Birleşik Krallık Kraliçesi Victoria, uzun hükümdarlığı ve sert mizacıyla tanınır. Halbuki Victoria’nın hayatı bundan daha fazlasıdır. Aşk dolu bir evlilik sonrası genç yaşta dul kalan Victoria, hayatının ilerleyen dönemlerinde bazı hizmetkarlarıyla sıradanın ötesine geçen ilişkiler kurdu. Bu isimlerden biri İskoç hizmetkarı John Brown iken, bir diğeri ise Hintli hizmetkarı Abdul Karim’di. Öyle ki Victoria ve Abdul Karim’in arasındaki ilişki yüzyıllar sonra bile tartışılmaya devam ediyor.
Abdul Karim’in İngiltere’ye Yolculuğu

1863 yılında Hindistan’ın Müslüman bir ailesinde dünyaya gelen Mohammed Abdul Karim, 1887’de Kraliçe Victoria’nın tahttaki 50. yılı şerefine düzenlenen Altın Jübile kutlamaları için Hindistan’dan getirilen iki hizmetkârdan biriydi. Abdul ve onunla birlikte çalışmaya giden yol arkadaşı Mohamed Bakhsh, Londra’ya varmadan önce kısa bir eğitim aldı. Kraliçe’ye, Hindistan’dan gelen hediyeleri takdim etmek üzere Abdul Karim seçildi. Bu kısa süre içerisinde Abdul iyi bir izlenim bırakmış olmalı çünkü kendisi daha sonra Victoria’nın daimi hizmetkarı oldu.
Victoria’nın Abdul Karim’e Olan İlgisi

Kraliçe Victoria, 1877 yılında İngiltere’nin Hindistan üzerindeki hakimiyetini pekiştirmek adına “Hindistan İmparatoriçesi” unvanını aldı. Ancak güvenlik endişeleri sebebiyle bu toprakları asla ziyaret edemedi. Belki de Hindistan’a olan bu merakı kendisini Abdul ile bağ kurmaya doğru itti. Victoria tanıştıklarındaki izlenimleri günlüğüne aktarmış, Abdul’un fiziksel özelliklerini ve saygısını göstermek için Victoria’nın ayağını öptüğünü not etmişti.
Abdul ve Victoria arasındaki bağ giderek güçlendi. Abdul, Kraliçe’ye Urduca dersleri vermeye başlamıştı. Bunun yanı sıra Victoria’ya Hint kültürünü tanıttı. Sarayda körili yemekler pişmeye başladı ve Hint mutfağına özgü meyveler de saraya getirilmeye başlandı. Bu durumdan Kraliçe oldukça memnundu çünkü körili yemekleri beğenip günlük menüsüne ekletmişti.
Kraliçe Victoria’ya Urduca derslerine ek olarak İslam dini hakkında bilgiler veren Abdul, bir “hizmetçi” olmanın onun için aşağılayıcı olduğunu belirtmiş. Abdul’un bu isyanı karşısında Victoria; rütbesini yükseltmiş ve ona, öğretmen anlamına gelen “Munshi” unvanını takmış. Munshi ve Victoria’nın birlikte geçirdikleri zaman artınca Munshi’nin Victoria üzerindeki otoritesi de artmış. Bir zaman sonra Abdul gayriresmi sekreterlik yapmaya başlamıştı.
Kıskançlıklar ve Aşk Dedikoduları

Kraliçe’nin Hintli bir hizmetkârını öğretmen yapması ve onunla sık sık vakit geçirmesi, saray çevresindeki herkesin dikkatini çekiyordu. Kraliçe’ye hizmet eden Avrupalı hizmetkârlar, Abdul’u kıskanmaya başlamıştı. Kraliçe’nin çocukları ise annelerinin bir Hintli hizmetkârla bu kadar samimi olmasını kabullenemiyordu. Victoria, Abdul’u her yere yanında götürüyor ve ona saraylarda lüks ve rahat odalar tahsis ediyordu.
Bu ayrıcalıklar dönemin normlarına aykırı olduğu için Victoria ve Abdul’un ilişkisi hakkında aşk dedikoduları yayılmaya başladı. Oysa 70’li yaşlarında olan Kraliçe, ağır sorumluluklarının ve çevresindeki insanların samimiyetsizliğinin etkisiyle Abdul gibi farklı bir insana ilgi duymaya başlamıştı.
Abdul Hakkındaki Gerçekler

Artık ünlü ressamlara portresi yaptırılan sarayların konforlu odalarında konaklayan Abdul’ün zamanla Hindistandaki bazı aile üyeleri, aralarında Abdul’un geride bıraktığı eşi de vardı, İngiltereye getirilmişti. Abdul’un protokolde hızlıca yükselmesi Kraliçe’nin doktoru olan Dr. James Reid’in de ilgisini çekmişti. Reid bunun üzerine Abdul Karim hakkında bilgi toplamaya başlamıştı. Reid, bu araştırmalar için Hindistan valisiyle iletişime geçti ve sonucunda Abdul Karim’in kendisi hakkında yalan söylediğini öğrendi. Abdul kendini doktor bir babanın memur çocuğu olarak tanıtmıştı ancak bu gerçeği yansıtmıyordu. Abdul’un babasının aslında doktor olmayıp bir çeşit hastabakıcı olduğu Abdul’ün ise oldukça az bir ücrete çalıştığı ortaya çıktı.
Doktor Reid’in Abdul hakkında bildikleri bunlarla sınırlı kalmadı. Doktor, Abdul rahatsızlandığı zaman ona hekimlik yaptı ve bel soğukluğu tanısı koydu. Yine de bunun gerçek olup olmadığını anlamak pek mümkün değil. Doktor Reid’in bu Hintli adama ön yargılarla yaklaşıp abartılı teşhis koymuş olması da büyük bir olasılık. Tüm bu iddialara ek olarak, Abdul Karim’in Hindistandaki İngiliz hükmüne karşı çıkan Müslüman bir yapıya üye olduğu ortaya atıldı.
Victoria’nın Gerçeklere Tepkisi

Doktor Reid öğrendiği bu bilgileri kendi abartısıyla da Kraliçe ve onun çocuklarıyla paylaşmıştı. Victoria ise bu haberlere bir tepki vermemiş ve Abdul ile arkadaşlığına aynı şekilde devam etmiş. Munshi ile derslerine kaldığı yerden devam etmiş. Victoria bu süreçte Abdul’ün karısıyla da iyi bir ilişki içerisindeymiş ailenin her türlü ihtiyacını gideriyor ve konforlu bir hayat yaşamalarını sağlıyordu. Victoria ve Abdul devamlı birlikte vakit geçirmelerinin yanında aralarında mektuplaşıyorlardı.
Victoria’nın Ölümünden Sonra Abdul

Kraliçe Victoria, 22 Ocak 1901 tarihinde 81 yaşında vefat ettiğinde Abdul Karim’in hayatı tamamen değişti. Yeni Kral VII. Edward, annesinin yakın dostu olan Abdul’ü saraydan uzaklaştırmak için hızla harekete geçti ve onu Hindistan’a geri gönderdi. süreçte Abdul’e ait mektuplar ve günlükler Kraliçe’nin çocukları tarafından yok edildi. Kraliçe’ye ait günlükler ise çocukları tarafından sansüre maruz kaldı. Abdul yalnızca kendine ait bir günlüğü kaçırabildi. Abdul, doğduğu topraklara geri döndükten sonra yalnızca 8 yıl sonra, 1909 yılında vefat etti. Kendisinden geriye günlüğü ve şu an Kraliyet Koleksiyonuna ait olan portresi kaldı.
Aralarında Aşk Var Mıydı?

Victoria ve Abdul, yaklaşık 14 boyunca yakın bir dostluk kurdu. Çocuklarına bile mesafeli davrandığı söylenen Kraliçe Victoria’nın, Hindistanlı bir hizmetkarla bu kadar yakın olması, günümüzde bile aşk söylentilerini gündeme getiriyor. Ancak hayatı boyunca monarşiye hizmet etmiş yaşlı ve dul olan bir hükümdarın, içten bir dostluğa ihtiyaç duyması olduça olası bir durum.
Abdul, Kraliçe’nin son yıllarında en büyük sırdaşı oldu. Victoria’nın ona yazdığı mektuplarda imzasını “Sevgili Annen” olarak attığı biliniyor. Bu detay aralarındaki ilişkinin romantik bir ilişkiden ziyade anne-oğul benzeri bir bağ olduğunu gösterir. İkisinin arasındaki sıra dışı dostluk 2017 yılında Victoria & Abdul adlı filmle beyaz perdeye yansıdı.
Kaynakça:
Worsley, Lucy.Queen Victoria: Daughter, Wife, Mother, Widow. London: Hodder&Stoughton Ltd, 2018
Miller, Julie. “Victoria&Abdul: The Truth About the Queen’s Controversial Relationship”. Vanity Fair. 22 Eylül 2017
Victoria&Abdul. Yönetmen Stephan Frears. Universal Pictures, 2017. Film.
Açıkçası ben romantik bir ilişkiden ziyade anne oğul ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Gerçi bu kadar soğuk nevale bir kadınla anne oğlu ilişkisi kurmak da çok mümkün görünmüyor ama 🙂 şeytan tüyü varmış adamda. Elinize sağlık.