Söylenti Dergi’nin kültür-sanat ekibi editörleri tarafından hazırlanan bu yazı dizisinde her ay yeni bir sanatsal perspektife ya da yeni bir sanatçıyı keşfe çıkıyoruz. Bu ay, ekibimiz editörlerinden Sıla Karaca‘nın kaleminden radarımıza takılan isim İtalyan Rönesans akımı başlangıç dönemi önemli ressamlarından olan Masaccio.
Masaccio olarak bilinen Maso di Ser Giovanni di Mone Cassai (1401-1428) İtalya’nın Toskana bölgesine bağlı Arezzo ilinde doğmuştur. Çocukluktan beri sanata yatkın olması, insanlara, siyasete, dış görünüşe önem vermemesi ve sanata odaklanmayı tercih etmesi nedeniyle “beceriksiz veya sakar Tom” anlamına gelen “Masaccio” lakabıyla bilinmiştir.
Masaccio, Giotto, Donatello ve Nanni di Banco’nun (1384-1421) eserleriyle öncülük ettiği doğalcı yaklaşımı benimsemiş, mimar Filippo Brunellcschi’nin (1377-1446) çizgisel perspektif hesaplamalarını kendi resim sanatına uyarlamıştır. Ayrıca Giotto’nun başlattığı resimde mekân ve derinlik problemini belirgin bir biçimde çözerek, resimlerinde üç boyutluluk etkisi veren mekânlarıyla dikkat çekmiştir. Masaccio’nun resimlerinde görülen mekân ve figürde belirgin olarak gözlemlenen hacimsellik ve perspektif resme öyle bir yerleşmişti ki, Labno’nun deyimiyle bu durum resim sanatında devrim niteliği kazanmıştır. (Ülger, 2018:15)
Resimde perspektifi sistematik ve etkin olarak kullanan Masaccio, 14. yüzyıl resmini derinden etkilemiş ve İtalyan Rönesans akımı başlangıç döneminin ilk önemli ressamlarından olmuştur. Uyguladığı yeni tekniklerle, düz yüzeylerde gerçekçi perspektif yanılsaması yaratmış ve aynı zamanda insan bedenlerini, gözleme dayalı olarak gerçekte olduğu gibi kırılgan ve kusurlu resmetmiştir. 1422’de Floransalı ressamlar loncası olan Arte dei Medici e Spezali’ye kaydolmuş ve şehirde bağımsız bir sanatçı olarak çalışmıştır.
1424’den itibaren Floransa’da, Santa Maria del Carmine Kilisesi’ndeki Brancacci Şapeli’nin “Sagra” olarak bilinen bu eserin resimlenmesinde görev almış fakat eser 16. yüzyılda yok edilmiştir. Ertesi yıl Roma’daki Santa Maria Maggiore’nin sunak resmi için kendinden yaşça büyük olan meslektaşı Masolino ile birlikte çalışmış bu sayede Masaccio’nun artan prestiji 1425 yılında zirveye ulaşmıştır.

Masolino tarafından yapılanlara eşlik etmek için resmettiği İncil’den sahneleri içeren anıtsal freskler, kariyerinin en önemli eserlerinden olmuştur. Masolino o yıl Macaristan’a gittiğinde tamamlama işi Masaccio’ya kalmıştır. Bir süre üzerinde çalışmaya devam etmiş, hatta diğer komisyonlar üzerinde çalışırken şapeldeki freskleriyle de ilgilenmiştir. Bu süre zarfında Masaccio, en önemlisi Santa Maria Novella kilisesindeki fresk için başka prestijli komisyonlar almaya başlamıştır.
Masaccio, 1428’de Roma’da henüz 26-27 yaşındayken vefat etmiştir. Ona rakip bir sanatçı tarafından zehirlenerek öldürüldüğü iddiası bilinse de şimdilerde onun vebadan öldüğüne dair görüşler kabul görmüştür.
Masaccio’nun Sanatsal Üslubu
Rönesans döneminde sanatta, mimari ve mühendislikte en önemli yeniliklerden biri, iki boyutlu bir sunumda derinlik yanılsaması yaratmak için doğrusal perspektifin kullanılmasıydı. Masaccio, Antik Roma ve Yunan dönemlerinden bu yana kaybolan perspektif kavramını yeniden keşfeden Filippo Brunelleschi’nin mimari çizimlerinden ilham alarak ve bunu resme uygulayarak Batı sanatının seyrini değiştirmiştir.
Mimarideki perspektif ilkelerini ve heykelden ışık ve biçim çalışmalarını alıp bunları resme uygulayarak, zamanın diğer tablolarından tamamen farklı, olağanüstü gerçekçilikte eserler yaratmış, bu şekilde Orta Çağ sanatında olduğu gibi tamamen ayrı, resimsel bir düzlemden ziyade, sanki bir cam bölmenin arkasındaymış gibi, izleyicinin dünyasının bir uzantısı izlenimini vermiştir.
Perspektif kullanımı da Masaccio’nun eserlerinde dikkat çeken bir diğer özellik olmuştur. Derinlik etkisi yaratmak için doğru perspektif kurallarını kullanır ve figürleri mekanın içine yerleştirir, bu durum da izleyiciye resimdeki sahnelerin gerçek bir mekanda olduğu hissini yaratmaktadır.

Masaccio’nun resimlerinin gerçekçiliği, yalnızca Rönesans’ın gelişiminde kilit rol oynayan bilimsel ilkeleri göstermekle kalmıyor, aynı zamanda kutsal kişileri izleyiciye yaklaştırıyor ve insanlarla Tanrıları arasındaki ilişkide bir değişiklik oluşturuyordu. İnsan figürleri ve mekanlar gerçekçi bir şekilde tasvir edilmiş, anatomik doğruluk, figürlerin hacimli ve gerçekçi bir şekilde betimlenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Doğal ışıklandırma ise Masaccio’nun resimlerinde dikkat çeken başka bir özellik olmuştur. Işık ve gölge kullanımıyla figürlerin hacimleri vurgulanı böylelikle resimlerde derinlik etkisi daha da artardı. Masaccio’nun eserlerindeki ışık-gölge oyunları, figürlerin gerçek dünyadaki gibi etkileyici ve doğal görünmesini sağlardı.
Eserleri
Masaccio, The Holy Trinity (Kutsal Üçlü), 1425-27 Yılları Arası
Kutsal Üçlü olarak bilinen fresko, Masaccio tarafından Floransa’da bulunan Santa Maria Novella Bazilikası‘nın sol koridorunun duvarına resmedilmiştir. Bu dönemde üretilmiş pek çok sanat eseri, kilise tarafından günah olarak kabul edilen tefecilikle ilgilenen kişiler tarafından sipariş edilirmiş. Faizle ödünç para verenler önce zengin, ardından güç sahibi olmuşlar; kiliseleri taçlandırmak üzere üst düzeyde sanat eserlerini finanse etmişlerdir. Bu zenginler, günahlarından arınmak için Meryem’in ayakları dibinde diz çökerek ya da İsa’nın yanında betimlenmeyi istemişlerdir.
1427 yılında Brunelleschi’nin yardımıyla Masaccio, Floransa’daki Santa Maria Novella Kilisesi için sipariş edilen Kutsal Üçlü’yü resmetme işini almış. Resmi yüzeye uygularken izleyenler, eserin derinliği nedeniyle onun duvara bir oyuk açtığını düşünmüşlerdir. Bu fresk, yüksek ihtimalle Masaccio ve Brunelleschi’nin birlikte tasarladığı tam çizgisel perspektifin resim sanatındaki ilk kullanılışını işaret etmektedir.
Freskte çarmıhta İsa, bir yanında Meryem ve diğer tarafında İncilci Aziz Yahya görünmektedir. Diz çökmüş kişiler ise resmi sipariş eden kişilerin resimleri olarak bilinmektedir. Hemen alt bölümde, içinde iskelet bulunan bir lahit tasvir edilmiştir. Eserde baştan sona bir sembolizmin hakim olduğu izlenmektedir. İskelet, ebedi yaşamdaki rahatlığı izleyiciye göstermekte ve Meryem’in eli ise izleyiciye ne yapması gerektiğini işaret etmektedir. (Dağlı, 2022:4)
İskeletin hemen üzerinde ”Io fu già quel che voi siete, e quel chi son voi ancor sarete” yazılıdır. ”Ben senin olduğun gibiydim ve sen de şu anda olduğum gibi olacaksın” mesajıyla izleyenin şimdiden ebedi kurtuluş için çalışmaları ve hazırlanmaları gerektiği mesajını içermektedir. (Dağlı, 2022:4)


Sahne, süslemesiz, iyi tanımlanmış ve basit hacimlerle temsil edilmektedir. Masaccio, gözlemcinin gerçek konumuyla örtüşen bir bakış açısı kullanarak, duvarın perspektif bir kırılma yanılsaması elde etmiştir. Aslında, Üçlü Birlik, haçın ayağına karşılık gelen aşağıdan bir perspektifle temsil edilmekte, benimsenen bakış açısı, odanın zemininde ve dış basamakta açıkça izlenebilmektedir.
Fresk dikey konumdadır. Kompozisyon sistemi oldukça simetriktir ve karakterler bir ayna görüntüsünde düzenlenmiştir. Böylece fresk, akılcılığın bir simgesi haline gelen dikkate değer bir kompozisyon düzenini ifade etmekte; giysilerin renginin birbirini izleyen sağlam bir simetri ve denge etkisi yaratmaya yardımcı olmaktadır.
Baba Tanrı’nın giysileri gri-kahverengiye doğru eğilimli renkleri ile kırmızı rengi arasında eklemlenir. Aydınlatma cephedendir ve perspektif temsilin altını çizer. Aslında nişin içi gölgededir ve İsa figürü ile gizli bir parlaklık kontrastı oluşturur. Müşterilerin hacimlerini tanımlayan perdenin ışık-gölgesi yumuşak ve gölgeler daha yoğun bir kırmızı tonla renklendirilmiştir. Ciltler çok yoğun değildir ve koyu sarıya eğilimli resmedilmiş, ayrıca pilasterlerin ve sütunların başlıkları, madalyonlar ve arşitrav kırmızının daha az doygun bir tonu olarak görünmektedir.

Masaccio, The Tribute Money (Vergi Parası), 1425-1427
Fresk sahnesi, Floransa’daki Santa Maria del Carmine‘deki Brancacci Şapeli’nde ressam Masolino ile işbirliği içinde olan Masaccio tarafından boyanmış, Aziz Petrus’un hayatından tasvirlenmiş sahnelerden biridir. Şapel üzerinde birkaç yıldır çalışan Masolino’nun işi bırakması, 1428 yılında Masaccio’nun ölümü, freskonun 1481-1485 yılları arasında Filipinli Lippi tarafından tamamlanmasını getirmiştir.
”Masaccio bu resimde ne fazla ne de eksik kullandığı unsurlarla İncil’deki öyküyü bilen herkesin açıkça anlayacağı bir şekilde resmini kurgulamıştır. Sahne tipik olana ve genele dayanır. Düzenleme sistemi çizgisel perspektiftir. Ancak resim kırsalda gerçekleştiği için perspektif sistemini mimari yapıdan anlarız. Ayrıca bu mimari yapılar sayesinde sahneyi kavrar ve şehrin kapısını ayırt edebiliriz.” (Karayel, 2017:439)

Bu sahnede vergi ödemeleri gereken Kefernikum’daki Mesih ve öğrencilerini göstermektedir. Merkezde İsa ve havarileri vergi tahsildarı ile karşı karşıyadır, solda balıkçı Petrus, İsa’nın talimatına göre bir balığın ağzından altın toplar ve parayı verir.

Eserde natüralizmi ve perspektifi, gerçekçi bir alan yaratılmış olduğunu görmek, resim düzleminin düz bir yüzeyden çok bir pencere gibi göründüğünü düşündürmektedir. Figürlerin duruşları, ifadeleri klasik heykelleri andırırken; bol dökümlü kıyafetleri klasik filozofların giyimini akıllara getirmektedir. Freskonun anlatısal bir konusu olmasına karşın Masaccio, olay örgüsünden çok figürlerin uyumlu düzenlemesine odaklanmıştır. Sanat Tarihçisi Richard Offner, resmin anlamının “figürlerin evrensel bir düzeni yansıtma derecesinde” bulunduğunu öne sürmektedir. Bu anlamda Tanrı’nın tabiata bahşettiği denge ve düzeni yansıttığını söylemek hiç de yanlış olmaz.
Masaccio, Expulsion from Eden (Cennetten Kovuluş), 1425-1427
Masaccio tarafından resmedilen bu fresk, Brancacci Şapeli’nde resimlediği döngünün bir parçasını oluşturur. Adem ve Havva‘nın İlk Günah‘ı işledikten sonra Cennet Bahçesi‘nden kovulduğu an tasvir edilmiştir.

Masaccio’nun diğer birçok resminden farklı olarak bu fresk, mekana ve perspektife değil, sahnenin duygusal ağırlığına odaklanmıştır. Adem ve Havva’nın yüzlerindeki acı çeken duygu, ortaçağ tasvirlerinde ifadesiz bir ciddiyetle işlenen sahneler için yenilik oluşturmaktadır. Masolino’nun aynı şapelde yaptığı Adem ve Havva’nın Günahı resminin aksine, Masaccio’nun resmi, hikayede örtük olarak bulunan insanın acı çeken duygusunun gerçekliğini vurgular. Akademisyen Sally Munt resim hakkında şöyle demiştir: “Bu tür ızdıraplar arasında güzellik imâlarının görülebileceğine dair tuhaf, neredeyse tekinsiz bir umut buluyorum.”

Havva’nın yüz ifadesi klasik Venüs Pudica‘yı andırmakta ve elleri özel bölgelerini kapatarak gösterilen çıplak vaziyette resmedilmiştir. Adem’in gövdesi ise araştırmacılar tarafından Vatikan’da bulunan ünlü Apollon Belvedere heykeline benzetilmiştir. Resim, Masaccio’nun Floransa’daki eski sanatçıların ve filozofların incelenmesine değer veren yeni hümanist harekete dahil olduğunu göstermektedir.
_(see_also_30029_und_-_(MeisterDrucke-315740).jpg)
Rönesans döneminin başlangıcında gerçekçilik, perspektif ve üç boyutluluk gibi kavramların öncüsü olarak kabul edilen Masaccio, sanatsal üslubuyla dönemin diğer sanatçılarına ilham olmuştur. Özellikle perspektifi kullanıyor olması Rönesans sanatının gelişimine önemli ölçüde etki etmiş ve bu sayede gelecek kuşakların sanat anlayışını da derinden etkilemiştir.
Kaynak
Gökkaya Karayel E., ”Ortaçağ’dan Modernizme Değişen Fikirler Doğrultusunda Batı Resim Sanatında Güzeli Arayış”, Çanakkale On Sekiz Mart Üniv, Uluslararası Bilim Kültür ve Sanatta Güzeli Arayış Kongresi, 11- 13 Mayıs 2017, s. 439-440.
Dağlı B., ”Representations Used As The Reminder Of Death And Mortality In Western Painting Art”, İnönü Üniv. Kültür Sanat Dergisi, C.8/1, 2022, s.3-4.
Ülger K., ”Rönesans’tan Sürrealizme Resim Sanatının Tarihsel Gelişim Sürecinde Figür ve Kompozisyon”, I. Uluslararası Güzel sanatlar ve Eğitimi Sempozyumu, Cumhuriyet Üniv., 2018, s.14-15.