Söylenti Sanat Dozu’nda Bu Ay: John Gast’ın American Progress (1872) Tablosu

spot_img

Söylenti Dergi’nin kültür-sanat ekibi editörleri tarafından hazırlanan bu yazı dizisinin her birinde farklı bir sanatsal perspektifi, tabloyu ya da bir sanatçıyı keşfe çıkıyoruz. Bu içeriğimizde ekibimiz editörlerinden Berfin Surgit tarafından, John Gast’ın “Amerikan İlerleyişi” tablosunun  alegorisini ve görsel imgelerini keşfedeceksiniz. 

Amerikan İlerleyişi ve Dönemin Misyonu

Brooklyn’de yaşayan ressam ve litograf John Gast, bu resmi 1872 yılında, popüler bir batı seyahat rehberi serisinin yayıncısı olan George Crofutt‘un siparişi üzerine yapmıştır. Çok az Amerikalı bu tablonun aslını gördü, ancak birçoğu röprodüksiyonu ile karşılaştı. Resim detay açısından o kadar zengindir ki genellikle büyük bir tuval olduğunu hayal ederler. Aslında çok küçük, sadece 12 ¾ x 16 ¾ inç, yani 32 x 42,5 cm boyutlarında.

John Gast, American Progress, 1872. Museum of the American West, Griffith Park, LA. Wikimedia.

Orijinal adıyla “American Progress” tablosu Amerika’nın zaman içerisinde Batı yönünde ilerleyişini resmetmektedir. Bu tablo,  “Manifest Destiny” (Açık Kader)  doktrininin klasik imgesi olarak anılmaktadır. “Açık Kader” anlayışına göre uygar Amerika, doğudan batıya ilerlemek zaruriyetindeydi. Pek çok insan, bu topraklara yerleşmeleri için Tanrı vergisi bir plan olduğuna inanıyordu. Yerli bölgeleri ve oradaki yerli yaşam biçimini yok etmeleri ve bunun yerine kendi yeni ve aydınlanmış yaşam biçimlerini kurmaları gerektiğini düşünüyorlardı. John Gast’ın bu tablosu o zamanki zihniyetin temsilcisidir.

Tablodaki İmgesel ipuçları

Melek

Tam ortada görkemli bir şekilde yer alan kadın figürü, mitolojik bir tanrıçayı çağrıştırmaktadır. Alnında imparatorluk yıldızı ile medeniyeti Romalı kıyafetiyle görüldüğü gibi ve ilerleme değerlerini taşıyarak ve karanlığa itildiği görülen yerli halkları ve hayvanları temizleyerek Amerikalıları Batı’ya ve geleceğe götürür. Sağ elinde Ulusal Aydınlanmanın kanıtı olan bir okul kitabı taşırken, sol eliyle ulusu birbirine bağlayacak olan telgrafın ince tellerini takip etmektedir. Başka bir deyişle onlara bir rehber gibidir.

 

Gökyüzü

Gökyüzünün her iki tarafta nasıl iki farklı renkte olduğu oldukça çarpıcıdır. Sağ tarafta gökyüzü aydınlıktır. Sol tarafta ise gökyüzü tamamen karanlıktır ve insanların ve meleğin önündedir. Sağ taraf batı, sol taraf ise doğudur. Bu, Amerikalıların o zamanlar ilgilendikleri şeyin doğu olduğu ve bu yüzden gökyüzünün renkli ve ışıklı olduğu anlamına gelir. Sahip oldukları toprakların mükemmel ve renkli olduğunu düşünüyorlardı ama kendilerine ait olmayan topraklar karanlık ve tahrip edilmişti çünkü onlara ait değildi. 

 

Herkes Batıya Gidiyor

Hakları olanı almaya gelen çeşit çeşit grup yer almakta. İlerleme ve toprağı fethetme heyecanıyla gözleri kör olan Avrupalı Amerikalılar, hepimizin eşit olarak geldiği kökleri unutuyor. Anlayış yok, doğuştan gelen yaşama saygı yok. ‘Vahşi ve kültürsüz’ kabilelerin yoldan çekilmesini ve ‘eğitimli’ sömürgecilerin içeri girmesini istiyorlar.

 

Afrikalı Amerikalılar

Batı’ya yerleştikleri yere gelen Amerikalılardan kaçmaya çalışan Afrikalı Amerikalıları görüyoruz. Sadece evlerini ele geçiren bu Amerikalılardan kaçmak isteyen masum insanlar olarak gösteriliyor. Yerleştikleri ve ev dedikleri yer orasıydı. Bu dönemde Amerikalılar Afrikalı Amerikalıların nasıl düzgün davranacaklarını bilmeyen bir tür vahşi insan olduklarını ve bu yüzden de vahşi olduklarını düşünüyorlardı. Tanrıçanın ileri hareketinden ürkmüş ve onun getirdiklerinden kaçmaya çalışan yerli figürleri ve bizon sürüleri ise resmin genelindeki iyimser söylem ile karşıtlık oluşturmaktadır.

Tabloda arka planda bırakılmış olan yerliler, peyzajdan dışlanmış ve zamanla silinmeye mahkum edilmiştir. Amerikan yerlilerinin tarafı vahşi olan olarak tasvir ediliyor. Toprağın yerli hayvanlarıyla birlikte kaçıyorlar, Amerikan yayılmasının ‘nimetini’ anlayamıyor ya da takdir edemiyorlar. Hepsi evcilleştirilmek isteniyor. Tıpkı şimdi insanlığa hizmet eden hayvanların geçmişte evcilleştirildiği gibi. Resim aynı zamanda modernleşme ile doğa arasındaki uyumsuzluğu da göstermektedir. 

 

Gelişmişliğin Yolculuğu

Melek, sol eliyle de ülkenin dört bir yanına istihbarat yayacak olan telgrafın ince tellerini açıp uzatıyor, Demiryolları da adımlarını takip ederek yol alıyor. Kızılderililer ilerlemeden kaçıyor, tarihin değişen gelgitlerine uyum sağlayamıyorlar. Bu durağan resim, teknolojik ilerlemenin kaçınılmazlığının yanı sıra zamanın geçişine dair canlı bir his de uyandırıyor. Soldan sağa doğru okunan insan figürlerinden oluşan gruplar da hemen hemen aynı fikri aktarıyor. Kızılderililer Avrupalı-Amerikalı maden arayıcılarından önce gelir, onlar da çiftçilerden ve yerleşimcilerden önce gelir. İlerlemenin Doğu’dan Batı’ya doğru olduğu ve sınırın birbirini izleyen insan dalgalarıyla gelişeceği fikri Amerikan düşüncesinde derin köklere sahiptir.

 

Wells Fargo Arabası

Bu at arabası normal bir at arabasına benziyor ama insanların fark etmediği şey bunun şimdilerde banka olan Wells Fargo’nun at arabası olduğu. Bu dönemde mal göndermek için çok kullanılıyordu. Bu araba da diğer Amerikalılar gibi batıya gidiyor. Bugün dahi bu araba, hala bu şirketin logosudur. Bu da bize bu şirketin uzun zamandır var olduğunu ve Amerikalıların onu kullandığını ve hala kullandığını gösteriyor.

 

Doğunun Doğadan Soyutlanan Peyzajı

New York City’nin Brooklyn Köprüsü’nü inşa edilirken görüyoruz. Bu resimde Mississippi Nehri’nin çizildiğini düşünmek mümkün görünüyor. Çizimin sağ üst kısmına bakarsanız nehrin aktığını görebilirsiniz. Tabii ki nehir henüz onların değildi ama batıdaki toprakları almak için onu kullandılar. Nehrin üzerinde bir gemi var, bu da Lewis ve Clark’ın ABD topraklarına ulaşmak için sudan nasıl geçtiklerini sembolize ediyor.

 

openedition.org

Bu illustrasyon, “Manifest Destiny” misyonunun taşıdığı medeniyet taşıyan Amerika fikrini destekliyor gibi görünse de, günümüzde bu fikrin altındaki çağ dışı unsurları sorgulamak için açık ve net bir tablo haline gelmiştir.

 


Kaynakça:

ÖZEY, Ramazan, BİLGİLİ, Münür. “COĞRAFYADA PEYZAJ TEORİSİ”. International Journal of Geography and Geography Education, sy. 38, 2018, ss. 127-41

DUMAS, Frédéric. Illustration and Imagination: Mark Twain’s Roughing It and John Gast’s American Progress. “ILCEA” 43

John Gast, American Progress, 1872, Martha A. Sandweiss, Amherst College. PicturingHistory 31.01.2024

SALİNAS, Bethzy.  The American Progress Drawing Analysis. Prezi 31.01.2024

ALTUĞ, Z. A. (2019). 19. yüzyıl Amerikan resim sanatının romantik dili: ‘Batı’ya İlerleme’ ve ‘Gelişim’ politikasının pekiştirilmesi ve eleştirilmesi. Rumeli Dil Ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi265-275.

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.