Terör Dönemi, Fransız İhtilali‘nin ardından 1793’te Kamu Güvenliği Komitesi kararlarıyla ihtilal karşıtları hedef alınarak pek çok idamın gerçekleştirildiği kanlı döneme verilen isimdir.
Baskından Teröre

Tarihler 14 Temmuz 1789’u gösterirken Paris’te bulunan Bastille Hapishanesi, isyancılar tarafından basıldı ve hapishanedeki mahkumlar serbest bırakıldı. Fransız İhtilali’nin önemli köşe taşlarından olan bu olay, tarihe Bastille Baskını olarak geçti. Sonrasında ise 1792 yılında ilan edilecek Birinci Cumhuriyet’e kadar süren Meşrutiyet Dönemi başladı.
İhtilalin ardından Fransa’da kralın yetkileri kısıtlandı. 1792’de Fransa, Prusya ve Avusturya ile savaş halindeydi. Savaş sürerken Brunswick Dükü Charles William Ferdinand tarafından yayımlanan Brunswick Manifestosu, Fransa kraliyet ailesine zarar verilmesi halinde Fransa’daki sivillerin de zarar göreceğiyle ilgili bir tehdit olmuştu. Bunun üzerine 10 Ağustos 1792’de Jakobenlerin başını çektiği isyancılar, Tuileries Sarayı’na saldırdı ve saldırı sonucunda Kral XVI. Louis ve kraliyet ailesi Yasama Meclisi’ne sığındı. Bu ayaklanmadan 6 hafta sonra ise Birinci Cumhuriyet ilan edildi.
Cumhuriyetin ilanından sonra 21 Ocak 1793’te ise ileride bir tehdit oluşturmasını önlemek amacıyla Kral XVI. Louis idam edildi. Haziran ayında ise Jakobenler, Ulusal Konvansiyon’da kontrolü Girondinlerden aldı ve yaklaşık 10 ay sürecek Terör Dönemi başladı.
Terör Dönemi’nin başlangıcı konusunda tarihçiler arasında net bir fikir birliği bulunmamakla birlikte genel olarak 5 Eylül 1793 ve 10 Mart 1793 tarihleri karşımıza çıkıyor. 5 Eylül tarihi terörün Ulusal Konvansiyon’da kurumsallaşmasını, 10 Mart tarihi ise Devrim Mahkemesi’nin kuruluşunu temsil ediyor. Bu kanlı dönemin yaklaşık 10 ayın ardından son buluşu ise 28 Temmuz 1794 tarihinde Maximilien Robespierre‘in idamına dayanıyor.
Arka Plan ve Sebepler

Terör Dönemi’nin başlamasının arkasında iç meselelerden dış meselelere, ekonomik sorunlardan Jakobenler ile Girondinler arasındaki siyasi mücadeleye kadar pek çok farklı neden yer almaktadır.
İç Etkenler
İhtilalle birlikte monarşinin çöküşü sonrasında 1791 senesinde anayasa hazırlandı. Bu anayasa, Kral XVI. Louis’nin yetkilerini kısıtladı. Bu süreçte kral ve kraliyet ailesi, kendini güvende hissetmemekteydi. Bunun üzerine Kral XVI. Louis, Kraliçe Marie Antoinette ve çocukları, Fransa’dan Avusturya’ya kaçmaya karar verdi. Ancak, kaçış başarılı olamadı ve bu olayın sonucunda halk nezdinde Kral XVI. Louis’yle ilgili bir ihanet algısı oluştu. Bu da halkın monarşiye bakışını daha da radikalleştirdi ve ihtilalin kazanımlarının korunması yönündeki kaygılarını artırdı.
Dış Etkenler
Bu başarısız kaçış denemesi, 1792’de Fransa ile Prusya ve Avusturya arasında başlayacak savaşa zemin hazırladı. Bu bağlamda, Fransa’ya Avrupa’daki diğer monarşilerden bir müdahale olması riski de yine Terör Dönemi’nin arka planındaki etkenlerden birisidir. Ayrıca, 1792’de önce Prusya ve Avusturya’ya karşı başlayan ve sonrasında Birleşik Krallık, Hollanda ve İspanya’nın katılımıyla daha da genişleyen savaş (Birinci Koalisyon Savaşı) sırasında alınan bazı başarısız sonuçlar da hainlerin orduyu sabote ettiği gibi düşünceleri yaygınlaştırmıştır.
Ekonomik ve Siyasi Etkenler
İhtilal yıllarında yaşanan kıtlık ve ekonomik sıkıntılar, ihtilali daha radikal bir noktaya itmiş, bu bağlamda yoksul halkın desteğini alan Jakobenler güç kazanmıştır.
Ulusal Konvansiyon’daki iki ana gruptan Jakobenler, daha radikal ve yoksul halktan destek alan kesim iken Girondinler ise daha ılımlı ve burjuva kökenli bir çizgiyi temsil ediyordu. Bu iki grup arasındaki siyasi mücadele ve yaşanan olaylar sonucunda 1793’te Girondinler Ulusal Konvansiyon’dan tasfiye edildi ve Jakobenler yönetimi ele geçirdi.
Terörün Kurumsallaşması ve Robespierre

İşte tüm bu gelişmeler ışığında Nisan 1793’te Ulusal Konvansiyon’da Kamu Güvenliği Komitesi adında bir yapı kuruldu. Bu komitenin kurulma amacı hızlı ve etkili karar alacak bir yürütme organı oluşturmaktı.
Komite kurulduğunda Girondinler hâlâ Ulusal Konvansiyon’da etkiliydi. Bundan birkaç ay sonra Jakoben destekçisi Paris halkının Ulusal Konvansiyon’u kuşatması ve Girondinlerin tutuklanmasını talep etmesi üzerine Ulusal Konvansiyon, 29 Girondin vekilin tutuklanmasına karar verdi ve meclisteki Girondinlerin tasfiye edilme süreci başladı. Bu olaydan sonra Jakobenler Ulusal Konvansiyon’da gücü ele geçirdi. Bir sonraki ay ise Maximilien Robespierre komiteye seçildi.
Robespierre, bu dönemin en etkili isimlerindendi ve Jakobenlerin lideriydi. Jakobenlerin kalanı gibi daha radikal fikirleri savunuyordu ve Terör Dönemi’nin ahlaki meşruiyetini sağlayan fikirlerin de kaynağıydı. Ulusal Konvansiyon’da 5 Şubat 1794’te yaptığı meşhur konuşmasının bir kısmı şöyledir:
“Barış zamanında halkçı iktidarın dayanağı erdemdir. Devrim zamanında ise hem erdem hem de terördür. Erdemsiz terör yıkıcıdır, terörsüz erdem ise güçsüzdür. Terör; hızlı, sert ve tavizsiz adaletten başka bir şey değildir. Bu nedenle erdemin bir tezahürüdür. Özel bir ilke olmaktan çok demokrasinin genel ilkesinin ülkenin en acil ihtiyaçlarına uygulanmasının bir sonucudur.” (Robespierre 333)
İşte Robespierre’in seçilmesinden sonra bu konuşmadaki yaklaşımla ilerleyen komitenin yetkileri ise iç güvenlikten Devrim Mahkemesi‘nin denetimine, orduyla ilgili düzenlemelerden sosyal politikalara kadar geniş bir alana yayılmıştı. Yazının ilk kısmında da değindiğimiz üzere 5 Eylül 1793’te Jakobenlerin kontrolündeki Ulusal Konvansiyon, “Terör, günün düzeni olacaktır” (Archives Parlementaires, LXXXIV, 5 sept. 1793) şeklindeki kararıyla terörü kurumsallaştırmıştır.
Yasal Dayanak ve İdamlar

Ulusal Konvansiyon; Vendée isyanı, savaşlardaki yenilgiler ve Kral XVI. Louis’nin idamı sonrasında oluşan krizler üzerine 10 Mart 1793’te Devrim Mahkemesi’ni kurdu. Ulusal Konvansiyon’un çıkardığı bir yasa olan 17 Eylül 1793 tarihli Şüpheliler Yasası ile de “davranışları, bağlantıları, yazı veya sözleriyle tiranlık veya federalizm yanlısı ve özgürlüğün düşmanı oldukları anlaşılan” herkes tutuklanabilir hale geldi (“Law of Suspects”). Yasa bağlamında ihtilal karşıtlığı şüphesi için kuvvetli delil şartı gevşetildi ve kitlesel gözaltılar için hukuki zemin oluşturuldu.
Komite’nin işleyişi sırasında Jakobenler, iktidarda tam bir hakimiyet sağlamak adına hem sağdan hem de soldan muhalefeti etkisiz hale getirerek yönetimdeki tek güç oldu. Bu süreçte Kraliçe Marie Antoinette, Girondin liderler, aşırı solu temsil eden Hébertçiler ile Georges Jacques Danton ve Camille Desmoulins gibi ılımlı isimler de idam edildi.
Şüpheliler Yasası kapsamında bu dönemde yaklaşık 200 binden fazla kişi gözaltına alındı. Yaklaşık 10 bin kişi gözaltında salgın hastalıklardan hayatını kaybetti. Ayrıca Terör Dönemi boyunca yaklaşık 17 bin kişi yargılanarak idam edildi (“Law of Suspects”).
10 Haziran 1794’e geldiğimizde ise Devrim Mahkemesi’nin yetkilerini daha da artıran 22 Prairial Yasası ile karşılaşıyoruz. Sanıkların avukat bulundurma ve savunma haklarını kaldıran bu yasa ile 7 hafta içerisinde yaklaşık bin 300 kişi idam edildi (“Reign of Terror”).
Terörün Bitişi ve Robespierre’in Ölümü

1794’ün Haziran ve Temmuz aylarına geldiğimizde ise Robespierre yalnızlaştı ve Komite içerisinde bile gerilimler yaşandı. 26 Temmuz günü Robespierre, Ulusal Konvansiyon’da yaptığı bir konuşmasında “komplo hazırlığında olan vekillerin olduğunu ve bu isimleri teşhir edeceğini ama şu anda isim vermeyeceğini” söyledi (McPhee 214)
Bir sonraki gün 27 Temmuz’da; Maximilien Robespierre, kardeşi Augustin Robespierre, Louis de Saint-Just, Georges Couthon ve Philippe-François-Joseph Le Bas Ulusal Konvansiyon’da kendilerine söz hakkı verilmeden tutuklandı. Her ne kadar Paris Komünü onları tutuklamayı reddetse de başarılı olunamadı. Robespierre ve beraberindekiler, geceyi Paris Komünü’nün merkezinde (Hôtel de Ville) geçirdiler.
28 Temmuz sabahında ise Robespierre çenesinden vurulmuş halde bulundu ama hâlâ hayattaydı. Le Bas intihar etti, Augustin Robespierre ise pencereden atlayarak intihar etmeye çalıştı. Sonrasında ise aynı gün Robespierre ve yanında 20 Jakoben Devrim Mahkemesine çıkarıldı ve haklarında idam kararı verildi. Bunun üzerine öğleden sonra Robespierre ile beraber 21 Jakoben, Paris’teki İhtilal Meydanı’nda (günümüzde Concorde Meydanı) giyotine çıkarıldı ve idam edildi.
Robespierre’in idamı sonrasında destekçisi olan başka Jakobenler de idam edildi, Jakobenler iktidardan düştü ve Terör Dönemi böylece son buldu.
Kaynakça
- Lefebvre, Georges. Çev. Kırıcı Ozan, Emre Ceren. 1789 Fransız Devrimi. İstanbul: İnkılap Yayınevi, 2025.
- Soboul Albert. French Revolution, 1787-1799: From the Storming of the Bastille to Napoleon. Londra: Routledge, 1989
- “Reign of Terror.” Encyclopaedia Britannica. Encyclopaedia Britannica, 19.08.2025, https://www.britannica.com/event/Reign-of-Terror. 25.08.2025
- “Committee of Public Safety.” Encyclopaedia Britannica. Encyclopaedia Britannica, 03.02.2024, https://www.britannica.com/topic/Committee-of-Public-Safety. 25.08.2025
- McPhee Peter. Robespierre: A Revolutionary Life. New Heaven: Yale University Press, 2012
- “French Revolution.” History. History, 02.07.2025, https://www.history.com/articles/french-revolution. 25.08.2025
- Kapak Görseli: Britannica