Sylvia Plath’in İncir Ağacı Analojisi

Editör:
Nazlıcan Karakaya

Eserleriyle beni büyüleyen ve hayatıma dokunan Sylvia Plath‘in Sırça Fanus kitabında yer alan incir ağacı analojisi, seçim yapmanın zorluğu ve kaçınılmaz kayıplar üzerine biz okurları düşündürür. Esther Greenwood’un bir incir ağacının dallarından hayata bakışı, aslında hepimizin yaşadığı bir çatışmayı anlatır: Her seçimin bir vazgeçiş olması. Gelin, bu güçlü metaforu birlikte keşfedelim ve Plath’in dünyasına yakından bakalım.

İncir Ağacı: Fırsatlar ve Olasılıklar

Sylvia Plath | oggitocom

“Yaşamımın, öyküdeki yeşil incir ağacı gibi önümde dallanıp budaklandığını görüyordum. Her dalın ucunda tombul, mor bir incir gibi eşsiz bir gelecek beni çağırıyor, bana göz kırpıyordu. İncirlerden biri, eş, mutlu bir yuva ve çocuklardı; bir başkası ünlü bir şair, öteki parlak bir profesör…” (s.83)

Sylvia Plath’in Sırça Fanus kitabındaki incir ağacı analojisi, karakter Esther Greenwood’un zihnindeki pek çok olasılığı simgeler. Esther, bir incir ağacının dallarına benzettiği yaşam yollarını gözlemler: biri mutlu bir evlilik ve çocuklarla dolu bir hayatı, diğeri ünlü bir şair olma hayalini, bir diğeri ise başarılı bir profesör olma fikrini temsil eder. Bu incirler, hayatta ulaşılabilecek farklı hedefleri ve potansiyelleri simgeler. Plath, bu imgelerle Esther’in içinde bulunduğu seçim dünyasını çok iyi bir şekilde tasvir eder. Her bir incir, farklı bir yol, farklı bir kimlik vadeder, ancak tüm bu yollar tek bir kişiye sunulmuştur. Esther, her bir inciri kendi yaşamının bir olasılığı olarak görürken, bu çoklu seçenekler karşısında ne yapacağını bilememektedir. Burada, Plath, bireyin karşılaştığı seçeneklerin fazlalığının, bir anlamda insanın içsel karmaşasını ve yaşamını derinleştiren bir meseleye dönüştüğünü gösterir.

Kararsızlık ve Seçim Zorluğu

Sylvia Plath | kayiprihtimcom

“Kendimi dalların çatallandığı noktada otururken görüyordum, incirlerden hangisini seçeceğime bir türlü karar veremediğim için açlıktan ölüyordum.” (s.84) 

Esther’in incir ağacındaki meyveler arasında kaybolmuş şekilde oturması, onun hayatındaki kararsızlık duygusunun ve seçim yapamamanın getirdiği zorluğun bir yansımasıdır. Hangi yaşam yolunu seçeceği konusunda kararsız kalması, sadece bir bireysel iç çatışma değil, aynı zamanda modern dünyada karşılaşılan bir sorundur. Bu bölümde, Esther’in seçim yapmama halinin, yalnızca bir kişinin yaşadığı bir zorluk olmadığını fark ederiz. Esther’in her bir inciri, ayrı bir hayatı, bir kimliği, bir kimlik arayışını simgeler. Seçim yapmaktan korkmak, toplumsal ve bireysel baskıların kesişiminde kişinin kendi yolunu bulamamasına yol açar. Plath, modern toplumda özellikle kadınların karşılaştığı çoklu rolleri, toplumsal normlar ve beklentilerin yarattığı içsel kararsızlıkla birleştirerek derin bir psikolojik çatışmayı anlatır.

Zamanın Acımasız Akışı: İncirlerin Düşüşü

Sylvia Plath ve Ted Hughes | birgunnet

“İncirlerin hepsini ayrı ayrı istiyordum ama birini seçmek ötekilerin hepsini kaybetmek demekti ve ben orada karar veremeden otururken incirler buruşup kararıyor, birer birer toprağa, ayaklarımın dibine düşüyorlardı.” (s.84)

Zamanın geçişiyle birlikte, Esther’in karar verememesi ve sürekli ertelemesi sonucu incirler birer birer kararıp düşer. Bu, Plath’in zamanın acımasız akışına dair yaptığı keskin bir gözlemdir. Geçen zaman, fırsatların kaybolmasına ve seçeneklerin azalmasına neden olur. İncirlerin düşmesi, bir bakıma hayatın geçip gitmesini ve fırsatların ellerinden kayıp gitmesini simgeler. Plath, bu durumu kullanarak, bireyin yaşadığı belirsizlik ve kararsızlık içinde zamanın nasıl bir hızla geçtiğini ve bir yandan da insanların yaşamlarına dair seçim yapmalarının önemini vurgular. Zaman, sadece bir dışsal gerçeklik değil, aynı zamanda içsel bir deneyim olarak da etkisini gösterir. Geçen zamanla birlikte, karar verememe korkusu daha da artar, her şey sanki bir anda yok olup gitmekteymiş gibi hissedilir.

