The Marvelous Mrs. Maisel, “Gilmore Girls”, “Love and Marriage” ve “Bunheads” gibi oldukça sevilen yapımların yaratıcısı olan Amy Sherman‘ın geliştirdiği Amazon yapımı Amerikalı dönem komedi-drama dizisidir.
Dizi 1958 New York’unda stand-up komediye olan yeteneğini keşfeden bir ev hanımını konu almaktadır. Rachel Brosnahan tarafından hayat bulan Miriam “Midge” Maisel‘ın hayatının iplerini eline alışına yakından tanık olma fırsatı yakalıyoruz.
Dizinin konusundan özetle bahsedecek olursak, Michael Zegen’ın canlandırdığı kocası tarafından terk edilen Midge, yanlışlıkla stand-up komedi dünyasına düşer. Bir komedi kulübünde gerçekleştirdiği şov, onun kendi yolunu bulmasını sağlamakla birlikte gelecek vadeden bir komedyen olma basamaklarını atmasını sağlar. The Marvelous Mrs. Maisel dizisi 60’lı yılların New York’unda tüm zorluklara rağmen Midge’ın komedyen olmak için harcadığı çabayı, gösterdiği dik duruşu büyük bir keyifle izleyicilere sunmaktadır.
Dönemin gerçekliklerine çok fazla atıfta bulunup ince referanslarla sitem eden dizide, kadının toplumdaki yerine yapılan göndermelerle birlikte çocuk yetiştirmede yapılan hatalar belirgin kılınarak dönemin eksiklikleri vurgulanmaktadır.
The Marvelous Mrs. Maisel ilginç hikayesinin yanı sıra oluşturulmuş çok sağlam oyuncu kadrosu ile de dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Rachel Brosnahan’ın Miriam “Midge” Maisel’ı canlandırarak başrolde yer aldığı dizide Michael Zegen (Midge’in eşi) Tony Shalhoub (Midge’in babası), Alex Borstein (Midge’in menajeri), Marin Hinkle (Midge’in annesi) gibi oyuncular rol alıyor.
Dizide izleyicilere sunduğu sıcacık ve hayatın içinden atmosferini harika müzikleri ile taçlandırılmaktadır. Oldukça sevilen müziklerin olduğu The Marvelous Mrs. Maisel soundtracklerini spotify üzerinden dinleyebilirsiniz.
The Marvelous Mrs. Maisel dizisinin belki de en çarpıcı elementlerinden biri de dizi için özenle seçilmiş harika kostümlerdir. Dizide 1958 New York’u yeniden yaratılırken karşımıza Upper East Side’ın couture görünümlerinden, West Village’ın beatnik tarzlarına kadar zengin ve zarif moda görünümleri ne yakından tanık olma fırsatı yakalıyoruz. İncelikle dikişmiş elbiseler, elbiselere uygun ceketler, şık aksesuarlar ve zarif ayakkabılar sayesinde dönem atmosferini izleyicilere geçirmeyi başarıyor.
Dizi 70. Emmy Ödül Töreni’nde komedi dalında En İyi Dizi seçilmesinin yanı sıra aynı dalda En İyi Kadın Oyuncu (Rachel Brosnahan), En İyi Senaryo ve En İyi Yönetmen (Amy Sherman-Palladino), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Alex Borstein) ödülleri olmak üzere 5 ödül toplamayı başarmıştır. Ayrıca 5. Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Komedi Müzikal ya da Komedi Dizisi ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini kazanmıştır.
Beşinci sezonun 2023 başı ya da en geç ilkbaharda yayınlanması bekleniyor. Fakat 5. sezonun ne yazık ki final sezonu olacağı duyurusu yapıldı. IMDb puanı 9 olan bu sıcacık dönem dizisini hala izlemediyseniz, bir şans vermeniz adına aşağıda dizinin fragmanını bulabilirsiniz.
Yazının buradan sonraki kısmı spoiler içerebilir!
Birçok yönden dizi iki kısımdan oluşan bir gösteri niteliğinde. İlk kısım, Miriam’ın çalkantılı aile hayatını 1950’lerdeki toplumsal ve politik sorunlarla birlikte ele alıyor. İkinci kısım drama dolu aile hayatını, Midge’in zanaatını geliştirdiği ve stand up komedyeni olmaya çalıştığı çeşitli kulüplerdeki komedi sahnelerine dönüştürmesiyle ilgili. Dizide, komedi ve drama arasındaki denge de oldukça tadında. Hayatın içindeki duyguların izleyiciyi drama boğmadan aktarabilmeyi başarıyor. İlk sezonun büyük ilgi toplamasından sonra ikinci sezon için oldukça fazla beklenti oluşmuştu. İzleyicilerin beklentisi altında kalmayan en az birinci sezon kadar akıcı bir ikinci sezon izlediğimizden söz edebiliriz.
İkinci sezonda 1950lerin havasını dizide daha yoğun gözlemlemeye başladığımızdan söz edebiliriz. 50’lerin ruh hali bizi içine çekerken diğer yandan da Midge’nin katıldığı ortamlarda dönemin baskıcı cinsiyetçiliğe karşı kendini var etme çabasına yakından tanık oluyoruz. Yan karakterleri daha fazla ön plana çıkmasını , sezonun ortasında Midge’nin babası Abe’nin (Tony Shalhoub) dahil olduğu belirleyici bir andan sonra Midge stand-up kariyerine daha fazla eğiliyor. İkinci sezonun en önemli olaylarından biri de elbette Midge’nın televizyona çıkıp ortalığı kırıp geçirmesi.
Üçüncü sezonda konu Midge’in Shy Baldwin (Leroy McClain) ile turneye çıkması etrafında etrafında şekillenmiştir. Sezon sonuna doğru Shy, 1950’lerin sonunda eşcinselliğin oldukça tabu olmasına rağmen Midge’ye eşcinselliğini açıklar. Midge ve Susie’ye odaklanılan bu sezon, ilk iki sezonun ses getiren çıkışından sonra izleyicilerin beklentilerini karşılamak konusunda biraz yetersiz kaldığını söylemek pek de yalan olmaz.
Dizinin şu anki son sezonu olan dördüncü sezonda, diğer sezonlardaki stand up sahnelerini mum ile arıyoruz. Çünkü neredeyse hiç yok. Miriam üçüncü sezonda Shy Baldwin’in turnesinden atıldığından dolayı içinde bulunduğu “erkek dünyasında” yerini bulmak için mücadele ediyor. Öfkeli bir kurban kimliğine bürünen Miriam, Shy’ın büyük bir fırsatı kaçırdığını düşünüyor.
Üçüncü sezondan sonra beklentilerin biraz altında kalsa da dizinin beşinci sezonunu heyecanla bekliyoruz.
