The Office dizisi biz izleyicilerine su sebili yanında –Dwight‘ın asla katılamadığı- o eğlenceli bilgi alışverişlerini, zekice düşünülmüş garip şakaları ve sadece Dunder Mifflin bünyesinde değil; dünya çapındaki en iyi patronla çalışmanın ne kadar eğlenceli ve bir yandan da tuhaf olabileceğini gösterdi. Ekran başında 9 sezon boyunca adeta ofisin bir diğer üyesi olarak yaşananlara şahit olduğumuz her bölüm, bize sıradan ofis hayatının aslında ne kadar absürt ve eğlenceli olabileceğini kanıtladı. Elbette dizinin bu kadar sevilmesine sadece karakterlerin absürt davranışları sebep olmadı. The Office, aynı zamanda zekice yazılmış diyaloglarıyla da televizyon tarihine geçti. Bazı ikonik replikler günümüzde bile hala komikliğini koruyarak paylaşılmaya devam ediyor.
İşte The Office tarihine damga vuran, hala aynı kahkaha efektini yaratan o efsane replikler:
(Diziye henüz başlamamış ya da tamamını izlememiş sevgili okurlarımıza uyarı: Spoiler içermektedir!)
1. “It’s Britney b*tch, and I’m back.” – Michael Scott

Listenin en başında bana göre yıllar geçse de saçmalığını ve komikliğini kaybetmeyecek bu replik yer alıyor. İş yerinden kovulup havalı bir geri dönüş yapmak isteyen patronumuz Michael, üstü açık arabasında son ses Lady Gaga- Just Dance dinlerken, havalı gözlükleri ve muzip gülüşüyle kameraya yaklaşıp müziğin sesini kısarak “It’s Britney b*tch, and I’m back!” diyerek adeta piyasaya dönüşünü “havalı” bir şekilde duyurmuştu. Bu abartılı, kendinden emin ve birazcık hata payı olan duyuru tam da Michael Scott ruhuna yaraşır biçimdeydi. Michael bu sahnede yalnızca bir giriş yapmakla kalmıyor; aynı zamanda Michael Scott olmanın ne demek olduğunu, her saçmalığın, doğru olduğuna büyük bir özgüvenle inanılan hataların ve abartının karakterinin ayrılmaz bir parçası olduğunu bize gösteriyordu.
2. “It’s Halloween, that is really really good timing.” – Creed Bratton

Creed Bratton, ofiste arka planda kalan bir karakter olsa da sıra dışı davranışları ve gizemli hareketleriyle daima ilgiyi çekmeyi başarmıştır. Creed’in her sahnesi gibi bu replik de tamamen beklenmedik ve sıra dışıdır. Yanındaki iş arkadaşı ona “Buradaki herkesin her yıl kostüm giydiğini fark etmemiştim” demesine üzerine Creed, “Ben de!” diyerek üstü başı ve hatta suratındaki kan lekeleri için mükemmel bir zamanlama olduğunu düşünür.
Creed’in garip yaşamı, absürtlük ve mizah kadar gizemli ve “karanlık” işlerle de örülü. Tam olarak ne yaptığını kimse çözemese de; izleyici olarak biz, ekipte varlığını ve bu garipliklerini benimsiyor ve seviyoruz.
3.”Whenever I am about to do something, I think, ‘Would an idiot do that?’ And if they would, I do not do that thing” – Dwight Schrute

Dwight Schrute, Dunder Mifflin’ın tartışmasız en garip, en kuralcı, en işine bağlı ve belki de en tehlikeli çalışanı. Her şeyi bir mantığa ve stratejiye oturtmaya çalışan Dwight’ın bu repliği tam bir Schrute felsefesi örneği. Ofisimizin garip üyesi Dwight, şüphesiz kendisinin çok zeki olduğunu ve her zaman doğru kararları verdiğini düşünür. Yaşadığı hayatı ve en basit olayları bile çok fazla ciddiye alan karakterimiz, her ne kadar bu sözünü büyük bir kararlılık ve ciddiyetle söylese de biricik patronu Michael ve masa arkadaşı Jim tarafından defalarca “aptal” durumunda bırakılıyor. Ancak Dwight’ın bu ironik aptallıkları The Office’in en eğlenceli anlarını yaratıyor.
4. “I am not easy to manage.” – Kelly Kapoor

