Söylenti Radarında Bu Hafta: Can Kazaz

Editör:
Zeynep Kezer
spot_img

“Müzik, toprak, bir başınalık, adalet ve sevgi”

Kendine özgü şarkıları ve ruhunuza dokunan sesiyle, başarılı müzisyen Can Kazaz takıldı bu hafta radarımıza. Gelin bu sıra dışı yeteneği yakından tanıyalım.

Kimdir?

1 Aralık 1989’da İstanbul’da dünyaya gelen Can Kazaz, bu günlere gelene kadar birden fazla dönüm noktasından geçmiş ve aldığı kararlarla kariyerini cesurca şekillendirmiş bir sanatçı. Üniversite hayatına fizik bölümünde başlayan Kazaz, ani bir kararla içinden gelen sesi dinlemiş ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nün yetenek sınavlarına girmiş. Yetenek sınavlarına gizlice hazırlanan Kazaz, bölüme yetenek bursu kazanarak girmeye hak kazanmış. Lisans eğitimi sırasında Erasmus değişim programıyla Litvanya‘da bir süre eğitim görerek farklı kültürlerin müziğini de repertuvarına eklemiş. Bölümünü yüksek onur derecesiyle tamamlayan Kazaz, akademide kalmaya karar vererek araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlamış. Akademide kompozisyon ve müzik teorileri konularında derslere giren sanatçı, üniversite hayatını yeniden çizişini şu şekilde anlatıyor: “Üniversite zamanım gelene ve sınavda istediğim puanı elde edemeyinceye kadar hayalimdeki mesleğin ne olduğunu bilmiyordum. O zaman başarısızlık olarak gördüğüm durum aslında beni doğru şeye yöneltti. Hep keyifle vakit ayırdığım ve sıkılmadığım müziğe yöneldim.”

Yeteneklerle Dolu Kariyeri

Can Kazaz’ın kariyerini ve hayatını incelerken kaldırdığınız her taşın altından bambaşka bir yetenek çıkıyor âdeta. Müziğin her zaman hayatıyla iç içe olduğunu belirten sanatçı, müziğe olan ilgisini “Kendimi bildim bileli müzik enstrümanlarını kurcaladım ve ses çıkardım. Zamanla beste yapmayı öğrendim, çoğunlukla kendi kendime.” sözleriyle dile getiriyor bir röportajında.

Henüz lise yıllarındayken, kendi kendine keşfettiği enstrümantal yeteneğini geliştirerek ilk bestelerini oluşturmaya başlamış. Bu dönemde gelişen yeteneğini “Yuken” mahlasıyla ürettiği rap altyapılarında başarıyla göstermiş. Geçirdiği bu rap serüveni kendisini ve müziğe bakış açısını oldukça etkilemiş. Rap müziğin aktarım gücüne oldukça inanan Kazaz, rap müzik hakkındaki görüşlerini “Rap deyince akla saldırgan bir aktarım geliyor, ama bu kişinin karakteriyle yansıyan bir şey. Ben gergin bir konuyu tartışırken bile sesimi yükseltmiyorum.” cümleleriyle dile getiriyor. Birlikte çalıştığı isimlerin duruşlarından etkilendiğini ve ilham aldığını söyleyen sanatçı, Ulaş Taçdelen ve Saian gibi isimlerin prodüksiyonlarını üstlenmiş bir dönem.

Üniversite yıllarında, müziğin yanı sıra içerik üreticiliği, web sitesi yazarlığı ve kütüphanecilik gibi hobiler de gerçekleştiren sanatçının on parmağında on marifet var demek hiç de yanlış olmaz. Bestecilik ve söz yazarlığını başarıyla icra edebildiğini defalarca kanıtlayan sanatçının müzikal yetenekleri bunlarla sınırlı değil elbette. Tuşlu çalgılar, bağlama, gitar, melodika, mandolin ve perküsyon aletleriyle de arası oldukça iyi. Müzikal bilgisi bir hayli engin olan Can Kazaz, akustik ekoloji ve ses çalışmaları üzerine seminerler ve atölyeler düzenleyerek değerli bilgilerini ilgilenenlere aktarmayı da ihmal etmiyor.

Cesur kararlarından bahsettiğimiz sanatçı, bir başka cesur -hatta ilham verici- karar alarak akademideki işinden istifa etmiş, İstanbul’dan ayrılıp Çanakkale Biga‘da bir köye yerleşmiş. Aldığı bu karar hayatının bir başka dönüm noktası olmuş. 2017-2019 yıllarını kırsalın sessizliğinde ve özlem duyduğu doğayla iç içe geçiren Kazaz, bu etkiyi parçalarında da yansıtmış. Özellikle pastoral ögelere müziğinde çokça yer veren sanatçı, müzisyen kimliğinin yanında Yeşil Gazete‘de yazılar yazıyor. Ekolojik yaşam ve düşünce üzerine kaleme aldığı yazılarda aktivist ve doğa tutkunu kişiliğini görmek mümkün.

“Bir Albüm” ve Piyasaya Girişi

Müzik dünyasına özgün bir giriş yapan Kazaz’ın ilk albümü “Bir Albüm” 2012 yılında dinleyicilerle buluştu. Özel ses rengiyle dinleyicisini henüz ilk albümüyle etkisi altına almayı başaran sanatçı, “Bir Albüm” ile dinleyiciyi sıra dışı bir müzik yolculuğuna davet ediyor. 14 parçadan oluşan albüm, sanatçının beste yeteneğinin önemli bir kanıtı. Anadolu müziği esintilerinin Batı müziğiyle eşsiz bir ahenkle buluştuğu bu albümün en sevilen parçaları “Nereye Gidiyoruz” ve “Biraz”olmuş.

