Söylenti Dergi’nin yeni serisi Müzik Rehberi’nde; defalarca ‘Yılın Kadın Sanatçısı’ seçilen, güçlü yorumu ve 500’ü aşkın eseriyle müziğe birçok yetenekli isim kazandıran, Türk pop müziğinin kilit taşı diyebileceğimiz Sezen Aksu‘ya yer vermemek büyük eksiklik olurdu.
Sözlerin, notaların ve seslerin büyük buluşmalarında karşılaşıyoruz onunla. 1975’te müzik dünyasına giriş yapan Sezen, bu şöhrete kolay sahip olmadı elbette. Genç yaşta tutkuyla başladığı müziğe her seferinde daha büyük çaba göstererek devam etti. Türk pop müziği belki de en özel dönemini onunla yaşadı. 20.yy popu Sezen ve Onno’nun ırmağından beslendi. Yıllarca unutulmayan her dönem yeniden canlanan, dillerden düşüremediğimiz şarkıların ortaya çıkışı söz yazarı Aysel Gürel, unutulmaz aşkı Onno Tunç, genç yetenek Uzay Heparı gibi isimlerle birlikte uzun saatlerin ve beyin fırtınalarının sonucu bizlere sunuldu.
Dinlerken uzun süre etkisinden çıkamadığımız hisli şarkılar en özel armağandı. Yaşadıklarını, düşüncelerini eserleri aracılığıyla anında paylaşmayı sevdi Sezen. Böylece albümleri peş peşe geliyor ve binlercesi aynı gün sahiplerini buluyordu.
Serçe
Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler…
1978’de çıkan bu albümde ilk ve son kez alaturka şarkılar seslendirmişti. Sözlerinde derin bir felsefe olan, bugünkü Sezen oluşunun sinyallerini veren Kaybolan Yıllar bu albümde yer aldı. Daha 18 yaşındayken yazdığı bu şarkıyla vakitsiz büyüdüğünü dile getirmişti. Özgür ruhundan sebep ötekileştirilen olmuş; kendinin bile sonradan çözemediği ama her dinleyenin kaybettiği yıllarını andığı bir eser kalmıştı kaybedilecek yeni yıllara. Kaç Yıl Geçti Aradan, Sızı, Minik Serçe yine albümün hitlerindendi. Şarkısıyla aynı adlı Minik Serçe filmiyle ilk kez oyunculuk deneyimi yaşamış, o günden sonra tüm kanat çırpışlarına şahit olmuşuzdur Serçe’nin.
Firuze
Acılı bir bakış yerleşirse eğer
Kirpiğinin ucundan göz bebeğine
Ülkemizin zor dönemlerden geçtiği 1982 yılında adeta bir başyapıt çıkmıştı ortaya. Aksu, sözlerinin yakın arkadaşı Aysel Gürel’e ait olduğunu söylese de bestecisi Atilla Özdemiroğlu’na ait Firuze’nin ortaya çıkışı oldukça çetrefilli olmuş. Bestesi hazır olan şarkıya tam içine sinecek sözler bulmak için Sezen ve Aysel birlikte ter dökmüş. Böylesine sancılı doğan bir şarkı elbette ki tarihe kalmış ve Minik Serçe’yi daha da büyük kalabalıklara taşımıştı. Yerine kim koyulursa koyulsun Firuze herkes için geriye dönüp baktıran hüzünlü bir parça olmuştu.
Pop müziğin arabeskleştirildiğini düşünenler çıksa da Sezen, Türk sanat müziğine yakışan sesini batılı tarzla sentezleyerek kendi müziğini bulma yolunda emin adımlarla ilerliyordu. Bu albüm İkinci Bahar‘ını yaşamak isteyenlerin durağıydı. Bir Zamanlar Deli Gönlüm‘le bazen güneş bazen yağmurken aklımız ve duygularımız ayrı yerlerde Sezen Aksu’dan geçer olmuştu.
Sen Ağlama
Utanır diyemem ne olur geri dön…
Sezen Aksu ve Onno Tunç yakınlığının aşka dönüştüğü 1984 yılındayız. Müzikal görüsü yüksek bu birliktelik ortaya kusursuz şarkılar çıkarmıştı. Arabesk furyasının ezici gücüyle kan kaybeden pop müzik, bu albümle yeniden hayat bulmuştu. Gidene Geri Dön dedik belki içimizden, Haydi Gel Benimle Ol diyerek umutla bekledik Çocuklar Gibi ağlayıp güleceğimiz günleri. Yine de biliyorduk her şeyin anlamsız geleceği o gün Tükeneceğiz ve bir sır gibi sakladıklarımıza Sen Ağlama bu yükü ben taşırım, sen git diyeceğiz. Türk popu bu başyapıtlara sahip albümün uzun süre ekmeğini yedi. ‘Altın Plak‘ ödülü alarak her yaştan dinleyiciye sahip albüm başarısını kanıtlamıştı.
Evliliklerinde başarı sağlayamayan Aksu, ayrılıkla ilgili tanıdığı bütün duyguları kendi yaşadığı gibi ifade ettiğini söyledi. Şarkıların bu kadar tutulmasının nedeninin ortak çelişki noktası olabileceğini düşünürken insan ilişkilerinde ne kadar başarılıysa kadın-erkek ilişkilerinde bir o kadar başarısız olduğunu söyleyerek albümün çıkış noktasını gözler önüne sermişti.
Git
Aramızda yaşanacak
Yarım kalan bir şeyler var
Kadının ezilmesine karşı oluşuyla ben buradayım dedirtti bir kez daha. Sen Ağlama’daki başarısını etkili sözleriyle, bugün hepimizin aşina olduğu şarkılarıyla sürdürmeye devam etti. Değer mi?, sesinde ve söyleme stilinde belirgin bir değişiklik olan ilk şarkılardandı. ‘Kendi sesime 30 yaşımda kavuştum’ diyen Aksu, bunu Onno’yla geceli gündüzlü süren müzik mesaisine borçluydu. Öyle ki şarkı söylemeyi bırakacakken onun hocalığı sayesinde bir gün kendi sesinden etkilenerek duygulu anlar yaşadı, yaşattı. Müziğin aşka, aşkın müziğe dönüştüğü tutkulu ortaklık devam ederken bu şarkı o dönemde Türkçe şarkı çalmayan diskolarda çalar olmuştu.
Beni Unutma, Yalnızca Sitem yine albümde ses getiren şarkılardandı. Ünzile ise o yıllarda bir kız çocuğunun birkaç koyun karşılığı erken evlendirilmesine karşı bir haykırıştı. Toplumsal nitelikli bu şarkıya daha sonra nice Ünzileler eşlik etti. Bu albüm öyle büyük ilgi gördü ki birkaç saat içerisinde tüm satışlar tükendi.
Sezen Aksu Söylüyor
Sana korkular bıraktım
Bir de yeni başlangıçlar
Bir kendim, bir ben gidiyorum
Minik Serçe’nin ustalık dönemini başlatan bu albüm, onun müzik serüveninin köşe taşlarından biri sayılıyordu. Dillere düşen ilk şarkısı Şinanay oldu. Türkiye’nin ilk kliplerinden biri bu şarkı için çekilmişti ve sık sık televizyonda yayımlanıyordu. Gidiyorum dedi yine fırtınalı bir aşk yaşadığı Onno’ya. “Git, gel, geri dön, dur, gitme… Bu trafik polisi şarkılarını ben hep Onno’ya yazdım” demişti. Sevgisinin de kavgasının da dozu yüksek bu aşkta her yaşadıkları şarkıya dönüşüyordu. Sıradan insanların hayatlarına sığmayacak bir aşktı onlarınki. Gerçek aşkı anlattıklarını bilirdi herkes ve bundan her dinleyene derinden hisler yaşatırdı. Adeta her duygunun tercümanıydı.
Ne kadar başka gözleri hayal etse de bu şarkıyı duyanlar, Son Bakış genç yaşta idam edilen Erdal Eren’e yazılmıştı. Zor Yıllar ve Belalım; Zülfü Livaneli’nin katkıları olan, sevilen şarkılardandı. 80’li yıllar boyunca Sezen Aksu’nun en iyi kadın şarkıcı olarak anılmasını sağlayan bu albüm hor görülen pop müziğin varlığını daha da hissettirmesine öncü oldu.
Gülümse
Geceler mi uzadı, bu karanlık ne?
Gönlümün bayramları, şenliği söndü
Akustik enstrümanlardan bilgisayar seslerine geçiş yıllarında her albümü bir öncekinden daha çok ilgiyle karşılanan Sezen, adından söz ettirmeyi yine başardı. 90’lı yıllara farklı bir kimlikle giriş yaparak yeni nesil Türk pop müziğinin başlangıç albümlerinden birini ortaya çıkardı. İlişkilerinde zor günler yaşanan Onno ve Sezen kanlı bıçaklı bir hazırlık süreci yaşamıştı Gülümse‘de. Hatta öyle ki Sezen’in oyuncak bir silahla Onno’yu sokaklarda kovaladığı sırada polislerin aradıkları hırsızın o oldukları sandığı bir anıları bile var. Neyse ki bu sancılı süreç hem ikili hem Türk pop tarihi için bir dönüm noktası oldu. Gençleşen ve temposu yükselen müziğin başlangıcını yaparak birçok isme yol gösterici oldular.
Yok olmak anıdır şimdi…
Albümün açılışında yer alan Hadi Bakalım, sadece çıktığı yazın değil tüm zamanların hiti olmuştu. Hatta Türkiye’de pop müziğin ikinci miladı olarak görülürken yıllardır beklenen pop patlaması gerçekleşti. Bu şarkı yıllar sonra Avrupa’da yayımlanan ve ilgi gören ilk Türkçe şarkı oldu. Öyle bir albümdü ki bu tüm şarkılarıyla sevildi. Ne Kavgam Bitti Ne Sevdam‘la umursamaz görünsek de Seni Kimler Aldı‘yla hüzünlendik. Gülümse bize umut oldu cesaretlendik, Her şeyi Yak‘la ateşlere yürüdük. Öyle anlar geldi ki Vazgeçtim‘le yok olmak istedik. 90’lar, Sezen’in farklı denemeleriyle hayranlarını şaşırttığı yıllardı. Hepsi de çok beğenildi ama Gülümse yaşattığı her duyguyla eskimeyen şarkıların sahibi olan, dinlemelere doyamayacağımız eşsiz bir albümdü.
Düş Bahçeleri
Anladım sonu yok yalnızlığın
Her gün çoğalacak
Her zaman böyle miydi bilmiyorum
Sanki dokunulmazdı çocukken ağlamak
1996 yılında hayat arkadaşım dediği Onno Tunç’u kaybeden Aksu bu şoku üzerinden kolay atamadı. Onno anısına başkalarına verdiği besteleri yorumladığı bu albümü yaptı. Yarası Saklım ile veda etti unutulmaz aşkına. Her şeyin bittiğini Bile Bile bir ümidi vardı hep. Sadece Onno değil kolum kanadım dediği yol arkadaşı Uzay Heparı’yı da kaybetmişken Yalnızlığın Senfonisi‘ni de o yapmıştı elbet. Tüm kavgaları aklından geçti belki de İki Gözüm‘le kavuşmak istedi. Sevenlerini her yönüyle etkileyen bu albüm, Onno’nun Sezen’e son armağanı olmuştu.
Beni yanına al yarası saklım…
O aşık olmaya aşıktı. Hiçbir şey beste yapmasına engel olmadı. Yaşadıkları söze, duyguları bestelere dönüştü. Birçok sanatçının ustası oldu, şarkılar verdi. Ona göre herkes var olmalı, herkes şarkı söylemeliydi. Minik Serçe’yi anlamak için çabaladığımız bu yazıda değinemediğimiz pek çok özel şarkı var tabii ki. Keskin Bıçak, İstanbul İstanbul Olalı, Aşktan Ne Haber, Sorma, Söz Bitti, Kurşuni Renkler, Unutamam, Unuttun Mu Beni, Vay… Sezen’i anlamak onun sesini duyduğumuz anda başlıyor aslında, her namesinde insanı anlatıyor binbir türlü haliyle. Serüveni boyunca herkes gibi olmadan herkes için şarkılar yazdı. Günümüzde ise sahnelerde göremesek de hâlâ bizlerle olduğunu Demo albümleriyle hissettirmeye devam eden Aksu’nun hayranı olsun olmasın herkes eminiz ki bir şarkısını bilir, yaşattığı duyguları anlamamaksa elde değil.
Yeminler yaşlandı dudaklarda
Düğümlendi derken söz bitti…
Kaynakça
Sezen AKSU. “Sezen Aksu Söylüyor”. Erişim: 08.09.2023. Web
Eski Hayatlar. “Sezen Aksu Röportajı: Sen Ağlama”. Erişim: 10.09.2023. Web