“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
Mustafa Kemal Atatürk
5 Aralık 1934; Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinden biri olan ve kadının hakkı konusunda tüm dünya ülkelerine öncülük etmiş Kadın Hakları Günü‘dür. Atatürk, kadınların sahip olması gereken seçme ve seçilme hakkı için harekete geçmiştir. İşte 87 yıl önce tam da bugün kadınlar, demokratik haklarını elde etmişlerdir.
29 Ekim 1923’te cumhuriyetin ilanından itibaren on yıl içerisinde kadınların eğitim ve öğretimde, siyasette, aile içerisinde eşit haklara sahip olması için yasal ve yapısal devrimler hızla hayata geçirilmiştir. Henüz hiçbir ülke gündeminde bile yer almamasına rağmen Atatürk önderliğinde Türk kadınlarına hak tanınmıştır.
Kadınların erkekler ile eşit haklara sahip olma isteğinin başlangıç evresi; Fransız kadın filozof, yazar ve kadın hakları savunucusu Olympe de Gouges ile başlamıştır. Meclisin Erkek ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ne cevaben Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni yayımlamış ve fikirleri nedeni ile giyotinle idam edilmiştir. Daha sonra kırılma noktası ise 8 Mart 1857’dir. ABD’nin New York kentinde 40 bine yakın kadın, tekstil alanında çok düşük ücretler ile uzun saatler çalıştırılmaları ve kötü çalışma koşulları nedeniyle protesto, grev ve gösteriler yapmıştır. Polis, işçilere saldırmış ve ardından fabrikayı kapatmıştır. Fabrikada çıkan yangında işçiler, maalesef önlerindeki barikat sebebi ile yangından kurtulamamış ve 120 kadın feci şekilde can vermiştir. Böylece kadın direnişi acı içerisinde başlamış ve ilerleyen süreçte 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü olarak kabul görmüştür. 5 Aralık 1934 yılında Türk kadını seçme ve seçilme hakkını kazanmıştır. Bu sayede ülkemizde hem 5 Aralık Kadın Hakları Günü hem de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlanmaktadır.
Kadın Hakları Günü; kadınların karşılaştığı cinsiyet eşitsizliğini vurgulamak, hak ettikleri değeri öne çıkarmak, toplumu bilinçlendirmek ve onların seslerini duyurmak için son derece önemli bir gündür. Genel olarak baktığımızda ataerkil toplumlarda erkeklerin üstün görülmesi söz konusudur. Yani ataerkil bir toplumda kadın, erkeğe nazaran daha güçsüzdür ve arka planda kalmalıdır. Yüzyıllar boyu birçok haktan mahrum bırakılan kadınlar; boşanma, velayet, şahsi mülk alma haklarından uzaklaştırılmış hatta ailelerinden kalan varlıklarını bile üzerine alamamışlardır. Sadece eşlerinin soyadlarını kullanabilmiş, meslek seçimlerinde dahi eşlerinden izin almak zorunda bırakılmışlardır. İş sözleşmelerinde erkek egemen toplum kurallarına uymak zorunda kalan kadınlar yalnızca ülkemizde değil, ne acı ki tüm dünya üzerinde aynı eşitsizliklere maruz kalmıştır.
1930 yılından itibaren Ulu Önderimiz Atatürk sayesinde birçok yasa çıkarılmıştır. Öncelikle belediye seçimlerine katılma, köylerde muhtar adayı olma ile başlamıştır. Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı, 3 Nisan 1930 yılında Belediye Kanununun kabul edilmesi ile gerçekleşmiştir. Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Demirdere köyünde 500 oy ile Gül Esin, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın muhtarı olmuştur. Türkiye’de kadınların milletvekili olabilmesi için ise ilk adım 1923 yılında atılmış ve 5 Aralık 1934’te mecliste kabul edilmiştir. Türk kadınları, ilk kez 8 Şubat 1935 yılında 17 kadın milletvekili ile TBMM’ye girmiştir.
Türkiye; Fransa, İtalya, Hırvatistan, Slovenya’dan 11 yıl, Romanya’dan 12 yıl, Bulgaristan’dan 13 yıl, Belçika’dan 14 yıl, Yunanistan’dan 15 yıl, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştır.
Güçlü Türk Kadınlarımız
Mustafa Kemal Atatürk sayesinde kadınlarımızın özel ve kamu sektöründe karşılaştıkları tüm engeller kaldırılmıştır. Güçlü Türk kadını, azmi ve aklı sayesinde adını tüm dünyaya duyurmuş ve tarih kitaplarına yazdırmıştır.
Afet İnan (1908-1895)

Bu Türk kadınlarından biri de Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan‘dır. 5 Aralık Kadın Hakları Günü’nde kendisinin payı büyüktür.
Afet İnan’ın öğretmenlik yaptığı yıllarda Atatürk ile tanışması ve ardından yurt dışına açılmasını anlatması ile hayalleri gerçek olur. Eğitim alıp ülkesine döner, ardından Türk tarihi ve kadın hakları ile ilgili çalışmalar yapar. Cumhuriyet tarihinin ilk kadın profesörleri arasında yer alan Afet İnan, aynı zamanda Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi kürsüsü kurucusudur.
Muazzez İlmiye Çığ (1914-)

Bir diğer Türk kadını ise dünyaca ünlü ilk kadın Türk sümerolog Muazzez İlmiye Çığ‘dır. Sayısız bilimsel makalesi bulunmaktadır. Üç büyük uygarlığı dünyaya tanıtmış ve hayatını bilim çalışmalarına adamıştır.
Mihri Müşfek (1886-1954)

Cumhuriyet döneminin ilk kadın ressamı, çağdaş resim öncüsü olan Mihri Müşfik, 1921 yılında Gazi ve Mareşal unvanını kazanan Mustafa Kemal’in daveti ile Çankaya Köşkü’ne gitmiş ve portresini resmetmiştir; ancak eserin akıbeti bilinmemektedir.
Leman Cevat Tomsu (1913-1988)

İlk Türk mimar, akademisyen Leman Cevat Tomsu, Türkiye’de ilk mimarlık diploması alan iki kadından biridir. Kendisi aynı zamanda İstanbul Mimarlar Odasına kayıt olan ilk kadın Türk mimardır ve mimarlık tarihinde de önemli bir yere sahiptir.
Türkân Saylan (1935-2009)

Türkân Saylan, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olup dermatoloji alanında uzmanlık yapmıştır. Yaşamının büyük bir bölümünde diğer insanların iyiliği için çalışmıştır. Lepra hastalığı üzerine çalışmalar yapmış ve Türkiye’de Cüzzamla Savaş Derneğini kurmuştur. Dünya Sağlık Örgütünün cüzzam hastalığı konusunda danışmanlığını yapmış Saylan, İstanbul Lepra Hastanesinin kurulumuna da öncülük etmiştir. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğini kurarak eğitim alamayan tüm çocukların okumasında yardımcı olmuştur.
“Kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.”
Mustafa Kemal Atatürk
Günümüzde ise bianet.org’un verilerine göre 2021 yılında en az 670 kadın şiddete maruz kaldı ve yılın ilk 10 ayında ise 256 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
“Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.”
Mustafa Kemal Atatürk
Tüm kadınların 5 Aralık Kadın Hakları Günü’nü kutlarız. Kadınların haksızlığa uğramadan eşit şartlarda çalıştığı, istismara uğramadığı, şiddet görmediği, öldürülmediği ve tüm dünya sokaklarında özgürce dolaşıp sevgi, saygı, eşitlik ve adalet içerisinde yaşadığı bir dünya dileriz.
Kaynakça
İnsan Hakları Başkanlığı (2006). İnsan hakları. il ve ilçe insan hakları
kurullarının etkinlik ve verimliliğinin arttırılması projesi, Başbakanlık İnsan Hakları
Başkanlığı, Ankara: Matus Basımevi.
Afetinan, Medenî Bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün El Yazıları, (2000).
Sezer, Ayten, (1998), “Türkiye’deki İlk Kadın Milletvekilleri ve Meclis’teki
Çalışmaları, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi.
bianet.org