Türkiye’ye özgü müzik türü olan Fantezi müzik, çoğu zaman arabesk ile karıştırılsa da kendine has özellikleriyle sanatçılarından derin izler taşır.
1980’lerde tavernalar (çalgılı meyhane) ile ortaya çıkan Fantezi müzik, değerli temsilcileri ile günümüze kadar gelerek toplumun beğenisini de kazanmıştır.
Fantezi Müziğinin Ortaya Çıkışı

Fantezi müziğinin tarihine bakmadan önce fantezi kelimesinin anlamını bilmek gerekiyor. Zira kelimenin anlamı, Fantezi müziğin mihenk taşını ifade etmektedir. Fantezi; süslü, farklı olan, heves anlamlarına gelmektedir. Fantezi kelimesinin tanımdan da anlaşılacağı üzere Fantezi müzik; süslü, farklı bir müzik türüdür.
Fantezi müziği, diğer müzik çeşitlerinden ayıran en önemli fark; sanatçının rahatça hareket edebileceği, kendi tarzını ortaya koyabileceği, fark yaratabileceği süslü nağmeleri kullanmasıdır. Bu açıdan fantezi müzik, sanatçıların benliğinden en çok izler taşıyan müzik türüdür denilebilir. Fantezi müzikte sanatçı, sesini istediği şekilde kullanabilme şansına sahiptir, kural yoktur. Sanatçı hiç olmadığı kadar özgürdür. Fantezi müziğin sanatçıya tanıdığı bu özgürlük, üzerinden yıllar geçmesine rağmen tekrar dinlenen şarkıların doğmasını sağlamıştır.
Fantezi müzik, sanatçının kendi yorumunu şarkıya katmasıyla yapıldığı için dinleyenleri mest etmesi çok da şaşılacak bir durum değildir. Makamını dilediği şekilde kısaltıp uzatabilen müzisyenler için Fantezi müzik, doğumunu borçlu olduğu Türk Sanat Müziği ya da Klasik Müziğin aksine sert, dogma kalıplardan çıkıp; daha yumuşak, sanatçının özgünlüğünü ortaya koyabildiği bir tür olmuştur.

Diğer müzik türlerinden sonra ortaya çıkan Fantezi müzik, çoğu kez Arabesk müzik ile karıştırılmaktadır. Günümüzde yapılan ödül törenlerinde rastlanılan ‘En İyi Arabesk Fantezi Müzik Şarkıcısı‘ ve ‘En İyi Fantezi Halk Müziği Şarkıcısı‘ kategorileri de bu karışıklığı arttırmaktadır. Fantezi müzik, tek başına bir tür olsa da ortaya çıktığı 1980’li yıllardan sonra sanatçıların kendi türleri dışında Fantezi müziğe yaklaşması, törenlerdeki ve toplumdaki algıyı değiştirmiştir. Fantezi müzik, tek bir tür olarak değil arabesk gibi türlerle birlikte anılmaya başlanmıştır. Ancak Fantezi müzik tek başına gücünü kanıtlamış bir tür olarak bugüne kadar gelmeyi başarabilmiştir.
Fantezi müzik, arabesk müzikten sonra hatta bazılarına göre arabeske alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Ancak bu konuda çok veri bulunmamaktadır. Aslında fantezi ve arabesk müziğin karıştırılmasının en önemli nedenlerinden biri ele aldığı konulardır. Sevgiliye kavuşamama, aşk, acı çekme, ayrılık gibi konuları işleyen iki müzik türü birbirine ne kadar karıştırılsa da Fantezi müzik; kıvrak ezgisiyle dinleyiciyi eğlendirmektedir. Ortaya çıkmasına zemin hazırlayan taverna kültüründen izler taşıyarak bir yandan hüzünlendirirken bir yandan da eğlendirmeyi başarmıştır.
Fantezi Müziğin Temsilcileri

1980’lerdeki taverna kültürü, sadece mekan bağlamında değil şarkılar aracılığıyla da adından söz ettirmiştir. Tavernalarda doğan Fantezi müzik, dinleyicilere eğlenceyi de acıyı da hissettirerek Türk toplumunun takdirini ve sevgisini kazanmıştır. Günümüzde mekanlar değişse de Fantezi müzik hala etkisini sürdürmektedir. Şarkıların girişinde tavernaya gelenlerle yapılan konuşma yer alırken kliplerde de taverna ortamı görülmektedir.
1980’li yıllarda oldukça geniş bir kitleye sahip olan taverna müziği; Ümit Besen, Arif Susam, Nejat Alp, Cengiz Kurtoğlu, Ferdi Özbeğen gibi isimleri de tanıtmıştır. Bu sanatçılar Fantezi müziğinin temsilcileri olarak o dönemki yakaladıkları şöhretle günümüzde Fantezi müzik türünün en önemli isimleri olarak büyük bir sevgiyle dinlenmektedir.

Fantezi müzik, sanatçılara şarkılarında kendi imzalarını atma şansı veren bir alan sunmasıyla bu müzik türünün temsilcileri de ardından gelen şarkıcılar da efsane olarak tarihe geçmiştir. Her dinlemede sanatçıların kendi dokunuşlarını hisseden dinleyiciler, aşk acılarını da kavuşamamanın verdiği acıyı da hissetmektedir.
Sanatçı Ferdi Özbeğen, “İşte Bu Bizim Hikayemiz” ile saf ve temiz aşkı, çekilen acıyı eşsiz sesiyle seslendirerek dinleyenleri hayran bırakmıştır. ‘Dilek taşı‘ ayrılan sevgililerin vazgeçilmez şarkısı olmuştur.
İşte bu bizim hikayemiz öyle saf öyle temiz
Kenetlenmiş ayrılamaz kalbimizde ellerimiz İşte bu bizim hikayemiz öyle saf öyle temiz Kenetlenmiş ayrılamaz kalbimizde ellerimiz(Ferdi Özbeğen-İşte Bu Bizim Hikayemiz)
Ümit Besen, ‘Nikah Masası‘ ile sevdiği kadının nikahında şahit olmayı bile kabul eden bir adamın aşk acısını hissettirirken ‘Alışmak Sevmekten Daha Zor‘ diyerek aşkını kalbine gömüp sevdiğinin yokluğuna alışmanın acısını anlatmıştır. Her âşık insanın kendinden bir parça bulacağı Fantezi müziğin efsane parçalarına imza atmıştır.
Nikâhına beni çağır sevgilim
İstersen şahidin olurum senin Bu adam kim diye soran olursa “Eski bir tanıdık” dersin, sevgilim(Ümit Besen-Nikah Masası)
Müzisyen Nejat Alp‘in ‘Arkadaşım‘ şarkısıyla aynı kıza âşık olan iki arkadaşın uğradıkları ihanetin hikayesinin anlatıldığı parça ile dostluğun kıymeti vurgulanırken, ‘Şaka Yaptım‘ şarkısı ile birbirinden ayrılamayacak kadar çok seven iki aşığın duygularını dinleyiciyi eğlendiren şekilde sunmuştur.
Sen miydin sevgilimi çalan
Anladım ki dostluklar yalan Sen olamazsın bu canımı acıtan, Beni sırtımdan vuran(Nejat Alp-Arkadaşım)
Sanatçı Arif Susam, ‘Ölümsüz Sevdim‘ ile hâlâ sevmeye devam eden aşığın ‘ne unutabilmesini ne de vazgeçebilmesini’ anlatırken ‘Sevenler İçin‘ şarkısı ise sevgililere özel parça olarak hafızalara kazınmıştır.
Bu şarkı sevmeyi bilenler için
Bu şarkı terk edip gidenler için Yıllarca bekleyip boşu boşuna Karşılık görmeden sevenler için(Arif Susam-Sevenler İçin)
Sanatçı Cengiz Kurtoğlu‘nun ‘Yorgun Yıllarım‘ ile sevgiliye duyulan aşkın acısı en derinden hissedilirken yaratılan tahribattan geriye yorgun yılların kaldığı anlatılmıştır. ‘Duyanlara Duymayanlara‘ parçası ise sevgiliye duyulan aşkın en güçlü şekilde haykırılmasıdır.
Kapanmaz yarayım, gece gündüz kanarım
Göz göre göre yandı yıllarım Gönlümde açan gonca, gül olmadan kırıldı Senin eserin bu yorgun yıllarım(Cengiz Kurtoğlu-Yorgun Yıllarım)
Günümüzde Fantezi müziğin temsilcilerinin izinden giden birçok şarkıcı parçalarıyla dinleyenleri mest etmektedir. Ebru Gündeş, Sibel Can, Hakan Altun, Özcan Deniz, Ebru Yaşar, Serkan Kaya; Fantezi müziği diğer müzik türleri ile birleştirerek eşsiz parçalara imza atmaya devam etmektedir.
Her sene düzenlenen Altın Kelebek Ödül Töreni‘nde Fantezi dalındaki ödüllerin sahibi olan Sibel Can, Hakan Altun, Ebru Gündeş, Ebru Yaşar, Serkan Kaya yaptıkları parçalarla Fantezi müziğini kendi imzalarıyla dinleyicilerle buluşturmaktadır.