Tevfik Fikret Şiirlerinde 3 Farklı Tema

Editör:
Guşef Alhas
spot_img

Tevfik Fikret hayata karşı ne hissedip düşünmüş ise şiirlerine yansıtmıştır. Çoğu zaman da karamsar ve melankolik bir ruh hâlinde yazmıştır. Tablo altına şiir yazma geleneğini de o başlatmıştır. Öz benini metne aktarmada oldukça başarılı bir şairdir. Bu yazıda onun şiirlerindeki bazı temalara göz atacağız. Konumuza geçmeden şairimizin hayatına şöyle bir göz atalım.

Tevfik Fikret Kimdir?

tevfik fikret | aa.com.tr

Tevfik Fikret, 1867’de Aksaray’da doğmuştur. Asıl ismi Mehmet Tevfik’tir. Babası Hüseyin Efendi, annesi Hatice Refîa Hanım’dır. Hatice Hanım, Fikret on iki yaşındayken Hac dönüşü kolera hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Bunun üzerine Fikret’in hayatı büyükannesinin yanında geçmiştir.

Öğrenim hayatına Aksaray Mahmudiye Vâlide Rüştiyesi’nde başlamış, mektebin Doksanüç Harbi’nin ardından Rumeli’den gelen muhacirlere tahsis edilmesi üzerine Mekteb-i Sultânî’ye -Galatasaray- gönderilmiştir. Bu mektebin onun hayatına etkisi büyüktür. Galatasaray’da devrin tanınmış edebiyatçıları Muallim Feyzi, Recaizade Mahmud Ekrem, Muallim Naci‘den dersler almıştır. Edebiyata olan yeteneği ve ilgisi bu yıllarda ortaya çıkmıştır. Hocalarının da teşvikiyle eski tarzda yazdığı şiirleri Muallim Feyzi vasıtası ile Tercümân-ı Hakîkat‘te yayımlanmıştır.

1888’de Mekteb-i Sultânî’yi birincilikle bitirdikten sonra Bâbıâli Hâriciye Odası’nda çalışmaya başlamıştır. Daha sonra Sadâret Mektubî Kalemi’ne geçmiş ancak verilen maaşı sevmediğinden memurluğuna geri dönmüştür. 1890’da dayısının kızı Nâzıme Hanım ile evlenmiştir. 1892 yılına kadar devam eden memuriyeti sırasında Gedikpaşa’daki Ticaret Mektebi’nde Fransızca ve hüsn-i hat dersleri vermiştir. 1894’de Ali Ekrem Bolayır ve Hüseyin Kâzım Kadri ile Ma’lûmât dergisini çıkarmıştır. Bu dergide bazı şiirleri ve tercümeleri yayımlanmıştır. Mekteb-i Sultânî’de ve Robert College’da Türkçe Öretmenliği yapmıştır.

1896 yılında Recaizade Mahmud Ekrem onu Servet-i Fünun dergisinin başına geçmesi için ikna etmiştir. Fikret, öncesinde eski tarzda yazarken Recaizade ve Abdülhak Hamit Tarhan ile tanıştıktan sonra yön değiştirmiştir. 1900 yılında dönemim siyası baskıları dolayısıyla tedirgin olan Fikret, şiire yönelir. Aynı yıl Rübab-ı Şikeste‘yi yayımlar. Dergi içindeki anlaşmazlıklardan ötürü şairimiz dergiden ayrılır. Daha sonra hükümet tarafından dergi kapatılır ve topluluk fiilen dağılır.

Tevfik Fikret, 1905’te kısa aralıklarla babasını ve kız kardeşini de kaybetmiştir. Bu olaylar onun ıstıraplarının da artmasına neden olur. Böylece Aksaray’daki konaklarını satıp Rumelihisarı’nda Robert College yakınlarında Âşiyan adını verdiği evi inşa ettirir ve inzivaya çekilir. Burada sosyal ve siyasal baskılardan ötürü genel bir kin ve nefret duygusuna kapılır. II. Meşrutiyet’in ilânına kadar Sis, Sabah Olursa, Tarih-i Kadim gibi manzumelerini yazar.

II. Meşrutiyet’in ilânından sonra çekildiği inzivasından çıkar. Daha önce dargın olduğu arkadaşlarının bir kısmıyla barışır. Tanin gazetesini yayımlamaya başlarlar. Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’ne müdür olur. Aynı zamanda Dârülfünun ve Dârülmuallimîn’de ders verir. Dört ay sonra ise istifa edip Robert College’daki hocalığına geri döner. Tanin gazetesinin İttihat ve Terakkî’nin yayın organı hâline gelmesi üzerine 1910’da gazete ile bütün ilişiğini keser; aynı yıl Dârülfünun ve Dârülmuallimîn’deki görevlerini de bırakır.

1911 yılında mühendislik okumak üzere İskoçya’ya gönderdiği oğlu Halûk için yazdığı şiirleri Halûk’un Defteri adıyla yayımlanır. Hece vezniyle ve sade bir dille çocuklar için yazdığı manzumelerden oluşan Şermin ise 1914’de yayımlanır. Yine aynı yıl kendisinin dinsizliğini ve genel anlamda bütün semavî dinlerin karşısında olduğunu açıkça ilân ettiği “Târîh-i Kadîm’e Zeyl”i kaleme alır. 1915 yılının başlarında şeker hastalığı dolayısıyla yatağa düşer. Hastalık erken teşhis ve tedavi edilemediğinden 18-19 Ağustos gecesi ölür.

Cenazesi aile mezarlığının bulunduğu Eyüpsultan’a gömülür. Vasiyeti gereği mezarı daha sonra 1945’te İstanbul Belediyesi tarafından Edebiyât-ı Cedîde Müzesi hâline getirilen Rumelihisarı’ndaki Âşiyan’ın bahçesine 1962 yılında nakledilir.

Toplumsal Eleştiri ve Adalet Arayışı

tevfik fikret | ankara.tfo.k12.tr

Tevfik Fikret‘in şiirlerinde en belirgin tema toplumsal yozlaşma, siyasi baskılar, toplumun cehaleti ve yoksulluğudur. Fikret, Servet-i Fünun döneminin bireysel ve sanat için sanat yaklaşımına karşın istibdat yönetimini açıkça eleştirmiştir. Kaleminin ucuna ise rüşvet, basın sansürü ve din kisvesi altındaki zulmü koymuştur.

Sis şiiri buna en uygun örnektir. Şairimiz bu şiirde İstanbul’u sislerle örtünmüş bir biçimde yazar. İstanbul zaten tek başına büyük ve ürpertici bir şehirken sis ile birleşince daha da ürpertici olur. Sis burada dönemin siyasi durumunu temsil etmektedir.

“Örtün, evet, ey facia… Örtün, evet, ey şehir;
Örtün ve sonsuza dek uyu, ey dünya fahişesi…”

Şairimiz, istibdatı halktan ayrı düşünmez. Tüm şehri onun işbirlikçisi olarak görür. Bu kadar maddi, mimari gösterişin arasında güzel ve iyi hiçbir şey yoktur. Her yere matem havası hakimdir. Fikret, o dönemde baskılardan dolayı bireyin iç dünyasına dönen, sesini çıkaramayan sanatçıların da sesi olur. Karamsarlığa kapılmıştır ama yine de içinde umut vardır. Devrinin durumunu göz ardı etmeden eleştirir, baskılara rağmen sesini çıkarır. Bu karanlık döneme eşlik eden yozlaşmış toplumu uyandırmaya çalışır. Yarınlardan umutludur. “Ferda” ve “Promete” şiirleri de yarınlara olan umudunu gözler önüne seren bazı şiirlerindendir.

“Gençler, bütün ümîd-i vatan şimdi sizdedir.
Her şey sizin, vatan da sizin, her şeref sizin;”
(Ferda)

Akıl ve Bilim

tevfik fikret | istanbulunsirlari.net

Tevfik Fikret âdeta akla iman eden bir şairdir. Bu karanlık dönemde tutunacak bir yer arar inanma ihtiyacındadır. İçine düştüğü bu karanlıktan onu çıkartacak bir ışık arar. İnandığı, tutunduğu, ona ışık olan şey ise; “akıl” ve “bilim” dir.

“Bu vehm âlûd bir zulmet ki benzer zulmet i kabre;
inanmak… İşte bir şeh râh ı nûrânî o zulmetde.”
(İnanmak İhtiyacı)

Halûk’un Âmentüsü şiirinde bunu açıkça görürüz. Fikret, bu şiirle inandığı şeyin akıl, bilim, evrensellik, hümanizm, adalet gibi kavramlar olduğunu belirtir.

“Bir gün yapacak fen şu siyah toprağı altın,
Her şey olacak kudret-i irfanla… inandım.”
(Halûk’un Âmentüsü)

Şairimiz bu dizelerde bize bilimin ve ilimin gücüne inandığını açıkça söyler. Yine yarınlara olan, yeni nesle olan umudundan söz eder. Ona göre geleceğimiz yeni nesillerdir. Onlar bilimle, eğitimle bizleri ileri taşıyacaklardır.

Yeni Nesil İdeali

tevfik fikret galatasaray kulübü | gazetekadikoy.com.tr

Tevfik Fikret çizdiği ideal yeni nesli oğlu Haluk üzerinden bize aktarır. Gençler daima ilerleme içerisinde olmalıdır. Geriye bakmadan “Daima önde, daima yukarı!” ilerlemelidirler. O dönemin karanlığından ancak yeni neslin onları kurtarabileceğine inanır. Tabii ki bunu ancak bilimle ve eğitimle başarabilirler. Tevfik Fikret bunu anlatmak için yolculuk metaforunu kullanır. Yeni neslin yeterli olgunluğa ulaşabilmeleri için bir yolculuğa çıkmaları gerekir, böylece gerekli olan meziyetleri edinebilirler.

Pozitivizm onun şiirlerinde kendini hemen belli eder. Burada da üç hâl yasasından söz etmek gerekir. Fikret’e göre gençler önce olgunlaşmalı sonra evrilmeli daha sonra da ilerlemelidir. Bunu en güzel yansıtan şiiri ise “Haluk’un Veda’ı” şiiridir.

“Elveda, ey sevimli yolcu!
Gecen, Gündüzün dâimâ yüzün gibi şen,
Rûh-ı safın kadar besûs olsun;
Geçtiğin yer çiçek, çemen dolsun..
Elveda, ey şerefli yolcu! Hayât
Bir karış yol; fakat süûn, akabât
Onu her gün biraz büker, uzatır.
Ey setâretli yolcu, gün kısadır,
Gece ba’zan mahûf olur; lâkin
Sen cesur ol, gayur ol. En sakin
Yolculuk uykudur. Büyük kuşlar
Yenecek dalga, yok, kasırga arar.
İşte bir yol ki hep çakıl ve diken;
Geçeceksin yarın bu yoldan sen…”

Bu dizelerde bize bir yolculuk anlatılır sadece fiziksel bir yolculuk değil aynı zamanda ruhsal da bir yolculuktur. Yolculuk metaforunu en yoğun bu şiirde görürüz. Fikret, gençlere yolculuğun zor olacağını ama yine de yılmamaları gerektiğini söyler. Onlara cesaret aşılamak ister. Onlara değer verilmesini ister, çünkü geleceğin onların elinde olduğunu, ışığı onların getireceğine inanır.


Kaynakça:

  • Güzel, Ekrem. “Tevfik Fikret Şiirinde Aydınlanmanın Vokabüleri.” Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, vol. 9, no. 1, 2023, pp. 103–121.
  • Banarlı, Nihad Sâmî. Resimli Türk Edebiyatı Tarihi. Vol. 2, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1971.
  • Alper, Hülya. “Tevfik Fikret.” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi.
  • “Tevfik Fikret ‘Sis’ Şiirinin İncelemesi.” Netce İnceleme, 9 Ekim 2020, web. Erişim tarihi 24 Temmuz 2025.
  • Öne Çıkan Görsel Linki
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Editor Picks