osmanlı Devleti’nde saf halinden ziyade değiştirilerek veya Barok ile birleştirilerek bazı noktalarda yorumlanmıştır. ampir dönemde yapılan camilerde ise iç avlunun düzenlemesinin kaldırıldığı görülmektedir. Ayrıca bu yüzyılda yine Batı’dan topraklarımıza geçmiş olan, okul, banka, postane gibi yapılarda oluşmaya başlamıştır.

20.yüzyıla kadar devam eden dönemlerde Batı artık tüm alanlarda Osmanlı Devleti’ni etkilemeye başlamıştır. Osmanlı artık mimaride hiçbir kural tanımadan, tüm üslûpları ve elemanları birbirlerine katarak oluşturduğu bu akım Eklektik Dönem olarak adlandırılmıştır.
Sâdâbâd Sarayı III.Ahmed dönemi Lâle Devri zamanı ön plana çıkmış bir yapıdır. Bu dönemde Batı’yı tanıma arzusu önem arz ettiğinden Dönemin Sultanı Batı’da yaşanan gelişmelerin takip edilebilmesi için Fransa’ya elçi heyeti yollamıştır. Böylece sarayları yakından inceleme fırsatı yakalayan heyet bu raporunu Sadrazam Damat İbrahim Paşa’ya sunduktan sonra köşkler, saraylar ve yalı gibi yapılar tekrardan bu yeni anlayışa göre düzenlenmiştir. Yine Batı’da moda olan havuzlar ve fıskiyelere benzer bir şekilde Kağıthane Deresi iyileştirilerek yapay havuz ve şelaleler yapılmıştır.

Döneme hakim olan bütün satıhların süslemeler ile kaplanmış olması, ayrıca Üsküdar’da III. Ahmed Çeşmesi ile Ayasofya önünde bulunan III. Ahmed Çeşmesi ve Topkapı Sarayı topluluğu içinde bulunan III. Ahmed’in odasında da açıkça bellidir. Çeşmelerde belli olan süslemelerde yer alan Türk sanat geleneğine tamamen yabancı olarak bezeme motiflerinin var oluşu dikkat çekmektedir. Ayrıca süslemenin abartıya kaçışı da klasik dönemin estetiğine tamamen aykırı durumdadır.

18.yüzyıla gelindiğinde Osmanlı artık her alanda değişim yaşamaktaydı. Bu değişimleri çeşmelerde sebillerde de görebilmek mümkün. Batı’dan gelen şeylerin denendikten sonra halka sunulduğu ilk yapılardan biri çeşme ve sebillerin birleşiminden oluşan meydan çeşmeleridir. İstanbul’un en önemli konumlarında bulunan ve bulundukları yerleri süslemektedirler. Lâle Devri sonrası yaşanan Sultan I.Mahmud’un tahta geçişi ile birlikte Batılılaşma tamamen yakalanmaya başlanmıştır. Bu yeni anlayışın en güzel örneklerinden birisi de Tophane iskelesi başında bulunan Sultan I. Mahmud meydan çeşmesi olmuştur. Klasik dönem üslûbunda yer alan sivri Türk kemerleri terk edilerek yerlerini barok tarzındaki kıvrımlı kemerler almıştır.

Batılılaşma ile birlikte şüphesiz ki bu yenileşmeden en çok etkilenen yapılardan bir tanesi de camilerdir. Bu camilerden bir tanesi olan ve “Osmanlı’nın Nuru” olarak bilinen Nuruosmaniye Camii Batılılaşma eğilimleriyle dikkat çeken bir yapıdadır. Camide Batı’dan alınan Barok üslûbu ile klasik Osmanlı formu sentezlenmiştir. İç avlusunda ise Türk sanatına dair ilk kez görünen detaylar mevcuttur. Külliyede ayrıca Barok ve Rokoko üslûbuna dair birçok bezeme bulunmaktadır.
Batı’dan alınan yenilikler ile birlikte artık İstanbul’da bu tarz büyük yapılara yer verilemeyecek olmasından dolayı Laleli Camii şehrin çevresinde bulunmaktadır. Salacak kıyısında bulunan Ayazma Camii ise klasik mimariden bağımsızdır fakat Nuruosmaniye Camii kadar Batı’nın yeniliklerine ayak uyduramamıştır.

Batı’dan alınan yeni üslûplar diğer mimari yapılarda denenmeye devam ederken medreselerde bu durum pek gözlenmemiştir. Medreselerde eski klasik dönem devam etmekteydi. Fakat tekke mimarisinde değişim gözlendiği Batılılaşma ile birlikte gelişen yeni sanat anlayışlarıyla birlikte geliştiği görülmüştür. Birçok farklı nakış kullanılmıştır ve nakışlarda bulunan motifler genellikle Batı sanatından gelen motifler olmuştur.
Batı’dan getirilen yenilikler büyüklü küçüklü tüm yapılarda kendini göstermiştir. Küçük yapılardan olan türbelerde ve mezar taşlarında da bunları görebilmekteyiz. Laleli Camii yanında bulunan Sultan III.Mustafa Türbesi dış cephesine bakıldığında Batı etkileri görülürken iç cephesinde ve süslemelerinde klasik etkiyi ve üslûbu görebiliriz. Böylece bu türbede tam olarak bir Batılılaşmadan söz edebilmek mümkün olmayacaktır. Fakat Batı’nın yenilikçi esintilerini güçlü bir şekilde hissedebileceğimiz türbe ise Mihrişah Valide Sultan Türbesi‘dir.
Ayrıca mezarlıklara bakıldığında mezar taşlarında genelde Barok ve Rokoko tarzında süslemeler görülür. Genelde “C” VE “S” şeklinde dallar üzerinde yerleştirilmiş olan vazo ya da kase gibi bir şeyin içinden çıkarak simetrik bir şekilde yanlara uzanan çiçekler görülür. Bu tarz şeyler batılılaşma döneminde ortaya çıkmıştır ve taşlarda da görülmeye devam etmektedir.

Kaynakça
- “Osmanlı Batılılaşma Dönemi”. Sanatın Yolculuğu. Web. 09.03.2023
- “İstanbul’un Çeşme ve Sebilleri”. istanbultarihi.ist. Web. 13.03.2023
- “Osmanlı’nın İlk Barok Mimari Eseri ‘Nuruosmaniye’. Anadolu Ajansı. Web. 13.03.2023
- “Batılılaşma Dönemi Osmanlı Sarayları”. altaylı.net. Web. 13.03.2023
- ”Eklektik Mimari Nedir, Özellikleri Nelerdir” https://www.egeyapi.com/en/blog/trend/eklektik-mimari-nedir-ozellikleri-nelerdir 13.03.2023





