İnsan, geçmişten bu yana yaratılışındaki eksikliklerin bilincindedir; içinde bulunduğu düzeni anlamlandırma yolunda da bu eksikliklerin sebep olduğu içgüdü sayesinde mitlerin oluşmasını sağlamıştır. Bir anlamlandırma ve kavrama çabasının ürünü olan mitler, insanda olmayan ve olamayacak bazı biçimler, değerler ve kudretlere sahip özel karakterleri içerir. Bu karakterlerin bazıları iyiliklerle anılırken bazıları kötülüklerle anılır ancak konunun özüne bakıldığında her birinin, tahayyül edilen düzenin dengesini sağladığı görülür.

Mitolojik anlatılarda en fazla ilgi çeken ve insanlar arasında çeşitli tartışmalara sebep olacak kadar fazla önemsenen figürler genellikle tanrıça ve tanrılardır. Çeşitli insanüstü özelliklerin yanı sıra insana has özelliklere de sahip olan bu figürler, insansı taraflarından dolayı çoğu kez hem kendi aralarında hem de insanlar arasında kaosa neden olmuşlardır. Hikâyesiyle merak uyandıran, farklı olaylarla anlatılan, birçok esere konu olan Lilith de esasen mitolojik tanrıçalardandır.
Lilith Miti’nin Kökenleri ve Tarihsel Süreci
Kelime olarak lil, Sümercede rüzgâr, fırtına, zehir, salgın hastalık anlamlarını taşır. Bazı Mezopotamya dinlerinde şeytan olarak tanımlanan bu ifade hastalığı ve felaketi taşıyan rüzgâr anlamıyla kabul görmüştür. Lilith’in tarih boyunca birçok farklı isimle özdeşleştirildiği görülür; bugün bilgi karmaşasının ve hakkındaki tartışmaların bir nedeni de budur.

Lilith Miti‘nin kökenlerine inerek tarihsel süreç içinde geçirdiği değişimler üzerinde yapılan incelemeler bize sadece Lilith figürünün neyden neye evrildiğini değil, kadın kimliğine olan bakışın din alışkanlıklarının değişiminden nasıl etkilendiğini de gösterir. Mit hakkında yapılan araştırmalarla eril gücün dişil gücü bir tehdit olarak değerlendirerek onun üzerinde hâkimiyet kurma çabasını net şekilde görürüz. Bu bakımdan erkek egemen toplumların monoteist din adına kendilerine yükledikleri vazife, kendi sistemlerinin bekası için kadına dayalı yapıları ya yok etmek ya da asimile etmektir (Çınar, 374).
Babil ve Sümer Mitolojilerinde Lilith
Babil ve Sümer mitolojilerinde kendinden emin, güçlü ve dominant karakterinden dolayı çevresindekileri korkutan dişi bir ruh şeklinde anlatılan Lilith; fırtına tanrıçası olarak anılır.
Lilith ismi, bu mitolojilerin kaynağı olan yazılı metinlerde geçen ve Mezopotamya dinlerinin baş dişi karakterlerinden biri olan Lilû/Lilîtu‘dan (dişi bir iblis, gece canavarı) gelir; Antik Dönem’de benzer özelliklere sahip olan bazı tanrıçaların Lilith isminde birleştiği bilinir. İsim, bu hâliyle ilk kez Gılgamış Destanı‘nda yer almıştır. Burada bahsi geçen Lilith, karanlık tarafı olan bir dişidir:
“O zaman evcilleşmeyen bir yılan
Ağacın köklerine yuvasını kurdu.
Ağacın dallarında Anzu-Kuş kuluçkaya yattı
Ve gövdesinde karanlık bakire Lilith evini inşa etti.”
Lilith’le bağlantılı ilk görsellerden biri, tartışmalı olsa da, orijinal kaynağının neresi olduğu bilinmeyen ancak Babillere ait olduğu söylenen Burney/Gecenin Kraliçesi rölyefi olarak kabul edilir. Rölyefin hem kimi temsil ettiği konusunda tartışmalar yaratması hem de Lilith ile ilişkilendirilmesinin sebebi, yaygın olarak tanrıça Inanna’yı temsil edildiğine inanılmasıdır. Inanna (Babil’de İştar), Gök Tanrı An’ın en sevdiği çocuğudur ve onun ardından Ana Tanrıça olarak yükselmiştir.

Sümerlerin güzellik, doğum, bereket tanrıçası Inanna, güç ve adalet kavramlarıyla ilişkilendirilmiştir. Göklerin ve Yerin Tanrıçası olarak anılmaya başlanmasıyla birlikte Inanna sayesinde peygamberlik geleneği başlamış kabul edilir ve ona farklı konumlarda, farklı isimlerde tapıldığı görülmüştür (Mısır’da Isis, Ken’an’da Balaat, Arap bölgesinde Lilitu, Yunan’da Gaia/Afrodit). Göklerin kontrolünü tek başına elinde bulundurduğu için fırtına tanrıçası olarak da kabul gören Ana Tanrıça, yalnız bir kadın olarak anlatılır ve anaerkil bir düzenin tek hükümdarıdır. Sürekli olarak sevgili değiştirdiği söylenir; bunun sebebi hükmüne ortak koşulmasını engellemek, yine hükmünün bir parçası olarak erkekleri dilediğince yönlendirmek şeklinde açıklanır. Bu özelliğiyle Ana Tanrıça’nın ilişkileri; şehvet, intikam isteği, nefret ve hatta kıskançlıklarla dolu şeklinde yorumlanır.
Ana Tanrıça Inanna’nın temsilcileri, kutsal oldukları kabul edilen Kadiştulardır (Babil’de İştartular). Tamamı kadın olan Kadiştular, gelenek sürdürücülerdir. Görevleri; bereketin devamlı olarak sağlanması ve korunması için tapınağa gelen asil/asil olmayan erkeklerle cinsel birliktelik yaşayarak doğurdukları çocukları bu tapınağa bağışlamaktır. Bahsi geçen görev Ana Tanrıça’ya bağlı olduğundan kutsal addedilmiştir. Kadiştular içinde sıyrılan ve onların temsilcisi haline gelen Lilith, başlangıçta Inanna’nın ağacına göz koyan bir yılan metaforu ile anlatılır. Yazıtlara göre bir süre sonra Inanna’nın eli olur. İlerleyen süreçte ise Ana Tanrıça ile eşitlenir ve Inanna’nın sahip olduğu tüm özellikler Lilith’e aktarılır.

İnsanlara düşman bir ruh olarak da anlatılan Lilith, çocuk sahibi olamaz ve bu sebeple ebeleri kandırarak yeni doğan bebekleri zehirletir veya kendi öldürür. Nefret dolu özelliğinden dolayı; Mezopotamya mitolojisinde yeni doğan bebeklerin katili olarak anılan şeytan Lamaştu ve Yunan mitolojisinde Lamia ile de özdeşleştirilmiştir. Lilith’in bu iki mitolojik figürle özdeşleştirilmesinin sebebi olarak kendi doğurduğu bebekleri öldürmek için savaşan Ana Tanrıça Tiamat görülür. Kanatları ve pençeleri olan kartal kafalı bir deniz yılanı şeklinde betimlenen Tiamat, dişi bir şeytandır ve bahsedilen figürlerin tek isim altında toplanmasını sağlamıştır.

Bu anlatılarda Lilith’in cinselliğe olan düşkünlüğünden de bahsedilir; hatta geceleri uykularında kıskıvrak yakaladığı erkekleri cinsel ilişkiye zorladığı söylenir. Bir başka kabulde ise Lilith yine geceyle bağlantılıdır ancak bakiredir ve daha önce hiç evlenmemiştir.
Babillerin kendi topraklarında hüküm sürdükleri dönem boyunca Inanna’dan aktarılan niteliklerle kutsal görülen, bereket ve doğurganlık gibi dönem için büyük anlam ifade eden dişil özelliklere sahip, güçlü bir ruh olarak anlatılan, fırtınanın kontrolünü elinde tutan ve anaerkil özellikleri temsil eden Lilith’in sonradan karanlığa hapsedilmesi ve tarih boyunca şeytani özelliklerle akıllara kazınmasında Yahudi mitolojisi daha çok etkili olmuştur.
Yahudi Mitolojisinde Lilith
Yahudi mitolojisinin en kötü şöhrete sahip kadın karakteri olarak bilinen Lilith’in Mezopotamya’da sahip olduğu tüm özellikler, ataerkil Tanrı’nın ağır basan özellikleri altında ezilmiştir ve Lilith kötücül anlamda anılmıştır. Lilith, Yahudi mitolojisinde şeytan ile özdeşleştirilmiş hatta onun için zaman zaman cin (şeytanların annesi) ifadesi de kullanılmıştır.
Lilith’in tüm kötülüklerin kaynağı olarak anılması ve aslında bir tanrıça iken şeytana evrilmesi, Adem’in ilk eşi olarak anlatıldığı hikâyeden temellense de bu evrilme sancılı bir süreç sonucunda gerçekleşmiştir. Sümer ve Babil mitolojilerindeki bağımsız kadın karakterler ve hükümdar yeni dinlerin gelişimiyle kabul görmemiş, evlilik olmaksızın gerçekleşen cinsel birliktelik fuhuş şeklinde adlandırılarak zina sayılmış ve bu gibi motiflerin monoteizme karşı bir duruş olduğu anlayışı yayılmıştır.

Bazı kaynaklarda evlilik olmaksızın cinsel ilişki yaşanması yönünden bakılarak Lilith’in, kutsal görevlerini yerine getiren Kadiştuları temsil ettiği söylenir. Bu dönemde bahsi geçen Ken’an geleneklerini sürdürmeye çalışan kadınlar ahlaksızlıkla suçlanarak yargılanmış ve cezalara tabi tutulmuştur.
Tekvin’deki ilk anlatıma göre; Tanrı ilk kadını ve erkeği kendi suretinde olacak şekilde eş zamanlı yaratır. İkinci anlatıma göre ise Tanrı önce topraktan Âdem’i yaratarak ona yaşam soluğu verir. Bu ilk insanın yalnız olmaması gerektiğini düşünen Tanrı, Âdem uyurken onun kaburga kemiklerinden birini alarak bir kadın yaratır ve Âdem’in yanına gönderir. Farklı anlatımlar arasındaki ikiliği yorumlarken çıkmaza giren araştırmacılar, bu noktada Huluppu Miti‘ne başvurarak yorumlama yaparlar. Böylece hikâye şu şekli ile kabul görür:
Tanrı yarattığı ilk erkeğin yalnız olmasının iyi olmadığına karar vererek onu yarattığı topraktan bir kadın yaratır ve ona Lilith ismini verir. Bu iki insan, birbirlerinin yanında oldukları ilk andan itibaren tartışmaya başlarlar. Âdem, erkeğin üstte kadının altta olmasının daha doğru olduğunu savunarak Lilith’in kendi altına yatması gerektiğini söyler. Lilith ise ikisinin de aynı maddeden yaratıldığını, bu yüzden eşit olduklarını söyleyerek onun altına yatmayı reddeder. Tanrı’nın Âdem’den taraf olmasıyla daha da sinirlenen Lilith, Tanrı’nın insan ağzına alınmaması gereken kutsal adını söyleyerek Âdem’in yanından kaçar (bazı kaynaklara göre göğe yükselir).

Yalnız kalmak istemeyen Âdem, Tanrı’ya yalvararak Lilith’i geri getirmesini ister. Bunun üzerine Tanrı, Lilith’i geri getirmeleri üzere üç meleğini (Sanvi, Sansanvi, Semangelaf) görevlendirir; Lilith dönmeyi reddedecek olursa her gün yüz çocuğu ölecektir. Üç meleğin Kızıl Deniz kenarında buldukları Lilith, geri dönmeyi kabul etmez. Çocuklarının öldürüleceğini duyduğunda ise kıyamet gününe kadar, yeni doğan erkek bebekleri ilk sekiz günde öldüreceğine ve dünya üzerindeki tüm erkekleri baştan çıkaracağına ant içer; yalnızca sünnet olan ve bu üç meleğin ismini muska olarak boynunda taşıyan bebeklere dokunmayacağını söyler.
Lilith’in Sanata Yansıması
Bir anlamlandırma ve kavrama çabasının ürünü olarak tanımladığımız mitler, yine insan yaratısı olan sanat eserleri aracılığıyla da ifade edilir. Mitlerin sanat eserleriyle birleşmesi zihinlerde canlandırılan figür ve olayları somut olarak deneyimleme imkânı sağlar. Aynı zamanda, eserlerin yaratıldığı dönemin özellikleri hakkında daha geniş çaplı yorum ve analiz yapmamıza da olanak tanır.
Lady Lilith, Dante Gabriel Rossetti
Lilith Asurlular tarafından vahşi bir karakter olarak tasvir edilmiştir; uzun kızıl saçlı ve rüzgârın kanatlı ruhu şeklinde betimlenmiştir. Tanah Dönemi‘nde ise daha vahşi ve kötücül bir şekilde tanımlanan Lilith, Talmud Dönemi‘nde daha şeytani özelliklerle nitelendirilerek daha da kötüleştirilmiştir. Dante Gabriel Rossetti‘nin Lady Lilith ismini taşıyan tablosu, Lilith’in farklı tanımlarını, özellikle Ön Raffaeloculuk hareketi (İng: Pre-Raphaelite) içinde, etkileyici bir temsil ile birleştirir.

Rossetti’nin 1867-68 yıllarında yarattığı tablo, sanatçının o dönemki eserleri arasında öne çıkan bir örnek olarak dikkatleri üzerine çeker. Bu tablo Lilith’in mitolojik kökenlerini dönemin estetik anlayışıyla birleştirerek izleciye sunar. Lilith’in gizemli karakterini vurgulayan sert ve detaylandırılmış bakışları, femme fatale imajını başarıyla canlandırmıştır. Saçlarını tararken elinde tuttuğu ayna ise eserin sembolizmine derinlik katar: Bu ayna, Lilith’in içsel dünyasının metaforik bir yansıması olarak işlev görür ve onun kendine odaklanmadaki arzusunu simgeler.
Tabloda gördüğümüz çiçekler, doğanın güzelliğinin Lilith’in güzelliğiyle bütünleşmesini ifade eder. Bu çiçekler yalnızca estetik birer öğe olarak değil, aynı zamanda Lilith’in gençlik ve yaşam enerjisiyle de örtüşen sembolik anlamlar taşır. Lady Lilith tablosu, sanat ve sembolizm aracılığıyla Lilith’in güzellik, özgüven ve bağımsızlıkla örülü karmaşık ve gizemli kişiliğini içsel ve dışsal unsurları bir araya getirerek ifade eder.
Lilith, John Collier
Lilith tasviri yapan bir başka eser ise John Collier‘e ait olan Lilith isimli tablodur. Çağdaş bir bakış açısıyla sunulan bu etkileyici eserde Collier, Lilith’i mitolojik bağlamından sıyırarak çekici ve bağımsız, modern bir kadın olarak yansıtmıştır.

Eserin en dikkat çekici unsuru, Lilith’in bedenine sarılı vaziyette duran yılandır. Şeytani bir temsilden ziyade yeniden doğuşu simgeleyen yılan aynı zamanda değişim, cinsel güç ve bağımsızlık gibi çeşitli farklı anlamlara da gelebilir. Sembolik bir derinliğe sahip olan bu tablo, izleyiciyi ilk bakışta dahi etkileyen yalın ve bir o kadar da özgün bir eserdir.
Kaynakça
Altın Akkaya, Merve. “Sanatta Lilith Miti’nin Dönüşümü”. Journal of Arts. 2022: 35-52.
Çınar, Aynur. “Lilith: Yahudi Mitolojisinde Ana Tanrıça’nın Düşüş ve Şeytana Dönüşüm Serüveni”. Bilimname. 2018: 361-393.
Haller, Caroline. “Pre-Raphaelite Brotherhood Sanat Akımı: Tarihçe, Özellikler, Sanatçılar“. Artlex. Erişim Tarihi: 05.12.2023
Hammer, Rabbi Jill. “Lilith: Lady Flying in Darkness“. My Jewish Learning. Erişim Tarihi: 02.12.2023
Mark, Joshua J. “Inanna“. World History Encyclopedia. Erişim Tarihi: 04.12.2023
Mau, Megan. “The Mythos of Lilith: a Collection of Madwomen”. A thesis submitted for the Master’s, State University of New York College at Cortland, 2022.
Smith, Tracey Louise. “Lilith – A Mythological Study”. A thesis submitted for the degree of Master’s, University of Bedfordshire, 2008.
Ünal, Asife. “Yahudi Geleneğinde Kadının Yaratılışı ve Lilit Efsanesi”. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 2017: 103-115.
White, Katie. “Dante Gabriel Rossetti’s ‘Lady Lilith’ Was an Infamous Symbol of Vanity. Here Are 3 Facts About This Alluring Pre-Raphaelite Masterpiece“. Artnet. Erişim Tarihi: 05.12.2023