Türk Edebiyatında Metafizik Etkisi

Editör:
Rabia Yeşil
spot_img

Felsefe bağlamında sıklıkla duyduğumuz terimlerden ‘metafizik’ sanattan mimariye, mimariden edebiyata hayatımızın her alanını temellendirir. Sanatta, sanat eserinin varlıkları yorumlama biçimi metafiziksel ya da ontolojik (varlık bilimi) açıdan olabilir. Batı edebiyatında sıklıkla yansımalarına rastladığımız metafizik etkilerin Türk edebiyatında nasıl yer edindiği ve hangi konuların işlendiğini sizler için araştırdık.

İlk çağ dönemlerinde metafizik kavramını çözümlemeye çalışan filozoflara göre varlığın yaşamı ve insanın merakından gelen varlığın özünü bilme isteği yalnızca insana özgüdür. Bilme güdüsü yalnızca insan varlığına özgüdür. Bu nedenle felsefenin yanında toplumsal yaşamda bireylerin yaşamında etkili olan dini ve metafizik anlayış aynı şekilde edebi alanda  da etkilerini sürdürmüştür. Özellikle Türk şiirinin şekillenmesinde dini ve tasavvufi metafizik algının önemi büyüktür.

Necip Fazıl Kısakürek

İslamiyet öncesi dönemden bağımsız ve farklı olmak üzere siyasi, askeri, sosyal, ekonomik değişimlerin Tanzimat’tan sonra edebiyata yansıması ile din-edebiyat ilişkisi İslamiyet öncesi manasından ayrılarak yerini Batı’ya dönük seküler zihniyet ve akımlara bırakmıştır.

Klasik Türk edebiyatı, özellikle şiir kategorisinde metafiziğe oldukça geniş yer vermiş ve Tanzimat’tan sonra yer edinmeye çalışan sosyo-kültürel değişiklikleri yansıtmışlardır. Tanzimat sonrası aydınların, metafiziksel inanç ve kanaatlerin bazı felsefi bakış açılarının etkisinde kaldıkları açıktır. Tanzimat’ta ve sonrasında verilen eserlerde kelam ve ilim, akıl ve iman, numen ve fenomen alem (görünen ve görünmeyen alem) bağlamında bir çatışma söz konusu olur. Edebi metinlerde ontolojik ve estetik açıdan değerlendirme yapıldığında vahdetten (vahdet-i vücut, varlığın birliği düşüncesi) beslenen bir anlayışla karşılaşır. Doğa ve sanatta bulunan güzellik anlayışı dışında bir ‘öz ’den bahseder. Bu öz, metafizik ve estetiğin bütünleşmesi ile sanatın varlık alanını ve değerini daima maddeden bağımsız nesnel bir gerçekliğe bağlar.

Ruh kavramı üzerinden mahiyet tasvirleri yapabilmek için çeşitli akıl yürütmeler üzerine çalışmışlardır. Ruhun bitkilerde, hayvanlarda ve insanlarda mahiyetinin farklı olduğunu ve farklı özel terimlerle ifade edildiklerine kanaat getirmişlerdir. Bitkilerin büyüyüp serpilmesini ruh-ı nebati, hayvanlarda ruh-ı nebatinin yanı sıra irade ve hareketi sağlayan ruh-ı hayvani olduğunu, insanlarda nebati ve hayvani ruhla birlikte düşünmeyi kapsayan ruh-ı insani, ruh-ı izafi, ruh-ı menfuh ve akl-ı evvel kavramlarıyla betimlemişlerdir. İnsan ruhu için bedensel ölümle birlikte ruh-ı nebati ve ruh-ı hayvani yok olurken ruh-ı insani bedenden bağımsız devam eder yönünde düşünen şairler bunu şiirlerinde yansıtmıştır. Klasik Türk şairleri metafizik etki altındaki mistik din karakterine önem atfederler. Tanzimat döneminde yazılan pek çok şiirde rasyonalizmin yansıması ile metafizik alem konusunda sorgulamalar başlar.

Din ve tasavvuf Türk edebiyatının temel iki yapısıdır. Ölüm korkusu da metafizik teması içerisinde sıkça işlenmiştir. Gökyüzünde ve yeryüzünde Tanrı’nın kudretini gördüğümüz fakat kendisini göremediğimiz, kâinatı ve görülen nizamı anlatan bu yaklaşım biçimi klasik anlayıştan ayrılır. Metafizik konuları işleyen Türk edebiyatı şairleri varlığın özünü anlamlandırmaya çalışmış, bunu yaparken Allah, aşk, ölüm gibi temaları işlemişlerdir.

Türk Edebiyatında Metafizik Yaklaşımı Eserlerinde İşleyen Şairler

Abdülhak Hamit Tarhan

Abdülhak Hamit ile eşi Lüsyen Hanım
  • Türk Edebiyat tarihi içerisinde Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyeti görmüş, yaşamış bir sanatçıdır.
  • Kendisi modern edebiyatın kurucusu olarak bilinir.
  • 1870’lerde şiir türündeki eserlerini yazmaya başlamıştır.
  • Geleneksel şiir türlerindeki belirli konu sınırlarını aşıp lirik, epik ve felsefi konularda şiirler yazmaya özen göstermiştir.
  • ‘Sahra’ adlı şiiri edebiyatımızdaki ilk pastoral şiirdir.
  • Umut, hiçlik, yokluk, yurt sevgisi, ölüm duyguları, kader gibi duyguları romantik ve felsefi düşünceler ile harmanlayarak şiirlerinde yansıtmıştır.
  • Abdülhak Hamit Tarhan aynı zamanda bir tiyatro yazarıdır. Tiyatro türündeki eserlerini sahnelenmesi için değil okunması için yazar ve Türk tiyatrosuna felsefi düşünce yaklaşımını kazandırmıştır.
  • Tanzimat şiirlerinde Batılılaşmanın öncüsü olan Tarhan, ‘şair-i azam’ (en büyük şair) olarak bilinir.

Necip Fazıl Kısakürek

Necip Fazıl Kısakürek
  • Necip Fazıl Kısakürek Cumhuriyet dönemi sanatçısıdır. Bu dönemde din, tasavvuf, politika, öykü, roman, tiyatro ve şiir türünde eserler üretmiştir.
  • Sanat dönemini benimsediği bakış açısına göre iki döneme ayırabilmek mümkündür. 1925-1930 yılları arasında kaleme aldığı eserlerinde bireysel yalnızlık, ölüm, doğa ve kadın konularını işlediğine sıkça rastlanır.
  • 1934 yılı ve sonrasında Nakşibendi Abdulhaki Arvasi ile tanıştıktan sonra bakış açısı değişmiş, tasavvufi konulara yönelmiş, mistik temalara eserlerinde ağırlık vermiştir. Bu nedenle cumhuriyet döneminin ‘mistik’ şairi olarak anılır.
  • Şiirlerinden ruh-beden karmaşasını, felsefi buhranları, dini-mistik duyguları, maddeci dünya görüşünün aksine metafizik yansımaları içeren temaları işlemiştir.

Sezai Karakoç

Sezai Karakoç (2021)
  • Sezai Karakoç, İslami düşünceyi modern şiirdeki sürrealizm ile kaynaştırmıştır.
  • Din ve inanç vesilesiyle metafizik kaygıları gideren Karakoç, anlatımındaki derin, anlaşılması güç ve mistik temaları işlemesi nedeniyle İkinci Yeni şairlerden sayılmaktadır.
  • Cemal Süreya onun şiirleri üzerine “Kırık bir Verlaine” (1870-1885 yılları arasında yaşamış kapalı anlatımları ve eserlerindeki belirsiz, kararsız temalarla bilinen Yahudi asıllı Rumen şair Paul Verlaine’e atıf) olarak nitelemede bulunmuştur.
  • Eserlerinden en bilineni ‘Mona Rosa’ şiiri 50 yıl boyunca kitaplaştırılmamasına rağmen fotokopi yöntemiyle çoğaltılarak geniş kitlelere ulaşarak okunmuş ve bir ilke imza atmıştır.

Asaf Halet Çelebi

  • Asaf Halet Çelebi, diğer şairlerin aksine Doğu kaynaklarından ilham alan şairlerin öncülerindendir.
  • Zaman-mekân kavramlarını bütünsel kullanarak yazdığı şiirleri içerik bakımından oldukça zengindir.
  • Çelebi, bir ‘sezgi şairi ’dir. Eserlerinde metafizik etkiler tamamıyla anlaşılabilir ve açıktır.
  • Eserlerinde Asya inançlarına, Budizm’e ait kavramlara sıkça yer vermiştir.

Muallim Naci

Muallim Naci
  • Klasik dönem geleneksel şiirin temsilcisi olarak bilinmesine rağmen Batılı tarzda şiirler yazmıştır.
  • Servetifünun sanatçılarını etkilemiştir.
  • Edebiyat kariyerinin başlarında geleneksel şiir yaklaşımını benimsese bile sonrasında eski ve yeni dönem edebiyat arasında bir bağlantı oluşturmuş Batılı tarzda eserler vermiştir.
  • Muallim Naci, varlıkta ve kâinatta bulduğu güzelliği, ilahi düzeni eserlerinde sıklıkla işlemiştir. Yaratıcının mutlakiyeti ve kudreti karşısında insan varlığının acizliğini, eksikliğini keşfetmiştir. Bu da Muallim Naci’nin eserlerinde metafizik temaları işlemesine zemin hazırlamıştır.
  • Bir metafizik unsur ortaya koyarken, devrinin rasyonel yöneliminin aksine büyük bir inanç ve teslimiyet göstermiştir.

Kaynakça

  • edebiyatogretmeni.org. “Şairlerin Biyografileri” Web.
  • “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Değişen Metafizik ve Edebiyat – Abdülhak Hâmid Tarhan Örneği”- Oğuz YILMAZ 01.12.2014
  • “Bir Metafizik Estetik Söylemi Olarak Klasik Türk Şiirinde Ruh-ı Musavver”- Özgür KIYÇAK 06.04.2020
  • “Muallim Naci’nin Şiirlerinde Dini Algı ve Metafizik Bakış” – Mustafa KARABULUT & Ahmet YILDIRIM 30.06.2021
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

BoJack Horseman Dizisinin Unutulmaz Replikleri

Mizah ve dramı buluşturan BoJack Horseman ve hayatın gerçeklerini yansıtan unutulmaz replikleri.

Jane Eyre Nasıl Jane Eyre Oldu?

Jane Eyre, edebiyat tarihinin en önemli kadın figürlerindendir. Onun bakış açısını, deneyimlerini takip eden herkes yaşamını kendinden emin, dik duruşlu birey olarak sürdürebilir.

Soma: Hint Tanrılarının Mucizevi İçkisi

Soma, Hint mitolojisinde tanrıların içkisi olarak bilinir. Canlandıran, zenginlik ve sağlık veren bu içki aynı zamanda tanrılaştırılmıştır.

Ters Cepheye Bakan Balkonlar: Hayatın Arka Yüzünden Bakmak

Ters cepheye bakan bir balkon, insanın içe dönüşünü; ön cephe ise hayata ve topluma açılmayı simgeler. Denge, ruhsal bütünlük için gereklidir.

Linkin Park – From Zero Albüm İncelemesi: Yeniden Doğuş

Chester Bennington’ın ölümünden yedi yıl sonra yeni solistleri Emily Armstrong ile geri dönen rock müziğin efsanesi Linkin Park'ın "From Zero" albümünü inceliyoruz!

2000’lerin En Çok Ses Getiren 10 Asya Filmi

2000'lerde evrensel bir sanat gücü hâline gelmiş Asya sineması, yeni türlerin doğmasına ve sinematik dilin evrilmesine öncülük etmiştir.

Muzaffer Şerif Deneyi: Toplumsal Normların Yaşamımıza Etkisi

Türk Psikolog Muzaffer Şerif sosyal deneyleriyle toplumsal normlara alışılmışın dışında çözümler sunarak küresel bir üne kavuşmuştur.

Problem Ben: İçimizdeki Anti Kahramanlara Yazılan 5 Şarkı

Yalnız ve duygusal bir çıkmazda kalan "anti kahramanlara" ithaf edilmiş bu yazı, onlara yoldaşlık eden 5 şarkıyı ele alıyor.

Rick Owens, Temple of Love: Moda ve Varoluş Üzerine Bir Manifesto

Rick Owens’ın “Temple of Love” sergisi, modayı sanat, politika ve kişisel ifadeyle buluşturarak karanlık, büyüleyici ve şiirsel bir deneyime dönüştürüyor.

Miryokefalon Savaşı: Türklerin Anadolu Zaferi

1176 Miryokefalon Savaşı, Anadolu Selçuklu Devleti’nin Bizans’a karşı kazandığı stratejik zaferle Türklerin Anadolu’daki kalıcılığını kesinleştirdi.

Editor Picks