Sanatçıların çoğu zaman birer deli olduğu söylense de birçok sanatçının psikolojik rahatsızlıklara sahip olduğu veya mental savaşlar verdiğini söylemek daha doğru olabilir. Özellikle ressamlar, yaşadıkları psikolojik durumları sanat eserlerine taşımıştır. Bu yazıda ise Vincent van Gogh’un At Eternity’s Gate (Sonsuzluğun Kapısında) tablosunu ve bu tablodaki depresyon temasını inceleyeceğiz.
Vincent van Gogh Kimdir?

Empresyonist sanat akımının öncülerinden olan Vincent van Gogh, otuz yedi yıllık hayatına birçok eser sığdırarak en ünlü ressamlar arasında yerini hâlâ korumaktadır. Gençliğinden beri sanata merakı olan Van Gogh, ressamlığı hayatının merkezine koyana kadar edindiği mesleklerde hep uzaktan yakından sanatla ilgili olur. Günümüzde resim sanatının en başarılı eserleri olarak görülen tabloları, o yaşarken asla başarılı olmaz. Ancak Van Gogh’un trajik ölümünden sonra eserleri ilgi çeker ve hak ettiği değeri görür.
Vincent van Gogh yaşadığı dönemde; onu tanıyan, tanımayan birçok insan tarafından deli olarak görülür. Bunun nedeni ise sahip olduğu psikolojik rahatsızlıklardır. Psikotik nöbetler geçirmesi ve halüsinasyonlar görmesi nedeniyle yaşamı acı çekerek geçer. Hayatı uçlarda yaşamasına neden olan mental durumunun etkilerinden biri de geçirdiği sinir krizi sonucu kulağını kesmesidir. Psikiyatri hastanesinde tedavi görmeye başlasa da henüz tedavisi sona ermeden kendi isteğiyle hastaneden ayrılır. Ancak yaşamı boyunca onu bir gölge gibi takip eden depresyon sonucunda kendisini göğsünden vurarak intihar eder.
At Eternity’s Gate (Sonsuzluğun Kapısında) Tablosu

Vincent van Gogh’un ölümünden iki ay önce (Mayıs 1890) tamamladığı bu eseri yaparken ruhsal olarak en zor günleri geçirdiği zamanı yaşadığı görülür. Tablonun bir diğer adı da Sorrowing Old Man yani Kederli Yaşlı Adam’dır. Litografi tekniği kullanılarak yaptığı eserlerin arasında yağlı boyayla taşa resmettiği bu tablo, Van Gogh’un yağlı boya ile yapılmış tek litografi eseridir.
Sonsuzluğun Kapısında tablosunda, Van Gogh’un eserlerinde sıkça kullandığı sandalye figürü ve sarı tonları karşımıza çıkar. Bir şöminenin yanındaki sandalyeye oturan yaşlı bir adam tablonun ana figürüdür. Bu adam dizlerine yasladığı kollarının arasına başını almış bir şekilde oturur. Ancak tablo bundan çok daha fazlasıdır.
Tablonun bağlamını daha iyi açıklayabilmek için önce depresyonun ne olduğunu inceleyelim.
Depresyon Nedir?

Depresyon, Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ne göre uzun süre devam eden moral bozukluğu ve isteksizlik durumu olarak tanımlanır. Depresyonun birçok alt çeşidi olmasına rağmen belirtileri ve nedenleri benzerlik gösterir. Ulusal Mental Sağlık Enstitüsü (Amerika)’ne göre en sık görülen depresyon belirtileri şu şekildedir:
- Uzun süre devam eden üzgün, stresli, umutsuz, rahatsız ve değersiz hissetmek
- En ufak durumdan rahatsızlık duymak ve çabuk sinirlenmek
- Normal şartlarda sevilen aktivite ve hobilere ilgi duymamaya başlamak
- Enerjide, iştahta ve hareketlerde azalma
- Konsantrasyon sağlayamama, hatırlamada güçlük çekme ve karar almada zorlanma
- Çok fazla veya çok az uyumak
- İntiharla ilgili düşüncelere sahip olmak
Belirtiler genel olarak bu şekilde sınıflandırılsa da Dünya Sağlık Örgütü’ne göre depresyon her bireyde farklı görünür. Ayrıca depresyona kesin bir neden göstermek mümkün değildir. Genel olarak genetiğin baskınlığının yanında çevresel faktörler ve değişiklikler depresyona neden olarak gösterilir.
Sonsuzluğun Kapısında Tablosunun Depresyonla İlişkisi

Eserin odak figürü olan yaşlı adam, yanan ateşin yanında oturan bir ihtiyardan çok daha farklı şeyler anlatır. Bu adam ellerini yumruk yapmış, başını da arasına alarak iki büklüm oturur. Tablonun ismi de adamın oturuşuyla yansıttığı acıyı destekler. “At Eternity’s Gate” yani “Sonsuzluğun Kapısında” olan tablo ismi depresyonun bireyin içinden çıkılamayacak bir sonsuz karanlığa düştüğünü hissetmesini destekler. Aynı zamanda “Sorrowing Old Man” yani “Kederli Yaşlı Adam” başlığı da depresyonun verdiği hüznü tablonun adıyla yansıtır. Dünya Sağlık Örgütü’nün bahsettiği, yaşlılıkla gelen depresyonda olan bireyin kederli hissedebileceği fikrini tablodaki yaşlı adam temsil eder.
Tablonun depresyon ile olan ilişkisi sadece ana figür ve çektiği acıyla ilgili değildir. Vincent van Gogh, hayatı boyunca depresyonla savaşmış ve bu savaşa yenik düşmüştür. Bu tablodaki ana figür aslında kendisinin içsel bir yansımasıdır. Ölmeden iki ay önce resmettiği tabloda kendisini hayatının sonuna gelmiş olarak görmesi, bu figürü yaşlı bir adam olarak tasarlamasıyla bağdaştırılabilir. Ayrıca bu tablo üzerinden yola çıkılarak yapılan Sonsuzluğun Kapısında filmini incelediğimiz yazıya linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Vincent van Gogh, her ne kadar psikolojik sorunlarla boğuşmuş ve yaşadığı süre boyunca sanatı değer görmemiş olsa da ölümünden yüzyıldan fazla bir süre sonra dahi dünyanın en iyi ressamları arasında yer almaktadır. Yaşadığı psikolojik sorunları ve depresyonu sanatına taşıyarak bu problemleri en iyi resmeden sanatçılardandır.
Kaynakça
”At Eternity’s Gate – Vincent van Gogh”. The Met Museum. Web. (15.03.2024)
“At Eternity’s Gate, 1890 by Vincent Van Gogh”. Vincent van Gogh. Web. (15.03.2024)
“Biography of Vincent van Gogh”. Vincent van Gogh. Web. (15.03.2024)
“Depressive Disorder (depression)”. World Health Organization. Web. (15.03.2024)
National Institute of Mental Health (2023). ”Depression”. U.S. Department of Health and Human Services, National Institutes of Health. URL. (15.03.2024)
Kapak Görseli: worldhistory.org