The Conjuring Evrenine Giriş Rehberi

spot_img

The Conjuring filmlerinin üçüncüsü (ve serinin en yeni gözbebeği) “The Conjuring: The Devil Made Me Do It” çıkmadan önce diğerlerinden biraz bahsedelim istedik. İzlemeyenler için rehber niteliği taşıyan, izleyenleri yeniden izlemeye davet eden içeriğimize hoş geldiniz.

Filmin esinlendiği, gerçek hayattaki paranormal soruşturmacılar Ed ve Lorraine Warren kötü iblislerle savaşan ya da ciddi akıl hastası insanlara kutsal su atan evli bir çifttir. Buna karar vermek size kalmış.

Ed ve Lorraine Warren
Ed ve Lorraine Warren

Her şey yönetmen James Wan ile yazarlar Chad ve Carey W. Hayes’in, çiftin 1972 Rhode Island’da yaşadıklarından esinlenerek The Conjuring’i (2013) çekmesi ile başladı.

Adını Insidious (2010) ve Saw (2004) ile korku sinemasında duyurmuş olan Wan, yavaş yavaş bu ürkütücü evreni inşa etti. Son yılların en iyi korku filmi/serisinde lanetli davalar, klasik perili evler, karanlık köşeler, gıcırdayan merdivenler, hareketli eşyalar gibi alışık olduğumuz korku unsurları var. Ancak Wan bunları almış, ustalıkla harmanlamış ve son yılların en iyi korku filmi/serisine imza atmış. Serideki her spin-off kendi başına birer şaheser.

Lorraine Warren ve Vera Farmiga
Lorraine Warren ve Vera Farmiga

Çıkış Sırasına Göre Conjuring Evreni

The Conjuring (2013)

Annabelle (2014)

The Conjuring 2 (2016)

Annabelle: Creation (2017)

The Nun (2018)

The Curse Of La Llorona (2019)

Annabelle Comes Home (2019)

The Conjuring: The Devil Made Me Do it (2021)

Kronolojik Sıralama

The Nun (Romanya, 1952)

Annabelle: Creation (Güney Kaliforniya, 1955)

Annabelle (Santa Monica, 1967)

The Conjuring (Rhode Island, 1971)

Annabelle Comes Home (Kaliforniya, 1972) 

The Curse of La Llorona (Los Angeles, 1973) 

The Conjuring 2 (Enfield, Londra, 1977) 

The Conjuring: The Devil Made Me Do It (Connecticut, 1981) 

Serideki filmlerden kronolojik sıralamaya göre bahsedeceğiz. Hazırsanız başlıyoruz.

The Nun (Romanya, 1952)

Yönetmen: Corin Hardy

Yapımcı: James Wan, Peter Safran

Senarist: Gary Dauberman

Okültizmin yaygın olduğu Orta Çağ’da, iblise tapan bir dük şeytani işler yapmak için Romanya’nın vahşi doğasında kendisine bir manastır inşa eder. Elbette Katolik Kilisesi kayıtsız kalmaz. Manastıra el koyar ve onu Cârța Manastırı olarak yeniden adlandırır. Ancak savaş sırasındaki bombalama, dükün başlangıçta karıştırdığı kötülüğü yeniden canlandırır.

Film, köylülerden soyutlanmış bu eski manastırı elde etmeye çalışan bir iblisin, iki rahibeye saldırmasıyla başlar. Rahibelerden biri öldürülür, hayatta kalan diğeri (Charlotte Hope) ise aynı gece, kendini korumak için canına kıyar.

Manastırın üst katından kendini halatla sallandırarak ölen rahibeyi duyan Vatikan, olayı araştırmak ister. Kendi perili geçmişine sahip Peder Burke’ü (Demián Bichir) ve henüz yeminini etmemiş genç rahibe Irene (Taissa Farmiga) çağrılır. Kutsal ikilinin araştırmasına köydeki Fransız-Kanadalı Maurice “Frenchy” Theriault (Jonas Bloquet) eşlik eder.

Keşfettikleri şey olayların arkasında Valak (Bonnie Aarons) adlı bir iblisin olduğudur. Kirleten, kafir, Yılanların Markisi, kökü asırlara dayanan yaşlı ve son derece tehlikeli bir iblis.

Valak karakterini Lorraine “evinde ona musallat olan hayalet bir varlık” olarak tanımladıktan sonra, Wan bunu filme 14. ve 15. yüzyıldan kalma iblislerle ilgili birkaç kitapta adı geçen Valak karakteri ile yansıtmaya karar vermiştir.

Ayrıca Warren’ların aksine, Rahibe Irene gerçek bir kişiye dayanmıyor. Ancak adı “şeytanların yok edicisi” olarak bilinen Irene Chrysovalantou’dn alınma.

Şunu da eklemeliyiz ki Irene’i canlandıran Taissa Farmiga, Lorraine Warren’ı canlandıran Vera Farmiga’nın kız kardeşi. İki karakterin de hem dindar hem de vizyonlar deneyimledikleri düşünülünce, sonraki filmlerde kullanılmak için planlanmış olabilir mi diye düşünmemek elde değil.

Annabelle: Creation (Güney Kaliforniya, 1955)

Yönetmen: David F. Sandberg
Yapımcı: Peter Safran, James Wan
Senarist: Gary Dauberman

1943’te Samuel Mullins (Anthony LaPaglia) ve eşi Esther (Miranda Otto) adlı oyuncak bebek üreticilerinin, kızları Annabelle’i bir trafik kazasında kaybederler. 1955’te yerel bir yetimhanenin kapanmasından sonra, yaşadıkları kederin de etkisiyle, evlerini altı yetim ve Rahibe Charlotte’a (Stephanie Sigman) açarlar.

Misafirlerinden ölen kızlarının yatak odasına girmemelerini rica ederler. Ancak küçük kızlardan Janice (Talitha Bateman), bu kapalı odaya çekildiğini hisseder, bir şekilde içeri girmeyi başarır. Korkunç görünümlü porselen bir bebek bulur.

Yas tutan ebeveynleri çoktan kandırmış olan bu şeytani bebeğin içindeki iblis serbest kalmıştır. Şimdi ise Janice’in ruhunu talep etmektedir. Evdeki herkesin hayatı tehlikededir.

Charlotte’ın Rumen manastırında geçirdiği zamanlardan kalma bir fotoğrafta, kendisi gibi rahibe arkadaşları ve “The Nun” karakterini görüyoruz. Fotoğraftaki gülen yüzler ise Valak’tan önce her şeyin ne kadar da normal olduğunu gözler önüne seriyor.

Annabelle (Santa Monica, 1967)

Yönetmen: John R. Leonetti 

Yapımcı: Peter Safran, James Wan 

Senarist: Gary Dauberman 

John (Ward Horton) hamile karısı Mia’ya (Annabelle Wallis) Mullins’lerden kalma porselen bebek Annabelle’i hediye eder. Mia porselen bebek koleksiyonu yapmaktadır ve bu ender hediye karşısında çok sevinir. (Büyük hata!) Ancak mutluluk uzun sürmez.

Annabelle’in içindeki iblis kendine yeni bir konak aramaktadır. Gözünü yıllar önce anne babasını öldüren, ve bebek elindeyken boğazını kesen Annabelle’in hayaleti kılığında Mia’ya diker.

Yaşanan garip olaylardan kısa süre sonra şehrin içindeki bir apartman dairesine taşınırlar. Eski evlerinde bıraktıkları Annabelle ise bir şekilde kolilerin içine konulmuş, peşlerinden gelmiştir.

Mia’nın yeni arkadaşı kitapçı Evelyn (Alfre Woodard), hikayesini dinledikten sonra ona ihtiyaç duyduğu kitabı verir. Kısa süre sonra olaya Peder Perez (Tony Amendola) de dahil olur. Birlikte bir çözüm bulmalı, Mia’yı ve yeni doğmuş bebekleri Leah’ı şeytani bebekten korumalılardır.

The Conjuring (Rhode Island, 1971)

Yönetmen: James Wan

Yapımcı: Tony DeRosa-Grund, Peter Safran, Rob Cowan

Senarist: Chad Hayes, Carey W. Hayes

Ed (Patrick Wilson) ve Lorraine Warren (Vera Farmiga) ile tanışma zamanı!

Roger (Ron Livingston) ve Carolyn Perron (Lili Taylor) ile beş kızları, gözlerden uzak eski bir çiftlik evine taşınmıştır. Çok vakit geçmeden paranormal saldırılar yaşamaya başlamışlardır. Bu kabusa daha fazla dayanamayan aile araştırmaları için Warrenları davet eder.

Gerçek Perron ailesi
Gerçek Perron ailesi

İşkence gibi geçen gecelerden sonra bu kötülük dolu evde yıllar önce yaşanan olaylar gün yüzüne çıkar. Evin dört bir yanını saran karanlıktan, şeytana tapan cadılardan, ölümlerden ve evin lanetli geçmişinden kurtulma zamanı gelmiştir.

The Nun’dan tanıdığımız Maurice karakterinin Warrenlar ile tanıştığı sahne, bazı karakterler arasındaki ilk bağlantı olarak seride yerini alıyor.

Annabelle Comes Home (Kaliforniya, 1972) 

Yönetmen: Gary Dauberman

Yapımcı: Peter Safran, James Wan

Senarist: Gary Dauberman

Perron ailesinin evindeki şeytan çıkarmadan sonra, Warren’lar herkes tarafından tanınır hale gelmişlerdir. İnsanlar onların deli mi yoksa oldukça gerçek mi olduklarına karar verememiştir. Buna rağmen çift vazgeçmez, paranormal olayların peşlerinden giderek kötülüğü defetmeye devam eder.

Kızları Judy’yi (McKenna Grace) ve bebek bakıcısı Mary Ellen’ı (Madison Iseman) evde bırakarak yine bu doğaüstü olayların birinin peşinden giderler.

Warrenların bodrum kattaki eser odasında şeytani bebek Annabelle’in de dahil olduğu yüzlerce lanetli eşya vardır.

Mary Ellen’ın arkadaşı Daniela (Katie Sarife), bu tehlikeli odanın gizli anahtarını bulur ve Annabelle’in ve eser odasında kilitli diğer birkaç ruh ve iblisin serbest kalmasına neden olur. Warrenların evde uzakta olduğu o uzun gece boyunca Annabelle’in liderliğindeki iblisler Judy’nin peşindedir.

Warrenların Okült Müzesi ve Annabelle bebeği
Warrenların Okült Müzesi ve Annabelle bebeği

The Curse of La Llorona (Los Angeles, 1973) 

Yönetmen: Michael Chaves 

Yapımcı: James Wan, Gary Dauberman, Emile Gladstone 

Senarist: Mikki Daughtry, Tobias Iaconis 

Film, 1673’te kocasının sadakatsizliğini keşfeden ve iki çocuğunu kıskanç bir öfkeyle boğan bir kadın olan “Ağlayan Kadın” adlı folklor figürü La Llorona‘ya dayanıyor. Kendisi de nehre atlayarak intihar etmiştir. Artık kendi çocuklarının yerine koymak başka çocuklar arayarak geceleri sinsi sinsi dolaşmaktadır. 

Dul bir sosyal hizmet uzmanı Anna Tate-Garcia (Linda Cardellini), travma geçirmiş bir ailenin evini araştırdıktan sonra, iki genç oğlanın anneleri Patricia’dan (Patricia Velásquez) alınmasını önerir. La Llorona, Patricia’yı ele geçirir ve iki oğlunun ölümüne yol açar. Çocuklarını geri isteyen Patricia, La Llorona’ya Anna’nın çocuklarını öldürmesi ve kendi çocuklarını geri getirmesi için yalvarır.

Anna, Annabelle filminden hatırlayabileceğiniz Peder Perez’den (Tony Amendola) yardım ister. Perez, onu şaman olan eski bir rahip Rafael Olvera’ya (Raymond Cruz) yönlendirir. Anna çocuklarını La Llorona’nın gazabından korumak zorundadır.

