Her hafta farklı dünyalara kapı aralamanızı sağlayan Söylenti Kitaplığında bu hafta Cesare Pavese‘in “Yaşama Uğraşı” adlı kitabı var!
“Oysa hayattayım. Mucize değil mi?”
Yaşama hayatı boyunca edebiyatla tutunmaya çalışan, yaşarken belki bizlerden daha çok uğraşan ancak bu uğraşa daha fazla dayanamayan bir yazar var karşımızda bu hafta. Kitabı da tam olarak bu çizgide. Kitabı okurken yazarın yaşamına dair izler görmeniz mümkün.

Kitapta yazarın yoğun eleştirilerini, entelektüel birikimini, çocukluğunu, hayata karşı bakışını, hayatla olan problemlerini ve üzüntülerini görebiliyoruz. 1935 yılından 1950 yılına kadar olan yaşamını günlük haline getirip bu kitapla karşımıza çıkan yazar, 21 adet uyku hapıyla hayatına son vermiştir. İntiharının izlerine de ulaşabileceğiniz bu kitap, yazarın en doğal düşüncelerini gözler önüne seriyor aslında.
“Hepimiz kötü şeyler düşünürüz ama pek seyrek kötülük yapabiliriz. Hepimiz iyi şeyler yapabiliriz, ama iyi şeyler düşünebilenlerimiz pek azdır.”
Yazar için şiir yazmak, ruhunu besleyen yegane şey. Bu nedenle eserlerinde şiir üzerinde fazlasıyla duruyor. Şiirlerini, ruhunun yansıması olarak da tarif edebiliriz.
Kitabın başından sonuna kadar intihar düşünceleri yer alıyor. İntihar etmenin her şeyden önce cesaret istediğinden bahsediyor yazar. Hayatının son yılında da bu cesareti buluyor. Yazmak eyleminin her zaman onun kurtarıcısı olduğunu görürken, içinde bulunduğu buhrandan hayatının son yılında, o çok sevdiği şey, yazmak bile kurtaramıyor.

Kitapta; yazarın hayal kırıklarına, yaşama tutunamayışına, yalnızlaşmasına, kadınlarla olan problemlerine ve kendine bir yer edinemeyişine şahit oluyoruz. Hayatını bütün çıplaklığıyla bu eserinde okura vermeyi başaran yazar, varoluş sancılarına ışık tutuyor.
Yazarı andığımızda elbette aklımıza gelen isim Tezer Özlü desek yeridir. Zira tüm eserlerinde Pevase’e yer veren ve onunla aynı ruh haline sahip olan Tezer Özlü, Pevase’in intiharından 7 gün sonra dünyaya geliyor. Bu durumu okurlara, Pevase’in hayatının ve eserlerinin izini sürerek açıklıyor.

Varoluş sancıları, içini kemiren sorgulamaları hayatının hep bir yerinde olsa da edebiyat alanında büyük sükse yaratmış bir yazardır Cesare Pevase. Saygın bir çevreye sahiptir ve pek çok ödül almıştır. Ancak bunların onu yaşamda tutamadığını, heyecanlandıramadığını görebiliyoruz.
“Bir insan kendini kurtaramıyorsa onu hiç kimse kurtaramaz.”
Yazarın intiharının bir kadınla yaşadığı duygusal bir ilişkinin hemen sonrasında gerçekleştiğini görüyoruz. Aşk acısını dibine kadar yaşayan, acı dolu yaşamını kaleminde kanlarıyla yazan yazar, yalnızlıkla olan mücadelesini okura tüm şeffaflığıyla vermeyi başarıyor.
Sadece acı dolu bir kitap okuyacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Tüm bunların yanında; mitoloji, şiir, tarih, sinema, insan ilişkileri ve elbette edebiyat gibi konulara da değiniyor. Birçok yazar ve şaire eser içerisinde yer veren yazar, onların düşüncelerini satırlarca çözümlemeye ve anlatmaya çalışıyor. Böylece okuru kendine çekmeyi başarıyor.
“Yaptığın şeye, işine, yarattığın malzemeye, yazdığın sayfalara inanmasaydın, hayat nasıl korkunç bir boşluk, ne büyük bir çöl olurdu senin için!”
Okurken bazı yerlerde durup düşüneceğiniz, bazı yerlerde yutkunmakta zorlanacağız, bazı yerlerde de belki yazara hak vereceğiniz bu kitap, sizi zorlasa da pişman etmeyecek!


