Yönetmenliğini David Leitch‘in üstlendiği, başrollerini ise geçen senelerde birlikte anılan Barbie ve Oppenheimer’ın çok sevilen oyuncuları Ryan Gosling ve Emily Blunt‘ın paylaştığı The Fall Guy (Dublör); 1980lerdeki aynı adlı popüler televizyon dizisinin uyarlaması olan bir Amerikan aksiyon, gerilim, drama ve romantik komedi filmi olarak ülkemizde 24 Nisan 2024’te vizyona girdi. Gelin birçok türü içinde barındıran bu filmi birlikte inceleyelim.
Yazının bu kısmından sonrası spoiler içeriyor!
Sahnenin Görünmeyen Kahramanları

Film, Colt Seavers‘ın (Ryan Gosling) bakış açısından karakterin hayatında gelişen ilgi çekici olayları anlatıyor. İşini ve işini icra ederken aşık olduğu kadın olan Jody Moreno‘yu (Emily Blunt) anlatan Colt’un, bir dublör olarak yaşadığı aksiyon ve duygu dolu anları izliyoruz. Beraberinde seyirci olarak Colt’un yaşadığı duyguları birebir yaşıyor ve başrolümüze daha çok sempati duyuyoruz. Film, yakın arkadaşı ve aynı zamanda dublörlüğünü yaptığı Tom Ryder’ın (Aaron Taylor-Johnson) sette kendisine olan davranışlarından ve memnuniyetsizliğinden bıkmasına rağmen nasıl dayanmak zorunda kaldığını ve çok geçmeden sette geçirdiği ani kaza nedeniyle Colt’un nasıl ümitsizliğe sürüklendiğini konu alıyor. Bu durumun verdiği psikolojik sorunla başa çıkamayıp istemeden de olsa çok sevdiği işinden ve aşık olduğu kadından gittikçe uzaklaşan Colt, yaşadığı hayattan sıkılmış ve boğuluyormuş hissine kapıldığını kendisi belirtmese bile Ryan Gosling’in oyunculuğu bizce bunu çok iyi yansıtmış.
Yönetmenin Özel İsteği

Colt geçirdiği kazanın sarsıntılarıyla hayatına devam etmeye çalışırken, film yapımcısı Gail Meyer‘in (Hannah Waddingham) kendisini tekrar sete çağırmasıyla aslında işinden ayrılmanın onun için ne kadar zor olduğunu ama geri dönmesinin de yaşadığı bunalımdan sonra bir o kadar imkansızlaştığını filmi izlerken hissedebiliyorsunuz. Yaşadığı karmaşayla başa çıkamayan Colt’un, filmin yönetmeninin önceki filmlerde kamera operatörlüğü yapan ve hayali başarılı bir yönetmen olmak olan Jody olduğunu öğrenince kendi duygularına yenik düşerek ve aslında kendisine bir şans daha vererek Gail’in isteğini kabul ediyor.
Sete geldiğinden beri kendini göstermeye çalışan Colt sonunda kendini Jody’ye fark ettiriyor ve pek de iyi karşılanmıyor. Jody’nin, Colt’un geldiğinden haberinin olmamasının yanı sıra, onu burda istemediğini söylemesiyle Colt’un önceden bu tepkiyle karşılaşacağını tahmin ettiğini daha iyi anlıyoruz. Jody’nin, tepkisini çektiği filme atıfta bulunarak gösterişi ve ikilinin aralarındaki buzları eritme çabaları filmi izlerken hoşumuza gitse bile Jody’nin Colt’a olan davranışlarından sonra bu çabalar işe yaramıyor ve onun yüzünden ne kadar hayal kırıklığına uğradığını görebiliyoruz. Colt her ne kadar bunun farkında olsa bile elinden pek de bir şey gelmediği için bir nevi Jody’e teslim oluyor ve onun bu davranışlarına katlanıyor.
Gizemli Kayboluş

Colt, aklındaki soruların cevabını bulmak için bu sefer Gail’e gidiyor ve aslında bütün gerçekleri öğreniyor. Gail, Colt’a Tom Ryder’ın kaybolduğunu ve onu bulması için kendisini getirttiğini itiraf ediyor. Gail’in sakladığı sırlar yüzünden polisi arama şansı olmadığını öğrenen Colt ise kendisinin bu durum için en uygun kişi olduğunu kabullenerek Tom Ryder’ı bulma görevini üstleniyor. Filmi giriş, gelişme, sonuç diye ayırırsak bu bölümden sonrasına gelişme diyebiliriz. Çünkü senaryo monotonluktan çıkıp daha komik ve gizemli bir hale gelmeye başlıyor ve bundan sonraki kısmında daha çok aksiyon sahnesi izliyoruz.
Gerçek Aksiyonun Başrolü

