“En üzücü hikâyemizi konuştuğumuzda, ondan kurtulabiliriz.”
Taylor Swift‘in yepyeni albümü “The Tortured Poets Department” uzun bir bekleyişin ardından yayımlandı. Peki bu şarkılarla Taylor Swift bize ne anlatmak istiyor?
1. Fortnight (feat. Post Malone)
“I love you, it’s ruining my life
(Seni seviyorum, bu hayatımı mahvediyor)”
Albümün ilk şarkısı oldukça acımasız bir şekilde karşılıyor bizleri. Kısa süren bir ilişkinin kahramanımızda bıraktığı etkiyi görebiliyoruz şarkının sözlerinde. Geçmişte yaşanan heyecanlı aşk ve şu anda yaşanan durgun hayatın karşılaştırması, şarkıdaki zıtlığı gözler önüne seriyor. Taylor Swift şarkıda bir kontrast oluşturarak ilişkinin bıraktığı hasarı daha somut bir şekilde görmemize neden oluyor.
Takıntıya dönüşen aşk, kahramanımızın günlük hayatını mahvettiği gibi uzun sürecek de bir travma bırakıyor adeta. Taylor Swift’in Matty Healy ile arasında geçen kısa süreli ilişkiye gönderme yaptığını anlamak da uzun sürmüyor.
2. The Tortured Poets Department
“At dinner you take my ring off my middle finger an put it on the one people put wedding rings on
(Akşam yemeğinde yüzüğümü orta parmağımdan çıkarıp insanların alyans taktığı parmağa takıyorsun)
And that’s closest I’ve come to my heart exploding
(Ve bu, kalbimin patlamasına en çok yaklaştığım an)”
İlk şarkıya göre daha özel bir konumda bu şarkı. Albüme ismini vermesinden de anlaşılabilir bu durum. Taylor Swift‘in Joe Alwyn‘den beklentileri ve yaşadıkları daha spesifik anlara odaklanan şarkı, albümün genel temasının bir resmini çekiyor bizlere.
Alwyn ve oyuncu arkadaşı Paul Mescal, Aralık 2022’de bir konuşma sırasında, Andrew Scott ile “İşkence Gören Erkekler Kulübü” adlı bir konuşma grubunun parçası olduklarından bahsettiler. Aynı sıralarda Swift, Alwyn’den ayrılışını konu alan “You’re Losing Me” adlı parçasını yazmıştı. Şarkının ve albümün adının dayandığı noktanın burası olabileceğinden şüpheleniyoruz.
Bazı hayranlara göre ise şarkı, Taylor Swift ve Matty Healy arasındaki ilişkiye bir atıf.
3. My Boy Only Breaks His Favorite Toys
“My boy only breaks his favorite toys,
(Oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor)
I’m queen of sand castles he destroys
(Ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kraliçesiyim)”
Kullandığı oyuncak metaforu ile yaşadığı aşkın yıkıcı ve karışıklığını anlatan Swift, ilişkideki kaostan bahsediyor aslında. İlişkinin bitimini partnerinin metaforik olarak oyuncak kırmasından kaynaklandığını söylüyor. Karşısındaki insanın ileriyi düşünmeden hareket ettiğini ve kalp kırmaktan çekinmediğini anlatıyor aslında.
4. Down Bad
“Now I’m down bad, crying at the gym
(Şimdi kötü durumdayım, spor salonunda ağlıyorum)”
Şarkının taze bitmiş bir ilişkinin ardından yazıldığı aşikâr. Ayrılık sonrası Swift’in yaşadığı bunalımı açık bir şekilde veren bu şarkı, kendi hayatımıza adapte etmemize neden oluyor. Samimi sözleriyle bir kaybedişi açıkça gözler önüne seriyor. Ayrılığın bıraktığı çaresizliği sözlerinde işleyen Swift, bir boşvermişlik hâline bürünüyor.
5. So Long, London
“And you say I abandoned the ship, but I was going down with it
(Ve sen gemiyi terk ettiğimi söylüyorsun, ama ben de onunla birlikte batacaktım)”
Taylor Swift’in albümlerinde beşinci şarkının hep özel bir anlamı vardır. Her albümünün en can alıcı şarkısı hep beşinci sıradaki şarkıları olmuştur. Bu albümde de aynı durumu görüyoruz. Bariz bir şekilde Joe Alwyn ile ayrılığını anlatan şarkı, bütün bitmiş ilişkilerin bir temsili adeta. Sözleri, ritmi ve hissettirdikleriyle bizi yine yaralamayı başarıyor Swift.
Şarkı, ilişkilerinin çürümüşlüğünü gözler önüne seren “You’re Losing Me” şarkısıyla oldukça bağdaşıyor. Çok fazla gönderme mevcut. “Ve yüzüme yeniden renk geliyor. Burayı çok sevdiğim için çok kızgınım.” sözlerinde You’re Losing Me şarkısındaki “Bu odaya bakışımızı hatırla, ışığından dolayı bayılmıştık / Betim benzim atmıştı, ama sen hasta olduğumuzu kabul etmiyordun“ kısmına bir gönderme. Diğer yandan “Kalp masajını durdurdum, sonuçta faydası yok” sözleri de yine “Kalbim yeniden senin için atmaya başlamayacak. Çünkü sen beni kaybediyorsun” kısmına bir gönderme.
Özetle So Long, London şarkısı, You’re Losing Me’de bahsettiği ölü ilişkinin bitimini bir kabullenme olarak özetlenebilir. You’re Losing Me şarkısında çaba görmek isteyen bir Swift varken So Long, London şarkısında, artık tüm birliklerini geri çeken ve savaşmayı bırakan bir Swift görüyoruz. Kabulleniş ve iyileşmenin şarkısı.
6. But Daddy I Love Him
“Now I’m running with my dress unbuttoned
(Şimdi elbisemin düğmeleri açık bir şekilde koşuyorum)
Scrеamin’, “But, daddy, I love him”
(“Ama baba onu seviyorum” diye bağırıyorum)”
İsmi yayımlandığı ilk andan itibaren herkes bu şarkının 1989 yapım olan “The Little Mermaid” adlı Disney çizgi filmine gönderme olduğunda hemfikirdi. Filmde Ariel sevdiği kişi ile olabilmek için sesinden vazgeçiyordu. Şarkıda da onaylanmayan bir ilişkiyi görebiliyoruz.
7. Fresh Out The Slammer
“Fresh out the slammer, I know who my first call will be to
(Hapisten yeni çıktım, ilk aramamın kime olacağını biliyorum)”
Şarkı, Taylor Swift’in Joe Alwyn ile ilişkisinin hasarını ele alıyor. Joe Alwyn ile olan ilişkisinde adeta bir hapiste hisseden Swift’in, hissettiklerinin şarkı sözlerine dökülüşüne şahit oluyoruz. Bejelewed şarkısıyla bir bağlantı kurduğumuzda “Beni bodruma atma.” sözleri, ilişkide karakterinin kısıtlandığını gözler önüne seriyor. Bir anda ritmin değişmesiyle hayatının değiştiğini, geçen yılların ardından temiz bir hava soluduğunu görüyoruz Swift’in.
8. Florida!!! (feat. Florence + The Machine)
“I need to forget, so take me to Florida
(Unutmam lazım, o yüzden beni Florida’ya götür)
I’ve got some regrets, I’ll bury them in Florida
(Bazı pişmanlıklarım var, onları Florida’ya gömeceğim)”
Florence Welch ile bir araya geldiği bu şarkı, ikilinin uyumu ile bambaşka bir noktaya taşınıyor. Şarkı ise bir kaçışı temsil ediyor. Taylor Swift, Alwyn ile ilişkisini bitirmesinin ardından Florida’da konser vermeye gitmişti. Böylece şarkı sözlerine baktığımızda Swift’in sorunlarından kaçış durağının Florida olduğunu görebiliyoruz.
9. Guilty As Sin
“Am I allowed to cry?
(Ağlamama izin var mı?)”
Albümün dokuzuncu şarkısında da Swift, Matty Healy ile olan ilişkisine değiniyor. Ancak bu kez farklı bir açıdan. Medyanın olumsuz etkilerinden bahsediyor. Ayrıca şarkı Swift’in Carolina şarkısındaki, “Ah, Carolina yıllardır neden benim günah kadar suçlu olduğumu ve bir yalancının yatağında uyuduğumu söylediklerini biliyor.” sözlere de bir gönderme olabilir. Zira Swift albümü iki yıldır saklıyordu.
10. Who’s Afraid of Little Old Me?
“You caged me and then you called me crazy
(Beni kafesledin ve sonra bana deli dedin)
I am what I am ’cause you trained me
(Ben buyum çünkü beni sen eğittin)”
Bu şarkıda da yine aynı şekilde medyanın yarattığı olumsuzlukları anlatıyor Swift. Onu dönüştürdüğü hâlden ve onda olan etkisinden bahsediyor. Şarkıda Look What You Made Me Do, the last great american dynasty ve Miss Americana & Heartbreak Prince esintileri mevcut. reputation albümünden bu yana değişmeyen şeyleri yeniden dile getiren Swift, medyayla olan mücadelesini açıkça gözler önüne seriyor.
