Teknolojinin hızla ilerlediği bir dönemde yaşıyoruz. Buna bağlı olarak seri üretim, hayatımızın birçok alanında yer almakta. Seri üretimin yaygınlaşmasına ve ürünlerin tekdüzeleşmesine rağmen el emeği ürünler günümüzde hala ilgi görüyor. Bu eserlerin emek, duygu ve düşünceyle üretilmesi, onların tarih boyunca değerini korumalarını sağlamış ancak teknoloji nedeniyle ikinci plana atılmalarına sebep olmuştur. O halde el emeği üreten ustalar ve teknoloji arasındaki ilişki sürecine birlikte göz atalım.
Geçmişten Günümüze El İşçiliği

İnsanlığın ilk zamanlarından beri el işçiliği vardır. Yerleşik hayata geçilmesiyle el işçiliğine sahip meslekler çeşitlenmiştir. Antik medeniyetlerde el işçilikleri, daha büyük bir gelişim göstermiştir. Orta Çağ’da ise el işçileri arasında loncalar gibi örgütlenmeler olduğu görülür. Sanayi Devrimi öncesinde, el işçiliği ürünleri ile günlük yaşam devam etmekteydi. Devrim sonrasında ise ustalar sanayinin karşısında durmaya çalışmışlardır. Teknolojinin gelişmesiyle köyden kente olan göçler de el işçiliğini tarih içerisinde etkileyen önemli unsurlandandır. Günümüzde ise bazı el işçilikleri kaybolmakta, bazıları ise teknolojiyle beraber yeniden doğmaktadır.
Pozitif yönden, teknolojinin el işçiliğini şu şekillerde etkilediğini söyleyebiliriz: Zanaatkarlar ve küçük işletmeler, sanal ortamda daha fazla desteklenmekte; üretim aşamasında çevreye zarar veren teknolojik ürünler yerine alternatif çözümler sunulmaktadır. Ayrıca, seri üretimden daha dayanıklı el işçilikleri sayesinde atık üretimi azalmakta, bu da daha sürdürülebilir bir tüketim anlayışını beraberinde getirmektedir. Sanal ortamda kültürü muhafaza etmek de daha kolay hale gelmiştir. Ancak, teknolojinin negatif etkilerine de göz atmak gerekirse, bazı meslek grupları için zorluklar doğurabileceği görülmektedir.
El Süpürgeciliği

Özellikle Trakya Bölgesi’nde bir zamanlar çok ilgi gören çalı süpürgeleri, yerini elektronik süpürgelerin almasıyla gücünü kaybeden bir el mesleğidir. Günümüzde el süpürgeciliğini tehdit eden tek faktör elektronik süpürgeler değildir ancak temel etkenin bu olduğunu söyleyebiliriz.
Edirne’de yaşayan 70 yaşındaki usta Hamdi Gaspar, gençlerin bu mesleğe ilgi duymadığını ve artık halk tarafından eskisi gibi ilgi görmediği için ekonomik olarak çok zorlandıklarını, üretim aşaması çok meşakkatli olduğu için birden fazla insana ihtiyaç duyduğunu ve buna artı olarak da bu alanda çalışan kişi sayısının giderek azalmasından mütevellit ustaların çalışma saatlerinin arttığını belirtti. Teknolojinin gelişmesiyle bu el işçiliği, günden güne kendini tüketmektedir.
Başka ustalar da çoğunlukla aynı problemlerden şikayetçi. Baba mesleği olduğu için bunca negatifliğe rağmen devam ettiklerini ve yaşlandıkları için artık başka bir meslek icra edecek halleri olmadığını dile getirdiler. Çoğu usta ne yazık ki artık mesleği devam ettirmeye halimiz yok düşüncesinde.
Sepetçilik

Tarım bölgelerinden doğan bir meslek olan sepetçilik, mesleğin icra edildiği bölgeye göre kullanılan malzemenin ve tekniklerin farklılık gösterdiği bir meslek. Yiyecekleri plastik sepetlerden daha sağlıklı muhafaza edebilen bu doğal sepetler de maalesef ilgiyi kaybediyor.
Kocaeli Karamürsel’de yaşayan 62 yaşındaki sepet ustası Mehmet Ali Koygun, sepet ustalarına sahip çıkılması gerektiğini ve ana malzeme olan ağaç türünün dikiminin arttırılması gerektiğini dile getiriyor. Ana malzemeye olan ulaşımın zorluğu ve ekonomik problemler de teknolojiyle birlikte bu mesleği günden güne yok ediyor. Fakat bu usta, kurslar düzenleyerek aynı zamanda gençlere mesleği öğretemeye ve yeni modeller geliştirerek mesleği geliştirmeye devam ediyor.
Ahşapçılık

Türk sanat tarihinde önemli bir konuma sahip olan ahşapçılık da teknolojiye yenilmekte olan ama teknolojiyle de gelişen el işçiliği mesleklerindendir. Yeni gelişen lazer kesim cihazları ve benzer teknolojiler, seri üretime dayalı ürünlerin piyasaya sürülmesine olanak tanıdığından, el işçileri bu alanda kendilerine yer bulmakta zorlanıyor. Seri üretim aynı zamanda ormanlardaki tahribatı arttırıyor. Bunların yanında gelişen araçlar sayesinde ustalar, daha gelişmiş eserler ortaya koyabiliyor ve bunları dijital pazara sunabiliyor.
Kırıkkale’de evinin bahçesine yaptığı atölye ile ahşapçılık yapan Kemal Cesur, eserlerini doğal malzemelerle yaptığını dile getiriyor. Çoğunlukla mutfak araç-gereçleri imalat eden Cesur, bu sanatı yaşatmak için mücadele verdiğini söylüyor. Ayrıca gençlere yönelik çıraklık kurslarının açılmasını ve bu sayede ahşabın tekrar eski ilgiyi toplamasını istiyor.
Tüketiciler olarak, el işçiliğini destekleyerek ustalarımıza sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. El işçilikleri bizim kültürümüzü ve geçmişimizi temsil eden yegane zanaatlardandır. Bu eserler makinelerin ürettiği ürünlerin asla sahip olamayacağı bir ruha sahiptir. Eğer desteklersek yaratıcılığın ve özgünlüğün simgesi olan bu eserler, hem ruhumuza hem sağlığımıza iyi gelecektir. Ustalarımızın ve eserlerimizin korunması dileğiyle…
Kaynakça
Yarım Asırdır El Süpürgeciliğini Yaşatmaya Çalışıyor 28 Jan 2019, Web
Şafak, Yeni. “‘Biz Olmazsak Bu Meslek Biter’: Eskiden Revaçta Olan Meslek Şimdi Teknolojiye Karşı Direniyor.” Yeni Şafak, 13 Nov. 2021, Web
Türk Tarım Orman Dergisi 10 Sep 2019, Web
KOUHA – Haber. 18 Mar 2025, Web
İhlas Haber Ajansı. “Hobi Amaçlı Başladığı Ahşap Oyma Sanatı Mesleği Oldu.” YouTube, 19 Oct. 2020, Web
Kapak Fotoğrafı:“KINIK ÇÖMLEKÇİLİĞİ | Kültür Portalı.” Kültür Portalı, Web