Günümüzün dijital dünyasında toplumsal olaylara verilen tepkiler artık sosyal medya aracılığıyla görünür hale gelmektedir. Aktivizm, toplumsal değişim yaratmak amacıyla eylemlerle kendini gösteren bir tutumken, dijitalleşme ile birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. Oturma eylemleri veya boykotların yerini hashtagler, imza kampanyaları gibi çevrim içi aksiyonların nasıl aldığını sizler için inceledik.
Mehmet Rauf’un Eylül romanında Suat, Necip ve Süreyya’nın iç dünyaları üzerinden yasak aşk, vicdan azabı ve bastırılmış duygular psikolojik boyutlarıyla işleniyor.
Toplumsal cinsiyet kalıpları, yalnızca davranışlarımızı değil mekânlarla kurduğumuz ilişkiyi de belirler. Üst soylarımızdan miras kalan toplumsal cinsiyet kalıpları, zamanla hayatımızın belirli alanlarına yansıyarak alanlarımızı kısıtlar. Tarih boyunca erkekler ve kadınlar, farklı alanlarda sosyalleşmeye yönlendirilmiş, bu da mekânlara cinsiyet atfedilmesine yol açmıştır. Kadınların butikle, erkeklerin kahvehane ile özdeşleşmesi; yalnızca basit bir çağrışım değil, toplumsal normların hayatımıza bıraktığı derin bir izdir.
Negatif duyguların işlevleri ve duygusal detoksun insan yaşamındaki etkileri, iyilik-kötülük ikileminin ötesinde çok yönlü bir bakış açısıyla ele alınıyor.
Tüketim Kültürü: Tüketim, modern toplumlarda ihtiyaçların ötesine geçerek bireylerin kimliklerini, statülerini ve yaşam tarzlarını ifade ettikleri kültürel bir alan haline gelmiştir.