Yazımıza Zülfü Livaneli‘nin bir sözü ile başlıyoruz: “Müzik, edebiyat gibi duyguları anlatmıyor, bizzat yaşatmak amacını güdüyor.”
Şiir okurken duygudan duyguya gireriz. Müzik ise melodilerin içine çeker ruhumuzu. İki alan da kendi içlerinde birer dev. Şiir ile müziğin birleşmesini bestekarlar düşünerek yorumlamışlar ve ortaya mükemmel sonuçlar çıkarmışlar.
Sizlere, Türk edebiyatında yer edinmiş şiirlerden bestelenen şarkıları listeledik.
Musa Eroğlu – Mihriban
”Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban”
Mihriban şiirinin yazarı Abdurrahman Karakoç gençlik yıllarında delice aşık olur ve bir o kadar da sevilir. Niyetleri evlenmektir ancak kız sürekli hayır der ve bu sevdadan vazgeçilir. Aradan yıllar geçer bir gün Abdurrahman Karakoç’u bir arkadaşı ziyarete gelir. Karakoç’a yolda eski sevgilisi ile karşılaştığını, biraz sohbet ettiklerini ve onun evlenmiş olduğunu söyler. Arkadaşı yanındayken hislerini pek belli etmeyen şairimiz, arkadaşı gittikten sonra oturup duygularını dizelere döker. Hikayeyi verdiği bir röportajda anlatan Karakoç, “O aşk, masum bir aşktı. Güzel bir aşktı. Bırakalım öyle kalsın. Ne adı Mihriban, ne saçları sarı…” demiştir.
Haluk Levent – Bu Aşk Burada Biter
”Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider”
Haluk Levent, Ataol Behramoğlu‘na ait olan bu şiiri okurken aşkın bitişi, nehrin akıp gitmesi canlanır düşlerimizde. Melodiler ile buluşan şiir şaheser olarak karşımıza çıkar.
Feridun Düzağaç – Lavinia
”Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.”
Özdemir Asaf, Lavinia’yı henüz üniversite yıllarında tanımış ve platonik bir aşık olarak hislerini dizelere dökmüştür. Aslında herkes tarafından bilinen aşkının adı Lavinia değil, Mevhibe Meziyet Beyat‘tır. Mevhibe Meziyet Beyat, Özdemir Asaf’a karşı hiçbir duygu beslemiyormuş. Kendisi o zamanlar ünlü bir ressam ve aynı zamanda hocası olan Edip Hakkı Köseoğlu’na aşıktır.
Kaan Tangöz – Bekle Dedi Gitti
”Geleceğim, bekle dedi, gitti..
Ben beklemedim, o da gelmedi.
Ölüm gibi bir şey oldu..
Ama kimse ölmedi.”
Herkesin sevdiği, bestesi Kaan Tangöz‘e ait “Bekle Dedi Gitti” şarkısı bir kısmında şair Özdemir Asaf’ın “Çizik” şiirini barındırıyor. Şair genellikle aşk ve sevgi temalı şiirler yazmıştır.
Candan Erçetin – Git
“Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar
Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar…”
Cemal Safi‘ye ait Git şiiri, Türk edebiyatının en çok bilinen şiirlerinden birisidir. Bunun en büyük sebeplerinden birisi şiirin bestelenerek şarkı haline getirilmesidir. Şiirin bestelenip şarkı haline getirilmesinin ardından sadece edebiyatseverler değil toplumun her kesimi tarafından bilinen bir şiir haline gelmiştir.
Hümeyra – Sessiz Gemi
Yahya Kemal Beyatlı, Nazım Hikmet’in evine gidip geldikçe Celile Hanım ile aralarında bir sevgi bağı oluşmaya başlar. Celile hanım eşinden boşanır. Ancak Yahya Kemal’in eve sık gelip gitmesinden rahatsız olan Nazım Hikmet, Yahya Kemal’in cebine bir not bırakır. Notta: ”Hocam olarak geldiğiniz bu evden, babam olarak çıkamazsınız” yazar. Yahya Kemal bu nota çok üzülür ama yine de Celile Hanım ile Yahya Kemal arasındaki bu sevgi giderek büyümektedir. İki isim o zamanlar Adalar’da yaşar ama Celile hanım sürekli Nişantaşı’ndaki evi için Avrupa yakasına gidip gelir. Yahya Kemal, her seferinde Celile Hanım’ın Adalar iskelesinden vapura binip Adalar’dan uzaklaşmasını acıyla, hüzünle izler. Bu seyredişlerin birinde bu hüzünlü şiir dökülür dudaklarından…
”Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.”
Sezen Aksu – Sayım
Cemal Süreya‘ya ait Sayım şiirine Sezen Aksu farklı bir boyut katarak dinleyicilere sunmuştur. Şair genel olarak aşk ve özlem temalı şiirleri ile ön plana çıkar.
Deneme ve öykü yazarı Tomris Uyar, gazeteci, şair Ülkü Tamer’le evliyken aşık oldu Cemal Süreya’ya. İkisi de evliydi boşandılar. Üç yıl birlikte yaşadılar. Tomris Uyar, “Beni bıraktı ama rahat edemedi. Ona göre bana sahip olunamazdı. Senden ayrıldığım anda senin hakkında, hikayen hakkında, sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söylemeyeceğim, benim ağzımdan kimse duymayacak” dedi ve doğrusu hiç yazmadı.
”Ay ışığında oturduk
Bileğinden öptüm seni
Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seni
Kapı aralığında öptüm
Soluğundan öptüm seni
Bahçede çocuklar vardı
Çocuğundan öptüm seni…”
Cem Adrian – Veda Busesi
Veda Busesi adlı şiir Orhan Seyfi Orhon‘un kanserden ölen kızına yazdığı bir eserdir. Kızının günden güne gözünün önünde eridiğini gören şair içinde biriktirdiği üzüntüyü bu şiirler kaleme dökmüştür.
”Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın?”
Levent Yüksel – Dedikodu
Orhan Veli Kanık‘ın en büyük amacı şiiri süsten kurtararak soyut şiir yerine özüne ulaştığı somut bir şiir yazmaktır. Şair, şiirinde dedikoduyu ve dedikodu yapanları kınar. Levent Yüksel‘in tatlı yorumu ile keyif alarak dinliyoruz.
”Kim söylemiş beni
Süheyla’ya vurulmuşum diye?
Kim görmüş, ama kim,
Eleni’yi öptüğümü,
Yüksek kaldırımda, güpe gündüz?
Melahat’i almışım da sonra
Alemdara gitmişim, öyle mi?”
Ahmet Kaya – Cinayet Saati
Attilâ İlhan‘ın kalemi ile Ahmet Kaya‘nın buğulu sesinin buluştuğu şaheseri dinleyip hüzünlenmeden duramıyoruz.
”Haliç’te bir vapuru vurdular dört kişi
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu”
Sezen Aksu – Denge
Turgut Uyar’a ait Denge şiiri, şairin bilinen şiirlerinin başında gelir. Şiire aşkını her dizesinde hissedeceğiniz büyük ustanın Denge adlı şiiri Sezen Aksu ve Onno Tunç bestesiyle hayat bulmuştu.
“Bütün ağaçlarla uyuşmuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama sokaklar şöyleymiş
Ağaçlar böyleymiş
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız…”
Timur Selçuk – Ayrılanlar İçin
Ümit Yaşar Oğuzcan‘ın kaleminden çıkan Ayrılanlar İçin, Timur Selçuk‘un seslendirmesi ile adeta kulaklarımızın pasını siliyor.
”Yollarımız burada ayrılıyor
Artık birbirimize iki yabancıyız
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız”
Cem Adrian – Leylim Ley
Sabahattin Ali‘nin Ses adlı öyküsünde bir çoban bu türküyü söyler. Şarkının birçok yorumu olsada Cem Adrian adeta şarkıyı bize yaşatıyor.
”Döndüm daldan düşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni”
Serimizin ilk yazısı “Şiirler ve Notalar: Şiirlerden Bestelenmiş Şarkılar #1” yazısını okumak için buraya tıklayın!
Şiirlerden Bestelenen Şarkılar adlı çalma listemizi dinlemek için: