İçinde bulunduğumuz yüzyılda hiçbir İngiliz kadını güç elde etmek konusunda onun başarılarına yaklaşamamıştır. Başarılı kadını normalleştirmiştir. Ancak bütün başarılarına rağmen Thatcher feminist değildi, sosyal eşitliği umursamıyordu ve kadın dayanışmasından haberi dahi yoktu. (Walter)
Margaret Thatcher

Margaret Thatcher, 13 Ekim 1925’te Grantham, Lincolnshire’da doğmuştur. Annesi ev hanımı, babası bakkal aynı zamanda siyasette de aktif rol oynayarak önce belediye meclis üyeliği ardından belediye başkanlığı yapmıştır. Margaret siyasete ilgisini babası sayesinde kazanmıştır.
Muhafazakar bir ailede büyümüş ve metodik bir yaklaşıma sahipti. Başarılı bir eğitim hayatı olan Margaret’in siyasetle olan yakından ilgisi üniversitede başlamıştır. Hocası Nobel ödüllü kimyager Doronthy Hodgkin Margaret’in fikirlerinin oluşmasında büyük etkiye sahipti. Okulu iyi dereceyle bitirmesine rağmen kariyer planında öncelikli sırayı siyaset alıyordu.
1950’lilerin başında Muhafazakar Partiden aday olarak ülkenin en genç kadın adayı olarak ülke dışında da tanınmıştır. İlk seçimini kaybetmiş olsa da olumlu bir hava yakalamıştır.
Aday olduğu kentteki seçmen, savaş sonrası kıtlık ve dayatılan yüksek vergilerle boğuşurken onlar için önem arz eden konularda ikna edici konuşmalar yaparak kendi kitlesini oluşturmuştur. Avukatlık eğitimi de alarak vergilendirme konusunda uzmanlaşmıştır. 1959’da seçim bölgesi Finchley’den milletvekili seçilmiş, 1992’de Lordlar Kamarası Üyesi olana kadar vekilliğini devam ettirmiştir. 1964–70 yıllarında “gölge bakanlık” yapmıştır. 1970’te de Edward Heath’in başbakanlığı ile partisi iktidar olmuş Thatcher da Eğitim Bakanı olarak atanmıştır.

1974’te partisi iktidarı kaybedince parti içinde güçlenmeye başlayarak bir yıl içinde parti liderliğine seçilen ilk kadın muhalefet lideri olmuştur. 1979’daki seçimleri kazanarak İngiltere ve Avrupa’daki ilk kadın Başbakan olmuştur.
Thatcher başbakanlığı döneminde Sovyetler Birliğine yaptığı sert çıkışı nedeniyle bir gazeteci kendisinin de hemen benimsediği “The Iron Lady” lakabı ile karşılık vermiştir. Britanya tarihinin en uzun süre görevde kalan yedinci başbakanı olmuş ve 22 Kasım 1990’da istifa etmiştir.
Thatcherizm

Ekonomilerde devletin rolü sürekli tartışma konusu olmuş bu da ekonomi teorilerini doğurmuştur. Devletin bu rolü hemen her teoride kabul görmüştür. Ancak 1980’lerde devletin bu rolü azaltılmıştır. Margaret Thatcher kendi döneminde uyguladığı liberal politikalarıyla piyasaları serbestleştirerek dünyadaki en başarılı uygulamayı gerçekleştirmiştir. (Güngör, 1)
Thatcher politikalarının vergi indirimleri, kamu harcaması indirimleri, sıkı para politikası, deregülasyon olarak dört temel ayağı vardı. Bu politikaları uygularken de monetarizm (parasalcılık) ve arz yönlü iktisat teorilerinden ilham almıştır. Etkili bir şekilde uygulanan bu politikaların dünyada yansımaları olmuştur.
Birleşik Krallıkta 1970’li yılların ortalarına kadar Keynezyen politikalar (ekonomik istikrarın sağlanmasında, devletin etkin rol üstlenmesi gerektiği) hakimdi. Thatcher’ın 1979’da iktidara gelmesiyle birlikte Keynezyen politikalar tamamen terkedilmiş; piyasa ekonomisine dayalı, para arzını, kamu harcamalarını ve vergiyi sınırlandıracak yeni politikalar benimsenmiştir. Bu sayede Birleşik Krallıkta ekonomi, İspanya hariç, tüm AB ülkelerinden daha fazla büyümüştür. Oysa 1960’lı ve 70’li yıllar boyunca Birleşik Krallık AB ülkelerinin gerisinde idi.
Muhafazakar Parti ekonomik ve sosyal fikirlerin oluşumunda Milton Friedman’ın monetarizminden ve F.A. Hayek’le temsil edilen Avusturya Okulu’ndan etkilemiştir. Bunları Yeni Klasik Makro İktisat Okulu Arz Yanlı İktisat izlemiştir. Muhafazakarlar enflasyonu monetarizmin önerdiği şekilde parasal bir olay olarak değerlendirmiştir. Bu nedenle enflasyonla mücadele para arzının denetlenmesini öneriyordu. İkinci olarak; monopollerin (tekellerin) sınırlandırılmasını, sendikalarla yeni bir ilişki ağı oluşturulmasını ve gücün sınırlandırılması gerektiğini vurguluyordu. Üçüncü olarak da etkinsiz olarak nitelendirdiği refah devleti uygulamalarının kaldırılmasını savunuyordu.

1970’lerde dünya ve Birleşik Krallık için en büyük sorun petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardı. Birleşik Krallık bu dönem Kuzey Denizinde yeni petrol ve doğal gaz rezervleri keşfederek üretimini arttırmış ve ihracatçı ülke haline gelmiştir. Ülkenin petrol şokundan etkilenmemede ve ihracatçı ülke haline gelmesinde en büyük etken Thatcher politikalarının başarısıdır.
Margaret Thatcher’a göre “Birleşik Krallıkta ileri derecede sosyalist kalıntılar vardı” ve “tedavisinin ilk şartı kamu işletmelerinin özelleştirilmesi” idi. Diğer yandan kamu harcamaları içindeki sosyal harcamaların azaltılması gerekiyordu. Özelleştirmeden sonra gelen yüksek paralar, Kuzey Denizi’nde bulunan petrolden elde edilen yüz milyar sterlinlik gelir, işsizlik paralarının ödenmesinde hükümete çok faydalı olmuştu. Artık büyük kamulaştırılmış sektörlere, güçlü sendikalara, yüksek oranlı vergilendirmelere geri dönmek mümkün değildi. Thatcher’ın politikasının altyapısı belli bir süreçten geçerek olgunlaşmıştır. (Güngör, 3)
Thatcher ve partisinin ekonomik hedeflerinin başında, süregelen yüksek enflasyonla mücadele ve Birleşik Krallığın dünya ticaretindeki azalan payının telafi edilmesi geliyordu. Partililer önceden beri uygulanan müdahaleci politikalara son verilmesini ve devletin ekonomideki payının sınırlandırması gerektiğini savunuyorlardı. Bunun için de sıkı para politikası, vergi oranlarının düşürülmesi, kamu harcamalarının azaltılması ve özelleştirme gibi piyasayı etkinleştirecek politikaları seçmişlerdi.

Thatcher ekonomideki temel sorunun enflasyon olduğu, diğer sorunların buna bağlı olarak ortaya çıktığı kanaatindeydi. Birleşik Krallıkta 1961–70 arasında enflasyon ortalama % 4.1 iken bu oran 1971–80 arasında %13.7’ye fırlamıştı. Thatcher’ın temel politikaları olan kamu harcamaları, vergilerde yapılan indirimler ve para arzının sınırlandırılması bu temel sorunu çözmeye yönelikti. 1986 yılına kadar yüksek olan enflasyon Temmuz 1986’da Thatcher döneminin en düşük seviyesi olan %2.5’e inmiştir. (Güngör, 5)
Margaret Thatcher ekonomik liberalizmden yana idi. Aldığı eğitimin ve kişisel eğiliminin de bir gereği olarak hem ekonomi de hem de siyasette liberal politikaları savunmuştur. Monetarist ağırlıklı ekonomi düşüncesi daha çok Milton Fridman kaynaklı iken, politika Friedrich August Von Hayek’in düşüncelerinin etkisindeydi.
Monetarizm Thatcher’ın ekonomi politikasının temel belirleyicisiydi ve para ve enflasyon dışında piyasaları güçlendirici ilkeleri vardır. Başka bir deyişle Thatcherizm’de monetarizm önemli bir politika aracı olmakla birlikte, tek politika aracı değildi. Vergi indirimleri de aynı derecede önem taşımaktaydı. (Güngör, 5)
Margaret Thatcher ve Feminizm

Birleşik Krallıkta feministler 1979 yılından önce yani Margaret Thatcher’ın başbakan olarak seçilmesinden önce politikayı etkilemede başarılı olmuşlardı. Eşit haklar, aile hukuku, üreme, şiddet ve istihdam alanlarında yasama kararları alınmıştı. Bu kararların yarısından çoğu feminist çıkarları lehine olmuştur. Ve bu hakların yüzdelik olarak yüksek olması o dönem için dikkate değerdi.
Margaret Thatcher’ın başbakanlık dönemi boyunca, yönetim kadın sorunlarıyla ilgili toplam on yedi maddelik yeni yasama kararı çıkarmıştı. Bu kararların on bir tanesi kadın hakları lehine iken beş tanesi aleyhte idi. Feminist yanlısı mevzuattaki bu düşüş çok büyük olmasa bile kadın hareketini destekleyen mevzuatın Büyük Britanya’nın ilk kadın Başbakanı’nın hükümeti sırasında gerilemesi ilginç ve dikkat çekici olmuştur.
Avrupa’da da ilk kadın başbakan unvanını taşıyan Thatcher her ne kadar Muhafazakar Partiye bağlı ve muhafazakar kimlikli bir avukat olsa da İngiliz kadın politikacıyı temsil ediyordu. Görev yaptığı dönemde güçlü bir kadın lider olarak fikirleri, eylemleri ve politikaları çok etkiliydi. Görev süresi boyunca verilen bütün yargı kararları feminist hareketin lehine kabul edilse de, Thatcher’ın çıkarlarına daha az uyuyordu ve bu da onun bir feminist savunucusu olmadığını göstermekteydi.

Bütün bu kadın liderlik vasfına rağmen Thatcher feminist bir kişilik olarak görülmekten kaçınmıştır. Güçlü kadınların inatçı ve tiz ya da dırdırcı olarak nitelendirilmesi yüzünden onlardan farklı olmak için diksiyon dersleri almış ancak yine de kadınlarla ilişkilendirilen bazı özelliklerinden kaçamamıştı. Bir kadın politikacı olmasının yanında bir eş ve bir anneydi. Her ne kadar insanlara ev hanımı kimliği taşıdığını medyaya verdiği fotoğraflar aracılığıyla göstermiş olsa da feminist yanlısı olduğu çıkarımını her türlü reddetmiştir.
Margaret Thatcher’ın ölümünün ardından bazı ünlü kadınlarla yapılan röportajlara bakacak olursak:
Tacita Dean – Sanatçı
Margaret Thatcher öğrencilik yıllarıma damgasını vurdu ve politik açıdan olgunlaşmamda da etkisi büyüktür, ama kendisinin hoşuna gidecek şekilde değil. Öğrenciliğimde aktif bir feministtim ve Thatcher bizim için tam anlamıyla anti-feminist bir ikondu, hayatta istemediğimiz her şeyi temsil ediyordu. Thatcher, herhangi türde bir eşitliği umursamayan ve sanattan da nefret eden bir gericiydi.
Mary Beard – Cambridge profesörü
Margaret Thatcher bir feminist değildi ve benim anladığım biçimiyle bir feminist ikon da asla olamayacak. Ancak ilk kadın başbakanımızın çok büyük bir sembolik ilerleme olduğunu yadsıyamayız.
Bidisha – Yazar
Margaret Thatcher ne feminizm ne adalet ne de moda ikonu. Britanya tarihi açısından önemi ilk kadın başbakan olması. Karizması var. Görüşlerini savunacak cesareti var. O bir “hayatta kalan” –ki çoğu siyasetçi değil. Ama kendisi asla bir “kız kardeş” değil. Maço, cinsiyetçi, ataerkil erkeklerin her zaman sevmiş olduğu şeyleri seviyor. Britanya siyasetine işlemiş kadın nefretini ortadan kaldıracak hiçbir şey yapmadı.
Kaynakça
- Güngör, Kamil. “Thatcher’ın Temel Maliye – Ekonomi Politikaları ve Birleşik Krallıktaki Etkileri”. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Aralık 2017. 2,3,4,5
- Özdkmen, Teval. Kartın, Cengiz. “Britanya’nın Demir Leydisi: Margaret Thatcher’ın 1983’e Kadar Yaşamı”.
- Deniz. “Demir Leydi’nin Ölümü Üzerine”. 5harfliler. 09.04.2013. https://www.5harfliler.com/demir-leydinin-olumu-uzerine/ Erişim: 15.07.2024
- “Margaret Thatcher: a feminist icon?”. theguardian. https://www.theguardian.com/politics/the-womens-blog-with-jane-martinson/2012/jan/05/margaret-thatcher-feminist-icon Erişim: 15.07.2024
- Weaver, Katie. “Feminism Under Duress: Was the Thatcher Government Bad for the Women’s Movement ın the U.K.?”. Women Leading Change. 109,110,111