Tove Ditlevsen‘in Kopenhag Üçlemesi serisinin ikinci kitabı Gençlik, yazarın gençlik dönemine ayna tutuyor. Hayatla, iş hayatıyla, ilişkilerle olan mücadelesini filtresizce okuduğumuz Ditlevsen’in, bu karmaşa içerisinde hayallerinin peşinden koşmasına şahit oluyoruz.
- “Ama çoğu zaman bu hayatı dayanılmaz derecede sıkıcı buluyor, çocukluğumun değişken ve hadiseli yıllarını acıyla anımsıyorum.” (s.12)
- “… çünkü ancak ruhum tümüyle onun ruhunda barındığında ve içimde gizli bir köşeyi ondan saklamadığım zaman seviyor beni.” (s.13)
- “Gözümün önüne çocukluğumdan bir hayalet geliyor: istikrarlı bir vasıflı işçi. Hoşuma gitmeyen vasıflı işçi değil, geleceğin bütün parlak hayallerinin önüne geçen ‘istikrarlı’ kelimesi. Yağmur bulutları gibi, neşeli güneş ışınlarının süzülüp geçemediği kadar gri.” (s.13)
- “Arka binanın merdivenini çıkıyorum ve doğduğum bu yerden asla kurtulamayacağım diye korkuya kapılıyorum. Birden hiç sevmiyorum burasını, anılarımın her biri bana karanlık ve hazin geliyor. Burada oturduğum sürece, yalnızlığa ve anonimliğe mahkûmum. Dünya beni insandan saymıyor, ne zaman bir köşesinden tutmayı başarsam, hemen elimden kaçıp gidiyor. İnsanlar ölüyor, üstlerine evler yıkılıyor. Durmadan değişiyor dünya, bir tek çocukluğumun dünyası olduğu gibi duruyor.” (s.27-28)
- “Bütün bu değişim ötesi varlıklara bakarken, aslında değişikliklerden nefret ettiğimi fark ediyorum. Etraftaki eşyaların görünümü değiştiğinde, kendini dağıtmamak zorlaşıyor.” (s.60)
- “Ölüm bir zamanlar zannettiğim gibi yumuşak bir kendinden geçiş değil. Zalim, iğrenç ve pis kokulu. Kollarımı kendime doluyorum, genç ve sağlıklı olduğuma seviniyorum. Kendi kendime sarılıyorum, genç ve sağlıklı olduğuma seviniyorum. Yoksa gençliğim sadece bir yokluk, bir an evvel geride bırakmak istediğim bir engel.” (s.85)
- “Şiirlerimi temize çekiyorum ve sanki bu onları iyileştiriyor. Bu çalışma esnasında içim huzur doluyor, bir gün bunun bir kitaba dönüşeceğinin hayali gözümde daha diri, daha belirgin renklerle canlanıyor.” (s.90)
- “… aynı zamanda bütün dünyanın üstüne çökmekte olan karanlığı, hüzün ve huzursuzlukla düşünüyorum.” (s.98)
- “Babamın eleştirisine kulak asmıyorum çünkü o bizi hep hayal kırıklığından korumak istemiştir. Onun anlayışına göre hayal kırıklığına uğramamak için hayattan hiçbir şey beklememek gerek.” (s.111)
- “Bu akşam kitabımla yalnız kalmak istiyorum çünkü kimse onun benim için nasıl bir mucize olduğunu gerçekten anlamıyor.” (s.127)
Ditlevsen, Tove. Gençlik. Monokl Yayınları, İstanbul: Ocak 2025.


