Dünyanızı yeşertmek adına:
5. E-Sayı yayında!
Gelirlerinin yarısını Tema Vakfı’na bağışladığımız dergimiz, yazar ve okurları sayesinde bugün 32 ağaç sahibi! Okuduğunuz ve bıraktığınız her satır için minnettarız ?
Sizler için, 5. sayımıza nefes olan yazar arkadaşlarımızın eserlerinden ve Şükrü Erbaş ile yaptığımız röportajdan alıntılar derledik, keyifli okumalar dileriz!
E-sayılarımızın tümüne buradan ulaşabilirsiniz. Bir sonraki sayımıza nefes olmak isterseniz de adresimiz: soylentidergi@gmail.com
- “Hiç kimse, neye başlarsa başlasın, varacağı yeri bilmez. Sadece hayal eder, planlar yapar, rüyalar görür, hevesler büyütür.” – Şükrü Erbaş
- “Tuttum elini
Evrene sarılırcasına sıkıca tuttum ellerimde dünya
Bir şehrin ellerini tuttum o gün
Bir ülke benimdi belki kimselerindi/kaşifiydim” – Nazlı Yaren Atabey - “Elbette bir ışık görüyorum ama bu ışık yıldızdan da uzakta. Oraya gidemeyeceğimi biliyorum, varlığını bilmek de yetmiyor. Aynı yıldızın altında mıyız? Bilmiyorum.” – İlkan Balkan
- “Tüm bu olup bitenin
Bir tek nedeni vardı
Uzun evrim mücadelesinden yontularak dönüşen Homosapiensin
Şimdiki adıyla medeni insanın
Akılsızlığı.” – Aslı Kaprol - “Bazı şeylerin tekrarı olmaz
Ve bazı kimselerin adı olmaz
Nere koysan yüreğinde
Kulaklarında başka bir şarkıya döner” – Aylin Alçı - “Karanlık gece sıcak ve iyice boğucu olmaya başladı. Göğsünde daralmaya başlayan bir alan hissetti. Düşünceleri ve sıkıntıları arttıkça yönünü belirlemeden hızını artırıyordu sanki hızlandıkça tüm acıları geçecek gibi.” – Emirhan Güler
- “Liman yanar
Döküntülerde kalmaz da bir insan
Sabahına bir biz kalırız” – Hasan Polat - “ilk kez asillikten uzak
ilk kez saf ve özünde
ilk kez anadan üryan yani çıplak
yani masum, yani ebedi, yani sanırım iyi
sen söyle
sahi onlar nereli?” -Fatma Ozan - “Kalan son paramı da bilete ödedim. Boş bir banka oturup beklemeye başladım, biletime baktım en arka koltuk ayarlanmıştı. En arka olması iyi, belki ağlardım.” – Mustafa Öztürk
- “Bir sonbahar paranoyasıyla kucaklaşıyorum. Bir ben varım sokakta bir de kimsesizliğim. Sonbahara sımsıkı sarılıyorum.” – Bilge Sıla Balcı
- “Eternal Sunshine of the Spotless Mind filmiyle zihin ve bellek üzerine filmler yapmayı sevdiğini gösteren Kaufman, I’m Thinking of Ending Things filmiyle bilinçaltı, arzular ve yıkımlar üzerine sohbet eden bir film çekmiş.” – Ayşegül Saf
- “Yalnız, bu evde her zaman gülümseyen bir kadın sureti vardı. Şimdiyse birinin yerini diğeri aldı.” – Kübra Kayan
- “Eğer ben bir resme ait olsaydım,
Yüzüm
Fazla sulandırılmaktan bulanmış bir çizim olurdu.” – İdil Ece Çınarlı - “Uymak zorunda bırakıldığımız bütün kalıplarınızı reddediyoruz. Şaşırmayın, eminim aranızda topluluğuna bir türlü aidiyet hissedemeyen niceleri vardır. Görmüyor, yok sayıyorsunuz.” – Gizem Coşkun
- “Bir dur denmeliydi esasında vakti dolmadan.
Nihayetine varamadan tükenmemeliydi sözcükler.” – Nur Ekinci - “Göğsüm yırtılıyor sanma sakın
Kana bulanmış ellerimden sana baharlar sunacağım
-Kökleriyle gelişen bir çiçeği daha geniş saksıya alır gibi-“ – Tayfun Tatar - “harcadığınız yaşamların intikamını alırcasına yazıyorum. sizinle taptığım her şeyi burada taşlıyorum. bedenimi ele geçirebilirsiniz ama ruhumu asla size yedirmem. çünkü size yedirtecek bir ruhum bile yok.” – Melek Kurnazarslan
- “Fermanlar okundu dünyadaki dört karışlık bedenime.
Bundan gayrı;
Ne gül yeşerir ne güneşle arınır, sulanır çoraklaşmış gökyüzümde.” – Ali Gültepe - “‘Bu gök’ dedi ‘ister gri bulutlarla dolu olsun, ister alabildiğine mavi. Bu gök huzur veriyor insana.'” – Gök Aloğlu
- “bilmemenin en güzel zamanlarında hissediyorum kendimi.
bilinmezin keyfini çıkarıyorum.
bardağa dolu tarafından bakma yanımla, kötüyü uzaklaştırıyorum.
iyiyi çağırıyorum.
