Söylenti Kitaplığından: Pulbiber Mahallesi

Gaye Nur Karabay
Gaye Nur Karabay
"yaşadım" diyebilmen için
spot_img
Editör:
Gaye Nur Karabay
spot_img

Her Hafta başka sayfalarda gezinip, farklı dünyalara ulaşmamızı sağlayan Söylenti Kitaplığında bu hafta, Didem Madak‘ın “Pulbiber Mahallesi” adlı kitabı var!

Yazdığı şiirlerle kendini okutmayı başaran ve okuduktan sonra da içten bir “Ah” çekeceğiniz şiir kitaplarının yazarı Didem Madak! Kitap, okurken 90’larda yaşıyor gibi hissedeceğiniz -eğer çocukluğunuz o dönemde geçtiyse- o günleri anımsayacağınız bir zaman makinesi adeta.

Aramızdan geçen zamandı, biliyorum kanatları vardı
Kim bilir bu gidişin bir dönüşü olacak mıydı?  

Kitaba başlarken “Bu kitap ısrar üzerine yazıldı.” ibaresini görüyoruz. Bu durum, şiirlerine de yansıyor aslında. Bir eksiklik hissi alıp, kendi hayatınızla tamamlayıp birleştireceğiniz bir kitap. Acının artık acı olmaktan çıkması, duygu yoğunluğu ve dik yokuşlar görüyoruz dizelerinde. Hepsi birleştiğinde ise kendi iç dünyamıza bir yolculuk yapmış oluyoruz.

Didem Madak’ın hayatını göz önüne aldığımızda tüm bu şiirleri daha da anlamlı geliyor aslında. Neticede edebiyatı yaşanmışlıklardan bağımsız düşünemeyiz elbette. Günlük konuşma diliyle yazdığı şiirleriyle bize anlatmak istediği çok şey var aslında.

Eriyorum Füsun
Sütten derelere karışıyorum aşk dediğimde
Harbi seviyorum yani
Acı denizlere doğru akıyorum

Devrik cümleleriyle kurduğu anlam birbirinden bağımsız gibi görünse de aslında öyle değil. Onu anlayabilmek şiirlerindeki otobiyografik ögeleri fark edebilmek. Zira şiirlerini hep hayatındaki kişilere yazıyor. Bu da aslında yazdığı şiirlerin içsel yolculuğunu anlatıyor. Belki yalnızlığını giderebilmek belki de korkularını susturabilmek.

Hüzün dediğimizde aklımıza gelen şairlerden biri olan Madak, şiirlerini hep bu karasal duygu etrafında kurgulamıştır. Her şiirini altında yatan yalnızlık, özlem ve beklenti gibi kavramlar insanın kendi gerçekliği ile yüzleşmesine neden olmuştur.

Ünlü bir aşk şarkıcısı olacak,
İstanbul’un vücudunda turneye çıkacaktım
Annemin ölümünü eskiciye satacaktım
On mandal karşılığında.
Bol rüzgârlı bir balkonum olacaktı, dalgalanacaktım.

Kitabın en değerli yanlarından birisi de Didem Madak‘ın Pulbiber Mahallesi içinde yer alan çoğu şiirini kanser tedavisi gördüğü sırada yazması. Bu noktada da umudun ne kadar değerli bir duygu olduğunu yeniden anlıyoruz aslında şiirlerine bakarak. Öldükten sonra arkadaşı tarafından basılan kitabın şairi Madak ise, geride 3 yaşında bir de kızını bırakıyor tıpkı annesi gibi. “Canım kızım. Cehaletimden şair oldum. Annesizlikten. Sen sakın şair olma…”

Şiirlerinde yer verdiği nostaljik ögeler de göze çarpan özelliklerinden birisi. Didem Madak şiirleriyle bizlere gözyaşlarından ve bu yaşların süzülüp aktığı yerlerden bahsederken aynı zamanda -özellikle- annesinden de bahsediyor.

Defterim bu sene annem kaplasın
İçimi ezmesin isterim tren sesleri.
Taş olsa dayanmazdı denir bazı acılara

Klasik bir şiir kitabının çok ötesinde olan bu kitap roman tadında da diyebiliriz aslında. Bir yerde de şairin veda kitabı. Acıların acıyı çağırdığı şiirleriyle veda ediyor bizlere Didem Madak.

Söylesene Müjde çok geç kaldım değil mi?
Yanlış zamanda doğdum.

Kaynakça:

Madak, Didem. Pulbiber Mahallesi. İstanbul: Metis, 2016.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.