Film tanıdık karakterlere yer verse de, Conjuring evrenine dahil olmasını herkes farklı karşılıyor. Yönetmen Michael Chaves, filmler arasında bazı bağlantılar olsa da, filmin çeşitli Conjuring spin-off filmleri ile aynı yapımcıları paylaşmadığı için, La Llorona’nın teknik olarak Conjuring serisine dahil olmadığını söyledi.

“Bu çok basit bir sebep. Başlangıçta, yalnızca Peder Perez’i içeri sokup Annabelle anını kullanarak şakacı bir gönderme olması gerekiyordu. Ama bu şekilde pazarlanmamalıydı. Plan şuydu, sen işin içine girecektin ve sonra ‘Aman Tanrım, bağlantılılar!’ diyecektin.”

The Conjuring 2 (Enfield, Londra, 1977) 

Yönetmen: James Wan 

Yapımcı: Peter Safran, Rob Cowan, James Wan 

Senarist: Chad Hayes, Carey W. Hayes, James Wan, David Leslie Johnson-McGoldrick 

Bekar bir anne Peggy Hodgson (Frances O’Connor) ve ailesi Londra’nın Enfield banliyösünde yaşamaktadır. Peggy’nin kızı Janet (Madison Wolfe) bir ouija tahtasıyla oynadıktan sonra paranormal olaylar yaşamaya başlarlar. Tehlikeli bir ruh ailenin büyük kızı Janet’in peşindedir ve bu yolda onlara cehennemi yaşatmaya hazırdır.

Lorraine gördüğü tehlikeli vizyonlardan dolayı gitmek istemez ancak eşi Ed aileye yardım etmek konusunda ısrarlıdır. Enfield’deki bu garip olayları araştırmak için İngiltere’ye giderler. Ancak olaylar düşündüklerinden çok daha kötüdür.

Filmde de yer verdikleri, Janet’in tüyler ürpertici röportajını da izlemenizi öneririz.

The Conjuring: The Devil Made Me Do It (Connecticut, 1981) 

Yönetmen: Michael Chaves 

Yapımcı: James Wan, Peter Safran 

Senarist: David Leslie Johnson-McGoldrick 

Warrenların 11 yaşındaki David Glatzel’in (Julian Hilliard) iblis tarafından ele geçirilmesini araştırmasıyla başlıyoruz. Yaşananlardan bir yıl sonra, şeytanın kendisine ev sahibini öldürttüğünü iddia eden Arne Cheyenne Johnson’ın (Ruairi O’Connor) davasına dahil olurlar. Amerika’da büyük tartışma yaratan bu davada ilk kez bir zanlı, mahkeme savunmasını doğaüstü varlıklar üzerinden yapmıştır.

Warrenlar, lanetin bir cadının toteminden geldiğini ve şeytana tapan biri tarafından çağrıldığını keşfeder. Benzer bir cinayet vakasını araştırdıktan sonra Lorriane ve Ed, lanetin tüyler ürpertici arka planını ve iblisin başkalarını manipüle etmesini önlemek için ne yapılması gerektiğini araştırmaya koyulurlar.

Biraz da güzel haberler

Elbette serinin son filmi, bu Warrenları son görüşümüz mü olacak soruları ile birlikte geldi. Warrenların davalarından ilham olan bu seride ekrana taşınabilecek çok fazla hikaye var. Seriyle vedalaşmayı kesinlikle istemeyiz. 

Patrick Wilson ve Vera Farmiga da bizden yana görünüyor. Bu soruya Farmiga “Aman Tanrım, devam etmeyi çok isterim,” derken Wilson “Sürekli olarak bu karakterleri zorlamak istiyoruz. Vera’nın karşısında oynamaya devam etmek isterim,” diyerek yanıtladı.

Son filmle ilgili oyuncular ve direktörle yapılan röportajı da bırakıyoruz. İyi seyirler dileriz!

İçerikte kullanılan kaynaklar:

https://collider.com/the-conjuring-universe-explained/

https://theconjuring.fandom.com/wiki/The_Conjuring_Universe

https://www.rottentomatoes.com/franchise/the_conjuring_universe

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.