Geçtiğimiz birkaç yıl içinde pandemi kabusuna rağmen birçok dizi izledik. Çoğunun devam sezonları çekilirken birçok dizi tek sezonuyla gözbebeğimiz oldu. Bu yazımızda çoğu tek sezonluk olan bazılarının da devam sezonlarını beklediğimiz fakat henüz tarihi belli olmayan dizilere yer verdik.
Valeria (Netflix)
“İspanyolca seviyorum”, Sımsıcak bir yaz dizisi istiyorum” diyorsanız Valeria tam size göre. Sevgili yazarımız Valeria ve onun arkadaşları çevresinde dönen bir kadın yazarın hikayesi. Yaratıcılığını María López Castaño‘un yaptığı başrollerinde güzel oyuncu Diana Gómez’in olduğu Valeria evliliğinden ve en çok da kendinden memnuniyetsiz, kendi potansiyelinin farkına varmak isteyen bir kadın. Sıkı arkadaşlık bağlarıyla kurulu olan dizide Sex and the City tadı alıyoruz. Her hikayeden kendimize de pay çıkarabileceğimiz , mekanları bir an önce İspanya’ya gitmek istememize sebep olan , buram buram yaz kokan bir dizi. Bölüm geçişlerinde jenerik için kullandıkları metaforlar da diziye ayrı bir sıcaklık katıyor. Carmen , Lola ve Nerea ‘dan hangisi olduğunuza karar vermek için bir solukta izleyeceğiniz dizi ilk sezonuyla gönlümüzde taht kurdu.
Bartu Ben (BluTV)
Bartu Ben, 2018 yılında BluTV’de yayınlanan otobiyografik bir komedi dizisi. Çok fazla tanınmayan ama aslında tanınmaması için de bir nedeni olmayan Bartu, yılın en çok umut vadeden genç oyuncusu ödülünü birden fazla kez kazanmış olmasına rağmen bir noktada kendi umutları da tükenmeye başlamış. Eskişehir’den İstanbul’a gelen kuzeni Gizem’e abilik yapacağına söz veren ancak Gizem’in gerçek yüzüyle tanıştığında izleyiciyi şaşırtan ve güldüren sıradışı bir komedi. Bartu Küçükçağlayan , Nazlı Bulum, Yener Özer, Müfit Kayacan gibi isimlerin oynadığı dizinin yönetmeni; Kelebekler ve Sarmaşık gibi filmlerle tanınan, Tolga Karaçelik.
Terapist (GAİN)
Hayatımıza yeni giren bir platform olan gain, kısa zamanda çok ve büyük işler yapmayı vaadeden bir platform ve bunun da hakkını bir çok dizisiyle vermiş durumda. Bunlardan birisi de Terapist. Şu sıralar birçok terapi dizisi etrafımızı sarmış olsa da bu dizi bir cinayet etrafında dönen ve hastalarından şüphelenen eşi öldürülmüş bir psikiyatrın hikayesi. Dizinin en can alıcı noktası ise belki de çok sık rastlamadığımız ama aslında içimizde olabilecek hastalıklarla yüzleşmemiz. Hastalardan sado-mazoşist ilişki kuranı da var , narsist olup ameliyatlarda kendine hayranlığından hata yapan doktoru da. Kendini bezlemekten hoşlanan erişkin bebek sendromu hastası da.. Peki doktorumuz cinayeti çözebilecek mi? Katil kim ?
Queen’s Gambit (Netflix)
Tek sezonluk başarının hakkını veren bir diğer dizi de Queen’s Gambit. Bu diziyi izlediğinizde hemen satranç oynamak istiyorsunuz. Bir “dahi” olan Elizabeth Harmon çocuk yaşlardan itibaren zekasıyla dikkatleri çekiyor ve satranca olan yoğun ilgisi onu hayal bile etmediği yerlere sürüklüyor. Kahramanımızın bir kadın olması da çoğu “deha” üzerine çekilen dizi/filmin aksine yüzümüzü gülümsetiyor. Dönemin şartlarına göre ABD–Rusya arasındaki soğuk savaşın etkilerini gördüğümüz dizimizde karakterimizin bağımlılıklarla mücadelesi ve hırsın , aşkın , sevginin tatmininin yetersiz kaldığı durumlarda girdiği çıkmaz sokaklarda buluyoruz kendimizi.. Queen’s Gambit, geçtiğimiz yılın en başarılı yapımlarından biri oldu. Öyle görünüyor ki başrol oyuncusu Anya Taylor-Joy ‘un olağanüstü performansını gelecek dönemlerde farklı projelerde sık sık göreceğiz.
