Trainspotting Film Analizi: “Hayatı Seç”

Editör:
Sedef Hızlan

Irvine Welsh‘in aynı adlı kitabından uyarlanan 1996 yapımı Trainspotting filminin yönetmen koltuğunda 1994 yapımı Shallow Grave filminden de tanıdığımız Danny Boyle oturmaktadır. Trainspotting, sadece uyuşturucu madde kullanımı temasının içine sıkışmayan, dönemin içinde bulunduğu toplumsal sıkıntılardan da beslenen ve bunların gençler üzerindeki etkisini gerçekçi bir bakış açısı ile sunan bir yapımdır. Film, hikayenin anlatıcısı da olan Ewan Mcgregor‘un canlandırdığı Renton karakterinin başından geçenleri akıcı bir sinema diliyle işlemekte ve izleyicisine yüksek bir seyir zevki vadetmekedir.

“Choose Life!” – Hayatı Seç!

Film, sinema tarihinin ikonikleşmiş açılışlarından biri olan ve bir anlamda “Choose Life Sekansı” olarak adlandırılabilecek bir giriş ile başlamaktadır. Bu başlangıç, karakterlerin ve hikayelerinin bir tanıtımı niteliğinde olmakla birlikte, dönemin uyuşturucu karşıtı kampanyalarına da atıfta bulunmaktadır. Söz konusu iyi niyetli öneri karşısında “Ben hayatı seçmemeyi seçiyorum” diyen Renton, izleyiciye filmin ana temasını böylece sezdirir. Yapılan seçimler, bunların önemi ve elbette şekillenmelerinde en önemli etken olan çevre faktörü filmin ana temalarındandır.

Uyuşturucu Madde Temsili

İskoç gençliğinin dönemin toplumsal sorunları ve kimlik mücadelesiyle boğuşurken uğradığı limanlardan biri olan uyuşturucu kullanımı, filmde başkaldırı niteliğinde bir eylem olarak yer almaktadır. Renton ve arkadaşlarının üzerinden bir yandan sistemin İskoç halkı üzerindeki baskıcı tavrı eleştirilirken diğer yandan İskoç gençliğinin sessiz ve kabullenici tavrı da eleştirilmektedir. Tekrar filmin başına, yani Choose Life Sekansına dönecek olursak, uyuşturucu kullanımının altında yatan diğer bir anlam görülmektedir: Seçim olarak adlandırılan ve aslında toplumun kabul gördüğü sosyal normların çizdiği sınırlara bir eleştiri getirilmektedir. Öyle ki Renton karakterinin bunun arkasına eklediği TV, iş, kariyer gibi örnekler bu eleştirinin somutlaştırılmasıdır.

Uyuşturucu Bağımlılığı

Film, uyuşturucu teması ile bir toplum ve sistem eleştirisi gerçekleştirirken, Renton karakteri üzerinden bağımlıklık psikolojisini ve zararlarını da işlemektedir. Renton ve arkadaşları içinde bulundukları mutsuzluk ve kölelik çarkları ile çalışan sisteme bir tepki olarak farklı bir yaşam tarzına, uyuşturucuya yönelirler ve bu yönelimin sonucu olarak umutsuzluk ve sefalet ile karşılaşırlar. Film bu farkındalığı Ewan Mcgregor’un canlandırdığı Renton karakteri aracılığıyla izleyiciye sunmaktadır. Trainspotting, bağımlılık konusunda çevre faktörünü ön plana çıkarmakta ve bunun vurgusunu sık sık yapmaktadır. Arkadaş ortamlarındaki kötü alışkanlıklar, teşvik, özendirme gibi belirli etkenler, çevre faktörünü bağımlılık konusunda etkili bir konuma getirmektedir. Film boyunca Renton’ın yaşadığı çatışma ve bağımlılıkla mücadele süreci büyük oranda çevre faktörü sebebiyle sekteye uğrar.

Sinema Dili

Filmi “Uyuşturucu zararlıdır!” sloganı altında etkisiz kalabilecek bir kamu spotu olmaktan kurtaran ve filmin bir sanat eserine dönüşmesine vesile olan nokta kullandığı anlatı dilidir. Trainspotting‘in dili, hikayeyi tüm gerçekliğiyle, olduğu gibi ortaya koyarak izleyiciye özgürlük tanımaktadır. Ele aldığı temayı sebep-sonuç ilişkileri ile birlikte gerçekçi bir zemine oturtan, hikayeyi dönemin sosyal yapısına ve buna bağlı olarak oluşan psikolojiye dayandıran yapım, seyirciye herhangi bir yönlendirme yapmadan uyuşturucunun zararlarını sezdirmiştir. Kullandığı bu sinema dili kendisini diğer uyuşturucu temalı filmlerden ayırırken, sinema tarihinin en etkili filmlerinden biri olmasına da ortam hazırlamıştır.

Sinematografi

Trainspotting’in anlatıyı destekleyen sinematografisi, filmin sanatsal tarafına katkıda bulunduğu gibi, izleyicinin de hikayenin içine girmesine kolaylık sağlamaktadır. Trainspotting, dramatik yönünü komedi unsurlarıyla destekleyen oldukça hareketli bir yapımdır. Kullandığı bu anlatı dili, sinematografisine de yansımış ve ortaya sıcak renklerin kullanıldığı, hikayesinin aksine karanlığa düşmeyen, hareketli müziklerle donanmış bir yapım çıkmıştır. Film gerçekçiliğini zıtlıklardan oluşturduğu parça-bütün ilişkisi ile desteklemiş ve bu şekilde izleyicilerin beğenisini toplamıştır.

 

Kaynakça

  • Onedio.com “Trainspotting’in 20 Yıl Sonra Da İlk Günkü Gibi Sevilmesinin 13 Nedeni”. Erişim: 18.12.2023. Web
  • Eksiseyler.com “Sömürgeciliğin Muhafazakar Politikalarına Atılmış Sağlam Bir Tokat: Trainspotting”. Erişim: 18.12.2023. Web
Doğukan Büyüközkan
Doğukan Büyüközkan
Yazan ve Yöneten

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks