Sylvia Plath’in “Daddy” Şiirine Derinlemesine Bir Bakış

Editör:
Guşef Alhas

Sylvia Plath‘in “Daddy” şiiri, edebiyat dünyasında büyük yankı uyandıran ve Plath’in hayatının karanlık taraflarını gözler önüne seren güçlü bir eser. Şiir, babasına duyduğu karmaşık duyguları ve bu duyguların onu nasıl etkilediğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Plath’in Nazi ve Yahudi imgeleriyle dolu bu çarpıcı şiiri, hem kişisel bir hesaplaşmayı hem de tarihsel bir travmayı anlatan bir manifesto gibi. Şimdi gelin birlikte bu çarpıcı şiir bizlere ne anlatmaya çalışmış bir göz atalım.

Babayla Yüzleşme: “Daddy, I have had to kill you”

Nevrotik Şair: Sylvia Plath | Kampüste Ne Var
Sylvia Plath | pinterestcom

Şiir, Plath‘in babasıyla olan ilişkisini mercek altına alırken, onu öldürme arzusunu dile getirerek başlıyor:

“Daddy, I have had to kill you.”

“Babacım, seni öldürmek zorundaydım.”

Bu dize, Sylvia Plath’in babasına duyduğu öfkeyi ve ondan kurtulma isteğini çok net bir şekilde ifade ediyor. Plath’in babası Otto Plath, o henüz sekiz yaşındayken öldü ve bu ölüm, Plath’in hayatında silinmez bir iz bıraktı. Babasının ölümü, Plath’in hayatındaki diğer erkeklerle olan ilişkilerini de derinden etkiledi. Bu satır, bir yandan Plath’in babasını zihninde yeniden inşa etme çabasını, diğer yandan da onun anısını “öldürme” arzusunu dile getiriyor.

Bu kısım beni çok etkiledi çünkü bir insanın en yakınından, özellikle babasından nefret etmekle ona duyduğu sevgi arasındaki ince çizgiyi böylesine açık bir şekilde ifade edebilmesi inanılmaz bir cesaret gerektirir. Bu duygu karmaşası, Plath’in şiir boyunca hissettiği baskı ve sıkışmışlığın bir yansıması gibi.

Nazi ve Yahudi İmgeleri: “I thought every German was you”

Sylvia Plath: unseen | Dazed
Sylvia Plath | dazeddigital.com

Şiirin belki de en çok dikkat çeken özelliklerinden biri, Nazi ve Yahudi imgelerinin kullanımıdır:

“I thought every German was you. And the language obscene An engine, an engine Chuffing me off like a Jew.”

“Her Almanı sen sandım. Ve bu lisan kırıcı Bir makina, sanki bir makina
Bacasından atıyor beni bir Yahudi gibi.”

Plath, babasını bir Nazi subayı, kendisini ise bir Yahudi kurban olarak betimler. Bu benzetme, babasının otoriter, baskıcı bir figür olduğunu ve onun üzerindeki etkisinin bir tür zulüm olduğunu gösterir. Plath’in babasına karşı hissettiği korku ve nefret, bu imgelerle güçlendirilir. Plath’in bir Yahudi gibi hissetmesi, babasının ona uyguladığı baskı ve kontrolün ne kadar derin olduğunu anlamamıza yardımcı olur.

Bu imgeler, Plath’in kişisel travmalarını evrensel bir bağlama oturtma çabasını gösterir. Kendi acılarını tarihsel bir trajediyle ilişkilendirerek, babasının etkisini yalnızca kişisel bir mesele olmaktan çıkarır ve insanlık tarihinin karanlık bir sayfasıyla bağdaştırır. Bu bölüm, şiirin en çarpıcı ve belki de en rahatsız edici yerlerinden biri, çünkü Plath’in kişisel acısını bu kadar korkunç ve tarihsel bir boyutla bağdaştırması, şiiri daha da sarsıcı kılıyor.

Kayıp ve Yeniden Doğuş: “I made a model of you”

Exploring the cultural misunderstanding of Sylvia Plath
Sylvia Plath | faroutmagazine.co.uk

Şiirin ortalarında, Plath, babasının bir modelini yaptığını ve bu modelle onu yeniden yarattığını dile getirir:

“I made a model of you, A man in black with a Meinkampf look.”

“Senin bir maketini yaptım. Meinkampf bakışlı, kara giysiler içinde.”

Bu satır, Plath’in babasının hatırasını zihninde nasıl yeniden inşa ettiğini gösterir. Ancak bu yeniden inşa, babasının idealize edilmiş bir versiyonu değil, aksine onun karanlık, tehditkâr yanlarını yansıtan bir modeldir. Plath, bu model üzerinden babasının ölümünden sonra bile onun etkisinden kurtulamadığını anlatır.

Bu kısım, Plath’in babasıyla olan ilişkisini tam anlamıyla anlamamızı sağlar. Babasının ölümünden sonra bile onun üzerinde bıraktığı etkinin ne kadar güçlü olduğunu ve bu etkinin Plath’in hayatını nasıl şekillendirdiğini görmek onun hissettiklerini anlamak açısından önemli. Bu modelleme süreci, Sylvia Plath’in babasıyla olan ilişkisini anlamlandırma ve onunla hesaplaşma çabasının bir parçası olarak görülebilir.

Direniş ve İsyan: “There’s a stake in your fat black heart”

396 Sylvia Plath and Ted Hughes (with Heather Clark)
Sylvia Plath | historyofliterature.com

Şiirin sonlarına doğru, Plath’in babasına karşı isyanı ve onu nihayetinde alt etme arzusuyla karşılaşırız:

“They always knew it was you. Daddy, daddy, you bastard, I’m through.”
“Hep biliyorlardı zaten senin sebep olduğunu bütün kötülüklere. Babacım, babacım, adi herif, bitirdin beni.”

Bu satırlar, Plath’in babasını nihayetinde yok ettiğini, onun üzerinde artık bir gücü kalmadığını simgeler. Ancak bu yok etme, bir zaferden çok bir kurtuluşu ifade eder. Plath, babasını öldürerek, onun üzerindeki baskıdan ve kontrolünden kurtulmayı başarmıştır. Ancak bu kurtuluş, acı bir zaferdir; Plath’in hayatındaki derin izleri silmesi mümkün değildir.

Bu kısım, Plath’in sonunda babasının etkisinden kurtulma çabasını ve bu çabanın sonuçlarını gözler önüne serer. Babasına karşı duyduğu öfke, sonunda onu yok etmeye yetecek kadar güçlüdür, ancak bu yok etme işlemi Plath’in içsel huzura kavuşmasını sağlamaz. Plath’in yaşadığı bu çelişki, onun içsel mücadelesi ve hissettiği boşluk hala babasının gölgesi altında yaşadığını anlatıyor.

Sonuç: Plath’in “Daddy” Şiirinde Kendiyle Hesaplaşması

One Life: Sylvia Plath at the Smithsonian National Portrait Gallery Shows the Poet as She Wished to Be Seen | Vogue
Sylvia Plath | vogue.com

Daddy” şiiri, Sylvia Plath‘in hayatındaki en derin yaralardan birini, babasıyla olan ilişkisini açıkça ortaya koyan bir eser. Şiir, hem kişisel hem de tarihsel travmalarla dolu imgelerle bezeli. Plath’in babasına duyduğu nefret, korku ve özlemin bir karışımı olarak ortaya çıkan bu şiir, onun hayatındaki karmaşık duygusal süreçlerin bir yansıması.

Plath’in bu şiiri, eminim ki her okuyanı etkileyecek nitelikte çünkü bir insanın en yakınından, özellikle bir ebeveynden duyduğu karmaşık duyguların böylesine açık ve cesur bir şekilde ifade edilmesi çok güçlü bir deneyim. Şiirdeki Nazi ve Yahudi imgeleri, Plath’in kişisel travmalarını tarihsel bir bağlama oturtarak, şiire evrensel bir boyut kazandırıyor. Plath’in babasını bir Nazi subayı, kendisini ise bir Yahudi kurban olarak tasvir etmesi, onun üzerindeki baskının ne kadar derin ve yıkıcı olduğunu gösteriyor.

“Daddy,” Plath’in içsel dünyasını, babasıyla olan karmaşık ilişkisini ve nihayetinde bu ilişkiden kurtulma çabasını gözler önüne seriyor. Şiirin sonunda, Plath’in babasını “öldürme” ve ondan kurtulma arzusu, bir zaferden çok bir kurtuluşu simgeliyor. Ancak bu kurtuluş, acı bir zafer; Plath’in hayatındaki derin izler, babasının ölümünden sonra bile silinmiyor.


Kaynakça

Analysis of Poem “Daddy” by Sylvia Plath. Web. 26.07.2024

Daddy by Sylvia Plath. allpoetrycom. Web. 27.08.2024

Babacım – Sylvia Plath. antoloji.com Web. 02.09.2024

Nazlıcan Karakaya
Nazlıcan Karakaya
la furia triste, el grito, la soledad del mar

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Editor Picks