ruhuma iyi bakmaya çalışıyorum.” – Zeynep Gizem Eskici - “Çok umutlanmamak için elinden geleni yapıyordu çünkü biliyordu ne kadar fazla inanırsa yaşayacağı hayal kırıklığı da o kadar büyük olacaktı. Ne de olsa balonu ne kadar çok şişirirsen yüzeyi iğne ile buluştuğunda o kadar fazla ses çıkarır.” – Atakan Atay
- “Dilime bir şarkı dolanır, oradan da içime akardı. İçimde büyüttüğüm naralar kalem olur, kâğıda taşardı. Ben ağlardım, kâğıt ıslanırdı ve mürekkep dağılırdı, da-ğıl-sın-dı.” – Sera Var
- “Aslında kendini
Anlamlandıramayan bir varlığın
‘yeryüzü’
arayışıydı sadece
zemin ve denge kayarken.” – Murat Karahan - “Uzun zamandır biri ile yüzüne gülücükler konduran sohbet etmediğini fark edince daha da büyüdü gülücüğü. Tadını çıkarmak, öncesini de sonrasını da aklına getirmek istemiyor. O an ne hissediyor ne yaşanıyorsa onu kaybetmemekti tek gayesi.” – Merve Gültekin
- “Savaşın en acımasız yanıdır belki de çocukların umutsuzluk ve çaresizlikle vakitsizce tanışması. Acıyı ilmek ilmek işleyen anne yüreğinin yankıları, yankılarını kaybetme korkusu bir çocuğun dünyasını nasıl da yangın yerine çevirir anlaşılır şey değil doğrusu.” – Mukaddes Arzu Köklüağaç
- “Bir adam kadını bir asır beklediğinde,
Dönüktür belki de sırtı kadının gittiği yollara.
Önce sesi gelir kadının
O gün sen gelirdin…” – Mehmet Balkan - “nasıl da bir çiçekçiyi polis basmış
bir çiçek arıyorlar
yabangülü goncası
aşkların çığlının gömütlüğünde
ellerim ellerim ihbar ediyor
kendini” – Anıl Fırat Tosun - “Söyleyin ona beklemesin vurmuşlar o kuşları
Yazdığım şiirleri okusun en çok onlar anlatır
Siyah Giyen Kadın’ı” – Enes Girgin - “Bilirsin:
Piraye kavuşamadı diye Nâzım’ına
Aşk oldu adı.
Bütün aşklar yarım,
Âşıklar hep yaralı…” – Aslı Özten - “En az yarısını yakmalıyız umutların
Göreceksin, böyle örteceğiz karanlığı.” – Sevgi Esen - “Her zaman avucumda olanları un ufak etmek istiyorum.
Kelebeklerin bir gününü ziyan etmek istiyorum. Kendim olmaktan vazgeçmek istiyoum. Yani; ben, aptal olmak istiyorum.” – Samet Tural - “Çöp dolu, lağım kokulu eşekli-eşeksiz tüm sokaklardan geriye
birkaç şey kalıyor bana
Dördüncü satır duygular,
Üçüncü sayfa cinayetler
Ve ikinci tekil tüm şahıssızlıklar” – Ahmet Mesut Birgül - “Elini tutmak istedim. Tutamadım. Soğuktu ellerim. Titriyordum, biraz. O da eğildi, hiç tutmaya yeltenmedi. Elleri bile özlememişti.” – Banu Etili
- “mektupları hep gizli okurdu babam
gizli yanar, gizli gizli ağlardı!
çocuk aklımla ta o zamanlar anlamıştım:
acının dini, ırkı yoktur
evrensel olan acılardır…” – Hızır İrfan Önder - “Sen hâlâ şarkının çirkinliğine takılıyorsun,
Birkaç vişne sokuşturmuşsun cebine
Kan sanıyorsun, gülüyorum.” – Beliz Avcı - “Ceketinizden düşen yalanlar sizin
Vicdan ekolünde batırdığınız gemiler
Sahte tohumlar sizin” – Ece Özer - “Kimse Saveçya’ya bakarken ne güzel çocuk demedi, kimse annesini ne güzel çocuk doğurmuş diye parmakla göstermedi, onu kutsamadı. Saveçya’nın varlığı başta annesi olmak üzere herkes tarafından unutulmuştu.” – Melike Rüya Arıcı
- “Tanrının günah dolu bakışlarından düşüyoruz yeryüzüne
Tüm korkularıma seni örtüyorum
İlk günah işlenmiş oluyor böylece” – Rober Kovalski - “Gerçek olan, hakikati üzerinde kalan, değişmeyen ve hiçbir duyguya esir olmayan sen ve ben… Sen bir’sin, bense senle birleşmeyen iki’yim. İkimiz bütün hayatın kurallarına ihanet etmiş ve suyun üstünde kalmışız.” – Ali Hasan
- “Neden hayal gücümüzü sınırlandırıyoruz, neden ön yargı ile yaklaşıyoruz? Sırf hayal kırıklığına uğramamak içinse eğer ben nefret ettim bundan. Hani hayaller insanı güçlendirir doğrumuz nerede?” – H. Buse Şahan
- “Oysa sensizlik bir yaşına daha giriyor
Ben bir gün daha ölüyorum
Bu kurak gündüzün arifesinde” – Onur Oruç - “Evet, iliklerimize kadar işlemiş olan aşktı. Aşklaşmak değildi. Hayatımın en asil, hayatımın en rezil iş kazasıydı. Sahnenin ölü noktasında yeşeren bir fidan, birkaç minör nota, bazen bir öpücük, bazen bir tebessümdü dudaklarında.” – Mert Alkan
- “Oysa anamın rahminde bile
ölecek yürek yoktu bende
Şimdi kazık kadar olmuş bu herif mi
düşman kesilecek aynadaki yarene, ovada güdülenlere” – M. Alper Arslan
Söylenti E-Dergi 5. Sayı, 2020


