Senaryosu David Matalon, Sasha Perl-raver ve Jen D’Angelo tarafından kaleme alınan, yönetmen koltuğunda ise Nahnatchka Khan’ın oturduğu 2023 yapımı korku-komedi filmi Totally Killer; zamanda yolculuk ve seri katil temalarını birleştirerek teen slasher türüne yeni bir soluk getiriyor. Filmin yapımcılığını ise M3gan, Happy Death Day gibi son zamanların kayda değer korku-komedilerinin de yapımcılığını üstlenen Blumhouse Productions üstleniyor. Film, 1987’de arka arkaya işlenen üç cinayetin üstünden 35 yıl geçtikten sonra, katilin tekrar dönmesi üzerine gelişen olayları konu ediniyor.
Yazının bundan sonrası Totally Killer filmiyle ilgili sürprizbozan detaylar (spoiler) içermektedir!
1987’de aynı lisede okuyan üç genç kız henüz 16 yaşlarındayken kısa zaman aralıklarıyla cinayete kurban gider. Katil hem 16 yaşındaki gençleri hedef aldığı hem de cinayeti işlerken kurbanını 16 kere bıçakladığı için “Sweet Sixteen Killer” takma adını almıştır. Bu cinayetlerin üstünden 35 yıl geçmesinin ardından Sweex Sixteen Killer bir başka cinayet için geri döner ve filmin başkahramanı olan Jamie’nin annesi Pam’i öldürür. Bunun üzerine Jamie, bir kaza eseri zamanda yolculuk yapar ve 1987 yılına döner. Eğer Jamie 1987 yılındaki cinayetleri önler ve katili durdurursa şimdiki zamana döndüğünde annesi yaşayacaktır. Jamie bunun üzerine annesini kurtarmak için katili durdurup geçmişi değiştirmeye çalışır. Fakat 1980’ler günümüzden çok farklıdır.
Totally Killer, klişe bir teen slasher olarak kalabilecekken zamanda yolculuk temasından aldığı güçle mizah dozu yüksek bir işe dönüşüyor. Film, yeni nesil korku özelliklerini muhafaza ederken 80’li yıllara dönüş temasıyla 80’li yılların teen slasher’larını özleyen korku severlere tatlı bir nostalji yaşatmayı ihmal etmiyor. Scream’in açtığı yoldan gösterdiği hedefe adım adım yürüyen Totally Killer, 80’li yılların teen slasher klişelerini hem nostaljik hem de esprili bir dille ele alarak kendi mensup olduğu alt türle alay ediyor. Bu bağlamda zamanda yolculuk temasını oldukça işlevsel kullanan film, esprilerinin çoğunu da 80’li yıllar ile günümüz arasındaki algı ve kültür farkına borçlu. Z kuşağının tipik özelliklerini gösteren ve woke kültürü’nün göbeğinden gelen Jamie, 80’lere döndüğünde ebeveynlerinin genç hâlleriyle ve onların arkadaş çevresiyle vakit geçirdikçe iki dönem arasındaki farkları, kültürel uçurumları ve kuşak çatışmasını iliklerine kadar hissediyor. Homofobi, ırkçılık, sosyal adaletsizlik gibi konulara politik doğrucu bir çerçeveden yaklaşan Jamie, 80’lerin bu konudaki rahatlığını görünce şaşkına dönüyor. Totally Killer, günümüzle 80’lerin kültürel karşılaştırmasını yaparak komedi ögelerini bu karşılaştırma üzerine kuruyor.
Film, ebeveynlerin gençliğiyle arkadaş olmak gibi bir temanın sunabileceği mizahi ve duygusal olanaklardan da elinden geldiğince yararlanıyor. Örneğin Jamie şimdiki zamandayken annesi ona “Ben senin yaşındayken anneme asla böyle davranmazdım,” diyerek klişe bir anne repliği atıyor. Jamie geçmişe döndüğünde ise annesinin anneannesine tıpkı kendisinin annesine davrandığı gibi davrandığını görüyor. Jamie’nin anne babasının ona yasakladığı ya da yapmasını istemediği birçok şeyi kendi gençliklerinde daha da aşırı bir şekilde yapmış olmaları oldukça eğlenceli bir tonda anlatılıyor.
Janrı ve tematik benzerlikleriyle Scream’i, zamanda yolculuk temasıyla Back to the Future’ı, Cadılar Bayramında geçiyor olmasıyla John Carpenter’in kült filmi Halloween’ı anımsatan Totally Killer; bu filmlerin üçüne de açık referanslar veriyor. Hatta bir sahnede Back to the Future’ın zaman yolculuğunu işleyişinde mantıksal bir hata bulunarak film açık açık eleştiriliyor. Filmdeki ana karakterin isminin Jamie olması ise Halloween’in çığlık kraliçesi Jamie Lee Curtis’e bir gönderme olarak okunabilir. Böylelikle Totally Killer, sık sık seleflerine saygı duruşunda bulunarak klişe yönlerini zekice referanslarla gölgeliyor.
Filmin olumsuz manada eleştirilecek yönleri de var gayet tabii. Bütçesinden kaynaklı olduğu bariz olarak görülebilecek bazı teknik noksanlıklar göze çarpıyor mesela. Bunun yanı sıra mizahi ve dinamik olmaya çalışan anlatısı yer yer fazla lakayt bir hale bürünebiliyor. Film bir korku-komedi filmi olmasına karşın tüm kozlarını mizaha yatırmış gibi duruyor, seyirciyi korkutmak ve germek konusunda güçsüz kalıyor. Buna karşın Totally Killer, fazla beklentiye girmeden ve kafa yormadan keyifli vakit geçirmek isteyen korku-komedi severler için doğru bir alternatif gibi duruyor. Ayrıca filmin Echo & The Bunnymen, Bananarama, New Order, Chris De Burgh ve Shannon gibi müzisyenlerin 80’lere damga vurmuş şarkılarından oluşan soundtrack‘iyle de nostalji rüzgarları estirerek kulaklarımızın pasını sildiğini belirtmeden geçmeyelim. İyi seyirler!
Fragman için:
