Her hafta başka sayfalarda gezinip, farklı dünyalara ulaşmamızı sağlayan Söylenti Kitaplığında bu hafta, Ernest Hemingway’in “Güneş de Doğar” adlı eseri var!
Belki de insan yaşamayı sürdürdükçe gerçekten bir şeyler öğreniyordu. Hayatın neyle ilgili olduğu umrumda değildi. Tek bilmek istediğim onun nasıl yaşanacağıydı. Hayatın nasıl yaşayacağını bulursanız ne ile ilgili olduğunu öğrenirsiniz belki.
Güneş de Doğar, Nobel Edebiyat Ödüllü Ernest Hemingway’in ilk kitabı. Böylece kitap, Hemingway’in yazım hayatının başlangıcı hakkında bize bazı bilgiler de vermekte aslında. Amerikan edebiyatının başta gelen isimlerinden biri olan Hemingway; savaşı, savaşın yıkımını, insan psikolojisi üstünde bıraktığı derin izleri kelimelerle kitabına ince ince işlemiş bir yazar.
Güneş de Doğar, savaş sonrasında bir arkadaş grubunun anlam arayışına ışık tutan bir kitap. Kafamızda oluşan bazı sorunlara çözüm bulmak yerine soru üreteceğimiz bir okuma deneyimi kazandırıyor aslında bu eser bizlere.
Başka bir ülkeye gitmen zerre kadar fark etmez. Ben kendimde denedim bunu. Bir yerden bir yere gitmekle kendinden, içindeki o şeyden kurtulamazsın.
Jake, Robert, Make, Bill ve Brett adlı karakterlerimizin Fransa’dan başlayıp İspanya’ya kadar uzanan yolcuklarında, insanların savaş sonrası dönüştükleri sabit bir insan fikrine odaklanan yazarımız, mutlu olmanın zorluğunu gözler önüne seriyor. Savaşın getirdiği çaresizliği tüm acımasızlığıyla kelimelere döken Hemingway, kitabı tıpkı film tadında yazmış diyebiliriz. Öyle ki daha sonra sinemaya da uyarlanmış.
Kitap, savaşın yıkımını aşabilmek için yalnızca alkole, eğlenceye, avcılığa yönelen insanların istedikleri gibi yaşayamadıklarına ve mutluluğa ulaşamamalarına değiniyor.
Bütün istediğim nasıl yaşanılacağını öğrenmekti. Belki insan nasıl yaşanılacağını öğrenebilirse, nedenini de öğrenebilirdi.
Kitabı bu denli etkileyici yapan etmenlerden birisi de yazarın süslü bir dil kullanmadan ya da psikolojik tahliller yapmadan insanlar tarafından kolayca anlaşılabilmesi. Kitapta yazarla bir yolculuğa çıkıyorsunuz ve bu yolculuk boyunca karakterlerin yaşadıklarını içselleştirmeye başlıyorsunuz.
Hemingway kitaplarının en güzel yanı kesinlikle kitap içinde rahat bir şekilde gözlem yapabilmeniz. Yazar bunu yapmanıza izin verir. Karakterleri gözlemler ve kitap ilerledikçe çıkarımlar yaparsınız.
Gündüz her şeyi oluruna bırakmak daha kolaydı ama, gece başka oluyordu
Hemingway tüm kitaplarında olduğu bu kitabında da sizlere keyif alacağınız bir yaşam vadetmez. Oldukça hayatın içinden karakterleri vardır. Size gerçek hayatı yaşatır ve acımasızlığıyla burun buruna getirir. Hatta bunu daha da ileri taşıyarak sizi kendinizle yüzleştirir. Bu nedenle biraz da ağırdır aslında sözleri.
Okumaktan ziyade bizzat içinde yaşayacağınız bu kitap, Ernest Hemingway hakkında ne kadar çok şey bilirseniz o denli etkileyiciliğini arttıracak cinsten.
Ne kötü, değil mi? Seni sevdiğimi söylememin de yararı yok.
Kaynakça:
Hemingway, Ernest. Güneş de Doğar. İstanbul: Adam Yayınları, 1988.
Bir yerden bir yere gitmekle kendinden, içindeki o şeyden kurtulamazsın
Öyle sanıyorum ki o, elde edemeyeceği bir şeyi istiyordu. Eh, insanlar böyledir işte
Güzel tercih