Yedi Kral Ölmeli, yönetmen koltuğunda The Last Kingdom dizi serisinden tanıdığımız Edward Bazalgette bulunuyor. Senaryosunu Martha Hillier’ın kaleme aldığı ve görüntü yönetmenliğini Luke Bryant’ın üstlendiği izleyiciyi etkisi altına alan bir İngiliz drama filmidir. Filmin başrol oyuncuları arasında aynı Tv serisinden aşina olduğumuz Bebbanburg’lu Uhtred rolünde Alexander Dreymon, Aethelstan rolünde Harry Gilby, Ingilmundr rolünde Laurie Davidson ve Leydi Eadgifu rolünde Elanie Cassidy yer almaktadır.
Temeli Bernand Cornwell’in seri halinde yazmış olduğu The Saxon Sitories’e dayanmaktadır. Aynı yazı serisinden uyarlanan The Last Kingdom Tv serisinin 5 sezonluk yayın sürecinin ardından final filmi olarak kabul görür. Aslından, seriden bağımsız olarak türetilmiş tarih, dram ve aksiyon türlerini harmanlayan bir Netflix filmi olarak karşımıza çıkıyor. Gelin birlikte Danlar yani Danimarkalılar ve Saksonlar arasındaki savaşı ve İngiltere’nin nasıl kurulduğunu inceleyelim.
Film, Wessex Kralı Edward’ın ölüm döşeğinde olduğunun haberini alan İrlandalı Viking Kralı Anlaf’ın Northumbria kıyılarına doğru yola çıkmasıyla başlıyor. Barış taraftarı olan Kral Edward’ın ülkesinde kurduğu ittifaklar, ölümüyle birlikte çöker. Edward’ın taht için savaşmaya hazır üç oğlu arasında bir varis belirlemeden vefat etmesi taht kavgalarını alevlendirir. Leydi Eadgifu (Elanie Cassidy), henüz çok genç olan ve taht yüzünden öldürülmesini istemediği en küçük oğlu Edmund’u (Zak Sutcliffe) yanına alarak Edward ile müttefik olan Uhtred’in(Alexander Dreymon) yanına Bebbanburg’a kaçar.

Ana karakterimiz Uhtred, küçükken Vikingler tarafından esir alınarak büyütülmüş, İngiliz ve Viking kültürleri arasında bölünmüş bir kimliğe sahiptir. Hayatı boyunca kendi için verdiği mücadele, savaşlar ve içsel çatışma onu ve onunla birlikte bizi Northumbria’ya getiriyor. Savaşın insanlığın üzerindeki yıkıcı etkisinin farkında olan Lord Uhtred, Sakson kralların hüküm sürdüğü bir coğrafyada kendi bölgesi olan Northumbria adına Kral Edward ile bir barış anlaşmasına sahiptir.
Kralın ani ölümüyle Britanya topraklarında değişimin rüzgarları esmeye başlar. Uhtred, yoldaşları Finan(Mark Rowley) ve Sihtric’i(Arnas Fedaravicius) yanına alarak Aethelstan(Harry Gilby) ile küçük kardeşi Aelfweard(Ewan Horrocks) arasındaki taht kavgasını sonlandırmayı planlarlar. Finan’ın sevgilisi Ingrith, onlar Bebbanburg’dan ayrılmadan önce bir kehanette bulunur ve Uhtred’e şöyle söyler: ‘Yedi kral ve sevdiğin kadın ölmeli.’ Lord, hem kral değilim hem de aşık değilim diyerek bu kehaneti ciddiye almadığını ifade eder.
Dönemin özelliklerinin en iyi yansıtıldığı sahnelerden birine geçiş yaparak Aelfweard’ın ağabeyiyle karşı karşıya geldiği yere Aegelesburg’a gidiyoruz. Uhtred herkesin iyiliği için arabuluculuk yapmaya çalışır ve Aelfweard’ı teslim olmaya ikna eder. Fakat işler Uhtred’in düşündüğü gibi gitmez ve Aethelstan kardeşini acımasız bir şekilde katleder. Aethlestan artık Uhtred’in yetiştirdiği genç değildir. Dini dayatmaların altında kalan ve gizli aşk yaşadığı danışmanı Ingilmundr’un etkisinden kurtulamayan Aethelstan bambaşka birine dönüşmüştür. Hayal kırıklığının etkisinde kalan Uhtred kaçınılmaz bir savaşın geldiğini anlar. Bu esnada Viking Kralı Anlaf, Britanya kralları ile gizli görüşmeler yaparak onları kendi safına çekmeye çalışır.
Resmi olarak Wincester’da taç giyen Aethelstan, Wessex, Mercia ve Doğu Anglia Kralı ilan edilir. Burada bir noktaya dikkat çekmemiz gerekir; Ed Bazalgette her sahnenin başında nerede, hangi kalede olduğumuzu açıklayan yer adlarının gösterilmesi ile hikaye akışını verimli bir şekilde yönetiyor.
Aethelstan günahlarının kefareti olarak paganları yok edip bütün halkları birleştirerek Hristiyan bir Britanya Devleti kurmanın kendi görevi olduğunu düşünür ve bu fikrinin danışmanının etkisinde kalarak oluştuğunu bizlere hissettirir. Bu amaçla yaptığı ilk icraat ise Hristiyanlığı ve vaftiz edilmeyi zorunlu kılmak ve yabancı krallıklardan haraç talep etmek olur. Bu durum Orkney, Shetland, Man, Scotia, Strathclyde, Wealas Krallarının Anlaf ile Aethelstan’a karşı birlik olmalarına neden olur. Film bizlere etkileyici bir şekilde dramatize edilen ve ağırlığı hissedilen bir hikayeyi anlatıyor. Her adımda mücadele dolu bir hayat yaşayan Uhtred’in hikayesi, final sahnesine doğru doruk noktasına ulaşıyor. Northumbria’nın teslimi konusunda gerilim yaşanır ve Aethelstan sürgün kararı verir.

