Kitaplarının temelini 1914’de atan ve fantastik edebiyata aslında çocuklar için yazdığı “Hobbit” kitabıyla merhaba diyen, ardından “Yüzüklerin Efendisi” ile bu türü taçlandıran Tolkien, tüm zamanların en büyük fantastik edebiyat yazarı olarak kabul ediliyor. Peki onun bu kadar yüceltilmesi fantastik edebiyatı gerçekten mahvetti mi?

Tolkien Evreni
Öncelikle Tolkien‘in yarattığı evren, basit bir kurguya dayanmaz. Çağlardan oluşan bu farklı dünya; Eru Illuvatar‘ın yaratımıyla oluşmuş ve pek çok farklı türe ev sahipliği yapmıştır. Kitaplarında göreceğimiz bu türler, orijinalliğini korumuş ve onlara biçilen özellikleriyle ilgi çekici bir hal almıştır.
Her şeyin ötesinde ırklara göre yarattığı farklı diller ve bu dillerin çekimleriyle kendini oldukça zorlayıcı bir yazım sürecine itmiştir. Bu nedenle kitapların yayımlanması uzun sürmüştür.

Evrenle alakalı tam olarak bilgi sahibi olamadığımız daha birçok nokta vardır. Çünkü bu evren, oldukça geniş ve karışık temellere dayanmaktadır. Yarattığı farklı türler, bu türlere ait diller ve bu türlerin spesifik özellikleri evreni ilk bakışta anlayamayacağımız derecede zorlaştırır.
Nasıl Yazıldı?
Hobbit kitabı aslında bir çocuk kitabı olarak kurgulanmıştı. Ancak kitabın yayınlanmasından sonra her yaştan insanın ilgisini çekmeyi başarmıştı. Yayınevi de Tolkien’den yazmaya devam etmesini istedi.
Tolkien, evrenini şekillendirmeye devam ederken yakın arkadaşı, aynı zamanda Narnia Günlükleri‘nin yazarı olan, Lewis’in desteğini aldı.
Yüzüklerin Efendisi’nin yazım aşaması, oldukça ilginç devam etti. Çünkü Tolkien bu kitabı da tıpkı Hobbit gibi bir çocuk masalı tadında yazmak istiyordu. Ancak yarattığı karakterler giderek karanlıklaşmaya başladı. Olay örgüsü karmaşıklaşmaya ve ciddi bir hale gelmeye başladı. Olayların genişlemesi ve ilgi çekici hale gelmesi, Yüzüklerin Efendisi’ni 1960 yılından sonra popülerliğe doğru itti. Öyle ki, 2003 yılında Yüzüklerin Efendisi İngiltere’nin En Sevilen Romanı olarak kabul edildi.
Evrenin rehberi olan Silmarillion ise bambaşka bir yazım aşamasından geçti. Silmarillion, Finlandiya Kalevala, İzlanda sagası, İncil, Yunan mitolojisi, Birinci Dünya Savaşı ve Kelt efsaneleri dahil olmak üzere birçok antik, ortaçağ ve modern kaynaktan ilham alan oldukça karmaşık bir eserdir.

Eru Ilúvatar‘ın adı Fin mitolojisinden ödünç alınmıştır. Ainulindalë‘nin antik stili ve gravitaları Eski Ahid’inkine benzemektedir. Númenor‘un ada uygarlığı Atlantis’i andırmaktadır. Yani Tolkien, evrenini yaratırken etrafta yer alan bu çeşitlilikten fazlasıyla yararlanmıştır.
Tolkien, bu kitabı tamamlayamadan hayata gözlerini yummuştur. Kitap, ölümünden sonra oğlu Cristopher Tolkien‘in eksik yerleri kurgulamasıyla yayımlanmış ve orta dünyanın bir rehberi haline gelmiştir. Evrenin aslında sadece orta dünyadan oluşmadığını, Beledriand’ın varlığını ve nasıl yok olduğunu da anladığımız bu kitap sayesinde evrenin karmaşıklığını, genişliğini ve kafa karıştırıcılığını tekrar tekrar fark edebiliyoruz.
Tolkien Gerçekten Fantastik Edebiyatı Mahvetti mi?
Tolkien yarattığı evrenle fantastik edebiyatın babası olarak kabul ediliyor. Ayrıca, fantastik edebiyata olan ilginin büyük bir kısmının da bu serilerle geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Ancak eserlerinin ardından fantastik edebiyatın kısır bir döngüye girdiği de bir gerçektir. Çünkü Tolkien’in ardından yazılmaya çalışılan eserler farklı şeyler denemeden güvenli yolu tercih etmiştir. Yüzüklerin Efendisi gibi bir örnek vardır önlerinde neticede.

Yüzüklerin Efendisinin bu kadar popüler olması, yazarları bu popülerliğe ittiğinden farklı arayışlara girme isteklerini köreltmiştir. Okurların da farklı bir evrene kaymasını engellemiştir. Ancak burada suç Tolkien’in değildir.
Tolkien’in kurgusunun başarılı olması ve onun ardından farklı bir şeyler denenmemesi Tolkien’in değil, yazarların suçudur. Fakat Rowling gibi yazarların ortaya çıkışı da yeni evrenlerin yaratımına sebebiyet vermiştir. Harry Potter evreninin yaratıcısı olan J.K Rowling’in Tolkien’den ilham aldığını da unutmamak gerekiyor. Yani bu nedenle, Tolkien fantastik edebiyatı mahvetmemiş aksine bu türe öncü olmuştur.
Kaynakça
Orta Dünya Ansiklopedisi, Wiki, Web



Tolkien modern epik fantezi edebiyatının kurucusudur ki kurucunun da oluşturduğu edebiyatı mahvetmesi söz konusu değildir. Eğer mahvetmiş olsaydı günümüzde bu edebiyat bu kadar popüler olmazdı. Mahvolma durumu varsa bu sizin de dediğiniz gibi sonradan gelen yazarların suçu olabilir ki şu ana kadar Tolkien’in oluşturduğu fantastik evren gibi detaylı bir evren maalesef kurulamamıştır. Fakat yazıda örnek verdiğiniz gibi Harry Potter evrenini ve ek olarak Game of Thrones’u da unutmamak gerek çünkü bu evrenler Orta Dünya kadar olmasa da gayet iyi oluşturulmuş ve detaylandırılmış evrenlerdir. Fantastik edebiyatın neden mahvolduğunu ya da neden kısır bir döngüye girdiğini açıklayabilir misiniz? Çünkü bence aksine genişliyor ve kısır bir döngü içerisinde de değil.
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim ki kesinlikle bu başlık da bu şekilde savunulabilir diye düşünüyorum. Tolkien’in varlığı; fantastik edebiyat için bir referans ve yol göstericidir aslında. Açıkçası fantastik edebiyatın mahvolduğunu düşünmüyorum yazımda da belirttiğim gibi. Kısır döngüye girmesinin sebebini de çok nadir olarak yazarların farklı kurgular denememesini gösterebilirim. Çünkü popülerlik ve tutan bir kurgu her zaman daha kolay bir yol olmuştur. Ama dediğiniz gibi Game Of Thrones gibi eserler elbette ortaya çıkacaktır. Tıpkı Marry Shelley’den sonra Tolkien’in ortaya çıkması gibi. Tolkien evreni basit ve sade bir kurguya dayanmadığından ve henüz daha da iyisini göremediğimizden fantastik edebiyatın şu an için genişlediğini düşünmüyorum. Yani aslında oldukça geniş bir türken tek konsepte sıkışıldığını düşünüyorum. Sizin de dediğiniz gibi Tolkien evreni kadar detaylı bir evren maalesef kurulamamıştır. Belki de bir daha bu kadar detaylı bir evren tarihi okuyamayacak olmamız düşüncesi de insana kötü bir his veriyor 🙁 Ama dediğiniz gibi, Tolkien’in bu türü mahvetmesi olası değildir elbette.