Emily In Paris (Netflix)
Emily in Paris devam sezonu gelecek dizilerimizden ancak şuan izlediğimiz tek sezonuyla da birçok izleyiciyi kendine çekti. Başrollerinde Love Rosie filminden de bildiğimiz Lilly Collins var. Emily Cooper, Amerika‘dan Paris‘e gelen genç bir kadın. Şirketinin yönetim politikalarını Paris’teki ortak şirketleriyle paylaşıp “Amerikan tarzı pazarlamayı” öğretmeye çalışıyor. Tabi ki burada karşısına çıkan Fransız kültürü onu şaşkına çeviriyor. Diziyi izlerken bir yandan Paris sokaklarında gezecek bir yandan da güçlü moda editörleri tarafından hazırlanan dizinin görselliğine hayran olacaksınız.
Bir Başkadır (Netflix)
2021 yılının belki de en başarılı yapımlarından biri olan Bir Başkadır için şunu söylemek yanlış olmaz sanırım; “ülkemize tutulmuş bir ayna…” Başrolünde oyunculuğu ile kendine hayran bırakan Öykü Karayel var. Dizide; Tülin Özen, Settar Tanrıöğen, Bige Önal gibi tanıdığımız birçok ünlü oyuncuyu da görüyoruz. 1980’leri andıran efektli çekimiyle ve kurgusuyla bu yılın en başarılı Türkiye yapımı . Meryem, iki uç hayatın ortak karakteri fakat bu uç karakterin kendilerine ait uçları acaba hepimizi aynı yerde mi buluşturuyor? Dizi pek çok tartışmalara sebep olurken, ülkenin birçok kesimine “aslında ben de böyle düşünüyorum” dedirtti.
Şahsiyet (Puhutv)
Şahsiyet; adaletin sağlanamadığı bir yerde adalet dağıtan alzheimer hastası bir katipin hikayesi. Haluk Bilginer, Cansu Dere, İbrahim Selim gibi sevdiğimiz isimleri görüyoruz. Şahsiyet ülkemiz adına gurur kaynağı olan bir dizi oldu. Bir tecavüzün unutamayan bir katilin maktülleri unutma hikayesini izliyoruz. Çoğumuzun izlemiş olduğu diziyi, tek sezonuyla yakaladığı başarıdan dolayı yazımızda yer vermek istedik. Haluk Bilginer’i aldığı Emmy ödülünden dolayı tebrik etmeden geçmek olmazdı…
“Bir suç işlemek istiyorsan ama suçlanmak istemiyorsan, etrafına yeterince kalabalık toplaman yeterli.”
Modern Love (Amazon Prime Video)
Dizi New York Times‘ın aynı adlı haftalık köşesinde yayınlanan makalelerden diziye uyarlandı. Bu özelliği ile oldukça hayatlarımıza dokunabiliyor. Her bölümü kısa film tadında olan dizinin ilk bölümünden sevilen dizi How I Met Your Mother‘ın annesi Cristin Milioti karşılıyor bizi. New York kokulu dizide çok sevdiğimiz diğer oyuncuları da görmek mümkün. Kendine özgü, ön görülemez sonlarla biten bölümleri bulunuyor. ‘Ben olsam ne yapardım?’ sorusuyla aklımızda uzun süre yer edecek gibi görünüyor.
Chernobly (beIN CONNECT)
Konusu adı üstünde tarihin en tüyler ürpertici nükleer felaketlerinden biri olan Chernobyl beş bölümlük tarih-drama türünde çekildi. 2019 Emmy Ödülleri’nde “En İyi Mini Dizi” dahil 10 ödül kazandı. Mini dizi, büyük ölçüde Belaruslu Nobel ödüllü yazar Svetlana Aleksiyeviç‘in Çernobil’den Sesler kitabında kaleme aldığı Pripyat halkının anılarına dayanıyor.