Toplumsal Cinsiyet ve Kadınlık Üzerine Bir Eleştiri

Sylvia Plath çocukları ile birlikte | dailymailcouk

“Ne var ki ben, erkeklere herhangi bi biçimde hizmet etme fikrinden nefret ediyordum.” (s.82)

Plath’in incir ağacı metaforu, toplumsal cinsiyetin ve kadınlık rollerinin dayattığı baskılara dair güçlü bir eleştiridir. Esther’in ağacındaki dallarda yer alan çeşitli yaşam seçenekleri, toplumsal beklentilerin dayattığı çoklu rollerin bir yansımasıdır. Kadınlar için, kariyer yapma, aile kurma, toplumsal başarı elde etme gibi çok sayıda hedefin bir arada var olması, bir yandan özgürlük gibi görünse de diğer yandan bir zorunluluk haline gelir. Bu noktada Plath, kadınların hem geleneksel rollerini hem de modern toplumun onlara sunduğu fırsatları aynı anda üstlenmeye çalışmasının yarattığı çatışmayı irdeler. Kadınların bu çoklu kimlikleri ve roller arasındaki dengeyi bulamamaları, Esther’in kaybolmuşluğunun bir yansımasıdır. Bu anlamda, incir ağacı analojisi, bir kadının hayatındaki farklı yönlerin ve toplumsal beklentilerin çatışmasıyla başa çıkma mücadelesine dair evrensel bir anlatı sunar.

Edebi Bir Metafor: Seçimlerin Bedeli

Sylvia Plath ve Ted Hughes | newyorkercom

“Eğer iki karşıt şeyi aynı anda istemek nevrotiklikse ben tepeden tırnağa nevrotiğim. Hayatımın geri kalan kısmını karşıt şeylerin birinden öbürüne uçmakla geçireceğim.” (s.101)

Plath’in incir ağacı analojisi, seçimlerin ve tercihlerinin bedelini de sorgular. Esther, her bir inciri seçmek isteyip, bir yanda diğerlerini kaybetmek zorunda kalma düşüncesiyle, nihayetinde hiçbirini seçemez. Bu, yaşamın zorlu gerçeklerinden biridir: Her seçim, bir vazgeçişi getirir. Plath, bu metaforu, sadece kişisel bir kaygı olarak değil, daha geniş bir perspektiften, bireylerin yaşamlarında sürekli olarak karşılaştıkları karar anlarına dair derin bir sorgulama olarak sunar. İncir ağacının dallarındaki meyveler, yaşamın sunduğu pek çok fırsat, her biri kendi içinde bir yaşam olasılığı taşır; ancak birini seçmek, diğerlerini elden kaçırma anlamına gelir. Bu, yaşamın seçimlere dayalı yapısının bir eleştirisidir. Plath, insanın kendi yaşamını şekillendirmesi ve bu süreçte yaşadığı kaygıların evrensel doğasını gözler önüne serer.

Sylvia Plath’in Şiirlerinde İncir Ağacı Metaforu

Sylvia Plath bir geyiği beslerken | pinterestcom

“Sallanıyordum deniz kabuğu gibi.
Seslenmek, durmadan seslenmek, bir de ayıklamak
Zorunda kaldılar üstüme inciler gibi yapışmış kurtları.”

Sylvia Plath‘in şiirlerinde incir ağacı analojisiyle en çok uyumlu olan şiirlerden biri, Lady Lazarus şiiridir. Bu şiir, Plath’in yaşamındaki kararsızlık, seçenekler arasındaki sıkışmışlık ve bunların getirdiği duygusal yükü yansıtır. Sırça Fanus’ta Esther Greenwood’un incir ağacındaki meyveleri seçme korkusu ve her bir seçimde kaybedilen olasılıklar, Lady Lazarus’taki ölüm ve yeniden doğma temasıyla paralellik gösterir. Şiir, bir kadının ölümü ve yeniden dirilişi üzerinden, hayatındaki farklı olasılıkların bedelini sorgular. Lady Lazarus, ölümün ve dirilişin döngüsünde seçim yapmak zorunda kalır, tıpkı incir ağacındaki meyveler arasında hangisinin seçileceği kararını veremeyen Esther gibi. Şiir, bir kadının kimlik ve varoluş mücadelesini, hayattaki fırsatları ve kaybedilen anları derin bir şekilde işler.

“Bak nasıl da beyaz her şey, nasıl sakin, nasıl kar altında
Huzuru öğrenirim, uzanarak kendi başıma sessizce
Nasıl uzanırsa ışık bu beyaz duvarlara, bu yatağa, bu ellere.”

Bir diğer örnek ise Tulips şiiridir. Bu şiir, Esther’in Sırça Fanus’taki boşluk ve kimlik bunalımını yansıtır. Tulips’te, Plath, hayatta birden fazla olasılığı ve bu olasılıkların bir tür içsel kısıtlanma yaratma etkisini işler. Şiirin başındaki çiçekler, dış dünya ile bağları ve fırsatları simgeler. Ancak, bu çiçeklere duyulan ilgi ve onlardan vazgeçme kararı, hayatın karmaşıklığını ve bunlara karar vermenin zorluğunu yansıtır. Tıpkı incir ağacında, her dal bir olasılık gibi, Tulips şiirindeki çiçekler de farklı olasılıkları ve kararları simgeler, ama bu seçimler her zaman bir kaybı da beraberinde getirir. Bu şiir de Plath’in hayattaki belirsizliğini, varoluşsal boşluğunu ve seçim yapma korkusunu güçlü bir şekilde yansıtır.


Kaynakça:

Laleler, Sylvia Plath. antoloji.com. Web. 25.01.2025

Lady Lazarus, Sylvia Plath. antoloji.com. Web. 25.01.2025

Sırça Fanus, Sylvia Plath. Kırmızı Kedi Yayınevi, 2013.

How Sylvia Plath’s “The Fig Tree” Changed My Perspective on Life. thetaoist.online. Web. 24.01.2025

The Fig Tree. law.uchicago.edu. Web. 24.01.2025

Öne Çıkan Görsel: https://tr.pinterest.com/pin/20758848275898570/

Nazlıcan Karakaya
Nazlıcan Karakaya
la furia triste, el grito, la soledad del mar

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks