Söylenti Dergi’nin kültür-sanat ekibi editörleri tarafından hazırlanan bu yazı dizisinde her ay yeni bir sanatsal perspektife ya da yeni bir sanatçıyı keşfe çıkıyoruz. Bu ay, ekibimiz editörlerinden Canan Avent‘in kaleminden radarımıza takılan isim ise fotoğrafçı, heykeltıraş, ressam gibi birçok alanda eserler üretmiş çok yönlü bir sanatçı olan Cy Twombly.
Cy Twombly (1928-2011), Soyut Dışavurumcu kuşağın hemen ardından gelen ufuk açıcı bir Amerikalı sanatçıydı. Çocuksu olarak adlandırılan karalamaları ve antik dönemle olan şiirsel ilişkisi nedeniyle dönemin en önemli ressamlarından biri haline gelmesine rağmen savaş sonrası Amerikan sanatının akımlarına ayak uydurmakta zorlanmıştı sanatçı. Ancak o bilerek popülerlikten ve gözlerden uzak durarak popüler olmamanın getirdiği mahremiyeti hoş karşılıyor gibiydi.
Sanatçının heykel ve resimlerinin birçoğu klasik konulara gönderme yapar ve sıklıkla şiirsel el yazısıyla metin parçacıklarını içerir. Twombly, epik şiir seviyesine yükselen ve sizi tarihin ve kurgunun genişliğiyle dolduran bir sanat uslübuna sahiptir. Virgil, Homeros, Sappho, Keats ve diğerlerini okurken hissettiklerimizin aynısını hissettiren az sayıdaki 20. yüzyıl ressamından biridir. Eserleri adeta sessiz ve gürültülü bir dünyaya kapı açar.
Büyük ölçekli, serbestçe yazılmış, kaligrafik ve graffiti benzeri çalışmalarıyla tanınır. Daha sonraki çalışmalarında “romantik sembolizm“e kaydığı eserlerinde başlıklar, şekiller, formlar ve kelimeler aracılığıyla görsel bir yorumlama sunar. Örneğin, Apollo ve Sanatçı adlı eseri ile yalnızca “VIRGIL” kelimesinin yazıldığı sekiz çizimden oluşan serisi buna bir örnektir.


Soyut Dışavurumcu yönelimindeki bazı erken dönem deneylerinin ardından Twombly, tuval ve kağıt üzerinde kaligrafik ve bazen grafiti benzeri tekrarlayan ve karalanmış işaret ve sembolleri kullanmaya başladı. The Italians (1961) adlı çalışmasında Twombly yağlı boya, kurşun kalem ve pastel boyayla, sanki bir bilinç akışı içinde bir tür soyut ve jestsel el yazısının peşindeymiş gibi, görünüşte rastgele ve karalanmış işaretler üretmiştir.
The Italians – 1961

Tablo, dönemin İtalyan kültürüne ve yaşam tarzına benzersiz bir bakış sunmaktadır. Canlı renkler ve enerjiyle dolu olan resim, izleyicileri Twombly’nin eğlenceli biçim, çizgi ve renk kullanımını keşfetmeye davet eder. Yakından incelendiğinde, Twombly’nin çeşitli dokular yaratan dikey çizgiler, damlalar ve boya damlacıklarıyla geniş bir seçim ve vurgu yelpazesine sahip olduğu görülür. İtalyan kültürünün bir parçası olan bu resmin, sanatçının altı büyük boyutlu tuvalden oluşan “Ferragosto” serisinin bir parçasıdır.
Twombly 1951’de New York’taki Kootz Galerisi’nde ilk kişisel sergisini açmıştır. Bu sergideki eserler, siyah beyaz kompozisyonlarının yanı sıra Paul Klee‘nin figür çizmeye yönelik çocuksu yaklaşımından da etkilenmiştir. Sonraki eserleri, Twombly’nin geleneksel kompozisyon fikirlerini reddettiğini ve Jackson Pollock‘un üslubuna özel bir yakınlık duyduğunu ortaya koyan, beyaz veya siyah zeminler üzerine görünüşte keyfi karalamalarla karakterize edilir.
Richmond’daki Virginia Güzel Sanatlar Müzesi’nden aldığı bursun ardından Twombly, sanatçı Robert Rauschenberg ile birlikte Kuzey Afrika, İspanya, İtalya ve Fransa’ya seyahat ettikten sonra 1957’de kalıcı olarak Roma’ya yerleşti. Kariyerinin bu aşamasında Twombly kriptolojiye olan ilgisinden daha fazla etkilenmiş ve okunaksız karalamalardan uzaklaşarak geleneksel harf ve rakamları tercih etmeye başlamıştır.
İsimsiz – 1970

