HBO, The Last of Us oyununu bir TV dizisi olarak uyarlayacaklarını açıkladığından beri, hayranlar hem hikayenin deneyimledikleri kısımlarını hem de dizinin neleri değiştireceğini görmek için sabırsızlanıyor. 15 Ocak’ta izleyeceğimiz The Last of Us’ın, oyun deneyimini zenginleştireceğine eminiz. Yazımız diziye ve oyuna dair spoiler içermektedir.
Game of Thrones ve The Mandalorian ile gönlümüze taht kuran Pedro Pascal, yine bir baba figürü olan Joel ile karşımıza çıkıyor. Game of Thrones’un asi Lyanna Mormont’u olarak tanıdığımız Bella Ramsey ise Ellie karakterine hayat veriyor. Dizinin ortak yaratıcısı Craig Mazin amaçlarının oyun kadar çekici ve güzel bir dizi yapmak olduğunu ve izleyicide gerçek hisler uyandıran bir hikaye anlatmak istediklerini söyledi.
“The Last of Us’ı yaklaşık 12 kez oynadım. Nasıl bittiğini biliyorum. Yolculuğu seviyorum. Ve söz veriyoruz, yol boyunca sürprizler olacak. Oyunu oynadıysanız, sizi temin ederim ki, bilmediğiniz şeyler aklınızı başınızdan alacak.”
Oyun Ne Anlatıyor?
The Last of Us oyununda, salgından sağ kurtulmayı başaran Joel Miller, Ellie adlı genç bir kıza eşlik etmek için görevlendirilir. Ellie’nin salgın hastalığa çare olabileceği düşünülmektedir. Ellie’yi doktorlara teslim etmek için bir yolculuğa çıkarlar. Oyunun giriş kısmından sonrası 20 sene sonrasını ele alır. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlası bir salgın tarafından ele geçirilmiştir. Daha basit bir ifadeyle, The Last of Us klasik bir “Zombi Kıyameti Sonrası” hikayesidir.
Oyunun ana hikayesi, Joel ve Ellie’nin, insanları zombiye dönüştüren mantar temelli modern bir salgında birlikte nasıl hayatta kaldıkları etrafında döner. Oyunun her iki ana karakterini de zombilerle savaşırken, kötü insanlardan kaçmayı başarırken ve arkadaş olarak bir araya gelirken görürüz. Ancak hikayenin kalbi daha farklı bir yerde atar. Hikaye boyunca, Joel’un kızının hayatını kaybetmesinden sonra umudu ve sevgiyi yeniden buluşuna ve iyileşmesine şahitlik ederiz.
Oyun Ve Dizi Farklı Mı Olacak?
Oyuna aşina olanların bildiklerinin dışında eklenecek yeni unsurların, serinin hikayesini nasıl etkileyeceği henüz bilinmeyen bir durum. Fakat bildiğimiz birkaç unsur var. Öncelikle dizinin zaman çizgisinin oyununkinden farklı olduğunu biliyoruz. Kordiseps salgını oyunda olduğu gibi 2013 yılında değil, 2003’te başlıyor. Joel ve Ellie’nin yolculuğu ise salgının başlamasından yirmi yıl sonra gerçekleşecek. Bu zaman farklılığı, yolculuk boyunca karşılaşacakları kıyamet sonrası manzaranın görünümünü değiştirebilir.
Fragmanda karşımıza çıkan Melanie Lynskey‘nin hayat verdiği karakter Kathleen ise diziye özel olarak yaratılmış bir karakter. Yayımlanan posterlere ve fragmandan edindiğimiz bilgilere göre, Bill ve Frank ikilisi adına oyunda şahit olduğumuzdan daha zengin bir hikaye izleyeceğiz. Frank oyunda kordiseps enfeksiyonunu kaptıktan sonra kendi canını alıyor. Bu yüzden ikilinin ilişkilerine çok fazla tanıklık edemiyoruz. Oyunda Bill’in, eşcinselliğini gizlemeye yönelik bir tutum izlediğini görüyoruz. Dizide ise Bill ve Frank adına oyunda görmediğimiz mutlu anlara şahitlik edebiliriz.
Oyunun ortak yapımcıları, büyük veya küçük her türlü farklılığın oyuncu deneyimini zenginleştirmeye yönelik olacağını söylüyor. Hikayenin ve evrenin genişlediğini görmek, iyi bir şekilde sonuçlanacak gibi duruyor.
Oyunun Hikaye Anlatımı
The Last of Us, oyunun sürükleyici, heyecan verici, duygusal olarak travma yaratan giriş kısmının gücü sayesinde, hikaye anlatımının kurallarını değiştirebilmeyi başardı. Oyunun bu güçlü girişi, hikayenin geri kalanının hatlarını incelikli bir şekilde çiziyor. Açılış kısmındaki her an, hikayenin son anlarına doğru ateşli bir kreşendo oluşturuyor. The Last of Us sizi, hiçbir oyunun yapamayacağı bir şekilde hikayenin ölü merkezine koyuyor.
Şüphesiz, giriş bölümüyle ilgili en önemli şey, oyunun sizi Joel’un kızı Sarah‘nın gözünden oynamaya zorlamasıdır. Açılış sekansında Sarah’nın, babasının gece geç saatlerde işten eve gelmesini beklediğini görüyoruz. Gece ilerledikçe ve salgının dehşetine onun bakış açısından şahitlik ettikçe, onun hem cesur hem de şefkatli olduğunu anlıyoruz. Bulunduğu korkunç koşullara rağmen asla paniğe kapılmıyor veya şikayet etmiyor. Yol kenarında yardım bekleyen bir aileyi pas geçtiklerinde Sarah içini çekerek, “Onlara yardım etmeliydik…” diyor. Oyun ilerledikçe bu şefkat duygusunun daha nadir ve değerli hale geldiğini görüyoruz. Sarah ile geçirdiğimiz tüm bu küçük anlar, giriş bölümünden sonra gelen şok edici anı güçlü kılmak için önemli bir iş görüyor. The Last of Us’a Joel olarak başlasaydık bile Sarah’nın oyunun sonundaki ölümü yine bir trajedi olurdu. Çünkü bir çocuğun ölümü her zaman öyledir. Yine de başından beri Joel’un yerinde olsaydık, dünyayı Sarah’nın gözünden göremez ve onu anlayamazdık. Sarah’nın kontrolünü bize vermek ve sonra onu hikayeden kaldırmak, hikayeyi olabildiğince trajik ve kişisel hale getiriyor. Yalnızca oyunun açılış sekansı bile oyuncuya ilerleyen zamanda neyle karşılaşacağına dair bir ipucu veriyor. Oyun ise bunu otuz dakikadan kısa bir sürede başarıyor. Açılış kısmının sahnelerini bu kadar sürükleyici yapan birçok küçük detayın neden önemli olduğunu anlamak, oyunun devamı adına önemlidir.
Naughty Dog, klişe bir “zombi kıyameti” hikayesini ele alıp onu daha önce hiç yapılmamış bir şeye dönüştürmeyi başardı. Çünkü Naughty Dog, The Last of Us ile farklı bir yaklaşım benimsedi: Oyunun hikayesini, hayatta kalma güdüsüne ve sonuçları ne olursa olsun kendimizi ve yakınımızdaki insanları korumaya yönelik o ilkel içgüdüyü anlatan şeylerin insani yönüne odakladı. The Last of Us’ı özel yapan şey, oyuna ve karakterlerine duygusal olarak bağlı hissetmemizi sağlamasıdır. Oyunculara, oyunun sonuna kadar ilerlemeleri için ihtiyaç duydukları motivasyonu vermeyi başarabilmesidir. Oyun boyunca, Joel’un sevgi dolu bir babadan hayatta kalmaya çalışan soğuk bir adama dönüşümünü gördük. Ancak oyun devam ettikçe oyuncular, iki karakter arasında gelişen güçlü bağa tanık oldular ve bu, Joel’u yavaş yavaş tıpkı oyunun başındaki gibi başkalarını önemseyen bir kişiye dönüştürdü.
Bir insan neden tüm dünyaya arkasını döner? The Last of Us’ın inanılmaz sonunun bizi yüzleşmeye zorladığı soru ve giriş kısmının yanıtlamaya yardımcı olması amaçlanan soru da budur. Joel’un Sarah’ı kaybetmesi, onun yapmak üzere olduğu her şeyi açıklıyor. Joel, Ellie ile yakınlaştıkça, Sarah’ı kaybettiği gibi onu da kaybetmemek konusunda bir çaresizlik yaşıyor. Bu durum, sonunda onu Ellie’nin hayatını kurtarmak için dünyanın geri kalanını ikinci plana atmaya itiyor. Onun fedakarlığı, mantar salgınını durdurmanın anahtarıdır. Fakat bu, başkalarının hayatını feda etmek anlamına gelse bile Joel, Ellie’nin gitmesine izin veremez. The Last of Us’ın giriş bölümü olağanüstü bir bağımsız hikaye anlatımı, mükemmel bir oyunun tonunu belirleme örneği ve şimdiye kadarki en iyi video oyunu girişlerinden biri yapan işte bu küçük, unutulmaz dokunuşlardır. Oyunun kendisinde bile bu kadar güçlü bir hikaye anlatımı bulunuyorken, dizide ortaya çıkması muhtemel derinlik ise The Last Of Us dizisini izlemeye değer kılan şeydir.