Michael’ın ofisten ayrılması üzerine Jim ve Gabe, Dunder Mifflin Scranton şubesinin yeni müdürünü bulmak üzere ofiste adaylarla iş görüşmeleri yapıyorlar. Tabii ki bizim çılgın Kelly‘miz de kendine güvenir halde bu görüşmelere katılıyor. Yaptığı işten “birimim” olarak bahseden Kelly, senelerdir iş arkadaşı olan ve onun tek başına çalıştığını bilen Jim’e yakalanıyor. Jim’in alayla sorduğu “Biriminde sadece sen varsın değil mi?” sorusu üzerine hazırcevaplığını koruyan Kelly Kapoor “Evet Jim, ama beni yönetmek kolay değildir.” diyerek özgüvenli tavrından hiç taviz vermiyor.
5.” Identity theft is not a joke Jim! Millions of families suffer every year!” – Dwight Schrute

Ofisimizin en eğlenceli, en şakacı, en muzip karakterlerinden birisi de tartışmasız Jim Halpert diyebiliriz. Jim’in Dwight’la uğraşmayı ne kadar sevdiğini bilmeyen yok. Zekice düşünülmüş eşek şakalarıyla Dwight’ı çıldırtmak Jim’in adeta ofisteki tek eğlencesi. Yine bir gün Jim, Dwight’ı sinir etmek için Dwight’ın görünüşünü birebir kopyalıyor. Dwight bu sinir bozucu şakaya ilk başta öfkeli bakışlarla baksa da Jim onun sadece görünüşünü değil konuşma tarzını, söylediği sözleri de kopyalıyor. Jim sanki kendi normal hali buymuşçasına Dwight’a “Bear. Beets. Battlestar Galactica.” diyerek Dwight’ı taklit ediyor. Bu söz üzerine iyice küplere binen öfkeli Schrute’umuzdan o efsane tepki geliyor. ““Identity theft is not a joke, Jim! Millions of families suffer every year!”
Bu eşsiz sahne hem Jim’in eşsiz mizah anlayışını hem de Dwight’ın trajikomik ve abartılı ciddiyetini bir araya getirerek The Office tarihinin en unutulmaz diyaloglarından biri haline geliyor.
6. “I have a lot of questions. Number one: How dare you?” – Kelly Kapoor

Kelly Kapoor ve ofisimizin genç, başarılı stajyeri Ryan‘ın arasındaki toksik ilişki The Office tarihinin en karmaşık ve eğlenceli ilişkilerinden biriydi. Bir günü diğer gününü tutmayan bu iki aşığın ilişkisinden drama eksik olmazdı.
Genç ve yenilikçi stajyerimiz Ryan, New York’a terfi edip Dunder Mifflin Infinity projesi üzerine yoğunlaşıyordu. Scranton şubesinde bu projeyi tanıtırken, arasına mesafe giren bu iki aşığın karşılaşması hiç şüphesiz Kelly’nin tripleri olmadan olmazdı. Powerpoint sunumu sonunda “Sorusu olan?” diyen Ryan’a Kelly’den o müthiş cevap geliyor: “Yeah, I have a lot of questions. Number one: How dare you?”
Kelly kendisinden uzaklaşan sevgilisinin bu yeni havalı müdür havalarını tiye alarak hem Ryan’a olan öfkesini ve onun yeni müdür pozisyonu karşısında altta kalmayacağını tüm ofis arkadaşları önünde gösterişle sergilemekten çekinmiyor. Tam bir Kelly Kapoor klasiği.
7. “That’s what she said.”- Michael Scott

Listemizin sonunda ofisimizin en sevilen ve en sık tekrar edilen repliği yer alıyor. Muzip ve şakacı müdürümüz Michael Scott’un en yanlış ve uygunsuz anlarda bile söylemekten kendini alıkoyamadığı o replik: “That’s what she said.” Öyle ki yönetim bu tür şakaları ofiste yasakladığında bile kendini alıkoyamamış ve Jim’in zorlamaları üzerine bu sözünü söylemişti.
Michael, bu sözü adeta kendi imzası haline getirmişti. Herkesin gayet ciddi bir şekilde konuştuğu bir anda, cümlede en ufak bir “çifte anlam” ima edildiğinde, Michael’ın dayanamayıp araya atladığı o meşhur anda ofiste ölüm sessizliği olur, ardından utanç ve kahkaha karışımı bir atmosfer kaplardı odayı. Bu replik, sadece bir espri değil; Michael’ın çocukça mizah anlayışının, sınır tanımaz özgüveninin ve ne kadar uygunsuz olursa olsun komik olmaya çalışma çabasının özeti gibiydi. Onu bazen cringe, bazen sevgi dolu ama her zaman unutulmaz yapan da tam olarak buydu. “That’s what she said” yalnızca bir şaka değil; Michael Scott’ın dünyaya bıraktığı kültürel mirastı.


