Söylenti Sanat Dozu’nda Bu Ay: Cy Twombly

Soylenti
Soylenti
Söylenti Dergi'deki kurumsal, sponsorlu ve ortak yazarlı yazıların yayınlandığı profil.
Editör:
Canan Avent
spot_img

Söylenti Dergi’nin kültür-sanat ekibi editörleri tarafından hazırlanan bu yazı dizisinde her ay yeni bir sanatsal perspektife ya da yeni bir sanatçıyı keşfe çıkıyoruz. Bu ay, ekibimiz editörlerinden Canan Avent‘in kaleminden radarımıza takılan isim ise fotoğrafçı, heykeltıraş, ressam gibi birçok alanda eserler üretmiş çok yönlü bir sanatçı olan Cy Twombly.

Cy Twombly (1928-2011), Soyut Dışavurumcu kuşağın hemen ardından gelen ufuk açıcı bir Amerikalı sanatçıydı. Çocuksu olarak adlandırılan karalamaları ve antik dönemle olan şiirsel ilişkisi nedeniyle dönemin en önemli ressamlarından biri haline gelmesine rağmen savaş sonrası Amerikan sanatının akımlarına ayak uydurmakta zorlanmıştı sanatçı. Ancak o bilerek popülerlikten ve gözlerden uzak durarak popüler olmamanın getirdiği mahremiyeti hoş karşılıyor gibiydi.

Sanatçının heykel ve resimlerinin birçoğu klasik konulara gönderme yapar ve sıklıkla şiirsel el yazısıyla metin parçacıklarını içerir. Twombly, epik şiir seviyesine yükselen ve sizi tarihin ve kurgunun genişliğiyle dolduran bir sanat uslübuna sahiptir. Virgil, Homeros, Sappho, Keats ve diğerlerini okurken hissettiklerimizin aynısını hissettiren az sayıdaki 20. yüzyıl ressamından biridir. Eserleri adeta sessiz ve gürültülü bir dünyaya kapı açar.

Büyük ölçekli, serbestçe yazılmış, kaligrafik ve graffiti benzeri çalışmalarıyla tanınır. Daha sonraki çalışmalarında “romantik sembolizm“e kaydığı eserlerinde başlıklar, şekiller, formlar ve kelimeler aracılığıyla görsel bir yorumlama sunar. Örneğin, Apollo ve Sanatçı adlı eseri ile yalnızca “VIRGIL” kelimesinin yazıldığı sekiz çizimden oluşan serisi buna bir örnektir.

Virgil , 1973
Cy Twombly – Apollo ve Sanatçı, 1975. Kağıt üzerine yağlıboya, mum boya ve kurşun kalem

Soyut Dışavurumcu yönelimindeki bazı erken dönem deneylerinin ardından Twombly, tuval ve kağıt üzerinde kaligrafik ve bazen grafiti benzeri tekrarlayan ve karalanmış işaret ve sembolleri kullanmaya başladı. The Italians (1961) adlı çalışmasında Twombly yağlı boya, kurşun kalem ve pastel boyayla, sanki bir bilinç akışı içinde bir tür soyut ve jestsel el yazısının peşindeymiş gibi, görünüşte rastgele ve karalanmış işaretler üretmiştir.

The Italians – 1961
The Italians, 1961, The Museum of Modern Art, New York

Tablo, dönemin İtalyan kültürüne ve yaşam tarzına benzersiz bir bakış sunmaktadır. Canlı renkler ve enerjiyle dolu olan resim, izleyicileri Twombly’nin eğlenceli biçim, çizgi ve renk kullanımını keşfetmeye davet eder. Yakından incelendiğinde, Twombly’nin çeşitli dokular yaratan dikey çizgiler, damlalar ve boya damlacıklarıyla geniş bir seçim ve vurgu yelpazesine sahip olduğu görülür. İtalyan kültürünün bir parçası olan bu resmin, sanatçının altı büyük boyutlu tuvalden oluşan “Ferragosto” serisinin bir parçasıdır.

Twombly 1951’de New York’taki Kootz Galerisi’nde ilk kişisel sergisini açmıştır. Bu sergideki eserler, siyah beyaz kompozisyonlarının yanı sıra Paul Klee‘nin figür çizmeye yönelik çocuksu yaklaşımından da etkilenmiştir. Sonraki eserleri, Twombly’nin geleneksel kompozisyon fikirlerini reddettiğini ve Jackson Pollock‘un üslubuna özel bir yakınlık duyduğunu ortaya koyan, beyaz veya siyah zeminler üzerine görünüşte keyfi karalamalarla karakterize edilir.

Richmond’daki Virginia Güzel Sanatlar Müzesi’nden aldığı bursun ardından Twombly, sanatçı Robert Rauschenberg ile birlikte Kuzey Afrika, İspanya, İtalya ve Fransa’ya seyahat ettikten sonra 1957’de kalıcı olarak Roma’ya yerleşti. Kariyerinin bu aşamasında Twombly kriptolojiye olan ilgisinden daha fazla etkilenmiş ve okunaksız karalamalardan uzaklaşarak geleneksel harf ve rakamları tercih etmeye başlamıştır.

İsimsiz – 1970
Untitled -1970

1960’ların ortalarında Twombly, tekrar eden beyaz dairesel çizgi sıralarını tasvir eden minimalist ‘karatahta resimleri’ yapmaya başladı. Bu çalışmalar, yoğun işaretlerle dolu önceki eserlerinden de üslup olarak farklıydı. Zaman içinde üslupta görülen bu farklılığı Twombly’nin resme olan çeşitli yaklaşımının tipik bir örneğidir. Genel olarak, İsimsiz’i sanatçının diğer eserleriyle birlikte incelerken ilginç bağlantılar/temalar tespit edilebilir – soyutlamalar, dil/imge ilişkileri vb. aracılığıyla sağlanan hikâye anlatımı veya tarihsel bağlamla ilişkilerden yoksun değildir.

 The Wilder Shores of Love – 1984
The Wilder Shores of Love – 1984

Twombly’nin sanatsal tarzı Amerikan soyut dışavurumculuğu ile Akdeniz kültürünü birleştirmiştir. The Wilder Shores of Love, Orta Doğu’da yaşayan ve genellikle erkek kıyafetleri giyen Batılı kadınların hikâyelerini anlatan bir kitaptı. Bu kitap Twombly’nin Wilder Shores of Love tablosu da dahil olmak üzere daha sonraki sanat çalışmalarına ilham verdi. Eser, ham duygu ve enerjik hareket hissi uyandıran cesur renkler, karalamalar ve çiziklerle karakterize edilir. Wilder Shores of Love tablosu, Amerikan ve Akdeniz etkilerini birleştirerek etkileyici ve soyut sanat eserleri yaratan eşsiz sanatsal vizyonunun bir kanıtıdır. Eserin alışılmadık malzeme ve teknikler kullanması da onu geleneksel resimlerden ayırarak Twombly’nin Neo-Ekspresyonist tarzının kayda değer bir örneği haline getiriyor.

Naumachia – 1992

Naumachia, “deniz savaşı” anlamına gelen eski Yunanca bir kelimedir. Ancak Roma’da bu kelime, sular altında kalan kolezyum ve arenalarda kitlesel eğlenceler olarak sahnelenen devasa savaş oyunları anlamına geliyordu. Her ikisi de Naumachia adını taşıyan 1992 tarihli iki güzelliği ele alacak olursak, yay şeklindeki teknelere, tuvalin kapalı bir denizi dayattığı fikrine, yelken açan gemilere, belki de çiçek açan manolyalara, aynı zamanda temel bir bütünlüğün resmedildiği şiddetli bir düzenin düzensiz olduğu hissine kapılabilirz. Julius Caesar bir keresinde son zaferlerinden birini canlandırmak için 2.000’den fazla savaşçıyı ve tamamı savaş esiri olan 4.000 kürekçiyi görevlendirmişti. Twombly, biçimsel düzeyde, özünde tüm resmin bu olduğunu öne sürer.

Dört Mevsim – 1994

Twombly burada, İtalya’da yaz aylarını oluşturan yumuşak tepeleri ve sıcak güneş ışınlarını simüle etmek için serbest akan çizgiler ve parlak mavi pigment sıçramaları kullanmıştır. Buna ek olarak, atmosfer ve resme daha fazla derinlik katmak için fırça darbeleriyle birlikte harflerle deneysel biçimde oynar. Deneysel çalışmalardaki ustalığı, yağlı boya katmanları ile balmumu veya pastel boya gibi karışık uygulamalarından oluşan dokuyu ortaya çıkarmak için ölçek çeşitliliğini kullanmasıyla görülüyor.

Yaz Çılgınlığı – 1990

Amerikan soyut dışavurumculuğunu Akdeniz kültürüyle birleştirmeye odaklanan sanatçı “Yaz Çılgınlığı”nda, her yöne yayılan yoğun ana renkler kullanarak patlamaya benzer bir görüntü çizmiştir. Eser yoğunluk, kaos ve canlı bir enerji hissi verir. Koyu, güçlü çizgiler ve hafif kalem darbeleri arasındaki geçişleri ve çizgilerin eğriliği, renklerin birbirlerine geçişi canlı bir hareket hissi yaratır.

Summer Madness – 1990

Sonuç olarak Cy Twombly, bir sanatçı olarak kendine sadık kalırken farklı gereçler arasındaki sınırları bulanıklaştırarak modern sanatın gelişimine benzersiz yaklaşımıyla derinden katkıda bulunan önemli bir sanatçıydı.

Kaynakça:

Artchive

Cy Twombly, The Content Painter

A man for all seasons

Cy Twombly: A Retrospective

Cy Twombly and the Transporting, Transforming Power of Art That Barely Uses the Tools of Art

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks