“Yüzüklerin Efendisi“ üçlemesi, yalnızca fantastik bir kurgu evreni değil; dünyanın mevcut çevre sorunlarının güçlü bir betimlemesidir. Tolkien‘in Orta Dünya evreninde günümüz dünyasının çevresel problemlerine karşı göndermelere rastlamamız mümkün. Sanayileşme, kontrolsüz tüketim ve doğadan uzaklaşma gibi kavramlar çeşitli karakterlerde hayat bulmuştur. Doğa dostu eylemlerin yanı sıra doğa düşmanı eylemlerle de bolca karşılaştığımız bu üçlemede, siz hangi taraftasınız? Doğayı savunanlardan mısınız, yoksa tüketenlerden mi?
Dünya’ya Zarar Veren Eylemler
.jpg)
Orta Dünya’da çevreye zarar veren eylemlerden en bariz olanı, sanıyorum ki Saruman‘ın Isengard’ı sanayi üssüne dönüştürmesi ve Fangorn Ormanı‘nı yok etmesi olabilir. İzlediğimiz sahnelerde Saruman’ın Yüzük Kardeşliği‘ne karşıt eylem ve planlarını izlesek de arka planda; gerçek dünyada yaşanan ormansızlaşma, küresel ısınma, ekosistemin ağır hasar alması, fosil yakıt kullanımı ve canlı türündeki azalmaya dikkat çekilmektedir. İçinde bulunduğumuz dünyanın yaşadığı bütün çevresel problemler, Orta Dünya’da çeşitli şekillerde sembolize edilerek ekranlara aktarılmıştır.
Serinin ikinci filmi olan İkiz Kule‘de (2002) Saruman’ın Isengard’ı nasıl değiştirip yok ettiği anlatılır. Isengard’ın yemyeşil doğası yerini kara dumanlar, yer altı oyukları ve kuleye bırakmıştır. Gandalf, bu durumu şu sözlerle ifade etmektedir:
“Saruman, eski bilgileğini terk etti. Yeni bir gücün hizmetinde. Sanayinin gücü.”
Saruman, yemyeşil bir ormanı alarak kontrolsüzce büyüyen bir endüstri çukuruna çevirmiştir. Bu açıdan baktığımızda Saruman, modern dünyanın sömürücülerinin bir yansımasıdır. Doğaya ilgi duymayan, doğayı sevmeyen ve kendi çıkarları doğrultusunda doğayı katletmekte bir sakınca görmeyen birçok kişi, kurum ve kuruluşlar bu filmde kendilerini Saruman’da görebilirler.
Mordor ise sürdürülebilirliğin tam zıttı olarak karşımıza çıkmaktadır: Zehirlenmiş topraklar, kurumuş nehirler, bitmeyen savaşlar ve sömürüye dayalı kontrolsüz üretim. Sauron‘un kontrolcülüğü, zamanla doğanın yok olmasına yol açmıştır. Aç gözlü, elindekiyle yetinmeyi bilmeyen sanayi toplumunun tüketim bağımlıları kendilerini Sauron’da bulabilirler.
Doğa Dostu Uygulamalar

Tıpkı gerçek yaşamda olduğu gibi, doğaya hak ettiği değerin gösterildiğine de şahit olmamız mümkün. İyi ve kötü birbirinden beslenen, birbirine zıt ama bir o kadar da bağlı iki olgudur. Biri olmadan, diğerinin varlığından söz edilemez. Bu yüzden eğer Orta Dünya’da çevreye zarar veren eylemler varsa mutlaka öteki tarafta da çevre dostu eylemlerle karşılaşırız.
Burada gözlemlediğimiz çevre dostu eylemler, gerçek hayatta var olan çevrecilik kavramı ile birebir örtüşmemektedir. Fakat buna rağmen, birçok izleyiciye ilham olabilecek ve ders çıkarmalarını sağlayacak eylemler Orta Dünya’da kendine yer bulmuştur. Örneğin Hobbitler, toprağa bağlı yaşam biçimleri ile bambaşka bir yaşam tarzı sunuyor. Tarım uygulamalarının devam ettirilmesi, sadece ihtiyaçları kadarının kullanılması ve elindekini paylaşma eylemleri uzun vadede çevreye faydası dokunacak eylemlerdir. Burada tepelere oyulan ve enerji tüketimine ihtiyaç duymayan Hobbit evleri, sanayileşmeye karşı ve teknolojik bağımlılıktan uzak bir yaşam biçiminin keyifli bir yansımasıdır.
Bir diğer çevre dostu eylemleri Elfler üzerinden vermemiz mümkün. Ağaçları kesmek yerine doğanın kendine has biçimine uyum sağlayarak yaşamaları doğaya gösterilen saygının somut bir örneğidir. Elflerin ormanlara zarar vermeyi reddetmesine yönelik temel anlayışları ve ağaçların ruhlarının olduğuna inanmaları, bulundukları yerde doğanın güvende olduğunu hissetmeniz için yeterlidir.
Orta Dünya’dan Günümüze Değişenler

Orta Dünya’da sadece siyah ya da beyaz yoktur. Gri alanlar da vardır. Doğanın zarar görmesi her zaman kötülerin eylemleri sonucunda gerçekleşmez; iyilerin sonunu düşünmeden gerçekleştirdiği birtakım eylemler de kelebek etkisi misali istenmeyen sonuçları doğurabilir. Bu doğrultuda şunu unutmamamız gerekir: Doğaya zarar veren sadece kötüler değildir, farkında olmadan bizler de bu kötülüğün bir parçası olabiliriz.
Günümüzde patlak veren ve vermeye de devam eden çevresel problemlerin birçoğunu Orta Dünya’da görmemiz mümkün. Bu nedenle Orta Dünya sadece kurgusal bir evren olarak karşımıza çıkmakla kalmaz, biz izleyicilere uyarıda bulunur. Bugün kadar yarınların da yaşanılabilir olması için, geleceğe dair bir yardım çağrısıdır bu uyarı.
Orta Dünya’da sanayileşme karşısında doğayı korumak pahasına verilen mücadele, gerçek dünyada da yaşanmaktadır. Tek fark, burada hikâyenin kahramanları bizleriz. Bu nedenle yaptığımız eylemlerle birlikte hangi tarafta yer alacağımız son derece önemli. Şimdi, tekrar sormak istiyorum. Saruman gibi doğayı çılgınca tüketenlerden mi olacaksınız yoksa Elfler veya Hobbitler gibi doğayı koruyanlardan mı?
Kaynakça
Öne çıkan görsel: Fandom
A. McGranht & A. Jonker. “What are Environmental Issues?”. IBM, 21.11.2023. Web. Erişim: 07.06.2025
“Yüzüklerin Efendisi: İki Kule”. IMDb. Web. Erişim: 07.06.2025