Bu yazımızda üzerine sayfalar dolusu kitaplar yazılabilecek, müzik tarihinin en yenilikçi ve yeni müzisyenlere ilham kaynağı olan bir gruptan bahsedeceğiz. Grammy Yaşam Boyu Başarı Ödülü‘ne sahip olan, bir zeplin gibi yere çakılmaları beklenirken dünyanın en iyi rock gruplarını arasında parmakla gösterilen Led Zeppelin‘i anlamaya çalışacağız.

Go Down Like A Lead Balloon
Led Zeppelin’i tam anlamıyla anlamak tabii ki öyle kolay olmasa da yapmak istedikleri ve başardıklarını isimlerine bakarak anlayabiliriz. Jimmy Page’in aklına aynı anda hem ağır ve sert hem de zarif ve yumuşak bir görüntü getiren ve yine bir çeşit balon sayılabilecek zeppelin kelimesiyle, “Go down like a lead balloon (Tamamen başarısızlığa uğramak)” anlamına gelen İngilizce ifade birleşince ortaya çıkan Lead Zeppelin ismi, grubun müzik dünyasına yeni bir soluk getireceğini bizlere göstermiştir. Aynı zamanda “lead” kelimesinin yol gösterici anlamına gelmesiyle de yeni müzisyenlere ilham kaynağı olacağını bizlere daha o zamanlardan anlatmıştır. Daha sonraları telaffuz hatasını önlemek için “a” harfi atılarak grubun ismi, günümüzdeki Led Zeppelin halini aldı.
Doğa Üstü Parça
Bir müzik grubunu anlamak ve tanımak için incelenmesi gereken en önemli unsurlardan biri şüphesiz ki besteleridir. Hard rock ve heavy metalin öncülerinden biri olarak kabul edilen Led Zeppelin’in ikonik şarkısı “Stairway to Heaven” en iyi rock şarkıları arasında yer alırken, beste o kadar büyüleyiciydi ki dinleyiciler doğaüstü bir varlık tarafından yazılmış gibi nitelendirdi. Hatta dinleyiciler, bu şarkının Led Zeppelin üyelerinin ruhlarını şeytana sattığı spekülasyonlarına neden oldu. Ancak şarkının yazarı Robert Plant, bu iddiaları ciddiye almadığını ve şarkının tamamen iyi niyetlerle yazıldığını belirtti. Bu tür iddiaların temelinde, Plant’ın şarkının yazım aşamasını şu sözlerle anlatması yatıyor:
“Elimde kalem ve kağıtla oturuyordum ve bilmediğim bir nedenle hiç havamda değildim. Birdenbire sözler kalemimden kağıda döküldü.”
Plant’ın iradesi dışında doğaüstü bir varlık tarafından yazıldığı spekülasyonları uzun süre varlığını sürdürdü. Ayrıca, şarkının mühendislik tarafına da değinmemiz gerekiyor. Şarkının yapısını çok önceden planlayan Jimmy Page, yıllar sonra bestesini aynı heyecanla şöyle anlattı:
“Şarkı, ilerledikçe kademe kademe çözülen katmanlar şeklinde bir konsept yaratmaya çalıştık. En başta açılışı yapan kırılgan bir gitar girişi var, bu kırılgan gitarın üzerinde bir vokal var ve oradan 12 telli gitar ve elektronik piyano ile daha coşkulu dalgaların içine giriliyor.”
Jimmy Page‘in gitar solosu birçok yorumcu tarafından tüm zamanların en iyi gitar solosu olarak kabul edilirken, şarkının akustik introsu da en iyi gitar intro’ları arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bu beste oluşturulma sürecine bakarak, grup hakkında daha fazla anlayışa sahip olabiliriz. Grup, duygusal durumları müziğe kusursuz bir şekilde aktarırken aynı zamanda mükemmel parçalar inşa etmek için mükemmel bir mühendislik kullanıyordu; bu yüzden ortaya bilim ve tutkunun ahenk içinde olduğu kusursuz parçalar çıkartabiliyorlardı.

Yol Gösterici ve İlham Kaynağı “Balon”
Led Zeppelin‘in etkisi sadece müziğiyle sınırlı kalmadı, aynı zamanda müzik endüstrisine de önemli katkılarda bulundu. Özellikle stüdyo kayıt teknikleri konusundaki yenilikleri, rock müziğin geleceğini şekillendirdi. Grup, kayıt stüdyosunda ses mühendisliği ve yapımcılık alanında öncü bir rol oynadı ve bu da müziğin daha sofistike ve karmaşık bir seviyeye ulaşmasına katkı sağladı. Led Zeppelin’in müziği, geniş bir yelpazede farklı müzik türlerini bir araya getirerek benzersiz bir ses yarattı. Blues, rock, folk ve hatta Orta Doğu etkilerini bir araya getirerek, müziği sınırları zorladılar ve bu da onları müziğin özgürlüğünü keşfeden bir grup olarak konumlandırdı. Sonuç olarak Led Zeppelin, müziğin sınırlarını zorlayan, yenilikçi ve büyüleyici bir grup olarak tarihe geçti. Onların müziği, dinleyicilere duygu ve tutkunun bir araya geldiği bir deneyim sunuyor. Grubun müziği hâlâ günümüzde dinleniyor ve gelecek nesiller için ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Grup Üyelerinin Yaptıkları Müziğe Etkileri
Jimmy Page, müziğin yanı sıra okültizm ve mistisizm konularına da ilgi duymaktaydı. Bu da grubun ruhunu şeytana sattığı iddialarının alevlenmesine neden olan etkenlerden biriydi. Page ayrıca ses efektleri konusunda da bir ustadır. gününün kısıtlı imkanlarıyla gitar efektörleri, fuzz boxlar, feed back sağlayan aygıtlar geliştirmiş ve bunları müziğinin içinde kullanmıştır. Ayrıca gitarını keman yayı ile çalarak o günlerde elde edilmesi imkansız tonları müziğe ve bizlere kazandırmıştır. Stairway To Heaven şarkısının önemli bir noktasında Jimmy Page’in kendi jargonuyla kanını damlatarak attığı solo müzik tarihinin otoritelerce kabul görmüş en iyi solosu olarak tarihteki yerini almıştır.
Robert Plant, Led Zeppelin’deki vokal yeteneği ve sahne performansıyla tanındı. Plant, grubun en tanınmış şarkılarından bazılarının sözlerini yazdı ve vokallerini seslendirdi. Güçlü ve geniş vokal aralığı (özellikle yüksek kayıtlı vokallerinde belirgindir), Plant’e 50 yılı aşkın bir süredir başarılı bir şarkı söyleme kariyeri verdi. Müziğe adamış olduğu bu uzun yıllar, birçok kez başarılarla da desteklendi. Bu başarılardan bazıları ise şu şekildedir:
-
- Rolling Stone editörleri tarafından 2008 yılında tüm zamanların en iyi 100 şarkıcısı listesinde 15. sıraya layık görüldü.
- 2011 yılında, Rolling Stone okuyucuları tarafından Plant, tüm baş şarkıcılar arasında en iyisi seçildi.
- 2006’da Hit Parader dergisi Plant’i “Tüm Zamanların En Büyük Metal Vokalisti” listesinin başına aldı.
- 2009 yılında Planet Rock tarafından yapılan bir ankette Robert Plant “rock’taki en büyük ses” seçildi.
John Paul Jones, grubun bas gitarı, klavye ve diğer enstrümanları da çalmıştır. Çok yönlü müzik yeteneği ve müziğe olan katkıları nedeniyle saygın bir müzikçi olarak kabul edilir. Paul 14 yaşında yerel bir kilisesinde koro şefi ve orgcu oldu. Aynı yaşta ilk gitarını da aldı. John, 15 yaşında Delta grubuna katıldı, bu onun ilk grubuydu. John daha sonra Londra caz-rock grubu Jett Blacks için bas çaldı. 1962’de John, başarılı İngiliz grubu The Shadows’dan Jet Harris ve Tony Meehan tarafından iki yıllık bir görev için işe alındı. Bu, müzik kariyerine bir atılım getirdi. John, 1964-1968 yılları arasında Decca Records ile yüzlerce stüdyo kayıt seansı oynadı.
Asıl mesleği marangozculuk olan John Bonham’ı özetleyecek tek bir kelime olsa şüphesiz tutku olurdu. Öyle ki çıplak elle davul çalmak zillere vurmak suretiyle kan kaybına maruz kalıp sahneden indirildiği zamanlar olduğu söylenmektedir. Davul çalmaya genç yaşlarda başladı ve enerjik davul sololarıyla tanındı. John Bonham, rock davuluyla ilgili olarak en büyük etkilerden biri olarak kabul edilir ve hâlâ birçok davulcu için ilham kaynağıdır. 1980 yılında alkol zehirlenmesi sonucu ölümü, Led Zeppelin’in dağılmasına neden oldu. Ölümünden sonra Plant’e “Led Zeppelin tekrar bir araya gelir mi?” diye sorulduğunda, “Tanrı, Bonzo’yu geri verirse neden olmasın?” yanıtının baş aktörüdür.

Led Zeppelin üyeleri, müzik dünyasında kalıcı bir iz bırakan efsanevi bir rock grubunu oluşturdu ve müziğin evrimine büyük katkılarda bulundular. Her biri kendi alanında önemli bir müzikçi olarak tanınır ve Led Zeppelin’in başarısında önemli roller oynadılar.
Kaynakça:
- Pasifagresif. “LED ZEPPELIN – Led Zeppelin”. Erişim: 15.09.2023. Web
- BBC News Türkçe. “Hiç duyulmamış Led Zeppelin kayıtları”. Erişim: 15.09.2023. Web
- Öne çıkan görsel