“Yıldızlardan ev yaptığın çocukluğun nerde?Karanlıkta yalnızken hala korkuyor musun?Kahve aroması dolu hayallerin nerde?Hala istediğin yöne gidiyor musun

Her şeyle dostluk kurduğun çocukluğun nerde?Gök gürültüsünden de hala korkuyor musun?Resimlerle süslediğin hayallerin nerde?Hala istediğin yönü biliyor musun?”

 

2014 yılında 8 parçadan oluşan ve ikinci stüdyo albümü olan “Yollar ve Su” piyasada yerini aldı. İlk albümü gibi bu albümde de Can Kazaz’ın dingin ses tonu ve sakin melodili parçaları, dinleyiciyi olduğu yerden alıp başka dünyalara götürüyor. Doğaya kaçış ve yeşil özlemi temaları barındıran albüm, ilk albümde gördüğümüz duygusal, içine kapanık ve kısmen karanlık notalar barındırmıyor. Hatta tam tersine, sitem notaları hissettiğimiz bu albüm, 2013 Gezi Eylemleri sonrası daha politik ve keskin hatlara sahip.

“Orman kesen kahpeliğeServet denen hırsızlığaŞirketlere, devletlere, reklamlara, yolsuzluğaSığmadım, dayanamadım
Kardeş vuran davanızaGerçek diyen yalanlaraSavaşlara, devrimlere, katillere silahlaraSığmadım, dayanamadım”

“Ben Sizden Kaçtım”

Yine oldukça derinlikli bir albüm ile 2017 yılında tekrar dinleyicileriyle buluşan Can Kazaz, kırsal hayata kaçtığı dönemde piyasaya sürüyor albümünü. Kırsal hayatın getirdiği arınmayala beraber dinleyicilerde de bambaşka bir enerji uyandıran albümün ismi, Kazaz’ın uzun süredir yazdığı, düşüncelerini kendi halinde paylaştığı blogunun isminden geliyor. Aynı zamanda sanatçının Twitter ismi de olan “Ben Sizden Kaçtım”, kendisiyle oldukça özdeşleşmiş bir motto haline geldiği için albüme de isim olmuş. İçten bir his uyandıran ve huzur kaynağı olan albüm 9 parçadan oluşuyor. Albümde yer alan “Bunca Yıl”, “Ankara’da Biri Var” ve “Bir Ben Kalsam”parçaları milyonlarca dinlenmeyle gönüllere dokunmayı başaran parçalar olmuş.

Ben Sizden Kaçtım’ın hemen ardından hız kesmeden “Sürsün Bahar” albümünü piyasaya süren sanatçı, bu albümü şehirden uzaklaşmanın getirdiği ruhsal durum ve her şeye uzaktan bakma becerisiyle ortaya çıkarmış. Bir önceki albümünde yer alan arabesk- alaturka temaların aksine daha az melankolik bir tema taşıyor. Yaylı quartetlerin ve Batı esintili yaylı çalgıların atmosferini taşıyan albüm teknik anlamda farklı türlerden bolca beslenmiş olarak karşımıza çıkıyor.

Albümle aynı adı taşıyan Sürsün Bahar şarkısı, duygusal olarak en yoğun olan ve Can Kazaz için de çok değerli olan bir parça. Vefat eden babasının ardından bu şarkıyı notalara döken Can Kazaz, bu özel parçayı şu sözlerle ifade ediyor: “Şarkıdaki gelincik çiçeği babamın annem için kullandığı bir metafordu. Şarkıda bir sürü imge var, hepsi de yaşanmış anılardan alıntı. İnsan bir yakınını kaybettiği zaman, geçmiş anılarını hatırlamak istiyor. Bu kaybın hasarını, yaşadığınız güzel anıları yaşatarak aşabileceğinize inanıyorum. O yüzden de bütün güzel anılarımı bu şarkıya koymaya çalıştım.”

2020 yılında, eski albümlerine kıyasla çok daha dinamik bir yapıyla karşımıza çıkan Can Kazaz bu kez de “Kızılgerdan” albümüyle baş başa bırakıyor bizleri. Albümden önce “Sabahlar” teklisini yayınlayarak enerjisi yükselen tarzının bir fragmanını sunmuştu dinleyenlere. Albümün geneline yansıyan elektronik ve R&B tarzına, konuk sanatçı olarak Anıl Piyancı ve Efe Demiral eşlik ediyor. Kazaz bu albümü “köklerimle yeniden buluştuğum bir albüm” olarak nitelendiriyor.

“Herkesin bir fikri vаrNe yаpmаm gerektiğine dаirHаyаt herkes için böyle güzel”

“ve Toprak”

“ve Toprak” albüm tasarımı

Son olarak geçtiğimiz yıl “ve Toprak” albümünü yayınlayan sanatçı, Yollar ve Su albümünün devamı niteliğinde oluşturuyor bu eserini. Albümün tamamında yer alan melodiler ve tınılar adeta toprağı çağrıştırıyor ve derinlikli bir yolculuğa çıkarıyor dinleyenleri. Toprak konseptiyle beraber daha koyu bir atmosfer barındıran albümle Can Kazaz yine müzik kalitesini ve eşsiz yeteneğini kanıtlamayı başarıyor.

 

Kaynak:

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.