Tablolarla Mitoloji: Daidalos

Editör:
Gülizar Nehir Gülkanat, Mehmet Samet Acar
spot_img

Yunan Mitolojisi çok eski çağlarda insanlığın evren ve yaratılış üzerine sorduğu sorulara cevap vermeye çalışmalarının hikayeleridir. Ancak tüm bu çabanın yanında mitler içinde bir çok mesaj ve nasihat da barındırmaktadır. Bu yazımızda pek çok sanat eserine ilham olan Daidalos‘un hikayesini Carlo Saraceni‘nin ve Charles Paul London‘ın tabloları üzerinden konuşacağız.

Daidalos’un Hikayesi

Crispijn van de Passe, Daidalos tarafından Akropol’den atılan Talos’un kekliğe dönüşü (1602-7). Wikimedia Commons.

Elinden her iş gelmesiyle bilinen Daidalos ”Ustaca işlenmiş ya da işlenen” anlamına gelen adını alır. Heykeltıraşlık, mimarlık ve mekanik alanlarında ortaya koyduğu işlerle de bu adı ne kadar hak ettiğini birçok kez kanıtlar. Platon‘un Menon adlı diyaloğunda geçen canlı heykelleri yaratan kişidir. Atina‘da sürdürdüğü işerinde yeğeni Talos onun çırağı olarak çalışırdı. Talos, testerenin mucididir. Mitlerde yılan ya da timsah çenesinden ve dişlerinden ilham alarak ilk testereyi tasarladığı söylenir. Yaptığı icatlarla adından iyice söz ettirmeye başlayan Talos Daidalos’u rahatsız etmeye başlar. Artık boynuzun kulağı geçtiğini fark eden Daidalos içindeki kıskançlığı dizginleyemez ve yeğenini Akropol’den aşağı atarak öldürür.

Bu suçun ardından sürgün edilen Daidalos oğluyla birlikte Girit‘e gider ve Kral Minas‘a hizmet etmeye başlar. Minas yarı insan yarı boğa olan oğlu Minator‘u dizginleyebilmek için Daidalus’tan bir labirent tasarlamasını ister. Bunun sonucunda Lbyrinthos‘u yapar. Minator’un buraya hapsedilmesiyle her yıl ona yedisi erkek yedisi kız olmak üzere on dört çocuk kurban edilmeye başlanır. Atina Kralı Aegus ile yaptığı savaşı kazanan Minas oğluna kurban edilmek üzere Atina’dan on dört çocuk getirilmesini emreder. Getirilen çocuklar arasında Aegus’un oğlu Thesus da vardır ancak onun amacı labirente girip Minator’u öldürmektir. Minator’u öldürmeyi başarsa bile labirentten nasıl çıkacağını bilmediği için buna bir çözüm aramaya başlar. Diadalos ona labirente girerken yanına bir yumak ip alması ve geçtiği yolları bu iple işaretlemesi fikrini verir. Minator’u öldürmeyi başaran Thesus Daidalos’un verdiği fikirle labirentten çıkmayı başarır.

Daidalos ve Oğlu İkarus’un Trajik Öyküsü

Daidalos ve İkarus, Gaziantep Mozaik Müzesi. Wikimedia Commons.

Daidalos’un Thesus’a yaptığı yardım hiç tahmin etmediği sonuçlar doğurur. Daidalus’un ihanetini öğrenen Minas onu ve oğlu İcarus’u Lbyrinthos’a hapseder. Bu labirent o kadar büyük ve karmaşık yollara sahiptir ki yaratıcısı Deadalus bile buradan çıkış yolunu bulamaz. Kendisini ve oğlunu buradan kurtarmanın yollarını aramaya başlayan Daidalos labirentte bulunan balmumundan ve kuş tüylerinden kendine ve oğluna iki tane kanat tasarlar. Bu sayede labirentten uçarak çıkabileceklerdir. Ancak havaya yükselmeden önce oğluna çok alçaktan uçarsa denize çakılacağı, çok yüksekten uçarsa da güneş ışınlarının balmumundan yapılan kanatları yakacağı konusunda uyarır. Tüm bu uyarılara rağmen İcarus uçuş sırasında gökyüzünün sonsuzluğundaki özgürlüğün verdiği coşkuya kapılır. Yükseldikçe yükselir. Ancak onun bu durdurulamaz yükselişi Güneş Tanrısı Helios tarafından kendisine yapılmış bir saygısızlık olarak algılanır. Gönderdiği sert güneş ışınlarıyla İkarus‘un kanatlarındaki balmumu erir ve alev alır. Bir anda yere çakılmaya başlayan İkarus Ege denizine düşer ve boğularak ölür. Oğlunu trajik bir şekilde kaybeden Daidalos Sicilya‘nın Cumae şehrine sağ salim inmeyi başarır ve burada Kral Kokalus‘un yanına saklanır.

