Her hafta bir yeni kitabın sayfaları arasında yolculuğa çıkıp kaybolduğumuz Söylenti Kitaplığı serimizin bu haftaki kitabı; Italo Calvino‘dan Zor Sevdalar!
İtalyan edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Italo Calvino, Zor Sevdalar kitabında bizi on üç farklı öykü ile baş başa bırakıyor. Kitabın arka kapağında büyük ve koyu bir şekilde yazılmış olan “Kavuşamazsan, aşk…” ifadesinin çerçevesinde şekillendiriyor öykülerini. Aşkın her haline şahit olduğumuz bu kitapta bazen aşkın içerisindeki yalnızlığa bazen her iki tarafın sessiz kalışlarına bazen de aşkın görülen ya da görülemeyen her saniyesine tanıklık ediyoruz. Birbirinden bağımsız on üç öykünün tek ortak noktasıysa birbirine yabancılaşmış olan tarafların kavuşamayışlarının aşka dönen durumları.
“… kaçışın telaşsızlığı çoktan ağırlaşmış bir yorgunluğu gizliyordu.”
Calvino öykülerini kaleme alırken giriş gelişme sonuç denkleminin sınırlarından çıkarak olayın giriş ve gelişmelerine odaklanıyor, sonuç bölümü ise her öyküde farklı bir şekilde, kavuşamama halleriyle son buluyor. Karakterlerin kavuşamayacaklarını anladıkları ilk anlarda bizler de öykünün sonuna geldiğimizi anlamış oluyoruz. Öykülerden biri olan Bir Fotoğrafçının Serüveni‘nde etrafındaki insanların fotoğraflarını bir nevi mecburen çeken erkeğin sonrasında gerçek bir fotoğrafçıya dönüşmesine tanık oluyoruz. Evinin her noktasını fotoğraf stüdyosuna çeviren erkek, hayatındaki kadının her anını çekmek gibi bir yönteme başlıyor. Bunu bir yöntem olarak görüyor çünkü söz konusu olanın sevgilisi olmadığını birinin fotoğraflarını her an çekerek, bütün görüntüleri tüketerek bir anlam kazanacağını savunuyor. Bu serüvenin bir ilişkiden çok, daha iyi bir fotoğrafçı olabilme anını kavrayan kadın, bir süre sonra erkekten ayrıldığında olayların iç yüzünü ortaya çıkarıyor Calvino.
“Kadının yüzünde yakalayabileceğini sandığı o anlam, o vurgu, o giz kendisini ruhsal durumların, iç dünyaların, ruhbilimin devinimli kumlarına sürükleyen bir şeydi.”
Öykülerden bir diğeri olan Bir Yolcunun Serüveni‘nde Kuzey İtalya’da oturan bir erkeğin aşık olduğu kadın için işlerinden fırsat bulur bulmaz Roma’ya gitmesine odaklanıyor. Saatler süren tren yolculuğunda, sonunda sevgilisine ulaşacak olmanın heyecanıyla her seferinde yanıp tutuşuyor. Uzun süreli bir uzak mesafe ilişkisinde olan erkeğin yolculuk esnasında bazı edindiği rutinler, kitaba konu olan öyküde kısmen bozuluyor. Her ne kadar rutinlerinin bozulmasını, beklenmedik durumların yaşanmasını düşünce özgürlüğünün kısıtlanması olarak görüyor olsa da, o gün yaptığı yolculukta kendisiyle ilgili yeni şeyler öğreniyordu. Yolculuğun nasıl olduğu, rutinlerin bozulup bozulmadığı gibi durumların sonunda, yolun aşkına çıktığını fark etmişti ve bu durumun yarattığı heyecanın önüne hiçbir şey geçememişti.
Sonlara doğru yaklaşırken bu defa Calvino bizi, Bir Karı – Kocanın Serüveni öyküsüyle karşılıyor. Erkek bir fabrikada gece vardiyasında çalışırken kadın aynı fabrikada gündüz vardiyasında çalışıyor. Biri uyumak için eve gelirken diğeri işe doğru yola çıkmaya hazırlanıyor. Bu birbirini her gün tekrar eden durumdan ötürü çift, çok kısa bir süre vakit geçirebiliyor. Evdeki işlerin yapılmasında yaşanan bazı olumsuzluklar çift için gergin bir ortam yaratmış olsa da, yatağa tek başlarına girdiklerinde birbirleri için bıraktıkları sıcaklık, her şeyin üstesinden gelmelerine geniş bir kapı aralıyordu. Bu kapı, birbirlerine olan aşklarında daha uzun bir yola da çıkarıyordu aynı zamanda.
“Pardösünün cebindeki eli bir telefon jetonuyla oynuyordu. Ertesi sabah Roma’da Termini İstasyonu’na iner inmez, elinde jeton, en yakın telefon kulübesine koşacak, numarayı çevirecek, ‘Biliyor musun, geldim sevgilim…’ diyecekti. Jetonu elinde çok değerli, yeryüzünde benzeri bulunmayan bir nesneymiş, varışta kendini bekleyen şeyin, ele gelir tek kanıtıymış gibi sıkıyordu.”
Italo Calvino kaleme aldığı on üç öyküyle sevgiye, aşka, aşkın içindeki yalnızlığa, sessizliklerin ne anlama geldiğine, iletişim sorunlarına, çatışmalara, karar verme güçlüklerine ve bir ilişki içerisindeki pek çok noktaya da değiniyor. Anlatış şekliyle bizi kendine hayran bırakan Calvino, basit ama yoğun bir üslup tercih ediyor kitabında. Kadın – erkek ruhunun en derin noktalarına inerek oradan sunduğu detaylarla birleşen yoğun dili, büyük keyif yaşatıyor okurlarına.
“Her şey daha da belirsiz ama artık bir iç rahatlığına kavuştuğumu hissediyorum: Telefon numaralarımızı denetleyebildiğimiz ve bize yanıt veren kimse olmadığı sürece, üçümüz de bu uzun beyaz çizgiler boyunca ileri geri gitmeyi sürdüreceğiz, yolculuğumuzun tek yönlülüğüne duyumlar, anlamlar yükleyecek kalkış, varış noktalarımız olmayacak, en sonunda kişiliklerimizin, seslerimizin, ruh durumlarımızın engelleyici ağırlığından kurtulmuş, kendimizin ya da başkalarının varlıklarının söylediklerimize yükledikleri bozucu uğultu olmaksızın, özdeşleşmek istenilen kişiye, denilen şeye ulaşmanın tek yolu olan ışıklı işaretlere dönüşmüş olacağız.”
Calvino, Italo. Zor Sevdalar. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul: Mart 2023.