1960’ların ortalarında Twombly, tekrar eden beyaz dairesel çizgi sıralarını tasvir eden minimalist ‘karatahta resimleri’ yapmaya başladı. Bu çalışmalar, yoğun işaretlerle dolu önceki eserlerinden de üslup olarak farklıydı. Zaman içinde üslupta görülen bu farklılığı Twombly’nin resme olan çeşitli yaklaşımının tipik bir örneğidir. Genel olarak, İsimsiz’i sanatçının diğer eserleriyle birlikte incelerken ilginç bağlantılar/temalar tespit edilebilir – soyutlamalar, dil/imge ilişkileri vb. aracılığıyla sağlanan hikâye anlatımı veya tarihsel bağlamla ilişkilerden yoksun değildir.
The Wilder Shores of Love – 1984

Twombly’nin sanatsal tarzı Amerikan soyut dışavurumculuğu ile Akdeniz kültürünü birleştirmiştir. The Wilder Shores of Love, Orta Doğu’da yaşayan ve genellikle erkek kıyafetleri giyen Batılı kadınların hikâyelerini anlatan bir kitaptı. Bu kitap Twombly’nin Wilder Shores of Love tablosu da dahil olmak üzere daha sonraki sanat çalışmalarına ilham verdi. Eser, ham duygu ve enerjik hareket hissi uyandıran cesur renkler, karalamalar ve çiziklerle karakterize edilir. Wilder Shores of Love tablosu, Amerikan ve Akdeniz etkilerini birleştirerek etkileyici ve soyut sanat eserleri yaratan eşsiz sanatsal vizyonunun bir kanıtıdır. Eserin alışılmadık malzeme ve teknikler kullanması da onu geleneksel resimlerden ayırarak Twombly’nin Neo-Ekspresyonist tarzının kayda değer bir örneği haline getiriyor.
Naumachia – 1992
Naumachia, “deniz savaşı” anlamına gelen eski Yunanca bir kelimedir. Ancak Roma’da bu kelime, sular altında kalan kolezyum ve arenalarda kitlesel eğlenceler olarak sahnelenen devasa savaş oyunları anlamına geliyordu. Her ikisi de Naumachia adını taşıyan 1992 tarihli iki güzelliği ele alacak olursak, yay şeklindeki teknelere, tuvalin kapalı bir denizi dayattığı fikrine, yelken açan gemilere, belki de çiçek açan manolyalara, aynı zamanda temel bir bütünlüğün resmedildiği şiddetli bir düzenin düzensiz olduğu hissine kapılabilirz. Julius Caesar bir keresinde son zaferlerinden birini canlandırmak için 2.000’den fazla savaşçıyı ve tamamı savaş esiri olan 4.000 kürekçiyi görevlendirmişti. Twombly, biçimsel düzeyde, özünde tüm resmin bu olduğunu öne sürer.
Dört Mevsim – 1994
Twombly burada, İtalya’da yaz aylarını oluşturan yumuşak tepeleri ve sıcak güneş ışınlarını simüle etmek için serbest akan çizgiler ve parlak mavi pigment sıçramaları kullanmıştır. Buna ek olarak, atmosfer ve resme daha fazla derinlik katmak için fırça darbeleriyle birlikte harflerle deneysel biçimde oynar. Deneysel çalışmalardaki ustalığı, yağlı boya katmanları ile balmumu veya pastel boya gibi karışık uygulamalarından oluşan dokuyu ortaya çıkarmak için ölçek çeşitliliğini kullanmasıyla görülüyor.
Yaz Çılgınlığı – 1990
Amerikan soyut dışavurumculuğunu Akdeniz kültürüyle birleştirmeye odaklanan sanatçı “Yaz Çılgınlığı”nda, her yöne yayılan yoğun ana renkler kullanarak patlamaya benzer bir görüntü çizmiştir. Eser yoğunluk, kaos ve canlı bir enerji hissi verir. Koyu, güçlü çizgiler ve hafif kalem darbeleri arasındaki geçişleri ve çizgilerin eğriliği, renklerin birbirlerine geçişi canlı bir hareket hissi yaratır.

Sonuç olarak Cy Twombly, bir sanatçı olarak kendine sadık kalırken farklı gereçler arasındaki sınırları bulanıklaştırarak modern sanatın gelişimine benzersiz yaklaşımıyla derinden katkıda bulunan önemli bir sanatçıydı.
Kaynakça:
Cy Twombly, The Content Painter
Cy Twombly and the Transporting, Transforming Power of Art That Barely Uses the Tools of Art