Top Gun: Maverick I 80’ler Havası ve Günümüz Teknolojisiyle Yüksek Aksiyon

İlk filminden tam 36 sene sonra çekilen, büyük beklentiye sahip bir Amerikan aksiyon filmi. Yaklaşık 800 saatlik kaydı mevcut. Yönetmen koltuğunda Joseph Kosinski bulunuyor. Başrollerini Tom Cruise, Miles Teller, Val Kilmer ve Jennifer Connelly‘nin paylaştığı, 1986 yılının en çok hasılat yapan Top Gun filminin devamı niteliğindedir. 800 milyon dolarlık hasılatla şuan için 2022’nin en çok izlenen filmi oldu. Tom Cruise, Top Gun: Maverick prömiyerine kendi kullandığı helikopter ile giriş yapmıştı. Aksiyon filmlerinde yaşayan efsane haline gelmiş Tom Cruise, devam filminde 80’ler havasını kaybetmemiş bir yandan da günümüz teknolojisini kusursuz kullanan bir aksiyon filmi ortaya çıkarmış.

Tony Scoot’ın stiline sadık bir biçimde oluşturulmuş.

Aradan uzun bir zaman geçse de Maverick‘in değişmeyen motoru, motorcu ceketi ve hız tutkusu sayesinde ilk filmin keyfini yakalamışlar. Tom Cruise ve Joseph Kosinski filmin klişeleşmesine izin vermemiş. Maverick’in karakter gelişimini Tom Cruise oldukça iyi yansıtmış. İlk filmde daha fevri olan karakteri olgunlaşmış ve sakinleşmiş, ama emirlere itaatsizlik özelliğinin hala devam ettiğini birçok sahnede görüyoruz. Arkadaşı Goose‘u kaybetmesinin acısını hala çektiğini yeni filmde de bize derinden hissettirdiler. İlk filmde henüz küçük bir çocuk olan Bradley Bradshaw “Rooster” Top Gun pilotlarından biri olmuş. Ayrıca ilk filmde birkaç kere sözü geçen fakat görmediğimiz, “amiralin kızı” olarak bahsedilen Penny Benjamin, bu filmde Maverick ile arasında romantik ilişki geçen karakter olarak öne çıkıyor. İlk filmdeki “Iceman” karakterini görmek bizi heyecanlandırdı, sonrasında zamanın ona yaramadığını görmek içimizi de burkmadı değil. Özellikle Amerikan futbolu sahnesinde yaşlanmayan Tom Cruise, rolüyle bütünleşmiş Miles Teller’ın ilk filmdeki voleybol sahnesini aratmadı.

Filme Tom Cruise farkıyla hazırlanmışlar.

Filmin başrol oyuncusu ve yapımcısı olan Tom Cruise‘un hiçbir filmde dublör kullanmayı sevmediğini biliyoruz. Bu filmde de kendi jetini kendi kullanmış. Her oyuncu 3 ay özel tasarlanmış bir eğitimden geçmiş. Tüm uçuş sahneleri jetlerin içinde çekilmiş. Kameraların uçuş güvenliğini etkilememesi ve istenilen görüntüleri yakalamak için ABD hava kuvvetleri ile Tom Cruise 15 ay çalışmış.

Tom Cruise: “Onlara gerçekten sinematografi ve ışıklandırmayı öğretmem gerekiyordu, böylece kamerada neyin iyi görüneceğini anladılar” demiş. Filmde bazı küçük kusurları bilerek bıraktıklarını, filmin doğallığını bozmak istemediklerini söylemişler. Görüntü yönetmeni Claudio Miranda: “Bütün bunlar onu çok daha heyecanlı, gerçek ve insani kılıyor” demiş. Hatta Tom Cruise dışındaki oyunculardan sadece Monica Barbaro bu zorlu koşullarda kusmadan çekimleri tamamlayabilmiş. Bu kadar emek sayesinde; kusursuz çekimleri ve ses efektleri, bize filmin içindeymişiz gibi hissettirmeyi sağlıyor. Tom Cruise’un filmi neden dijital platformlarda çıkarmak istemediğini sinema ekranında izlediğinizde anlamış oluyorsunuz.

“Yüzlerindeki ifadeyi gördüğünüzde, esasen rol yapmıyorlar. Uçağın yükseldiğini gördüğünüzde, yukarı çıkıyorlar. Uçağı baş aşağı gördüğünüzde, baş aşağı duruyorlar. Her oyuncunun yaşadığı fiziksel çabayı hayal edebilirsiniz”

Konu ilk filmle aynı olay akışında ilerliyor.

Film, bir zamanlar çok başarılı bir Top Gun pilotu olan Maverick‘in, ordudan elini kolunu çekmiş, yeni uçak projeleri için çalıştığı bir sahneyle başlıyor. Projenin durdurulması gerektiği emrine uymayarak jetin sınırlarını zorluyor. Maverick’i bu sefer eski dostu olan Iceman koruyor. Geçmişteki emre karşı gelen, asi tavırlarını ilk sahneden görmüş oluyoruz. Ordu, çok yetenekli olan Maverick’i tehlikeli bir görevin eğitimini vermesi için çağırınca, aslında ilk filmdeki olay örgüsüne benzer bir şekilde ilerliyor. Eğitim vereceği pilotlardan biri ilk filmde eğitim sürüşünde ölen ve bu konuda hala kendini affedemediği yardımcı pilotu “Goose” Nick Bradshaw’ın oğlu “Rooster” Bradley’dir. Filmin akışında Maverick’in Bradley’in pilot olmasını istemediğini, hatta olmaması için müdahalelerde bulunduğunu öğreniyoruz. Maverick, Rooster‘ın aslında çok iyi bir pilot olduğunu biliyor; fakat tarihin tekerrür etmesinden korkuyor. Bir yandan da Rooster ve Hangman arasında gerginlik oluşuyor. İlk filmde de benzerini izlediğimiz rekabeti bu filmde Rooster ve Hangman arasında görüyoruz. Maverick takımın kaynaşması, gerginliğin azalması için takıma Amerikan futbolu oynatıyor. İlk filminde Goose, Rooster ve Maverick bulunduğu piyano sahnesinde, bu sefer Goose’u görememek üzerken, Rooster’ın büyümüş ve bir top gun pilotu olarak babasının çaldığı piyanoyu çalması izleyicileri duygulandırıyor. Tüm takım hazır olduğunda ve görev vakti geldiğinde asıl uçuş sahnelerini göz kırpmadan izliyoruz.

Kötü Karakter Eksikliği 

Kötü karakterin yüzü gösterilseydi, en azından hangi ülkede olduğunu öğrenebilseydik, neden bu görev bu kadar önemli daha detaylı bir bilgilendirme yapılsaydı daha iyi olabilirdi. Bombalandırma yapılacak bölge tam olarak neresi? Bu kadar tehlikeli ve zor bir göreve giderken düşmanın daha sağlam bir şekilde tanıtılması daha uygun olabilirdi. Mantık arayan ve detay seven seyircileri bu noktada tatmin etmeyebilir, fakat aksiyon sahneleri o kadar iddialı ki bunları düşünecek zaman bile bulamayacaksınız.

Ayrıca Lady Gaga‘nın şarkısının jenerikle uyumu gayet güzel olmuş. Şarkı seçimlerinin yine fazlasıyla keyifli olduğunu da söylemeden geçmeyelim. Nostaljik göndermeleri ve kusursuz çekimlerini öve öve bitiremediğimiz Top Gun: Maverick, aksiyon seven izleyicilerin listesinde olmayı hak ediyor.