The Serpent, yapımcılığını BBC’nin üstlendiği bir mini dizidir. Sekiz bölümlük bu İngiliz suç ve drama dizisi, BBC One ve Netflix’in ortak yapımıdır.
The Serpent, 1970’lerde Güneydoğu Asya’da Hippi Yolu boyunca Batılı turistleri hedef alan seri katile verilen takma isimdir. Charles Sobraj (tam ismi Hatchand Bhaonani Gurumukh Charles Sobhraj) isimli seri katil, 6 Nisan 1944, Fransa doğumludur.
Tek lakabı “The Serpent” (Yılan) değildir. Kurbanlarının tatil bölgesinde bikini ve mayo giymeleri sebebiyle ona “bikini katili” de denir. Ayrıca Hippileri hedef aldığı için “Hippi katili” olarak ananlar da vardır. The Serpent (Yılan) lakabı ise ona insanları aldatma yeteneği ve kaçma gayreti sebebiyle söylenmiştir.
Charles Sobraj’ın suç hayatı aslında çok daha önceleri başlamıştı. Vietnamlı bir anne ve Hint’li bir babaya sahip olan Sobraj bu melez kimliğinin toplumda yarattığı ayrımcılığa yaşamı boyunca çokca maruz kaldı. Daha sonra anne ve babası boşanınca babası aileyi terk etti ve henüz bir genç olan Sobraj suç dünyasına böylece adım attı. Dolandırıcılık ve manipülasyonla insan kandırma onun içinde var olan bir “yetenekti”.
En az bir düzine olmak üzere muhtemelen 24’e yakın cinayet işlediği düşünülen Sobraj, 1976’dan 1997’ye kadar Hindistan’da hapse atılmıştır. Daha sonra 2003 yılında Nepal’e döndüğünde ise burada daha önce işlediği diğer cinayetler için yargılanıp ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır. Kendisi şuan 77 yaşındadır.
Kendisi, kötü şöhretini iyi bir kazanca çevirmiştir. Röportajlar ve film hakları için talep ettiği meblağlardan büyük kazanç sağlamıştır. Ayrıca halk onu “yakışıklı” bir seri katil olarak gördüğü için elbette ki bunu da kendi yararına kullanmayı bilmiştir. Dört biyografisi ve üç belgeseli bulunan Sobraj, Main Aur Charles adlı bir Bollywood filmine ve son olarak da bahsettiğimiz The Serpent isimli diziye konu olmuştur.
Dizinin Konusu
Nisan 2021’de Netflix’te yayınlanmaya başlayan dizi isminden de anlaşılacağı üzere The Serpent’in yani Charles Sobraj’ın hikayesini ele alıyor. Fakat pek tabii mini bir suç serisi olduğundan onun biyografisine değil, işlediği suçlara ve cinayetlere odaklanıyor.
1970’lerin ortalarında geçen bu hikayede Charles’ın Bangkok, Tayland üzerinden seyahat eden hippilere önce dostça yaklaşıp sonra tıpkı bir yılan gibi ilaçla zehirlemesi, soyup kimlik ve pasaportlarını çalması daha sonra da öldürmesi ele alınıyor.
Hollandalı bir diplomat olan Herman Knippenberg’in, kendi ülkesinin vatandaşlarının turist olarak gelip burada kayıplara karışmasını soruşturmaya başlıyor. Bu da Sobraj’ın işlediği suçların ve cinayetlerin çözülmesine ön ayak oluyor.
Dizide Sobraj’ı Cezayir asıllı Fransız oyuncu Tahar Rahim canlandırıyor. Sobraj’a eşlik eden kız arkadaşı Marie-Andrée Leclerc karakterine ise Jenna Coleman hayat veriyor. Dizide kendisinden Monique olarak bahsedilen genç kadın, Sobraj’ı gerçekten çok sevdiğini ve onun da kendisini sevmesi için her yolu denediğini fakat bir noktadan sonra onun bir kölesi gibi olduğunu söyler. Dizide de karakterin bu gelişimine tanıklık ediyoruz. Cinayetlere ne derece karıştığı belli olmasa da kurbanları zehirleme ve pasaportlarını çalma konusunda yardım ettiği bilinmektedir.
Büyük bir suç ortamında geçen aşklarına tanıklık ettiğimiz bu çiftin yanı sıra Charles Sobraj aslında evli bir adamdı. Hatta Monique ile de evli iken tanışmıştı. Dizide bizlere altıncı bölümde Juliette Voclain ismiyle tanıtılan, gerçek ismi Chantal Compagnon olan genç bir Fransız kadınla evliydi. Onunla işlediği suçlarla mücadele etmekten doğru düzgün bir ilişki kuramadı. Defalarca ona suç hayatından vazgeçeceğine söz verse de bunu başaramadı. Fakat bu çiftin bir bebekleri vardı, dizide bebeği Madhu ismiyle tanıyoruz. Defalarca dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından yakalanan Sobraj ile bir ilişki yürütemeyeceğini anlayan Chantal sonunda evlilikleri için umudunu yitirerek İran’a kaçıyor. Fakat söylediğine göre onunla iletişimi kesmeyip, bizlerin The Serpent dizisinde tanıklık ettiği dönemde dahi maddi manevi ona destek olmuştur.
Dizide Türk izleyiciler olarak dikkatimizi çeken bir oyuncu yer alıyor; İlker Kaleli. “Vitali Hakim” isimli bir turisti oynayan İlker Kaleli, dizinin geçtiği döneme uygun tarzı ile büyük beğeni topluyor. Kendisi Sobraj’ın bilinen ikinci kurbanı.
Kendi sürükleyici ve gerçeğe dayanan suç hikayesinin yanı sıra bu dizide ilgi çeken önemli noktalardan biri de dönem dizisi olması. 70’lerdeki atmosferi, kılık kıyafetler, aksesuarlar, gözlükler, havuz partileri ve müzikleriyle seyirciyi gerçekten o dönemlere götürüyor.