Colt Seavers, Tom Ryder’ın evine gittiğinde boş olduğunu sanarak etrafa bakındığı sırada yalnız olmadığını fark edip yabancı bir kadınla resmen aksiyon sahnesi çekiyor! Evin içinde nedensiz bir şekilde birbirlerine saldıran ikili, bir süre sonra durup konuştuklarında Colt’a saldıran kişinin aslında Tom Ryder’ın sevgilisi ve aynı zamanda film partneri Iggy Starr (Teresa Palmer) olduğunu anlıyoruz. Bu sahne ikisi için normal bir tanışma sahnesi olabilecekken filmin başlangıcından sonuna kadar aksiyon sahnesi koymaları da izleyicinin heyecanını diri tutmasını sağlıyor.
Colt arayışlarına devam ederken kendisini bir barda, önemli ama kirli işlerin adamı gibi görünen biriyle konuşurken görüyoruz. Doone (Matuse) isimli bu adamla konuşurken Colt’un dublör olduğunu öğrenince onlardan İsimsiz Kahramanlar olarak bahsediyorlar ve aslında bütün bu olaylardan sonra bu sahne, filmin baş karakterinin hiç bahsetmese bile bir dublör olarak ne kadar fazla zorluk çektiğini bir kez daha hatırlamamıza yardım ediyor. Filmin yönetmeni David Leitch’in de yönetmenlikten önce dublör koordinatörlüğü yaptığını öğrendiğimden beri filmdeki bu sahneler bana daha anlamlı geliyor ve onun baş karakter ile olan yakınlığını hissedebiliyorum.
Doone’dan Tom’un yerini öğrenerek yola çıkan Colt, Tom’un kaldığı otele vardığında tekrar Jody ile karşılaşmasıyla ikilinin filmin içinde ara ara bir araya gelerek ilişkilerini düzeltme çabalarını şahit oluyoruz. Tom’un kaldığı odaya girdikten sonra bir süre daha konuşan Colt ve Jody’nin, aslında en başından beri senaryo üzerinden ilişkilerini tartışarak adım adım aralarındaki sorunları çözmeleri ve kendi sonlarını filmin sonu üzerinden belirlemeleri çok hoş olmuş. Ayrıca ekranın bölünmesiyle iki karakterin de sohbet ederlerken aynı hareketleri sergilemeleri izleyicilerin seyir zevkini arttırdığını söyleyebilirim.
Yeni Bir Aksiyon Filmi

Colt filmin çekimlerine devam ederken onun polise gidip kendi sırrını da açığa çıkaracağından korkan Gail, bu sefer Colt’u geri dönmesi için ikna etmeye çalışıyor ama hem peşine düştüğü sır hem de aşık olduğu kadın ile arasındakileri düzeltmek için Colt’u kalmaya çoktan karar vermiş bir şekilde görüyoruz. Bu sırada Tom’u bulmaya çok yaklaşan Colt, Tom Ryder’ın asistanı olan Alma Milan (Stephanie Hsu) ile planlar yapmaya çalışırken çok geçmeden filmin en iyi aksiyon sahnelerinden birini izliyoruz. Bu sahnede Ryan Gosling’in aksiyon oyunculuğu ve sahnenin görüntü yönetimi harika bir şölen yaratıyor. Colt Seavers, Tom’un köpeği ile birlikte Sidney sokaklarında arabaların üstünden atlayıp ölümle burun buruna gelirken onun uçakta olduğunu sanan Jody de yaşadığı hayal kırıklığıyla başa çıkmaya çalışıyor. Hangisi daha zor karar veremedim.
Kayboluşun Gizemi

Bu kayboluş aslında bilerek olmuş olabilir mi? Tom’un telefonunun şifresini bulan Colt’un, bütün gerçekleri öğrenmesiyle daha üstündeki şoku atlatamamışken çok geçmeden kendisi hakkında çıkan yalan haberlerle de nasıl dostu tarafından kandırıldığını anlamasını ve artık sadece kendisini düşünerek düştüğü bu durumdan kurtulmaya çalışmasını izliyoruz. Tom’un adamları ve Colt’un şiddetli kovalamacası sonrası Colt’un Jody’yi arayarak bütün duygularını söylemesi ve kaza yaptığı sahnesi için ise filmin sinematografi olarak en iyi sahnesi diyebilirim. Hem ikisinin arasındakileri düzeltmesiyle bir aşk sahnesi hem de Colt’un kazasıyla bir aksiyon sahnesi izletip ilk olarak duygulandırıp sonrasında da izleyiciyi şaşırtmayı başarmışlar.
Gizli Tuzak

Colt tekrar kıl payı kurtulurken, üstündeki şüpheli damgasından kurtulmak için çok geçmeden onun öldüğünü düşünen Jody’nin yanına gidip planlar yapmaya başlıyor. Filmin en heyecanlı ve sonuç bölümü ise, Tom’un zayıf yönlerinden faydalanarak korkmasını sağlayıp onu yaptığı suçları itiraf etmeye zorlamaları ve Tom ve Gail’in kaçış yolları aramasına rağmen set ortamında onlara fare kapanı misali çeşitli tuzaklar hazırlanmasıydı.
Yaşadığımız sorunlarla pes etmeden başa çıkmamız gerektiğini ve kendimize ikinci bir şans vermenin önemini hatırlatan bu film, diğerlerine kıyasla tür çeşitliliğiyle öne çıkıyor ve aynı zamanda hızlı gelişen senaryosu sayesinde filmi izlerken izleyicinin heyecan ve merak duygusu hep taze kalıyor. Son sahnelerde aksiyonun da gittikçe artmasıyla kötülerin kaybedip iyilerin kazandığı tatlı sonlu bir film olarak yüzümüzü gülümsetiyor. Benim ise bir yönetmen adayı olarak filmi izlerken en hoşuma giden sahne Colt’un, Jody’ye çektiği filmi bırakmaması için onu ikna ederken “Bütün bir nesil küçük Jody’lere ilham verebilirsin. Kameralarını alıp kendi filmlerini yaparlar.” demesi oldu. Bana ilham olduğuna emin olabilirsin Jody Moreno.
Fragmanı izlemek isteyenler için:
Kanyakça:
“The Fall Guy (2024) – Photos – IMDb.”