Carlo Saraceni, İkarus’un Düşüşü

Carlo Saraceni, İkarus’un Düşüşü. Archaeology & Art Twitter Hesabından Alınmıştır.

İkarus’un trajik ölümünün hikayesi insanlar tarafından pek çok farklı şekillerde yorumlanır. Ergen olduğu yaşlarda ölen İkarus’un hikayesi gençlerin bu yaşlarda artık kendi kanatlarını takıp uçmak istemeleri şeklinde yorumlanır. Fakat bu bağımsızlık isteği büyüklerin nasihatlarıyla desteklenmezse gençlik ateşinin heyecanıyla İcarus gibi trajik hikayelere yol açabilir.

Başka bir bakış açısında ise ebeveynlerin gençlere bir çift kanat verip verdikleri birkaç nasihat ile tüm sorunların çözüleceği yanılgısına odaklanır. Bu yorumda ebeveynlik işinin düşünülünden çok daha karmaşık bir sorumluluk olduğuna odaklanır. Özellikle ergenlik ve genç-ergenlik birey olma özgürlük hislerinin en çok hissedildiği gelişim çağları olmasıyla çok daha karmaşık bir süreçtir ve ebeveynlerin çok daha dikkatli olmasını gerektirir.

Başka bir bakış açısı ise İkarus’un trajik sonunu hazırlayan şeyin kendi kibri olduğu yönündedir. Babasının ona verdiği nasihatleri göz ardı ederek anın büyüsüne kapılan İkarus yaptığı davranışların sonunu hesaplayamaz bir hale gelir ve gökyüzünde yükseldikçe yükselir.

Tabloda, İkarus ve Daidalos’a daha yakından baktığımızda Daidalos’un son bir hareketle oğlunu kurtarma çabasını görürüz. Bu detay Ademin Yaratılışı resmine de bir gönderme olabilir. Ademin Yaratılışı’nda Tanrı Adem’e parmak ucuyla dokunmaya çalışmaktadır. Bu sahnede de oğlunu son bir dokunuşla kurtarmaya çalışan babanın tasviri yer almaktadır.

Charles Paul London, Deadalus ve İkarus (1799)

Charles Paul Landon, Deadalus ve İkarus (1799) Wikimedia Commons.

Charles Paul London‘ın yaptığı bu eserde Daidalos’un İkarus’u uçtuğu ilk an yer almaktadır. Daidalos’un yüzündeki endişe, yakından belli olmaktadır. Ellerinin konumundan ise İcarus’u daha rahat uçabilmesi için itti mi yoksa kararından vazgeçip son bir hamleyle tutmak mı istiyor tam olarak anlaşılamıyor. Aynı zamanda bu sahne yeğeni Talos’u kıskançlığı yüzünden Babil Kulesinden aşağı attığı anı da akıllara getiriyor. Daidalos’un endişeli ve düşünceli mimiklerine bakıldığında belki o da bu anda aynı şeyleri düşünüyor olabilir.

İkarus ise ilk uçuşun heyecanı ve paniği içindedir. Hem vücudunun duruşundan hem de surat ifadesinden kararsızlığı ve korkusu anlaşılabiliyor. Ellerini sanki bir yere tutunmak istiyor ya da dengesini sağlamaya çalışıyor gibi öne doğru uzatmış. Bir baba ve oğlun hazin son gelmeden önceki son anlarını gösteren bu tablo aynı zamanda çok duygusal bir anlatıma da sahip.

Hakkında çok fazla çıkarım yapılmış olan bu hikaye, verdiği mesajların yanı sıra tarih boyunca sanatın pek çok alanında yaratılan bir sürü eserin esin kaynağı da olmayı başarmıştır. İçinde çıkarılacak çok fazla ders barındıran hikayenin konu aldığı eserler de aynı derecede etkileyici.

Kaynakça

İkarus’un Düşüşü Sırasında Bir Manzara. Loveinartsz. Web. 24.07.2024

Cartwright, Mark. ”Daidalos”. World History Enyclopedia. 2016

Daidalos ve İkarus. İnsancaakademi. Web. 24.07.2024

Erhat, Azra. Mitoloji Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi, 1996

spot_img

2 YORUM

  1. Keyifli ve düzenli bir yazı olmuş. Özellikle eserlerin seçimini çok beğendim. Mitolojik hikayelerin anlattığı toplumsal konular oldukça güzel yorumlanmış, konu hakkında ayrıntılı bir araştırma yapıldığı belli oluyor. Okurken keyif aldım, yazı için teşekkürler.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Editor Picks