11. I Can Fix him (No Really I Can)
“I can fix him, no, really, I can
(Onu düzeltebilirim, hayır, gerçekten yapabilirim)
Woah, maybe I can’t
(Belki de yapamam)”
Bu şarkı Swift’in çevresi tarafından onaylanmayan ve “tehlikeli bir adam” olarak ifade ettiği biriyle yaşadığı ilişki sonucunda onu düzeltebileceğine inanmasını işliyor. Matty Healy ile yaşadığı ilişkiyi göz önüne aldığımızda bağımlılıkları, geçmişi ile tanınan Healy’i değiştirebileceğini inanan Swift, şarkının sonunda bunu yapamayacağını anlıyor.
12. loml
“You said I’m the love of your life
(Hayatının aşkı olduğumu söyledin)
About a million times
(Yaklaşık bir milyon kez)”
Şarkının ismi love of my life (hayatımın aşkı) tamlamasının kısaltılmış hâlini temsil ediyor. Ancak şarkıda aşktan ziyade aşka farklı bir anlam yüklüyor. Aşkı kayıp olarak nitelendiriyor. Hâliyle şarkı loss of my life (hayatımın kaybı) hâline dönüşüyor. Geçmiş albümlerinde Joe Alwyn için yazdığı şarkılar göz önüne aldığında bu şarkının da Alwyn’e yazıldığını anlamak çok da zor olmayacaktır. Ayrıca illicit affairs şarkısının sonunda yer alan “Yalanlar söylerler, milyonlarca kez.” kısmına da bir selam çakıldığını görebiliyoruz.
13. I Can Do It With a Broken Heart
“I’m so obsessed with him, but he avoids me like the plague
(Ona çok takıntılıyım ama o benden vebalıymışım gibi kaçıyor)
I cry a lot, but I am so productive, it’s an art
(Çok ağlıyorum, ama çok da üretkenim, bu bir sanat)
You know you’re good when you can even do it with a broken heart
(Kırık bir kalple bile bunu yapabildiğinde iyi olduğunu biliyorsun)”
Şarkı bizlere ilginç bir şekilde Mastermind şarkısını anımsatıyor desek yalan olmayacak. Şarkıda Jake Antonoff‘un izlerini görebilmek mümkün. Şarkı, Swift’in Joe Alwyn ile yaşadığı ayrılık sonrasında yaptığı turneyi anlatıyor. Ayrıca bu ayrılık sonrasında işi ve duyguları arasında yaşadığı yolculuktan da bahsediyor.
14. The Smallest Man Who Ever Lived
“Were you sent by someonew who wanted me dead?
(Ölmemi isteyen biri tarafından mı gönderildin?)”
Şarkı üç aşamada ilerliyor. İlk aşamada Swift hayal kırıklıklarını dile getiriyor. İlişkiyi sorguluyor ve gerçekleri arıyor. Sonraki aşamada ilişkideki manipülasyonu gözler önüne seriyor. Son olarak da partnerini küçümseyerek, yeniden ondan etkilenmeyeceğinden bahsediyor. Şarkıda “önemsiz erkek” ve “kraliçe” arasında bir kontrast yaratarak maruz kaldığı manipülasyonu acı bir şekilde veriyor Swift. Şarkı Mr. Perfectly Fine ve I Forgot You Existed esintileri de içeriyor.
15. The Alchemy
“I haven’t come around in so long
(Uzun zamandır kendime gelmemiştim)
But I’m making a comeback to where I belong
(Şimdi ait olduğum yere dönüyorum)”
Şarkıya dair genel bir resim çizdiğimizde yeni bir başlangıç yapma isteğini görüyoruz. Ancak bu başlangıcın geriye dönüşle yapıldığını anlamak uzun sürmüyor. Alchemy kelimesiyle güçlü bir çekimden bahseden Swift, bu çekim karşısında önüne geçemeyeceği bir istek duyduğunu ve hâliyle geçmişe geri dönüp güçlü bir başlangıç yapması gerektiğini savunuyor.
16. Clara Bow
“This town is fake but you’re the real thing
(Bu kasaba sahte ama sen gerçek olansın)”
Albümün bu şarkısında Swift, Clara Bow‘u anıyor. Clara Bow, çalkantılı aşk hayatı ve zihinsel sağlık sorunlarıyla mücadele eden bir oyuncudur. Swift de şarkı için de hem kendisinden hem de Clara Bow’dan bahsederek şöhretin ve güzelliğin acımasız yönlerine ışık tutuyor. Şarkı hayranlıkla başlarken, umutsuzlukla devam ediyor. Kızgınlık içinde de bitiyor.
İkinci bölüme buradan ulaşabilirsiniz.
