Söylenti Kitaplığından: Buraya Kısıldık Sanırım

Editör:
Rabia Yeşil
spot_img

“Vazgeçiş bir anda olmuyor, aklın görmediği bir vakit başlamış ve sabrın sınırlarında dolanan bir yolculuğa benziyordu.” (s.20)

Her hafta bambaşka dünyalara kapılar aralamamızı sağlayan Söylenti Kitaplığında bu hafta Aslı Akarsakarya kaleminden çıkan “Buraya Kısıldık Sanırım” isimli öykü kitabı var!

Aslı Akarsakarya 1980 yılında Ankara’da doğar. Yazar, çevirmen ve fotoğrafçı olarak karşımıza çıkan yazar, 2002 yılında Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Mühendisliği’nden mezun olur. Kaleme aldığı öyküleriyle birlikte yaptığı çeviriler de Varlık, Karakalem, Kül Öykü, Yalınayak Edebiyat gibi çeşitli dergilerde yerini alır.

Aslı Akarsakarya’nın kaleminden dökülen kelimeler beraberinde yazara çeşitli ödüller de getirir. 2003 yılında Talip Apaydın Öykü Yarışması‘nda mansiyon ödülü ve arkasından 2004 yılında Ömer Seyfettin Öykü Yarışması’nda jüri özel ödülü ve Düşe Kalka isimli dosyasıyla Yaşar Nabi Nayır Ödülü‘ne layık görülür. Edebiyat dünyasında öyküleri ile dikkatleri üzerine çeken yazar katıldığı bir söyleşide Oğuz Atay, Sait Faik Abasıyanık, Yusuf Atılgan gibi isimlerin kaleminden etkilendiğini söyler. Kaleme aldığı satırlarda bu yazarlarla karşılaşmak mümkündür diyebiliriz.

Buraya Kısıldık Sanırım isimli öykü kitabı 2021 yılında okuyucusuyla buluşur. Eser, aynı yıl Yunus Nadi Ödülü‘nü Mehmet Güreli‘nin Şehirli Karınca isimli eseriyle paylaşır. Yarışmaya Kayboluş isimli kitap dosyasıyla katılan yazar, bu dosyayı Buraya Kısıldık Sanırım ismiyle öykü kitabı olarak yayımlar. 18 öyküden oluşan bu eser, okuyucusunu birbirinden farklı yolculuklara çıkarır. Her bir öykünün kahramanı yol arkadaşı olarak yanımızda belirir. Bazen tanıdık bir sima bazen yabancı biri olan bu kahramanlar yol ayrımlarında bizden farklı hisler uyandırarak ayrılır.

“Aklımdan geçen olasılıkların hiçbirinin inandırıcılığı yoktu. Hepsinin ortasında bir yerlerde durduğumu ve vaziyeti ancak tüm bu olasılıkların bileşkesiyle açıklayabileceğimi o vakit açıklıkla düşünmesem de hayatlarında kayda değer bir boşluk yaratmadığımı, günlerinin tüm sıradanlığıyla akıp geçtiğini seziyor, üzüntüyle birlikte görkemli bir hayal kuraklığı duyuyordum.” (s.11)

Aslı Aksakarya’nın kendine özgü üslubu derin ve sıcak anlatımıyla öykülerin içinde bulunan duygular bir nebze de olsa yumuşar diyebiliriz fakat işlenen duygular derinliğinden bir şey kaybetmez. Karakterlerin geleceğe dair bir umut beslerken geçmiş tecrübelerin de beslediği karamsarlık, yalnızlık, hüzün gibi duygular ağır basar. Bu durumdan memnun olmayan karakterlerin kurtulma çabasına da biz okuyucular şahitlik ederiz. İlk öyküde karşımıza çıkan karakterimiz yaşadığı rutin hayatın içinde kendine bir yer arar. Annesi, sevgilisi ve iş arkadaşından oluşan ufacık çevresinde ne kadar önemli olduğunu görmek için bir oyun oynar. Aslında bu oyunu en çok kendi için farklı duygular hissetmek, rutininin dışına çıkabildiğini görmek için oynar. İşler istediği gibi gitmez ve başladığı yere geri döner. Başlangıçtaki karanlık hisler yerini tam aydınlık hislere bırakacakken karanlık hisler tekrar ortaya çıkar.

Buraya Kısıldık Sanırım, isminden de yola çıktığımızda okuyucusunu işlediği konularla ve duygularla bir köşeye kıstıran, düşünmekten kaçtığı ya da üstünü örttüğü şeylerin üstündeki örtüyü yavaşça kaldıran bir öykü kitabı olarak karşımıza çıkar. Etrafına yabancılaşan baba ve kızın hikâyesinin gerçek yüzünün verdiği şaşkınlık, bir kadının barda yaşadığı bir olayla hissettiği büyük korku, iki kız kardeş arasındaki yıllarca süren rekabetin verdiği yorgunluk…

Aslı Akarsakarya kaleme aldığı öykülerinde sıkça sorgulanmayan konular üzerinde durur. İnanç, güzellik, özgürlük, başarı gibi gözümüzün önünde duran fakat toplumca kabul edilen taraflarından başka taraflarına pek fazla bakılmayan bu konuları tüm yönleriyle Buraya Kısıldık Sanırım eserinde biz okuyucusuna gösterir.

“Sevmemek en kolay ve meşru kaçış yolu idi, ben de sevmedim. Açıklamaya gerek yoktu. Açıklamak, anlaşmaya çalışmaktı çünkü ve izah ancak benzerler arasında anlamlıydı.” (s.15)


Akarsakarya, Aslı. Buraya Kısıldık SanırımYapı Kredi Yayınları, İstanbul:Temmuz 2022

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.