Tablolardan Filmlere: The Kiss Tablosu ve Shutter Island

Verda Ceylan
Verda Ceylan
Herşeyi ayırmak içimden gelmiyo
spot_img
Editör:
Verda Ceylan, Gülizar Nehir Gülkanat
spot_img

Shutter Island, ters köşe filmler deyince ilk aklımıza gelenlerden, yönetmen koltuğunda Martin Scorsese‘in oturduğu oldukça dramatik ve gizemli bir başyapıt. Leonardo DiCaprio’nun izleyiciyi karakterinin başından geçen o kaotik sarmala sokan, sürükleyen ve rolünün hakkını sonuna kadar veren kaliteli oyunculuğu da bu filmin bir başyapıt olmasında önemli bir unsur elbette. Ancak bu filmi özel yapan bir nokta daha var, o da ünlü ressam Gustav Klimt‘in ”The Kiss” isimli tablosunun modern tekniklerle ve yorumlamalarla bir canlandırması yapılarak filmde bir sahnede kullanılmış olması. Başlı başına filmi ve tablonun yaratımındaki kendi anlamını ve biricikliğini karşılaştırdığımızda ortaya nefis bir birleşim çıkıyor. Sanatın sanatla bütünleşmesi, sanatın sanatı doğurması…

Gustav Klimt’in The Kiss İsimli Tablosu

The Kiss Gustav Klimt - An Analysis of Klimt's Painting, "The Kiss"
Art in Context

Filmdeki sahne Gustav Klimt’in bu tablosundan esinlenilmiş. Tabloya baktığımızda ilk gözümüze çarpan şey oldukça yoğun kullanılmış, parlak sarı renk oluyor. Temsil olarak sarı renk enerji, mutluluk ve neşe çağrıştırır. Ancak bazı durumlarda insanı rahatsız eden, hastalıklı bir imge de taşır üstünde. Tablodaki figürlerden erkek figürünün yüzünü neredeyse hiç göremiyoruz. Kadın figürü ise erkeğe güvendiğini belli eden, teslimiyet taşıyan ifadesiyle önümüzde net bir biçimde duruyor. Kadının üstünde renkli ve yuvarlak biçimli çiçek motifleri, erkeğin üstünde ise siyah ve simetrik dikdörtgenler ve çizgiler görüyoruz. Aşkı, tutkuyu ve bağlılığı ifade eden bu tablo, dikkatli bakarsak olumsuz bir unsur da içeriyor aslında. O da varolan bu tutkunun ve aşkın her an kaybolabilecek olması, sonsuza dek yok olması korkusu. Her şeyin yok olacağını bildiğimiz bu dünyada umutsuzca aşklarını sonsuzluğa taşımak isteyen, ancak gerçeklerin de farkında olan bir çifte bakıyoruz aslında şu an. Çiçeklerin solduğu, çizgilerin bulanıklaştığı bir dünyada ölümsüzleşmiş bu çift aşkın ve hüznün yani madalyonun iki yüzünü aynı anda bize gösteriyor.

Gustav Klimt’in kadınları ve erotizmi sembolik bir biçimde ele aldığı bir sanat anlayışı var. Bu tabloyu da üstü kapalı anlatımın altındaki anlamları arayarak ve yorumlayarak anlayabiliriz. Kadın figürünün eli adamın boynuna sarılmış, diğer eli ise erkek figürünün elini tutmuş. Erkeğin kadını öptüğünü görüyoruz. Kadın bu öpücüğün yarattığı sevgiyle sanki küçülmüş, gardını indirmiş gibi. Bu noktada erkek figürünün üstündeki siyah motiflere bakmamız gerekiyor aslında. Tablonun geneline göre oldukça tezat ve keskin renkler barındırıyor. Çizgisellik ve simetri ön planda. Kadının üstündeki yuvarlak ve köşesiz motiflere kıyasla oldukça büyük ve netler. Belki de tablonun keder ve hüzün barındıran kısmını yansıtan budur. Tezatlık, çiçekleri soldurup gölgede bırakan kötü bir izlenim veriyordur bizlere.

Gelelim filmde yeniden yaratılan o sahneye…

The Kiss Tablosundan Esinlenilen Sahne

Shutter Island: The Film Still Hold Up 10 Years Later
CBR

Shutter Island filminde bu sahnede dedektif, bir süre önce trajik bir biçimde vefat eden karısını rüyasında görüyor. Kadının üstündeki elbise aynı tablodaki kadın figüründe olduğu gibi çiçekli bir desene sahip. Arkalarındaki parıltılar, filmden anladığımız üzere kadının vefat ettiği evde çıkan (sonradan bu olayın yaşanmadığını öğrendiğimiz) yangının küllerini temsil ediyor aslında. İki kişinin de yüzünde oldukça acılı bir ifade var. Dedektif, kaybettiği karısını rüyasında görmenin mutluluğunu ve üzüntüsünü aynı anda yaşıyor. Çünkü onu yeniden kaybedeceğini biliyor. Kadının üzüntüsü ise rüyasına girdiği adamın gerçekliğinde olmadığını bilmesinden olabilir. Tablodaki kadın kadar teslim olmuş ve güven hissi vermiyor yüz ifadesi, acısı kısa süreliğine dinmiş bir hastanın kaderini yaşıyor gibi daha çok. Burada sarı rengin tabloda olduğu kadar mutluluk ve enerji saçan bir renk olmadığını anlayabiliyoruz. Hastalıklı bir durumun yeniden yansımasını yaşatıyor insanlara. Gerçekliğin acılı bir tasviri kısacası. Dedektifin üstünde düz renk bir takım elbise var. Tablodaki erkekle kıyasladığımızda daha yalın ve doğal kalıyor. Tablo gerçeğin bir yaratımı, filmdeki dedektif ise gerçeğin ta kendisini yansıtıyor belki de.

Where To Watch Shutter Island
Looper

Sinemada kullanılan diğer sanat yapıtlarına ait referansların oldukça etkileyici olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu şekilde sadece 7. sanat sayılan sinemaya bakmıyoruz, sinemanın yeniden yarattığı sanatsallıkla da ilgileniyoruz. Tabloyu daha önce gördüysek, bu sahnede hem sanatın biricikliğini hem de yeniden yaratılmış özgün halini görüyoruz. Özellikle filmin de gerçekle rüyayı birbirine sokan, çizgileri bulanıklaştıran yapısı bize kendi gerçekliklerimizi de sorgulatıyor. Aynı tabloda gördüğümüz aşıkların bize gerçekten saf mutluluğu mu yansıttığını yoksa mutluluğun altında bir keder barındırıp barındırmadığını düşündürttüğü gibi.

Kaynakça

Kapak Görseli: X.com

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.