Stuart Hanedanı: Çalkantılar ve Dönüşümler Dönemi

Editör:
Ayşe Olgun
spot_img

Yüz yıldan fazla süren Tudor Hanedanlığı hiç çocuğu olmayan Kraliçe I. Elizabeth‘in ölümü ile sonra erdikten sonra İskoçya Kralı olan VI. James, I. James olarak 1603 yılında İngiltere tahtına oturdu ve 1714 yılına kadar devam edecek Stuart hanedanlığı dönemi başlamış oldu. Stuart’lar İngiltere’nin en başarısız hanedanlarından biri olarak kabul edilir. I. Charles halk önünde idam edilmiştir ve tarihteki ilk ve tek idam edilen kraldır. II. James  kendi kızı ve kocası tarafından tahttan indirilerek ülkeden kovuldu. Parlamento ile kavgaları bir iç savaşa neden oldu. Hanedan son Stuart olan Kraliçe Anne‘in ölümü ile 1714 yılında son buldu.

Stuarts – history.org.uk

İngiltere tarihinde 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başlarında iki olgu bu dönemdeki olayların belirleyicisi olmuştur. Bunlardan biri İngiltere ve İskoçya’nın dini, kültürel ve politik olarak Katoliklikten Protestanlığa dönüşümü, diğeri ise İngiltere ve İskoçya’nın tek bir çatı altında birleşmesi ile adalar topluluğu Büyük Britanya Krallığı olarak tek bir hanedanlık altında hüküm sürmesidir. Bu dönemde yaşanan politik ve dini gelişmeler uzun vadede İngiltere tarihinde ve siyasetinde belirleyici izler bırakmıştır.

Ekonomik Sınıfın Yükselişi ve Parlamentonun Güç Kazanması

17. yüzyılda gelişen ekonomi ile birlikte zenginleşen tüccarlar yeni bir sınıf haline geldiler. Krallığın kötü yönetiminden dolayı hazinesi boşaldığı sırada yükselen ekonomik sınıf politik olarak da gücü eline geçirmeye başladı ve bu grup parlamentoda Avam Kamarası tarafından temsil ediliyordu. Tudor’lar bu grup ile anlaşmak için gerekirse inançlarından ödün vermek gerektiğini görmüşken, Stuartlar neye mal olursa olsun inançlarında ısrarcı oldular. Kraliçe Elizabeth döneminde olduğu gibi, I. James de parlamentoya danışmadan, sadece ufak bir konsül ile yönetmeyi tercih etti. Kralın ilahi hükmetme hakkına sahip olduğunu ve parlamentoya danışmaya ihtiyacı olmadığına inanıyordu. Kral tanrı tarafından seçilir ve sadece tanrı onu yargılayabilirdi.

Stuart Döneminde Yönetim ve Parlamento İlişkileri

Kraliçe Elizabeth’ten kalan borçları ödemek için vergileri arttırmak istedi ve bunun için parlamentoya danışması gerekiyordu. Parlamento bunu onaylama karşılığında iç ve dış politika konusundaki kararların tartışmaya açılmasını istedi. Hükümdarlığı boyunca James parlamento ile para ve yönetim hakkı konusunda tartışmıştır. Kendisinden sonra tahta geçen oğlu I. Charles de babası gibi para konusunda devamlı olarak parlamento ile tartışmak zorunda kalmıştır. Parlamento onayından kaçınmak için tüccarlardan, bankerlerden ya da büyük toprak sahiplerinden borç almış ancak bunların geri ödemesi geldiğinde gene parlamentoya başvurunca, parlamento onayı olmadan hiçbir şekilde borçlanamayacağı ve yasal bir gerekçe olmadan kimseyi mahkûm etmeyeceği taahhüdünü vermek zorunda kalmıştır. Bu tarz sorunlara karşın I. Charles’ın ülkeyi parlamento olmadan yönetmesi, bir sorun olarak görülen Buckingham Dükü’nün ölümü, Fransa ve İspanya ile yapılan barış anlaşmaları sayesinde 1630’ların başından itibaren ülkenin genelinde bir sükûnet havası yaratmıştı. Birçok Avrupa ülkesi Otuz Yıl Savaşları’nda birbiri ile çatışırken İngiltere’nin bu savaşa girmemiş olması belirli ölçüde refah sağlamıştır.

Dini Anlaşmazlık

Stuartlar döneminde İngiliz Anglikan Kilisesi’nin başında Piskoposlar vardı ve bunlar kraliyeti ve kralı destekliyorlardı. Bundan dolayı hem I. James hem de I. Charles tarafından bu destek memnuniyet ile karşılanıyordu. İskoçya’da ise Kirk Kilisesi (İskoçya Kilisesi)’nde Piskoposlar bulunmadığı için daha demokratik ve özgürlükçü bir yapıya sahipti. İngiltere içinde de kendilerine Puritanlar diyen bir grup aynı yapıyı İngiltere’deki kilise için de istiyordu. Ancak Elizabeth zamanından beri bu istekleri hep şiddetle bastırılmış ve birçok Puritan Piskoposluk karşıtı kitaplar nedeniyle idam edilmişti. Puritanlar daha demokratik kilise taleplerini I. James‘e de söylediler. Ancak James bu fikre tamamen karşı çıkarak, “Piskoposluk yoksa, kral da yok” diyerek onları geri gönderdi. James I bununla da kalmayıp bir Katolik Fransız ile evlenip, tam bir Puritan düşmanı olan William Laud‘u Canterbury Başpiskoposu yaparak kilisenin başına geçirdi. Laud birçok Katolik uygulamayı tekrar Anglikan Kilisesine geri getirdi. 1605 yılındaki Barut Komplosu (Gunpowder Plot) yüzünden yükselmiş olan Katolik karşıtlığı yüzünden bu tarz uygulamalar bu karşıtlığı kaşımaktan başka bir işe yaramadı.

Guy Fawkes – express.co.uk

Bu arada her sene 5 Kasım’da havai fişek ve şenlik ateşleri ile kutlanan bu olaya da kısaca değinmekte fayda var. 1605 yılında bir grup Katolik parlamento binasını Kral James içindeyken havaya uçurmaya çalışmışlardı. Elebaşı olan Guy Fawkes binanın bodrumunda kaçmaya çalışırken yakalanmıştı. V for Vendetta filminin kahramanının maskesi ve şapkası da bu olaydan ve Guy Fawkes’ten esinlenmiştir.

V for Vendetta ve 5 Kasım – deviantart.com

Başpiskopos Laud’un İngiliz Kilisesindeki uygulamaları İskoçya’daki Kirk kilisesinde de uygulamaya ve yeni bir dua kitabını tanıtmaya çalışması bir direnişle ve devamında da İskoç ordusunun isyanı ile karşılaştı. Parlamento desteği olmayan Kral James derme çatma bir ordu kurdu ancak bu ordu ile İskoçları yenemeyeceğini anlayıp isteklerini kabul edip hatırı sayılır bir ödeme yaparak onları eve dönmeye ikna etti. Tabi bu parayı ödemek için gene parlamentoya istemeden de olsa taviz vermek zorunda kalacağı bir durum yarattı.

İç Savaş ve Cumhuriyet İngilteresi

İrlanda’da 1641-1649 yılları arasında süren iç savaş, Katolik İrlandalıların Protestan yerleşimcilere karşı ayaklanmasıyla başladı. Mücadele üç grup arasında gerçekleşti: İskoçlar/Parlamento yanlıları, kraliyet yanlıları ve Katolik İrlandalı isyancılar. Owen Roe O’Neill liderliğindeki isyancılar, 1646’da Benburb’de İskoç ordusunu mağlup etti. Ancak 1647’de Dungan Hill’de Katolikler Parlamento yanlılarına yenildi. 1648’de ikinci İç Savaş başladı ve İskoçların Presbiteryen bir sistem kurma talebiyle Parlamento ve ordu arasında bölünmeler yaşandı. Oliver Cromwell‘in önderliğinde iç savaş bastırıldı ve Charles idam edildi. Ardından İngiltere’de cumhuriyet ilan edildi ve İngiltere, İskoçya ve İrlanda’yı tek bir askeri güç altında birleştirdi. Bu dönem, üç ülke arasında askeri ve siyasi dengeyi değiştirdi ve İngiltere, İskoçya ve İrlanda’nın birleşik bir güç olarak hüküm sürdüğü bir dönemin başlangıcını simgeledi. 1649-1660 yılları arasında Britanya bir cumhuriyetti, ancak cumhuriyet başarılı olamadı. Cromwell ve arkadaşları, Charles’ınkinden çok daha sert bir hükümet kurdular. Monarşiyi ortadan kaldırmışlardı, şimdi de Lordlar Kamarası’nı ve Anglikan Kilisesi’ni ortadan kaldırmışlardı.

Restorasyon Dönemi

Oliver Cromwell dönemi kendinden önceki monarşi yönetiminden daha geniş yetkilere sahip olarak ülkeyi daha katı ve muhafazakar şekilde yönetti. Ordu gücü ile kanunları uyguladı. Hatta christmas ve paskalya kutlanmasını ve hatta pazar günü oyun oynanmasını bile yasakladı. Ölümünden sonra yerine geçen oğlu Richard Cromwell babası kadar başarılı olamadı ve 1660 yılında II. Charles‘ın tahta tekrar geçmesi ile cumhuriyet dönemi biterek tekrar monarşiye dönüldü. Monarşinin tekrar tesis edilmesinden dolayı da bu dönem restorasyon dönemi olarak anılır. II. Charles tahta geçtikten sonra seleflerinin hatalarından ders çıkarmıştı ve birçok parlamentere çeşitli görevler veya yetkiler vererek bir denge politikası izledi. Geçmiş dönemle hesaplaşması babasını idam edenleri cezalandırılması ile sınırlı kaldı.

2. Charles Restoration
Charles’ II nin Londra’ya Girişi – britannica.com

Şanlı Devrim

II. Charles döneminde de devam eden dini anlaşmazlıklar parlamentoda da iki partinin oluşmasına neden oldu. Bir tarafta Katolik bir kral ve mutlak monarşi karşıtı, dini özgürlükleri savunan Whigler, diğer tarafta ise kraliyet ve kilise otoritesini tercih eden Toryler. II. James bir süre sonra zaten eğilimi olan Katolikliği ve Katolik kilisesini öne çıkaran kararlar almaya başlayınca her iki partinin de tepkisini aldı. Daha önce çocuğu olmadığı için ölümünden sonra gelecek olan krala göre pozisyon alan parlamento, James’in bir erkek çocuğu olunca çareyi Protestan olan kızı Mary ve Mary’nin kocası Hollanda Kralı olan William The Orange‘ı tahtı almak üzere İngiltere’ye davet ettiler. Çok riskli bir girişim olmasına rağmen Fransa ile olan savaşında ihtiyacı olan zenginlik ve güce sahip olan Britanya’yı yönetme ihtimali William İngiltere’ye giderek tahta oturdu. 1688’de gerçekleşen bu olan tarihe “Şanlı Devrim” olarak geçmiştir.

Son Stuart olan Kraliçe Anne‘in 1714’de ölümü ile Hannover Kralı George tahta geçmiş ve Britanya için yeni bir dönem başlamış oldu. Stuart’lar dönemi her ne kadar çalkantılı geçmiş olsa da İngiltere’nin siyasal yapısının şekillendiği bir dönem olarak kabul edilebilir.


Kaynakça

  • McDowall, David. Folklore, An Illustrated History of Britain. England, Longman Group UK Ltd, 1989.
  • Burns, William E. A Bried History of Great Britain. New York, Facts On File, Inc, 2010.
  • Black, Jeremy. Çeviren Aytaç Yıldız. İngiltere Tarihi. Ankara, Doğu Batı Yayınları, 2020.
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.