Tablolarla Mitoloji: Phaedra

Editör:
Mehmet Samet Acar, Seval Hacoğlu, Asya Yüce
spot_img

Phaedra, anlatıldığına göre, Girit kralı Minos‘un ve Pasiphae‘nin kızıdır. Erkek kardeşi Deukalion, Girit ve Atina arasındaki barışı sağlamak için onu Atinalı Theseus ile evlendirir. Theseus, aslında Amazon kraliçesi Antiope (bazı kaynaklarda Hippolyta olduğu da yazılır) ile evlidir. Bu nedenle Phaedra’nın düğün töreni, Amazonların kuvvetli bir saldırısıyla, ardından da Antiope’nin öldürülmesi ile bölünür. Phaedra’nın evliliğinden iki oğlu olur: Acamas ve Demophon. İki oğluyla, zengin bir hayatı vardır ve efsanelere konu olmuş bir kahramanla evlidir; ancak bunların hiçbiri ona yetmemeye başlar. Üvey oğluna duyduğu aşkla gözü kör olmuş bir haldedir.

Euripides ve Seneca’dan Trajedinin Başlangıcı

Detail of the Hippolytus mosaic in the Archaeological Park of Madaba, Jordan, Wikimedia Commons.

Oyun yazarı Euripides‘e göre tüm bu trajedinin sebebi, Aphrodite‘dir. Hippolytus’un ona tapınmamasını, annesi Hippolyta ve soyunun diğer kadınları gibi Artemis‘i seçmesini kendine yediremeyerek onu cezalandırmaya karar verir, üvey annesi Phaedra’yı da ona aşık eder.

Genç Seneca‘da ise Phaedra, üvey oğlunu bizzat baştan çıkaran kişidir. Kocası Theseus’tan nefret eden biri olarak çıkar karşımıza. Sürekli uzaklara gitmesinden, onu yalnız bırakmasından yakınır. Phaedra kocası Theseus’u günah konusunda kendisine eş görür. Kendisi haksızlığa uğramış bir eştir. Kocasının da evden uzakta, başka yataklar aradığını söyleyerek haklı çıkarmaya çalışır adeta kendini, ikisi de kendilerine yasak olanı arzulayanlar olarak bağlanırlar birbirlerine. Theseus, dostu Pirithous Dis‘in (Hades) kaçırdığı Proserpina‘yı (Persephone) alıp getirmeye karar verince, onunla yeraltına iner. Kocası uzaklardayken âşık olur Phaedra, hem de üvey oğluna, tıpkı babasının gençliğindeki gibi yakışıklı ve güçlü olan Hippolytus’a. Annesi ile aynı kaderi paylaşmaktan yakınır, kendine yasak olana tutulmaktan.

Phaedra’nın Aşkı ve Çaresizliği

Alexander Cabanel, Phèdre, 1880, Wikimedia Commons.

Kara sevda ile gözüne adeta bir perde iner, ondan başka hiçbir şey düşünemez. Aslında durumunun ne kadar kötü ve ahlaksızca olduğunun farkındadır Phaedra; ancak kendini durduramaz bir haldedir. Hatta dayanamayarak, düşüncelerini gidip sütannesiyle (Lat. Nutrix) paylaşır. Yaşlı kadın şaşırmış bir haldedir; bu işin olmayacağından bahseder, onu vazgeçirmeye çalışır. Ancak Phaedra uslanmaz bir haldedir, aşkla öylesine dolup taşar ki, eğer Hippolytus’a açılmazsa tek kurtuluşunun ölüm olacağından bahseder.

“Bir tek çare bu demek, kötülükten sakınmanın tek yolu:
Kocamın ardından gideceğim ve günahı ölümle def edeceğim.”
(Sen. Phaed. 263-4)

Sütannesi daha fazla hanımının acısına dayanamaz ve Hippolytus’a, Phaedra’nın karşılıksız aşkını anlatmaya karar verir.

Étienne-Barthélémy Garnier’in Tablosunda Phaedra’nın Anlatımı

Étienne-Barthélémy Garnier, Hippolyte après l’aveu de Phèdre, sa belle-mère, 1793, Wikimedia Commons.

Neoklasik tarzda, özellikle tarihi ve dini temalar üzerinde durmayı tercih eden Fransız Ressam Étienne-Barthélémy Garnier‘in bu tablosunda arka sahnesinde fazla detaylandırma yoktur, odak tamamıyla başroldeki üç figüre odaklanır. Figürlerin yüz ifadeleri gerçekçi olarak tasvir edilir, üç farklı duygu durumu vardır: utanç, tiksinti ve kızgınlık.

Garnier, genç erkeğin üvey annesinin itirafını duyduktan sonraki sahneyi aktarır. Kadınlara hiç güvenmeyen, lanetler okuyan ve onlarla asla bir birlikteliği düşlemeyen Hippolytus; anne olarak gördüğü kadının hislerinden haberdar olduktan sonra duydukları karşısında dehşete düşer, tiksinerek bu aşkı reddeder. Sırtında okları, elinde yayıyla tanrıçası Artemis’i andıran bir figürdür, kafasında savaşmak ve yönetmekten başka hiçbir düşünce yoktur, aşkı hiç düşlemez. Hippolytus kendini olabildiğince Phaedra’dan uzak tutar. Yüz ifadesinde korku vardır. Bu aşkın doğru olmadığını ve ikisine de uygun düşmediğini anlatır niteliktedir ve yalvarır şekilde yukarıya doğru bakmaktadır, yani tanrılara.

“Ey tanrıların mutlak hakimi,
böyle sakin mi dinleyeceksin bu iğrençlikleri? Böyle sakin mi seyredeceksin?”
(Sen. Phaed. 671-2)

Aşığı tarafından aşağılanan Phaedra, dehşete düşmüş bir haldedir. Elindeki kılıçla kendini öldürmeye niyetlendiği görülür. Sütanneye ise bir arabulucu görevi atfedilir. Eliyle Phaedra’nın kendini öldürmesine engel olur vaziyettedir; kılıcı tutan elini geriye doğru çeker, bir yandan da kızgın bir şekilde Hippolytus’a bakmaktadır. Genç erkeği suçlamaya hazırdır.

“Buraya gelin, ey Atinalı kadınlar! Sadık cariyeler alayı,
yardıma koşun! Irza geçmek üzere, şu haydut Hippolytus,
saldırıyor, zor kullanıyor, ölümle tehdit edip korkutuyor,
meydan okuyor kılıcıyla iffetli kızımıza” (Sen. Phaed. 725-8)

Theseus’un Dönüşü

German School, Hippolytus, Phaedra and Theseus, Wikimedia Commons.

Tüm bunlar olurken Theseus, Hercules‘in yardımıyla yeraltından kurtulur ve ülkesine geri döner. Evde bir matem havası hakimdir. Phaedra, acılar içinde ağlamaktan başka hiçbir şey yapmaz ve ölmeyi diler. Theseus onu bu halde görür görmez, ne olduğunu öğrenmek ister.

“Theseus: Söylesin biri. Keder, gözyaşları, acı,
kapımın eşiğinde hüzünlü bir haykırış ne
uygun bir karşılama doğrusu, yeraltından gelen bir misafire.”

“Nutrix: Kendini öldürmek istiyor Phaedra, inatla,
aldırmıyor gözyaşlarımıza, ölümün neredeyse kıyısında”
(Sen. Phaed. 851-5)

Phaedra da sütannesinin başlattığı yalanı devam ettirerek aşağılanmanın da getirdiği öfke ile, Hippolytus’un ona tecavüz ettiğini söyler.

Hippolytos’un Ölümü ve Phaedra’nın İntiharı

Lawrence Alma-Tadema, Hippolytos’un ölümü, 1860, Wikimedia Commons.

Theseus bu olay karşısında, öfkeyle deliye döner ve bütün hiddetiyle Hippolytus’a lanet okur. Babası olarak bilinen Poseidon‘u yardımına çağırır. Oğlunun yakarışına kulak veren Poseidon; Troezen‘de, dedesinin yanında kalan Hippolytos’a, atlı arabası ile dolanırken boğa biçimli korkunç bir deniz canavarı yollar. Devasa canavarla karşılaşan atları ürker ve dizginlerinin hakimiyetini yitiren Hippolytus ile uçurumdan yuvarlanırlar. Şanssız Hippolytus ise parçalanarak ölür. Ölüm haberi Atina’ya ulaşır. Yalanı yüzünden sevdiğini yitiren Phaedra, çıldırır ve kendini öldürür.

“Phaedra: Ah Hippolytus, böyle mi görecektim senin yüzünü,
bunu ben mi yaptım?”
(Sen. Phaed. 1168)

“Şu elimle ödeyeceğim kefaretini ve hain göğsüme saplayacağım şu kılıcımı,
aynı anda kurtaracağım Phaedra’yı yaşamından ve günahından
akıntılara kapılmış giderken sen, geçerken Tartarus’un
göllerinden, Styx sularından, ateş soluyan derelerden, peşinden
geleceğim, aşkından delirmişçesine.”
(Sen. Phaed. 1176-1180)

Arzu ve Utancın Çatışması: Phaedra Kompleksi

Phaedra kompleksi, anne veya kadın kaynaklı ensest bağımlılığı veya ahlaki bakımdan uygunsuz olan aileakraba erotizmine işaret eder. Daha ziyade üvey oğula aşk olarak görülen kompleks, takip edilen kanlı tutku izleği nedeniyle femme fatale kadın kimliği ile de örtüşür. Ölümle tamamlanan şiddetli erotik hazlara işaret eden kompleks, daima facia ile sonuçlanır ve tartışmasız biçimde ilkel arzuya dayalı nevrotik sapmalar ekseninde görülür  (Çetindaş, 437-8).

Phaedra kompleksinin cinsel boyutu, suçluluk ve tabularla ilişkilidir. Bu tür duygusal ve cinsel çekimler genellikle toplum tarafından kabul görmez ve birey bu duygularını bastırmak zorunda kalır. Phaedra hikayesinin de temelinde şiddetli arzu ve getirdiği ölüm yatar. Tutkusunu hem kabul edemez hem de ondan vazgeçemez, bu karmaşa cinsel arzusunu da tetikler. Onun da aşkı kabul görmez ve vazgeçirmeye uğraşılır. Kadının içindeki aşk-utanç çelişkisi, ölüme yol açacaktır çünkü sevdası bir laneti temsil eder. En başından beri ailesinin temelini oluşturan bu lanet, ona da sıçrar. Phaedra başından beri kaybetmeye mahkûmdur.


Kaynakça

  • Seneca, Phaedra, Çev. Çiğdem Dürüşken, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017.
  • Euripides, “Hippolytus (English Text)”, https://johnstoniatexts.x10host.com/euripides/hippolytushtml.html. Son Erişim Tarihi: 04.09.2024.
  • Çetindaş, Dilek. “Phaedra Kompleksi ve Türk Tiyatrosundan Bir Örnek: İklimâ (Aklîmâ)” Academia.edu, 24.10.2018, https://www.academia.edu/37643468/PHAEDRA_KOMPLEKSI_VE_TURK_TIYATROSUNDAN_BIR_ORNEK_IKLIMA_AKLIMA.

Kapak Görseli: Wikimedia Commons.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.