Danimarkalılar tarafından Uhtred, Viking kampına götürülerek onların safında savaşması için ikna edilmeye çalışılır. Uhtred onlara kralların ölmesi gerektiği kehanetinden bahseder. ‘Yedi kral ölür, anında yedi kral doğar.’ Sözleri ile krallar aslında kendileri ölseler bile varislerinin olduğunu bu yüzden krallıklarının asla yok olmayacağını kastederler.
Ingilmundr’ın ihaneti Aethelstan’ın kendine gelmesini sağlar ve Uhtred ile birlikte Anlaf ve diğer krallara karşı savaşmaya karar verir. Aynı hedef için bir araya gelirler ve Britanya topraklarında büyük bir savaşın başlaması kaçınılmazdır.
MS 937- Brunanburh Savaşı

Brunanburh Savaşı, İngiltere’nin kaderini belirleyen önemli bir dönüm noktası olarak karşımıza çıkıyor. Vikinglerin Britanya’yı istila etme ve bağımsızlık kazanma çabalarıyla karşı karşıya olan Aethelstan ve Uhtred İngiltere’nin birleşik bir devlet haline gelmesi için savaşırlar. Uhtred, Vikinglerin sayıca üstünlüğüne aldırmadan onlara zekası ve ordusuyla meydan okur. Krallar, varisler, Vikingler ve kahramanlar arasında zorlu bir çatışma yaşanırken her iki tarafta büyük kayıplar verir. Vikingler geri çekilmek zorunda kalır ve bütün kralların varisleri de ölür. Savaşta Uhtred ağır yaralanır, kendi bölgesine Northumbria’ya gönderilir. Savaş sahneleri karmaşık olmasına rağmen akıcı bir düzen içinde ilerler. Heyecan, gerilim ve merak gibi duygular fon müziği ile izleyiciye aktarılır.
Yedi Kral Öldü Mü?

Mücadele dolu bir hayat geçiren Uhtred, yarasının iyileşmesi umuduyla Bebbanburg’a getirilir. Sevdikleri umutla onu beklerken bir masa etrafında toplanırlar. Uhtred ve yoldaşlarının arasında geçen konuşmalardan, varislerin ölümüyle krallıkların yok olacağını ve Aethelstan’ın İngiltere’nin tek kralı olduğunu kabul ettiklerini anlarız. Son sahnede Uhtred’in, yüzünde yaşam ile ölüm arasındaki çelişki okunurken aynı zamanda Valhalla’ya olan özlemi ve sevdikleriyle olan bağları da görülür. Uhtred’in ölümü ise tamamıyla bizlerin yorumuna bırakılmıştır. Filmde ise sorumuzun cevabını Finan tarafından şöyle duyarız: “Kronikler Uhtred’in hayatta kalıp kalmadığını yazmıyor. Ama benim gibi onu tanıyanlar onu çağımızın en büyük savaşçısı ve krallığı var eden kişi olarak biliyor.”
The Last Kingdom’ı izlememiş olsanız bile filmi izledikten sonra muhtemelen geri dönüp tüm bölümleri izlemek isteyeceksiniz. İyi seyirler dileriz!